sol re la mi

cam yine açık, perde senin adını hiç duymadığın bir makamda salınıyor.
rüzgarın verdiği 'es'.

en sevdiğin şarkıyı unutmadım.

gecenin bu saatinde uyumayışımı durulmayan bir beyne borçluyum.
sevindirici olan şu ki gürültü yok.
aslı esası ardı arkası olmayan sevinçlerin heyacanların üzüntülerin beni etkilemiyor artık.
çok daha elzem olanlar üzerinde duruyorum.

vakit geçiriyorsun.
sadece.

çok vakit geçiriyorsun.
diyor ya şair: artık çok geç, çok geç artık. artık çok geç..
ve anlaşamaz ya şairler. bir başkası giriyor söze: hiçbir şey için geç değil.

senin için hangisi bilmiyorum.

hayal ediyorum gülüşünü, ki bunun gerçeğini çok az kimse biliyor,
çoğunlukla hak vermemekle birlikte, tıpkı bir annenin çocuğunu affetmesi gibi gülümsüyorum ben de yaptıklarına ve yapmadıklarına...

iddia ettiğin ve savunduğun şeylerin temelsizliğini bağışlıyorum defalarca.

torpil sadece izmir'de yenilen bir unlu mamül değildir incim.

şehirler değişiyor.
kendi içinde ve diğer şehirlerle karşılaştırmalı olarak.
bir canlı bir şehirden başka bir şehire gidiyor.
şehir hep orada.
çağırmıyor. bekliyor.
bir kez olsun olaylara kendi açısı dışından bakmayanlar şehrin susuşunu anlayamıyor.

şair burada kendi dahil hiçbir şeyi kişileştirmiyor.

kişi leştir.
biliyor.

24 ayar değerlerim.

senin yüzeyselliğinin derinliğinde çok eğleniyor.

blog tv muhabbet
blog tv muhabbet

...

birbirini belki de hiçbir zaman tanıyamayacak olanlar
belki de hiçbir zaman birbirlerinden ayrılmayacak olanlar...

canım teknoloji.
incim bakma sen frankfurtçulara...

adorno mezarına wireless istiyor.

horkheimer 'mesajınız iletilemedi' mesajına bakıp iç çekiyor.

kıkırdayışını duyuyoruz MARCUSE'UN.

bir martı çığlığı.
bir köpek havlayışını bastırıyor.

denize kıyısı olan bir başka şehirde, ismini vermek istemeyen bir gazinin mahallesi,
inşaat halindeki apartmanlar.

umudun baskı altında olduğu zamanlar.

şükür ki zaman uzamış. ne yapardım.

ne yapardım.

dinle incim,
bazen insan ne için geldiğini unutur geldiğinde gördükleri karşısında.

zaman uzadı ve dünyanın etrafını bir kez sardı.

onayladığım için söylemiyorum incim, önüne geçilmeye çalışılsa da belki yıllar alıcak önerilerimizin dinlenmesi ve evrime eklemlenmesi.
sadece buruk bir durum tespiti.

zeka ölçer hayal ediyorum.
hayal ölçer zeka edemediğimden.

iki çöl var önümde.
biri yazı
diğeri tatar.

biliyorum o su kusan havuzun başında gerçekleşecek umduğum. biliyorum.
bu sefer kozmosa yenileceğimi hiç sanmıyorum.

gülünçlü ve üzünçlü.
şeker elması.
incir ezmesi.
su kırıcı.
kalp rendesi.

bağıra oturan öküzün kalkıp usulca gitmesi.

bir martı daha çığlık atıyor.

'Hiç bir zaman kendimi tam anlamıyla ortaya koyamadım. Her zaman bir şeyler ekgib oluyor. Tam olarak ifade etmek istediklerimi ben de bilemiyorum. Daha doğrusu, söyle derseniz hemen söyleyemem. Bir tutukluk, bir ekgiblik, bir gecikmişlik duygusu hakim. Uzun suskunluklar giriyor insanlarla arama.'
m.g

bir martı daha çığlık atıyor.
martı bir çığlık daha atıyor.
martı
çığlık
atıyor

poetikasını gibtiklerim.

ahahah çok eğlendim be incim =)

hangi oyun panpa ? hangi tirad

bunun matematiğini çok az insan anlayacak.

eğer bu kadar gam'ı taşıyabiliyorsa yüreğim ben iyi bir müzisyenim.

sessizliğin huzur verici olduğu an bu an.