-
51.
+7Gece fizik çalışmam bitince, Damla'yı aradım. 10-15 dakika konuştuktan sonra telefonu kapattık. Onun da edebiyat sınavı varmış ona çalışıyormuş, tamam dedim. Tam yatmak üzereyken bir şeyi farkedip hasgibtir dedim. Hemen bilgisayarı açıp kağıtları önüme koydum ve baktım. Almanca, Berlindeki bir ruh hastalıkları kliniğinin adı yazılıydı. Daha doğrusu nöroloji ve pgibiyatri olarak geçiyordu. Ancak Berlin'in ilk harfi yoktu ve klinik yazısı da tam değildi. Olayı sonradan farketmiştim. Damla'nın ilk defa geldiğinde neden geldiği gibi o kitaba baktığını da. Kodlamayı abisi değil annesi yapıyordu. Ve ilk mektup kodlamanın nasıl yapıldığını anlatıyor olmalıydı. Kısaca hapishaneden kaçış gibi bir olaydı. içerideki dışarıdakilere bir kişi aracılığı ile mesaj verir ve dışarıdaki kişi içeridekini kurtarır. Böyle olmalıydı. Peki madem kadın hastanede olduğunu biliyordu da, neden kendini hapishane de sanıyordu ? Gerçi sonuçta kadın hastaydı. Kafam çok karışmıştı. Peki ya kadın orada o kitaba nasıl sahip olmuştu. Sabaha kadar bunları düşündüm. Gün aydınlanırken bir cevap bulamamıştım, bu seferlik kahvaltıyı kendim hazırlamayı tercih ettim kendimi bir şeye verdiğimde daha iyi düşünebiliyordum.
-
52.
+8 -1Son kısım haricinde plan tıkır tıkır işlemişti. Damla evden çıkmadan önce dinledim. Anahtar ile kapıyı açtı 1,2,3 daha sonra Anahtarı delikten çıkardı ve kapıyı kapattıktan sonra merdivenleri hızlı adımlarla inmeye başladı. Kitlememişti. Eğer kitleseydi yanlarına inecektim ve başka bir güne kalacaktı ancak şansım yaver gitmişti. Hemen inip cüzdanımdan çıkarıp elime aldığım kartı kilit kısmına soktum. ilk denememde başarılı olamamıştım. Çünkü bir yandan da korkuyordum. Fazla ses çıkarmamaya çalışarak tekrar denedim. Bu sefer omuzum ile daha sert vurdum. Kapı açılmış fakat, kilit kısmında hafif bir oynama vardı. Hasgibtir dedim içimden. Ama zaman yoktu. Hemen dolaba koşup, ince tahtayı yana çektim. Poşeti açıp içindekilere bakmak için biraz daha zamanım vardı. Bir tomar para ve bir de kitap. Zaten bunlar gördüğüm şeylerdi. Kitabın içini açtığımda neden orada olduğunu anladım. içi mektuplarla dolu idi.Tam çantama doğru hepsini atacakken poşetin içine bir şey düştü. Bu bir fotoğraftı. Damla, abisi ve bir kadın oradaydı. işte bu. Damla'ya ne kadar da çok benziyordu. Yüzünde yorgun bir gülümseme vardı. Genç olmasına rağmen yüzünde çok şey yaşamış bir kişinin ifadesi vardı. Hepsini çantama doldurup arka sokaktan eve doğru koşmaya başladım.
-
53.
+7Kahvemi bitirdikten sonra duşa girdim. Kalktığımda ise Damla da uyanmış fakat hala yataktaydı. Yatağa, yanına uzanıp yanağından öptüm. Daha sonra kalkıp, Sabri'yi uyandırdım. Damla ile ben fırına giderken ona da duş almasını söyledim. Fırına gidip, poğaça falan aldıktan sonra eve geldik. Saçlarından anlaşılacağı kadarıyla Sabri duşa girmiş çıkmıştı. Sıhhatler olsun dedim. Eyvallah dedi. Damla kahvaltıyı hazırlarken ben de Sabri ile biraz muhabbet ettim. En yakın zamanda tekrardan yapmak için sözleştik. Kahvaltımızı ettikten sonra 3 ümüz için de kahve yaptık otururken söz aniden biralara geldi. "Sabri lan o biralar nerde amk", Sabri durdu ve biraz hatıralarını yokladıktan sonra omuz silkip "Ben de anlamadım ki" dedi. Olay daha sonra olayı Damla'nın bize anlatması ile aydınlandı. 2.shottan sonra gaza gelip vişne yerine bira ile tamamlamıştık votkaların üstünü. Bir süre ona güldükten sonra kahvelerimizi bitirdik. Sabri'nin telefonu çaldı ve 5 dk sonra Sabri eve gitmesi gerektiğini söyleyip çıktı. Ancak Damla, işleri yalnız başıma yapmamam için bana katılmıştı.Ben dünden kalan bulaşıkları yıkarken, o da evi topluyordu. Bir den bana seslendi. ismimle seslenmişti. Ve bu kötüye işaretti. Hemen yanına gittim. Elinde onların evden aldığım fotoğraf vardı. "Bu ne ?" diye sordu. Gerçeği söylemek için yanıp tutuşuyor fakat diğer yandan da bu kadar zamandır ondan gizlediğimi öğrendiğinde onu kaybetmekten korkuyordum. Fotoğrafı belki bir şey bulurum diye aldığımdan fakat daha sonra gittiğimde fotoğrafçının yıllar önce kapandığını öğrendiğimden bahsettim. Hikayeme inanmış gibi gözükse de, o havada duran tek kaşı bana ecel terleri döktürmeye yetiyordu. "iyi bakalım" dedi. Ama bu bende kalacak. Elimden alırken bir şeyi farkettim. Bu resim yazıcıdan ardarda birkaç resim olarak yazıcıdan çıkmış, daha sonrasında kesilerek diğerlerinden ayrılmıştı. Acaba diğer resimler neredeydi ?
-
54.
+7Eve girdiğimde babamın eve geliş saatine kadar bütün mektupları baştan okudum. Mektupların kitabın içine rastgele konmadığını farkettim o yüzden aldığım gibi düzenledim. Üzerinde sayılar vardı. En üstte bulunduğu sayfa yazılıydı. Bunu mektubu aldığım sayfa ile üzerinde yazanın aynı olmasından farketmiştim. Abisi duygusal biri olmalıydı. Herhalde çıkarıp arada bir Damla'dan gizli okuyordu. Altta ise iki tane küçük numara vardı. Genelde küçük rakamlardı. Satır sırası ve kelime sırası olduğunu farkettim. Ancak hangisinin önde olduğunu bilmediğim için ikisine göre de baştan numara sırasına göre yazdım. Önüme karmakarışık bir kelimeler bütünü çıkmıştı. Onlar ile cebelleşirken kapı açıldı. Masama fizik kitaplarnı koyup açtıktan sonra, kağıtları toparlamaya başladım. babam gelip nasıl olduğumu sordu. Kağıtları toparlarken, "iyi işte ya fizik çalışıyorum, ne olsun" dedim. Ve gerçekten fizik çalışmaya başladım. Ne de olsa acelem yoktu.
-
-
1.
0Pnp hizli yaz fena sardi
-
1.
-
55.
+6Sabri çadırı dikmişti. 1,2 dürtsem de uyandıramadığım için, Damla görmesin diye üstüne bir örtü örttükten sonra kapısını kapadım. Mutfakta kendime bir kahve hazırladım. Babam ile yegane zaman geçirme aracımız olan kahveyi yapmada usta sayılırdım. Hemen kendime şekersiz bir kahve yapıp, yanına da bir lokum koyduktan sonra salona geçtim. Ev karmakarışıktı. Herkesi gönderdikten sonra buraları toplamam gerekecekti.
-
-
1.
0Rezerve
-
1.
-
56.
+5Cnn ele geçirilmiş beyler arkadaşım orada idi ulaşamıyorum şu an. Neyse ben askerimizin yanlış bir iş yapacağına inanmıyorum umarım bir şey olmaz.ı
-
57.
+4Reklamlar
(bkz: awengers infinty wars geliyor) -
-
1.
-2Ulan entıri midir ne çükümse nasıl giriliyo üye oldum hersey karıstı
-
1.
-
58.
+4bizene amk
-
59.
+3Ertesi gün akşam onlara gittiğimde, biraz evin içinde gezindim. Abisinin odasına girip giremeyeceğimi sorduğumda Damla yemek ile uğraşırken "olur" dedi. içeri girip, biraz etrafa baktım. Abisinin yatağının altında, masasının üstündeki askerlik fotoğrafının bulunduğu çerçevenin arka tarafına, kıyafetlerine... Derken bir şey farketttim, Demirbaş gibi duran dolabın arka tarafı oynuyordu. ince kapağı biraz itip, yamulttuktan sonra yana doğru çektim. Bir soba borusunun girişi vardı ama soba uzun süredir kullanılmadığı için sanırım dolap onun üzerine yapılmıştı. Kolumu içeri uzattım. ilk denememde sadece elime gelen birazcık is oldu. Biraz daha ilerlettiğimde ise alt tarafta, hafif bir çukur, içinde de bir poşet olduğunu farkettim. Poşeti çıkarıp içine baktım. içinde bir Edgar Allan Poe kitabı bir tomar da para vardı. Ben bunların şaşkınlığını daha atlatmamış iken Damla bana seslendi. Hemen poşeti dolabın içine atıp, kapağını kapattıktan sonra resimlere bakıyormuş gibi resimlere yaklaştım. Damla kapıyı açtı. Dolabın önünde durdu, "o sesler nereden geldi" diye sordu. Ben şaşırmış görünmeye çalışarak kaşlarımı çattım, "nasıl bir ses canım" dedim. "Allah Allah yanlış duydum herhalde" dedi. "Herhalde" dedim ve damlayı da önüme aldım ve odadan çıktım. Kapıyı da arkamdan kapattım. O poşeti almalıydım ancak nasıl olacağı hakkında bir fikrim yoktu.
-
-
1.
0Hadii laa
-
1.
-
60.
+2Ne sanıyodun lan
-
61.
+2Dostum bence sen aşık olma her seferinde kaybediyon *
-
62.
+2Birader o söz cemal süreyanın değil özdemir asafın
-
-
1.
0O kadar zamandır yanlış biliyormuşum demek. Düzelteyim hemen.
-
2.
0Sıkıntı yok panpa devam et güzel gidiyor
-
1.
-
63.
+2Kağıtta yazanlar şunlardı.
"Damlam, sevgilim, seni daha fazla üzmemek için bunları giderken okumanı istedim. Yüzüne bakamaz isem, elinden tutamazsam bir daha, ne olursun küsme bana. Çünkü bırakamam o elleri bir kere daha tutarsam. Seni kaybetmek kadar senden vazgeçememek de korkutuyor beni, yine birini kaybetmenin ihtimali ile yaşamak...
Düşünüyordum da, seni hiç yeterince sevemedim derdim ben kendi kendime. Seni sevmek kozadan yeni çıkmış bir kelebeği sevmek gibiydi. incineceğini, kanatlarının kırılacağını bildiğinden gösteremediğim sevgi içten içe beni yiyor bitiriyordu. Bir taraftan o kelebeği kaybetmekten korkuyordum bir taraftan da ona çok bağlanmaktan.Ama bilmeliydim. Bir kelebek kimsenin değildir,onu bir kavanoza koymak ona acı çektirmekten başka bir şey olmayacaktı. Belki benimle olmayacak, ama her zamanki gibi güzel olacaksın o kavanozun dışında. Eğer bunu okurken, gözlerinden o bir damlası için dünyayı yakacağım yaşlardan biri süzüldüyse, silme bırak o yaşın o güzel yanaklarına akarken bırakacağı her su tanesi bir daha ağlamayacağının teminatı olsun. Şu küçük yaşımıza rağmen hayatın ne kadar kısa olduğunu senden daha iyi bilen biri olacağını sanmıyorum.O yüzden hele benim gibi biri için asla üzme kendini...
Bir daha kimse için o gözlerinden akmaması dileğiyle, yaşattığın her şey için çok teşekkürler." -
-
1.
0Adam gibi sevmek helal olsun
-
1.
-
64.
+2Bro hikaye reelse helal olsun reel değilse de böyle bir kalemin var diye yine helal olsun
-
65.
+1Panpa aglattin bizi be.
-
66.
+1Uyuycam yarım saate biter mi?
-
-
1.
0Sanmıyorum panpa. Uyu bence yarın bakarsın topluca.
-
2.
0Eyvallah
-
1.
-
67.
+1Okuduklarımın en iyisiydi
-
68.
+1Rezzz tutar
-
69.
+1Rezturbasyonnnn
-
70.
+1rez olsun kötü bi gün
başlık yok! burası bom boş!