/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1.
    0
    Ne kölesin ne de özgürsün panpa!

    Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.

    Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun herkesten başkaydı işte. Güldüğün zaman yukarıya bakardın. Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı, ne güzeldiler...

    Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum.

    Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler. Duvarlara, vitrin camlarına kaldırımlara çarpıyordu. Geri dönüyordu çoğalarak. Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, her şeyi erteleyişim oluyordun. Kalp ağrısı oluyordun, birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun. Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk. Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk. Cesurduk... Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller.

    Ben seni seviyordum, bilmiyordun.

    Sevinçlerim oluyordun ara sıra, sen hiç bilmiyordun. Sonra herhangi biri oldun. Bütün sevinçlerim bittikten sonra yağmurlar yağdı serin haziran akşamları... Sonra bir gün uzaktan gördüm seni. Saçların bana inat, başın her şeye meydan okuyarak. işte yine aynı... Kalbimi acıttın. Her zamanki gibi. Değiştik sanıyordum.

    Ve sen yine bilmiyordun.

    ______________________________________________

    Bilirmisin ağustos ayının güneş batışını
    Hani her geçen saatte
    Gökyüzü aydınlığını kaybeder
    Ayni benim seni kaybettiğim gibi

    O gün dünyamdaki güneşi, güneşim olmadan
    Başka dünyalara güneş ettim
    Onun dünyasini aydınlattım
    Ve kendi dünyami kararttım

    O gün dünyamda kırmızı bir yağmur başladı yağmaya
    Hiç durmadan yağdı karanlık gecelerimde
    Isyan edip durdum allaha niye ben niye
    Güneşsiz kalacak tek dünya benim diye

    Kırmızı yağmur bana bunu öğretti
    Seninle doğan hergünüm ve seninle aydınlanan dünyam
    Hepsinin ne kadar sahte olduğunu fark edememişim
    Meğer ben ezelden beri güneşsizmisim

    ___________________________________________

    Suskunuz... Hem de çığlık çığlığa bir suskunluk bizimkisi... Bu konuşacak bir şeyimiz olmadığından değil. Konuşmaya çalıştığımız şeylerin, alıştığımız yalnızlığımızdan uzaklaştırması aslında bizim korkumuz... ikimizde cesaret edemiyoruz. Öylesine alışmışız ki içimizde büyüttüğümüz yalnızlığımıza. Seviyoruz onu. Bekli de yaşandığında yok olacağı korkusu bizi tereddütte düşüren. Kaybetmekten korkacağımız bize ait bir şey oluşturma kaygısı... Sen yapamadığın hamlenin, hayatın boyu inanmak istediğin değerlere sahip gibi gördüğün düzeni yok etme girişiminden Başka bir şey olmayacağını düşündün hep... Bense yılların verdiği bir alışkanlıkla içinde var ettiğim bana daha fazla acı vermemek için susmayı tercih ettim... içimden çığlık atarak susuyorum... Susuyorum... içimde o kadar güzelsin ki... Sana susuyorum... Demiştim ya "yüreğim susmayı öğreniyor". Aslı yok. Sevdiğini anladığında içinde duyduğun çığlığın yankısı hiç bitmiyor. O hiç susmayacak... Her gün, her saat bana haykıracak, bağıracak, parçalayacak içimi. Benimse yüzümde o gülümsemem yer edinecek tekrar... Her soğuk üşütemediği gibi, her ateş de yakamazmış insanı... Üşüyorum; alev alev üşüyorum... Hani saatlerce sessiz, tek kelime etmeden sana bakışlarım var ya; gözlerinde beni ısıtacak olan anlamları yakalamaya çalışma çabamdan başka bir şey değil... Ve her yakaladığımda kaybettiğimi hissetmemden öteye gitmeyen bekleyişler... Ve her kaybettiğimde yeniden yakalama çabam...

    _______________________________________________

    BAZEN UZUN CÜMLELERiN NOKTASIDIR ASK...

    Bazen uzun cümlelerin noktasıdır aşk
    Bazende sebepsiz akan yaşlarin şahidi
    Kimi zaman zarafetidir güzelliğin
    Kimi zamanda kalbin akla ihaneti
    Güzellikler arasında sarhoş olursun
    Sokaklarda el ele dolaşirsin
    Gece olur hayaliyle ısınırsın
    Sabah yine sesiyle uyanmak istersin
    Mevsimsiz bir yağmuru andırırsa eğer
    Bu ne yaşamaya nede üzülmeye deger
    Zaten fazla da sürmez bu yağmur
    Çok geçmeden ayrılık rüzgarları eser
    Ve hep olduğu gibi
    Ayrılık çıkar karşına
    Bu acıyla kavrulurken bedenin
    Değmez hiç bir şey yaşamaya
    Ve koyu bir karanlığa bürünür her yer
    Yüzün ne mutlu olur nede bir daha güler
    Hep bir çıkmaza sürüklenirken yollar
    Avcundan akıp gider yıllar
    Dört duvar arasında hapis olursun
    insanların yüzünde nefreti okursun
    Gün gelir geçmişin karanliginda
    Elinde olmadan sende kaybolursun
    Ve uzun zaman sonra hatırlarsın geçmişi
    Gözünde canlanır yaşanılanların her biri
    Hayatın geçerken tıpkı bir film gibi
    Kapını çalmaya uzanır Azrail diye biri..

    ________________________________________

    Hayır
    Sana yazmaktan, seni düşlemekten
    Ve seni beklemekten ...
    Yorgun argın değilim
    Bir sitemim de olamaz
    Ne sana,ne de sensiz geçen günlere
    Zaman yenigileri öğretti bana
    Özümsedim yar cevrini cefasını
    Başka bir yenilgiyle yüzyüze gelsem de
    Hayır
    Yorgun argın değilim
    Ne dostluktan, ne sevgiden
    ve ne de seviden
    Nice ölüşler yaşasam da yalnızlıklarımda
    Düşlerime sağnakça yağışın
    El sallatıyor kaçkın uykulara
    Hayır
    Yorgun argın değilim
    Umuttan, umutsuzluktan ve hüzünden
    Yüreğimde oluşturduğun
    Dünyadır asıl beni yaşatan
    Lakin eriyen kemiklerimdir kıdım kıdım
    Mevsimler birbiri ardınca geçerken
    Hayır
    Yorgun argın değilim
    Direniyorum özlemine
    Her an düşecek titrek yapraklar gibi...
    Ve zamanın sencileyin duyarsızlığına...
    Ağaçlar ayakta ölür sevgili
    Bense sonbahar toprağına
    Yaprak döküyorum
    Hayır
    Yorulmadım seni düşlemekten
    Ve seni yazmaktan
    Dilersen kalemimi kırabilirsin sevgili

    _____________________________________

    Merhaba gülen gözlü arkadaşım, dudağındaki tebessümü kaybetmemişsin daha. Ne güzel dünyaya gülen gözlerle bakabilmek ve insanlara tebessümler saçabilmek senin gibi.

    Biliyorum, üzülüyorsun donuk gözlerle karşılaşınca. Ne yapalım arkadaşım, herkes senin gibi olamaz. Duyabiliyorum "Hayır olmalı" dediğini.

    Haklısın arkadaşım, aslında bütün insanlar senin gibi olmalı. Bilseler bir tebessümle neler yapabileceklerini, bir çocuğun gözlerindeki ışıltıyı bir tebessümle nasıl görebileceklerini, sıkıntılarla dolu bir insana nasıl dünyaları vereceklerini bilseler ve gülen gözlerin buzları nasıl erittiğini, kalpleri nasıl birleştirdiğini bilseler, eminim onlarda senin gibi olmak isterlerdi...

    Ve sevgi saçıyorsun gülen gözlerinle arkadaşım. Saf ve hiç bir beklentisi olmayan bir çocuk gibi. Hayır arkadaşım, sevgi, sadece sevgiliye duyulmaz.

    Sevgi evrensellikdir..

    Hiç kimse altın yığınları gibi kasasına kilitleyemez onu. Onun yeri kalplerdedir.

    Bir annenin kalbindedir, onun yeri çocuğuna verebilmek için. Onun yeri bahçıvanın ellerindedir, sevgi tohumları saçabilmek için. Evet... Sevgi heryerdedir.. Yeter ki sen onu bulmak iste.

    Sevgiyi bulmak kolay... Zor olan onu elinde tutabilmekte. Unutma arkadaşım, sevgiyi duyabilmekle de iş bitmiyor... Sevgiyi göstermek de gerekir.

    Hayat kısa arkadaşım bugün olan yarın yok. Sevgiyi göstermek beklemeye gelmez, yarın çok geç olabilir. Elindekini kaybetmeden kıymetini bilmelisin. Biliyorum arkadaşım, bana hak veriyorsun. Şimdi koş sevdiğinin yanına.. Önce, ona gülen gözlerle sımsıcak bir gülümse ve "Seni seviyorum" deyiver içinden gelen en sıcak sesinle. Hayır bunlar komik şeyler değil arkadaşım..

    Seni seviyorum anne, baba, kardeşim, arkadaşım vs. demek komik değil. Bu senin gibi bütün canlılara karşı sonsuz bir sevgi duyan bir insan için hiç de zor değil sadece biraz cesaret arkadaşım. Bu, yalnızca yüreğinin buz kapladığını, taşlaştığını zanneden insanlara biraz zor gelecektir ama onlar da senin gösterdiğin cesareti gösterdiklerinde, kalplerinde sevgi kıpırtılarını hissettiklerinde ve ağlamayı öğrenebildiklerinde inan herşey onlar için ve bütün insanlar için daha güzel olacak.

    Evet arkadaşım, gülmek varken surat asmak niye, güldürmek varken ağlatmak niye, güzel sözler söylemek varken kalpleri kırmak niye?

    Hayat çok kısa arkadaşım.. Ve bu dünyadaki hiçbirşey kırılan kalplere değmez.

    Şimdilik hoşçakal arkadaşım yine gel. Yanına senin gibi gülen gözlü, yüreği sevgi dolu insanları alıp yine gel olur mu? Beni fazla bekletme... Çünkü yarın burada olamayabilirim.

    SEVDiKLERiNE "SENi SEViYORUM" DEMEK iÇiN GEÇ KALMA!..
    ···
  1. 2.
    0
    Alıntı sözler
    ···