-
476.
0yarrdırrr
-
477.
0Rezerved
-
478.
+7Gece fizik çalışmam bitince, Damla'yı aradım. 10-15 dakika konuştuktan sonra telefonu kapattık. Onun da edebiyat sınavı varmış ona çalışıyormuş, tamam dedim. Tam yatmak üzereyken bir şeyi farkedip hasgibtir dedim. Hemen bilgisayarı açıp kağıtları önüme koydum ve baktım. Almanca, Berlindeki bir ruh hastalıkları kliniğinin adı yazılıydı. Daha doğrusu nöroloji ve pgibiyatri olarak geçiyordu. Ancak Berlin'in ilk harfi yoktu ve klinik yazısı da tam değildi. Olayı sonradan farketmiştim. Damla'nın ilk defa geldiğinde neden geldiği gibi o kitaba baktığını da. Kodlamayı abisi değil annesi yapıyordu. Ve ilk mektup kodlamanın nasıl yapıldığını anlatıyor olmalıydı. Kısaca hapishaneden kaçış gibi bir olaydı. içerideki dışarıdakilere bir kişi aracılığı ile mesaj verir ve dışarıdaki kişi içeridekini kurtarır. Böyle olmalıydı. Peki madem kadın hastanede olduğunu biliyordu da, neden kendini hapishane de sanıyordu ? Gerçi sonuçta kadın hastaydı. Kafam çok karışmıştı. Peki ya kadın orada o kitaba nasıl sahip olmuştu. Sabaha kadar bunları düşündüm. Gün aydınlanırken bir cevap bulamamıştım, bu seferlik kahvaltıyı kendim hazırlamayı tercih ettim kendimi bir şeye verdiğimde daha iyi düşünebiliyordum.
-
479.
0Rez panpa sardı
-
480.
0Rez dayı
-
481.
0Acele loo
-
482.
+11Ne yapsam diye düşünmeye başladım. Çünkü tam iki ucu taklu değnekti. Biraz daha kendime saklayacak daha sonra Damla'ya olanları anlatacaktım.
Aradan zaman geçmiş sınavlar bitmiş, şehrimdeki taks şampiyonasına katılmış ve şampiyon olmuştum. Dediğim gibi bu da başka bir hikayedir. Pınar ile olan hikayemden önce ara hikaye olarak anlatmamı isteyen varsa anlatırım sabri ile yaşadıklarımı da.
Damla o sıralar gitgide durgunlaşmış, sürekli ağlar olmuştu. Yalnız bırakamaz hale gelmiştim. Bir gece, Damla'nın mesajına uyandım. Uzun bir mesajdı. Ailesinin yanına gideceğini, hiç görmediği annesini göreceğinden falan bahsediyordu. Neyden bahsediyordu bu kız şimdi ? Hayır izin veremezdim. Bir daha olmayacaktı. Evden dışarı çıktım. Mesajı atalı 5 dakika olmuştu. Babam arıyordu. Şimdi zamanı değildi. Kapattım. Gözlerim dolmuştu. Koştum. Dış kapıları açıktı. Merdivenleri 3 er 3 er çıkmıştım. Kapıyı çaldım. Açmadı. Omuz attım. Bir daha ve bir daha... Açılmadı o kapı. Omuzlarım ağrımıştı. Bağırıyordum "Damla" diye. Ses yoktu. Bir kez daha omuz attım kapıya. Kilit kaymıştı. Bir kez daha. Ve açılmıştı. Çok geç kalmaktan korktum. Ağlıyordum beyler. Onu gördüm. Odasında karanlıkta köşede oturmuştu. Önünde bir şarap elinde de bir bıçak vardı. "Yapamadım" diyordu kendi kendine. Sarıldım ona. Ağladık birlikte. Birlikte uyuduk o gece telefonumu da kapattım. Kimse bizi rahatsız edemezdi.
Onunla son birlikte yatışımdı. Bundan sonra uzatmanın herkese zarar vereceğini farketmiştim artık. -
483.
0Ayraç 20
-
484.
0Rez hadi heycanlandım aq
-
-
1.
0Rez hadi heycanlandım amk
-
1.
-
485.
0Rezzers
-
486.
0Ayraç 20
-
487.
+13Karne gününe kadar bekledim. Daha sonra dayısının bankaya her seferinde ödeme açıklaması olarak gönderdiği e posta adresi ile konuşup durumu anlattım. Her şeyi bildiğimi falan. Damla'nın sizin yanınıza gelmesini istiyorum dedim. ilk defa kendimi düşünmeden bir şey yapacaktım. Uçak bileti alınmıştı. Dayısı daha sonraları halası ile de konuşup velayeti üstüne aldırmıştı. Kadın üstüne bir de para istemiş. Damla'm gözümün önünden kayıp gidiyordu. Ben ise onu kaybedeceğini bildiğim için her gün daha sıkı sarılıyordum.
Günü gelmişti. Karşıma aldım onu. Tüm mektupları gösterdim ona. Her sözümde , daha da çok gözleri doluyordu. Onu öyle görmek beni harap ediyordu. Anlattım ona tüm olanları, dayınla da konuştum pazartesiye uçak biletin var dedim. Bir de unutmadan,2 tane daha mektup var imiş. Gitmeden onları da oku istersen dedim. "Peki ya sen" dedi. "Ne olmuş bana" dedim. "Sen ne yapacaksın". Bunun bir ayrılık olduğunu farketmişti. Bir şey demedim. Ayağa kalktım. Son bir kez öptüm onu. Sonra kalkıp gittim. Bir daha uğramayacaktım yanına. Aklını karıştırmak istemiyordum çünkü.
Eve gittim babam bile mutsuz olduğumu farketmişti. Sorular sormaya başladı. ilk defa bu kadar üzerime geliyordu. Sert görünmeye çalışmaktan, hiçbir şey olmamış gibi davranmaktan bıkmıştım. Başkaları için yaşamaktan bıkmıştım. Gözlerim doldu. Babam gelip sarıldı bana o gün. Belki ilk defa bu kadar içten sarılmıştı bana. Sahi kaç kere sarılmıştı ki bana ? 3 mü 4 mü ? Hatırlamıyorum. "Geçecek" dedi, sırtıma yavaşça vururken "Geçecek"...
2 gün boyunca, Damla'dan mesaj bekledim. Gitmiyorum demesini bekledim. Seninleyim demesini. Sabri'de farketmiş ve istersen salona gelme 1,2 gün demişti. Yapacak bir şeyim yoktu. Yine yalnız kalmıştım.
Elime kalemi alıp yazmaya başladım. öyle seviyordum ki onu,o kadar güzeldi ki, onu anlatmak için kurduğum kelimelerin hepsi çamurdan gökyüzünün resmini çizmek gibi bir şeydi. Kelimeler hiç o kadar güzel olmamıştı ki zaten. Bir sigara yaktım,iyi bir şair değildim. Ama en azından ona onu sevdiğimi anlatacak bir şeyler yazmalıydım. -
488.
0Kanka çok duygulandım bir an bitsin bu çile lütfen hızlı yaz... Rez
-
489.
+2Dostum bence sen aşık olma her seferinde kaybediyon *
-
490.
+10Keşke filmlerdeki gibi olsaydı beyler. Keşke yanına gittiğim de uçağa gitmek yerine koşarak üstüme atlasaydı kollarını boynuma dolasaydı. Ama olmadı. Havaalanına gittim uçağın kalkışından 2 saat önce. Beklemek sorun değildi. Oturdum. Elimdeki kağıda baktım. Ne kadar acizceydi. Onu ne kadar sevdiğimi tutup kolundan benimle kalmanı istiyorum demek varken, 1 kağıda sığdırmaya çalışmıştım. Aradan 45 dakika geçmişti. Uzaktan onu gördüm. Ağlamaktan ela gözlerinin altı şişmişti. Bir şey yemediği de belliydi, teni her zamankinden daha soluktu. Adeta beyaz tenine dünyanın en güzel isyanını çıkaran siyah saçları, hırçın bir denizin sert kayaları dövdüğü asi dalgalar gibi kıvrım kıvrımdı. Ekgib gibiydi bu genç kız. Doğarken verilen bir emanet geri alınmıştı ondan. Gülmüyordu artık Damla'm. Her gece düşündüğümde kalbimin içinde büyüklü küçüklü savaşlar yaşatan o dudaklar gülümsemesi olmadan mağlubiyetin ardından ateşkes emri verilmiş hissi yaşatıyordu. Kağıdı uzattım ona. Gidemedim sonra. Ayaklarım çivilenmişti yere resmen. Göğsüme bir bıçak saplanmış nefes almamı zorlaştırıyordu. Sarıldı bana. Öptü. Karşı durmadım ama bir şey de yapamadım. Sanki biliyordum tek bir hareketimde tekrar alevleneceğini o savaşın. Durdum öyle. Kendine iyi bak dedim titrek bir sesle. "Beni unutma" diye fısıldadım. Yürümeye başladım. Arkama bakmadım. Varsın kaybeden ben olayım diye düşündüm. Ona bir şey olmasında...
. -
491.
+7Daha sonra Almanya'ya taşındı. Okuluna orada devam etti. Çok ironik ama pgiboloji okudu. O mektuplarda ne olduğuna gelince. Ben arkamı dönüp giderken arkamdan ağlayarak bağırıyordu "Hatırlıyormuş" "Beni hatırlıyormuş" diye. Bildiğim bu kadar daha sonra da çok görüşmedim zaten. Kendimi alkole vurdum, taksu da bıraktım o sıra. Yine ben eski ben olmuştum.
Akşam kağıtta yazanları atarım beyler, birazdan dışarı çıkıyorum da.
Beyler bu entry altına yazın Sabri ile yaşadığım olayları mı yoksa Pınar'ı mı anlatayım ? -
-
1.
0Hüzünlendirdin aga yav Pınar nerden çıktı ?
-
2.
+1Pinari gibtiysen anlat gitmediysen sabri reyizi anlat
-
3.
0Uzme yine amk
-
4.
0SABRI YAZ
diğerleri 2 -
1.
-
492.
+1Panpa aglattin bizi be.
-
493.
0sabriyi yaz
-
494.
0Duygulandırdı be
-
495.
0Pınarı anlat bro