1. 1.
    0
    yeni bir hikaye filizleniyor beyler.her sokağın evine çıkan bir çocuğun evinin sokaklar olması..

    dostluklar.
    acılar.
    aşk.

    içinde kendinizden bir parça bulabileceğiniz, içinizden bir parça kaybedebileceğiniz bir hikaye.

    reservleri alın coming soon
    ···
  2. 2.
    0
    ilginç bişeye benziyo lan
    ···
  3. 3.
    0
    reserved çetin
    ···
  4. 4.
    0
    hasılatı sorduğu gibi elimi musluğun altından çeker pantolonumda kurulardım. cebimden çıkardığım bikaç buruşuk kağıt paranın yanında avuç dolusu bozuk parayı avcuna döktüğümde benim avucumdan engin deryalar misali taştı taşacak dediğim para onun avuçlarında kaybolup gidiyordu.o gün işler kesattı. benim suçum muydu bu baba?
    diye düşünürken karnıma yediğim tekmeyle yerde iki büklüm olmuştum. kafam eski boyası dökülmüş kapımıza çarpmış hafiften şişmişti.
    ···
  5. 5.
    0
    bugün sana okul yok! gibtir git doğru bulvara derken ensemden tutmuş beni kapıya doğru iteliyordu. gibtir git ayakkabı boya dıbına kodumun bini!
    ama baba bile diyemedim. kasamı omzuma atarken kirli tırnaklarıma baktım. temiz hayallere giden yolda kirlenmek varsın olsundu. okuyup adam olacaktım. babam gibi olmayacaktım. severdim boyacılık yapmayı. çeşit çeşit insan geçer gözlerinizin önünden. daha yaşım 12.ama emin olun bi bu kadar da yerin altında var..
    sizi büyük yapan yaşınız değil yaşadıklarınızdır aslında
    ···
  6. 6.
    0
    soqaqta anan whar xd
    ···
  7. 7.
    0
    hadi bakalım iyi gidiyü aslında
    ···
  8. 8.
    0
    okulda öğretmen tırnak kontrolü yapardı. utancımdan ellerimi sıranın üzerine çıkaramazdım. çocukluk..
    utanç.
    çocukluk değilde utanç kötü şey. hele ki çocukken..
    sokaklarla erken tanıştığım gibi biçok şeyle erken tanıştım.
    mesela adamlıkla.

    12 yaşında bir adamdım ben. evladım elini çıkar diye seslendi birden elindeki 30 cm lik tahta cetvelle.kel kafası yeşil gözlerini daha bi ayrı vurguluyordu. kısa boyluydu fakat öğretmendi o.gözümde o kadar güzel bişeydi ki öğretmenim. sırayla baba mesleklerini sordu bigün.
    polis,
    kapıcı,
    benim babam doktor örtmenim dedi biri.
    diğerinin babası da polismiş.
    ···
  9. 9.
    0
    oğlum senin baban ne iş yapıyor?
    elim direk belimdeki kemere gitti. başımı öne eğdim. ayağa kalk sabrioglu sari. ayağa kalk!
    elim hala kemerimdeydi.
    gözlerimi önümdeki kurşun kalemimde. yerden bulmuştum.
    oğlum!!
    efendim, öğretmenim dedim titrek ve ağlamaklı bir sesle. baban ne işle meşgul dediğinde kemerimi o kadar sıkmış olucam ki öğretmen hafif tebessüm ederek yoksa kemerci mi? hahaha diye gülmüştü. sınıfta koca bir kahkaha çığı birden üzerime düştü.
    ···
  10. 10.
    0
    seri yazsa bari
    ···
  11. 11.
    0
    reserved
    ···
  12. 12.
    0
    reserved bakalım beğenmezsen çükerim
    ···
  13. 13.
    0
    reserved
    ···
  14. 14.
    0
    reserved
    ···
  15. 15.
    0
    reserved bakalım
    ···
  16. 16.
    0
    ben sabrioglu sari. çoğunuz bilmez benim hikayemi ama sokaklar iyi bellemiştir. sorsanız anlatamazlar ama sorarsanız anlatırım.
    ben sabrioglu sari. çocuk yaşta düştüm sokağa. erken tanıştık kendisiyle...
    ···
  17. 17.
    0
    var
    ···
  18. 18.
    0
    babam. babam.baba kelimesinin anldıbını ben bu yaşıma kadar şeytan gibi bişey bildim. kötülüklerin başı.
    hani bazı kelimeler vardır. çağrışımları vardır. biyerde archilli duyduğunuzda ağzınızdan istemsizce shota çıkar.
    hani biyerde saat sorulduğunda kolunuzdaki saate bakarsınız boş bulunmuşcasına..
    bana baba dediklerinde elimi kemerime atarım.
    ···
  19. 19.
    0
    belinden kemeri çıkarışı canlanır gözümde. pazardan çaldığım meyve kasalarından yaptığım ayakkabı boyasını eve bırakıp kirli ellerimi temizlemeye çalışırken hasılatı sorardı.bir eliyle gözünü ovalarken diğer eli gibindeydi.
    her gün.
    sizin hayattan sıkıldığınız oldu mu?
    keyfini çıkarın.
    benim öyle bir lüksüm yok.
    ···
  20. 20.
    0
    zar zor kafamı salladım. kemerci evet dedim. tamam otur dedi gibtir eder gibi. farketmedim sandı ama bakmadan bile görebiliyordum onu. oturduğum an zil çaldı. bütün herkes çocukça koşuşturacak avluya ilk kim çıkacak yarışması yapacaklar,pet şişesini ezip maç yapacaklar ben ise zar zor cesaret edip pencereden onları izleyeceğim.
    onlar yeni ayakkabılarını çocukca taşlara vurup hırpalarken ben terliklerimde üşüyen ayaklarımı zütüme sokacağım.
    ···