+40
-1
O gece saat 4-5 gibi uyuduk, 7-8 gibi kalktık. Düzgün el birliğiyle kahvaltıyı hazırladık. Güle eğlene kahvaltımızı ettik. Sonra yine herkes yediğini kaldırdı temizledik ortalığı. Kenan'ın odasında baya bi saat, iki üç telefon, ve 20-30 TL edecek eşyalar falan vardı. Bi tane de bilgisayar vardı. Bilgisayar dışında odasındaki her şeyi satacaktık. Herkes bir kaç parça alıp çıkacaktı, bugün çalışmak yerine depoyu düzene sokacaktık. Ben herkese söyledim, yanıma biraz para alıp Oya ablaya gideceğimi, herkes tamam dedi. Murat da gelmek istedi, ama burada da biri lazımdı. O yüzden o kaldı.
Ben çıktım dışarı. Gittim önce paralarımı ve telefonu sakladığım yerden aldım hepsini. Telefonumda onun numarası vardı, adresleri de yazılıydı. Adreslerine baktım, sonra sora sora hangi otobüs falan diye diye gittim evlerine. Biraz korkarak kapıyı çaldım. Kapıyı Oya abla açtı, yüzündeki sevinci görmeliydiniz beyler. Bir sarıldı görmeniz lazım. işte o gün niye gittin keşke kalsaydın falan. Ben hemen Yusuf muallaksi gitti mi diye sordum. Oya abla bunu terk etmiş. Babasınınmış bu ev zaten, Yusufu da göndermiş evinden. Burada tek yaşıyormuş. Ben sevindim, dedim iyi yapmışsın abla falan. Dedi gel beraber yaşayalım ne sokaklarda yaşıyorsun. Ben o çevreyi bırakamazdım, anlattım işte başımdan geçenler. Dedi şimdi ne yapacaksınız? Bilmiyordum aslında. idare edeceğiz bir şekilde dedim. Sonra düşündü, dedi ki Ben size bir lokanta açsam, orada çalışsanız hepiniz, olmaz mı? Ben çok sevindim, de hemen olmazdı bu işler. Bir de gücü yeter miydi açmaya, dükkanı falan nasıl bulacaktı. Baya bi sordum herşeyi, babası zenginmiş Oya ablanın. Dedi ki bir dükkan verir canım ne olacak. Abla 34 kişi bir dükkanda mı çalışacak? dedim.