/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +24
    Beyler 2 entry girdik sözlük çöktü. Bendeki bu bahtsızlık ne anlamadım ki. Şu an dışardayım beyler geldiğinde devam edicem.
    ···
    1. 1.
      +1
      Pnp yaaaaz geldi sozluk
      ···
    2. 2.
      +1
      Hadiii 😊
      ···
    3. 3.
      0
      Hadi amık
      ···
    4. 4.
      0
      Eve git artik bin
      ···
    5. 5.
      0
      Devam et
      ···
    6. 6.
      0
      Sözlük geldi yaz pnp
      ···
    7. 7.
      0
      Hadi reiz
      ···
    8. 8.
      0
      Panpa yaz hadi loo
      ···
    9. 9.
      0
      Yaz piiiiç
      ···
    10. 10.
      0
      Yazsana lan ipne
      ···
    11. 11.
      0
      Yazsana lan ipne
      ···
    12. 12.
      0
      Hadi laym
      ···
    13. 13.
      0
      Rezpanpa
      ···
    14. 14.
      0
      Rezervıd burda kaldım
      ···
    15. diğerleri 12
  2. 27.
    +10
    Geldim beyler sonunda gibtiğimin evine. Hepinizden özür diliyorum. Önce bir site çöktü sonra daha sonra küçük bir işim çıktı arkadaşlarla anca bitirip gelebildim. Kusura bakmayın tekrardan hemen başlıyorum bu akşam yine sabaha kadar buradayım.
    ···
    1. 1.
      0
      yaz zanza
      ···
  3. 28.
    +19
    O gün sağolsunlar harika bir gün geçirdik, önce bir romantik filme sonra onlar mağazaları gezerken biz sabri ile bir taks filmine girdik. Zenci bir adam oynuyordu. Şimdi yalan olmasın adını hatırlamıyorum bayağı ünlü bir adam ama. Her neyse ilk defa o filmde, damlayı mutlu görmüştüm. Gözlerinin içi görüyordu. Ama bir görseydiniz beyler o gözlerini. Mutlu olduğunda parlardı. Harika bir gün geçirmiştik. Hani beyler mutsuzluğuma şanssızlık diyorum ya değil işte dıbına koyayım. insan ne ederse kendi eder derler ya, işte tam onu yaptım. Arkadaşlarından ayrıldıktan sonra beni evine davet etti. Gittik birlikte önce biraz oturup öyle meyve suyu falan içtik. Ben nereden çıktı ise o güzel ilişkinin anasını gibecek o cümleyi söyledim "Damla bir şey soracağım ama alınma.". " Ne diyeceğine bağlı ama söyle bakalım" dedim. "Bana o gün babanın ve abinin öldüğünden bahsettin. Annen nerede ?" dedim. "Öldü" dedi. "Ölmüş daha doğrusu, ben doğarken. Ama bana deli diyebilirsin belki ama onu gördüğümü adım gibi hatırlıyorum.". Boşboğazlığımı gibeyim dedim beyler. Kızın yine gözleri dolmuştu, Teoman'ın bir şarkısı çalıyordu bir de televizyonda. Sarıldım ona. Tek yapabileceğim şey di. "inanmıyorum" dedi sessizce. "Öldüğüne inanmıyorum... ".

    O gün orada konuyu değiştirmek için türlü şaklabanlıklar yaparak biraz olsun yüzünü güldürmeyi başarabilmiştim. Ama o günden sonra hep bir durgun gibiydi. Ve ilk ayımız bu şekilde geçmişti.
    ···
    1. 1.
      +2
      Benim o panpa iyi para gelmişti
      ···
  4. 29.
    +10
    Lan dıbına koyayım şimdi de darbe mi oluyor. Bu sokağa çıkma yasağı nedir beyler ?
    ···
    1. 1.
      +1
      Panpa ülke karışık essad bum bum ışşid güm sen hikayeni yaz hepsini şukuladım. Sardı rezzz
      ···
    2. 2.
      0
      haklısın abi vallaha ne diyim
      ···
  5. 30.
    +19
    ikinci ayımız, çok güzeldi. Hiç kavga etmedik. Geliyor bende kalıyor, bazen de ben baranlara diye gidip onda kalıyordum. Velayeti halasına geçmişti ama halası ile konuşmuştu ve kendi evinde kalmaya devam ediyordu. Hayatım,ev okul taks damla 4 lüsü arasında geçiyor, uzun süredir unuttuğum mutluluğu bana sonuna kadar yaşatıyordu. Ama artık gece konuşmalarımızda bir gariplikler olmuştu, bana annesini hatırladığından falan bahsediyor, buluştuğumuzda onun fotoğraflarını gösteriyordu. Bu işe iyiden iyiye kafayı takmıştı. Bir haftasonu ailesinin eski oturduğu yerleri aramak için dolaşmaya başladı. Tabii ki de onu yalnız bırakacak değildim. Birlikte aramaya başladık. Önce birlikte bir resimlere bakıp etrafındaki yerleri tahmin etmeye çalıştık. Abisinin bebeklik fotoğrafında pamukkaledelerdi, annesi ile babasının gençliği... Ne çok fotoğrafları vardı. Gerçekten de birbirlerini çok seviyor gibi görünüyorlardı. Kendi ailemin fotoğraflarını düşündüm. Evlilikleri haricinde doğru düzgün gülümsedikleri bir fotoğrafları bile yoktu. Aramaya devam ettim. Abisinin çocukluğu, damlanın bebekliği, annesinin gençliği. Bir saniye hasgibtir dedim. Bir önceki resmi elime alıp damlaya gösterdim, bebekliğin bu mu diye ? Evet dedi. Abisinin yanında, arkadaki koltukta ayağında terlik olan bir kadın vardı. Halan sizi hiç ziyarete geldi mi ? diye sordum. Babası ile en az 20 yıldır görüşmediklerini. Kendisinin de ilk defa velayet durumu ortaya çıktığında halasını gördüğünü anlattı. Nedenini sorduğunda, hiiç deyiverdim. Ona umut vermek istemiyordum. Yahut sonucun kötü bir şey olup onun üzülmesini. Resmi alıp tersine çevirdim. Arkada fotoğrafı basan yerin adresi vardı. Damla diğer fotoğrafları karıştırırken alıp arka cebime attım. Ertesi gün çıkıp araştıracaktım burayı.
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa seri yazsana
      ···
  6. 31.
    +17
    Telefonu aradım. Telefon başka birine aitmiş. Adresine gittim fotoğrafçının 6-7 yıl önce kapanmış. Dükkan sahibinin adresini buldum. Adam 4 yıl önce ölmüş evde sadece bir kadın vardı oğlu şehir dışındaymış 1-2 hafta içinde geleceğini söyledi. Kadına damlaların annesini anlattım, soyadlarını falan verdim. Hatırlıyorum dedi, evleri şu ilerdeydi büyük sarı apartman. Gidip bir oraya sorun bakalım dedi. Zamanım az kalmıştı taks antremanına gidecektim. Kadına teşekkür ettim elini öptüm gittim.

    Antremandan çıktıktan sonra, damla ile buluşmaya gittim. Biraz gezdik, ona annesinden veya yaptıklarımdan hiç bahsetmedim o da hiç konusunu açmadı ya zaten. Damla ile yakın arkadaşlar gibiydik hep yapacak bir şeyler bulurduk. O yüzden eve gittik ve iki kişi blackjack oynamaya başladık. Bağdaş kurup saçlarını da arkaya atmıştı. Çok güzeldi. Konuşurken, birden kolumun iç tarafındaki yarayı gördü. Ne olduğunu sordu. Öykünün ölümü yüzünden bunalımda olduğum sıra jilet ile kesmeye çalışmıştım. Cevap vermedim. Biraz elini değdikten sonra bana omuzunu gösterdi. "Bak" dedi. "Bende de bu iz var doğduğumdan beri ama ne izidir bilmiyorum". "Babam küçükken düştüğünde atıldı diyordu." dedi. Elimle kontrol ettim. Dikiş atılmış bir yaranın iziydi. Kafamı iyice yaraya bakıyormuş gibi yapıp aniden yanağından öptüm. Birlikte gülmeye başladık. O günü o şekilde geçirdik, birbirimizden başka kimseye ihtiyacımız yoktu ve bu mutluluğu hiçbir şey bozamazdı, en azından ben o zamanlar öyle sanıyordum.
    ···
    1. 1.
      0
      Spoilır verme mk 😊
      ···
  7. 32.
    +15
    Günler birbirini kovalıyor damla ile mutluluğumuz günden güne artıyordu. Artık babamda ona alışmıştı. Evde gördüğünde garipsemiyordu. Babam 3 günlüğüne yurtdışına çıkmış, dönerken bana bir PS3 almıştı. Aslında pek bana sayılmazdı boş zamanlarında kendi de oynuyordu. Damla ile babamın aldığı oyunları birlikte oynuyor zaman geçiriyorduk. Damla artık sigara içmeme de karışır olmuştu. "Seni de kaybetmek istemiyorum" diyordu. Artık taks antremanlarıma gelip beni izliyor, çıkışında birlikte geziyorduk. Şehrin her yerinde bir anımız olsun diyordu. Şehirin içinde belirli yerlerde beni öpüyor, ben de ne kadar karşılık versem de aslında bundan hoşlanıyordum. Eve geldiğim ve damla ile konuşmadığım zamanlarda ders çalışıyor ve bu ilişkinin notlarımı kötü etkileyip, ilişkimize babamın karşı çıkmaması için sınavlarıma iyi hazırlanıyordum. Ancak Öykü ile ilgili gördüğüm rüyalar ile uykularım bölünüyor, yaptığımın doğru olmadığını hissediyordum. Damla'ya da annesi ile ilgili öğrendiklerimi söylememiştim. Bunlar oldukça içim daha da sıkılıyor, sigara üstüne sigara yakıyordum.

    Bir pazar sabahı erkenden uyandım. O mahalleye gidecek ve Damla'nın annesine ne olduğunu bulacaktım.
    ···
  8. 33.
    +5
    Cnn ele geçirilmiş beyler arkadaşım orada idi ulaşamıyorum şu an. Neyse ben askerimizin yanlış bir iş yapacağına inanmıyorum umarım bir şey olmaz.ı
    ···
  9. 34.
    +13
    Sabah erkenden üstümü giyinip dışarı çıktım. Otobüs beklerken sigaramı yaktım. 1-2 duman aldıktan sonra otobüs geldi. Acelem yoktu zaten hazır da hissetmiyordum kendimi. O yüzden otobüse binmeyip, gidip bir poğaça ve bir çay söyledim.O sırada günaydın mesajı geldi Damla'dan. Günaydın diye cevap verdim. Ardından beni aradı. Telefonu açtığım gibi nerede olduğumu sordu. Fırında olduğumu kahvaltılık bir şeyler aldığımı söyledim.Ne zaman buluşacağımızı sordu. Ancak akşam olabileceğini babamla bir yere gideceğimizi söyledim. Hevesi kırılmış gibiydi. Tamam o zaman ya gelince ararsın beni dedi. Ona yalan söylemek istemiyordum, ama ne olacağını bilemeyeceğim için ona söylememek konusunda kendime hak verdim. Çayımı bitirip, Sabri'yi aradım. Güvenebileceğim tek arkadaşım o ve Baran idi. Baran ailesi ile kavga ettiği için dışarı çıkamıyordu. Sabri'ye olayı üstünkörü anlattım. Otobüsün evlerinin önünden geçtiğini ilk gelene binmemi birazdan çıkıp, geleceğini anlattı.
    10 dakika sonra otobüs geldi. Otobüse bindim. 5 dakika kadar sonra bir sonraki durakta sabriyi görüp çaldırdım ve otobüse binip yanıma oturdu. Topluluk içinde olduğumuz için olayı indiğimizde anlatırım dedim.

    Otobüsten inip, kadının bahsettiği sarı binaya doğru yürümeye başladık, o sırada olanları sabri'ye anlattım. Olayın ciddiyetinin farkına varmıştı. Binaya vardığımızda binanın önündeki bankta, adamın biri oturuyordu yanına yanaştım. "Selamun Aleyküm dayı" dedim. "Ve aleyküm selam yeğenim" diye cevap verdi. Orada öyle bir aile oturuyor mu diye sordum, bilmediğini ama 3.kattaki dairede bir yaşlı bayan oturduğunu onun daha iyi bildiğini söyledi. Yukarı çıktık. Zili çaldıktan hemen sonra, kapıyı yaşlı tonton bir teyze açtı. Ona da durumu anlattık, ilk başta biraz geçiştirmeye çalışsa da çok önemli olduğunu söylediğimizde bizi içeri aldı. Atıştırmalık bir şeyler getirip bir de kola koydu masamıza ve anlatmaya başladı. "Derya kocası hasan ile bu bina yapıldığından beri burada otururdu. Çok hanım hanımcık bir kadındı. Çocuğunu da hatırlarım, zaten Derya'nın annesi ve babası öldüğü için beni annesi gibi bilirdi. Ben de onu kızım gibi severdim. Kızını ilk kucağıma da ben aldım. Oğlunu da ben büyüttüm, hatta arada gelir yanıma. Ama kızı hiç gelmedi." Bir iç çekti ve devam etti "Derya'nın Damla'dan önce bir kızı daha olacaktı, ama düşük yaptı sonrasında ise pgibolojisi bozuldu, herkes cinli sanırdı o kızı, yazık. Hastaydı. Ben de daha önce bakımevinde çalıştım bilirim. Kızına da zarar vermişti ondan sonra onu hastaneye falan zütürdüler."Aslında zamanımız vardı, ama daha fazla kötü şey dinleyecek halim yoktu. "Peki ne zaman öldü teyze ? " diye sordum. Yüzünü buruşturdu. O sırada ne kadar yaşlı olduğunu farkettim, "Öldü mü diye" sordu bize. Ben de "Bilmiyoruz teyze, onun için geldik" dedim. "En son burada çare bulamayınca Almanya'ya gitti kardeşinin yanına orada tedavi oluyordu" dedi. Durduk. Demek ki annesi hala yaşıyor olabilirdi. Teyzenin ısrarı ile önümüze koyduklarını yeyip içeceğimizi içtikten sonra teşekkür edip ayrıldık oradan. Sabri ile yol boyunca hiç konuşmadan yürüdük. Şok olmuştuk. Peki bunu Damla'ya nasıl anlatacaktım ? Yoksa anlatmasa mıydım ?
    Tümünü Göster
    ···
  10. 35.
    +11
    Eve geldim. Damla'yı aradım birlikte dışarı çıktık, cesaretim bana bu güne kadar pek fazla bir şey kazandırmamıştı, ama şimdi niye cesur olmalıydım ki ? Niye normalde en ciddi durumda bile gibtir et diyen ehl-i keyif adam şimdi söylememek için kendini zor tutuyordu. Haklıymışsın dedi elimi tutarken Damla, hangi konuda dedim. Unutuyormuş insan dedi, her ne kadar için de kalsa da daha az hatırlıyormuşsun. Suçlu hissediyordum kendimi "Umarım bir gün seni unutmam" dedim. "Ben de" dedi. Yürüdük el ele. Oturdum onu izledim. Çok güzeldi damla, sadece saçı, Gözleri değil içi de güzeldi. Ağaçlara ismimizi kazıtmazdı mesela, ağaçların canı acır diye. Camdan eve giren böcekleri öldürmeme izin vermezdi. Peçeteye koy camdan at onun da canı var derdi. Ben ise onun aksine gaddarın tekiydim, onun bir annesini hiç görememesinin acısını çektiğini göre göre sırf onu kaybetmekten, sırf onun daha fazla acı çekebileceğini düşünmekten ona söyleyemiyordum gerçeği. Anne kavrdıbının önemini pek anlayan biri olmadığım içindir belki de. Bilmiyorum.

    Hafta içi sabri beni aradı. Damla'nın doğum günü için bir şeyler hazırlayalım dedi. Ben de "Olur hallederiz, salonda bir konuşalım" dedim.
    ···
  11. 36.
    +13
    Salonda antremandan sonra, oranın soğuk suyunda duşumuzu alıp dışarı çıktık. işte kimleri çağıracağımızı falan konuştuk. Damla da benim gibi kalabalığı sevmezdi o yüzden 9-10 kişilik bir liste yapıp hepsine mesaj attık. Yeri ise daha ayarlamamıştık. Ama eğer babama böyle bir şey sorarsam büyük ihtimalle izin verirdi. Zaten evden uzaklaşmak için fırsat arıyordu. Benim 5+1 hoparlörümü kullanarak biraz müzik açardık daha sonra ise doğum gününü kutlarız diye düşünüyorduk. Aradaki günlerde hazırlıklarımızı falan yaptık, babamdan da izin almıştık ama evi çok dağıtmamak şartıyla...

    Gün gelip çatmıştı, her şeyi alıp geldikten sonra Sabri hafiften kulağıma yanaştı; "Kanka biz kendimize içki falan alalım mı ya" dedi. Mantıklı geldi daha sonra bir 70 lik Votka 2 de bira alıp eve çıktık. Onları benim yatağın altına sakladıktan sonra her şey hazırdı. Herkes yavaş yavaş gelmeye başlamıştı, ben de Damla'yı arayıp dışarı çıkalım hem doğum gününü falan kutlarız dedim. Olur dedi. Evinden aldım. Daha sonra Sabri ile babamın ismini değiştirip gizlice telefonu cebimden çıkarmadan iki kere arama tuşuna basıp sabriyi aradım.O da 1 dakika sonra beni aradı. Damla'nın görebileceği şekilde çıkardım ve babam yazısını görmesi için biraz bekleyip, daha sonra telefonu açtım. Kötü bir şey olmuş gibi yaparak" tamam baba hemen geliyorum sen sakin ol" dedim. Damla'ya dönüp "babam mutfakta kayıp yere düşmüş, galiba kolu kırılmış şimdi ambulans çağırmış evdeymiş, aşkım benim oraya gitmem lazım" dedim. "Tamam ben de geliyorum" dedi. Yufka yürekli olduğunu biliyordum o yüzden yapmıştım zaten. Ona bir kez daha aşık olmuştum. Doğum gününün mahvolacağını bile bile birine yardım etmeye gidiyordu. Birlikte koşarak eve doğru gittik, hemen anahtarla kapıyı açtım arkamdan geldi, derken ışıklar açıldı ve herkes ortaya çıkıp hep bir ağızdan söylemeye başladı " iyi ki doğdun Damlaa". Sevinçten ağzı kulaklarına varıyordu. Gözleri dolmuştu. Boynuma sarıldı. O kadar mutlu olmuştum ki o an hiç bitmesin istedim. Daha sonra biraz müzik çaldıktan sonra komşular rahatsız olacağı için müziği kapatıp, birlikte oturduk. Arkadaşları kendi okul hallerini, damlanın komik hallerini falan anlattılar. Damla bir yandan gülüyor, bir yandan da utanıyordu.
    ···
  12. 37.
    +1 -1
    Birazdan, bir işimi halledip yazmaya başlayacağım beyler.
    ···
  13. 38.
    +10
    Beyler daha sonra günün sonunda, herkesi gönderdik sabri ben damla kaldık. Sabri ile sakladığımız içkileri çıkarıp, neşet ertaştan haydar haydarı açtık. Damla hoşlanmamıştı içmemizden, ama o da uzaktan bizi izliyordu. Shot atmaya başladık, 1.shot, 2.shot,3,4... Damla'nın her doldurduğumuzda bana kızışını "ya bana bir şey olmaz aşkım" geçiştirmelerim arasında bir 70 liği bitirmiştik. Zaten sen adamsın muhabbbetleri geçiyor sabri ile aramızda, her dakika başı da Damla'ya onu çok sevdiğimden falan bahsediyordum. Dakikalar böyle geçerken sabri benim yatağıma uzanmış ve çoktan sızıp kalmıştı. Ben ise evin içinde dolaşıyor, sakladığımız birayı ararken, bir düşüyor bir kalkıyordum. Damla'da beni durdurmak için arkamdan geliyor, bir yandan halime gülüyor, bir yandan da durmam için yalvarıyordu. En sonunda durdum ve oturdum. Damla'ya dönüp "Annenin nerede olduğunu bilmek ister misin" diye sordum. Şaşırmıştı "nerede" diye sordu. Ona baktım, ağlamaya başladım. Onu kaybetmek istemiyordum. Hayır kaybetmeyecektim.
    O gece Damla ile babamın çift kişilik yatağında yattık. Aramızda cinsel bir ilişki geçmemişti. Zaten o benim göğsümde yatarken başka bir şeyi nasıl düşünebilirdim ki ? Öyle saatlerce uyuduk.O gün kabus gördüm. Beni toprağa veriyorlardı, yine bir yatakta yatıyor gibiydim. Ancak bu sefer Damla'nın olduğu yerde Öykü vardı. Yaşıyor gibiydi. Bana gülümsüyordu. Hareket edemiyordum. Sonra aniden gözümü sağa çevirdiğimde yukarıda Damla'nın bana ağlayarak elini uzattığını gördüm. Ona uzanamadım. Üzerime önce arkadaşlarım toprak attı. ilk özgür, sonra baran, sonra sabri... En son toprağı atan ise Damla idi bağırmak istedim, haykırmak istedim ama sanki biri ağzıma dikiş atmış gibiydi, nefes alamıyor, susuzluktan dilim damağım kurumuş gibi hissediyordum. Bağırmaya çalıştım. Olmuyordu...

    Aniden nefes nefese uyandım. Damla yanımdaydı. Arkasını bana dönmüş,sol kolunun üzerine yatmıştı. Ona arkadan sarılıp yatmayı denedim. Yatacak gibi değildim. Bir yandan başım ağrıyor diğer yandan da midem bulanıyordu. Ayağa kalkıp sabriye bakmaya gittim.
    ···
  14. 39.
    +6
    Sabri çadırı dikmişti. 1,2 dürtsem de uyandıramadığım için, Damla görmesin diye üstüne bir örtü örttükten sonra kapısını kapadım. Mutfakta kendime bir kahve hazırladım. Babam ile yegane zaman geçirme aracımız olan kahveyi yapmada usta sayılırdım. Hemen kendime şekersiz bir kahve yapıp, yanına da bir lokum koyduktan sonra salona geçtim. Ev karmakarışıktı. Herkesi gönderdikten sonra buraları toplamam gerekecekti.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezerve
      ···
  15. 40.
    +7
    Kahvemi bitirdikten sonra duşa girdim. Kalktığımda ise Damla da uyanmış fakat hala yataktaydı. Yatağa, yanına uzanıp yanağından öptüm. Daha sonra kalkıp, Sabri'yi uyandırdım. Damla ile ben fırına giderken ona da duş almasını söyledim. Fırına gidip, poğaça falan aldıktan sonra eve geldik. Saçlarından anlaşılacağı kadarıyla Sabri duşa girmiş çıkmıştı. Sıhhatler olsun dedim. Eyvallah dedi. Damla kahvaltıyı hazırlarken ben de Sabri ile biraz muhabbet ettim. En yakın zamanda tekrardan yapmak için sözleştik. Kahvaltımızı ettikten sonra 3 ümüz için de kahve yaptık otururken söz aniden biralara geldi. "Sabri lan o biralar nerde amk", Sabri durdu ve biraz hatıralarını yokladıktan sonra omuz silkip "Ben de anlamadım ki" dedi. Olay daha sonra olayı Damla'nın bize anlatması ile aydınlandı. 2.shottan sonra gaza gelip vişne yerine bira ile tamamlamıştık votkaların üstünü. Bir süre ona güldükten sonra kahvelerimizi bitirdik. Sabri'nin telefonu çaldı ve 5 dk sonra Sabri eve gitmesi gerektiğini söyleyip çıktı. Ancak Damla, işleri yalnız başıma yapmamam için bana katılmıştı.Ben dünden kalan bulaşıkları yıkarken, o da evi topluyordu. Bir den bana seslendi. ismimle seslenmişti. Ve bu kötüye işaretti. Hemen yanına gittim. Elinde onların evden aldığım fotoğraf vardı. "Bu ne ?" diye sordu. Gerçeği söylemek için yanıp tutuşuyor fakat diğer yandan da bu kadar zamandır ondan gizlediğimi öğrendiğinde onu kaybetmekten korkuyordum. Fotoğrafı belki bir şey bulurum diye aldığımdan fakat daha sonra gittiğimde fotoğrafçının yıllar önce kapandığını öğrendiğimden bahsettim. Hikayeme inanmış gibi gözükse de, o havada duran tek kaşı bana ecel terleri döktürmeye yetiyordu. "iyi bakalım" dedi. Ama bu bende kalacak. Elimden alırken bir şeyi farkettim. Bu resim yazıcıdan ardarda birkaç resim olarak yazıcıdan çıkmış, daha sonrasında kesilerek diğerlerinden ayrılmıştı. Acaba diğer resimler neredeydi ?
    ···
  16. 41.
    +3
    Ertesi gün akşam onlara gittiğimde, biraz evin içinde gezindim. Abisinin odasına girip giremeyeceğimi sorduğumda Damla yemek ile uğraşırken "olur" dedi. içeri girip, biraz etrafa baktım. Abisinin yatağının altında, masasının üstündeki askerlik fotoğrafının bulunduğu çerçevenin arka tarafına, kıyafetlerine... Derken bir şey farketttim, Demirbaş gibi duran dolabın arka tarafı oynuyordu. ince kapağı biraz itip, yamulttuktan sonra yana doğru çektim. Bir soba borusunun girişi vardı ama soba uzun süredir kullanılmadığı için sanırım dolap onun üzerine yapılmıştı. Kolumu içeri uzattım. ilk denememde sadece elime gelen birazcık is oldu. Biraz daha ilerlettiğimde ise alt tarafta, hafif bir çukur, içinde de bir poşet olduğunu farkettim. Poşeti çıkarıp içine baktım. içinde bir Edgar Allan Poe kitabı bir tomar da para vardı. Ben bunların şaşkınlığını daha atlatmamış iken Damla bana seslendi. Hemen poşeti dolabın içine atıp, kapağını kapattıktan sonra resimlere bakıyormuş gibi resimlere yaklaştım. Damla kapıyı açtı. Dolabın önünde durdu, "o sesler nereden geldi" diye sordu. Ben şaşırmış görünmeye çalışarak kaşlarımı çattım, "nasıl bir ses canım" dedim. "Allah Allah yanlış duydum herhalde" dedi. "Herhalde" dedim ve damlayı da önüme aldım ve odadan çıktım. Kapıyı da arkamdan kapattım. O poşeti almalıydım ancak nasıl olacağı hakkında bir fikrim yoktu.
    ···
    1. 1.
      0
      Hadii laa
      ···
  17. 42.
    +8
    Önce lavaboya gittiği anda poşeti geri yerine koyup dolabı kapattıktan sonra odadan çıktım. Daha sonrası için ise iyi bir planım vardı. Ancak önce salona gitmem gerekiyordu.

    Antrenmanı yaptıktan sonra i, Sabri ile dışarıda konuştuk, planımı ona anlatmıştım o acil bir şey olduğunu söyleyip damlayı aşağı çağıracak o sırada ben çatı katında bekleyeceğim damla evden çıktığı gibi beni çaldırıp oyalayacak ben ise poşeti alıp hızlıca eve kadar koşacak daha sonrasında ise olay sıradan bir buluşma gibi geçecek acil olan olayın ise yolumun 2-3 serseri tarafından kesilmesi olduğunu söyleyecekti Sabri damlaya. En azından benim tahminim bu şekilde idi.
    ···
  18. 43.
    +8 -1
    Son kısım haricinde plan tıkır tıkır işlemişti. Damla evden çıkmadan önce dinledim. Anahtar ile kapıyı açtı 1,2,3 daha sonra Anahtarı delikten çıkardı ve kapıyı kapattıktan sonra merdivenleri hızlı adımlarla inmeye başladı. Kitlememişti. Eğer kitleseydi yanlarına inecektim ve başka bir güne kalacaktı ancak şansım yaver gitmişti. Hemen inip cüzdanımdan çıkarıp elime aldığım kartı kilit kısmına soktum. ilk denememde başarılı olamamıştım. Çünkü bir yandan da korkuyordum. Fazla ses çıkarmamaya çalışarak tekrar denedim. Bu sefer omuzum ile daha sert vurdum. Kapı açılmış fakat, kilit kısmında hafif bir oynama vardı. Hasgibtir dedim içimden. Ama zaman yoktu. Hemen dolaba koşup, ince tahtayı yana çektim. Poşeti açıp içindekilere bakmak için biraz daha zamanım vardı. Bir tomar para ve bir de kitap. Zaten bunlar gördüğüm şeylerdi. Kitabın içini açtığımda neden orada olduğunu anladım. içi mektuplarla dolu idi.Tam çantama doğru hepsini atacakken poşetin içine bir şey düştü. Bu bir fotoğraftı. Damla, abisi ve bir kadın oradaydı. işte bu. Damla'ya ne kadar da çok benziyordu. Yüzünde yorgun bir gülümseme vardı. Genç olmasına rağmen yüzünde çok şey yaşamış bir kişinin ifadesi vardı. Hepsini çantama doldurup arka sokaktan eve doğru koşmaya başladım.
    ···
  19. 44.
    +9 -1
    Sabri ile bahsettiğimiz yere geldiğimde onların çoktan orada olduğunu farkettim. Yalanım hazırdı. O sıralar ne kadar fazla yalan söylediğime şimdi geriye dönüp baktığımda ben bile hayret ediyordum. Hemen koşarak önce Damla'ya sonra, Sabri'ye sarıldım. Sabri'ye dönüp "oğlum niye aramıyorsun ? başınıza bir şey geldi o huur çocukları bana bir şey yapamayınca size falan saldırdı sandım dedim." . Damla araya girdi " tamam sakin ol bak bir şey yok bizde sen nasılsın iyi misin" dedi. "Bir şeyim yok ben sizin için korktum. Neyse sizde iyiymişsiniz madem, ne yapalım o zaman" dedim. Okul olduğu için Sabri dağılmamızı önerdi. Ben de kabul ettim. Damla'yı birlikte evine bıraktıktan sonra Sabri'yi de otobüs durağına geçirirken muhabbet ediyorduk. "Ulan brk4ever sen de ne papelci çıktın be oğlum" dedi gülerek. "Ne yapayım oğlum yalan söylemekten ben hoşlanıyor muyum sanki Damla'ya" dedim. "Bilmem hoşlanıyor musun" dedi. "Aslında hoşlanmıyor değilim lan" dedim. Baya güldük. Poşette ne olduğunu sormadı. Sen ona malumat vermedikçe, hiç merak etmez, söze girmezdi. Tam bir askeriye adamı yani. Sabri'nin de en çok bu yanını severdim zaten. Kimseye söylemeyeceğini kendi de bilmesine rağmen kimsenin sırrını öğrenmek istemezdi mesela. Onu otobüse bindirip eve geçtim.
    ···
  20. 45.
    +8
    Eve gittiğimde, odama geçip üstümü değiştirdim. Ders kitaplarımın arasına mektupları teker teker açıp okuyordum. Mektuplar annesinden geliyordu. Annesi Damla'yı hatırlamıyordu. Abisinin cevap yazdığı belli idi. Annesi ise;
    -Damla kim oğlum bilmiyorum, burada beni hapis tutuyorlar ama kurtulduğum gibi senin ve babanın yanına geleceğim, tekrardan mutlu bir ailemiz olacak,sen korkma annen hep yanında tamam mı- diyordu. Mektuplar, abisi adına eski evlerine yakın bir postaneye gönderiliyordu. Eğer devam edeceksem, önce buraya bakmalıydım. Ancak postanenin açık olduğu saatleri ile okul saatlerim ters düştüğü için bir gün okulu kırmalıydım. Ancak okulu kırmak için pek de doğru bir zaman sayılmazdı. Çünkü sınav haftası idi. Bir bahane bulmak için biraz düşündükten sonra aklıma yarınki sınavı yaptıktan sonra babama ertesi günkü sınava çalışmak için okuldan izin aldığımı, okula da babamın hasta olduğumdan haberi olduğunu söylecektim ve böylece babama giden mesaj da problem yaratmayacaktı. Kafamdan bunları uzaklaştırıp, Damla'ya iyi geceler dedikten sonra ders çalışmaya başladım.
    ···