sodamı açtım hikayemi anlatıyorum piçler

evet beyler, kesinlikle gerçek. öyle gibiş sokuş falan yok meselede, bi gecede de biter zaten. ama söylemek istediklerim var dıbına koyayım. insanı bazen en yakın arkadaşı anlamıyor. anlasa bile doğruya sevk etmesi gerekiyor, anlamazdan geliyor amk. dinleyecek olan varsa buyrun muhabbet edelim. ben yekten başlıyorum. eğer dinleyenler bi entry falan girerse en azından gib yere konuşmayalım amk. wordde yazmaktan bi farkı olsun.

a href http //www youtube com/watchvlx4fhafdwfk target blank http //www youtube com/watchvlx4fhafdwfk/a

şarkılarla devam edelim. artık kısa kısa özet geçerek anlatıcam panpalar. kafanızı gibmek istemem.

aradan 1 ay kadar bi zaman geçti, bursaya gidicek okumaya yengeniz. ama ben çok üzgünüm. sırf o gitse gene iyi. en yakın iki arkadaşım amerikaya gidicekler okul gereği, yengeniz gidicek falan. yapayalnız kalıcam resmen. ne annemle ne kardeşimle o kadar yakın değiliz o zamanlar. illa ki yakınız da, amk ben hiç kardeşimle bira falan içmeye gitmiyorum mesela.

sonrası zaten malum. işte sen gelirsin aşkım bursaya, zaten ben iki haftada bir gelicem eskişehire, azıcık özleriz birbirimizi nolacakmış kiler falan. ama benim içimde sıkıntı. biliyorum dıbına koyayım, ne zaman mutlu olsam illa ki çıkıyor bi muallaklik. gittikten 1 ay sonra ayrıldık. aldatmış beni, kaç kere hem de amk. daha biz sevişmemiştik. biz elini tutmaya kıyamazken, ağır aşık kafası yaşarken eloğlu amında fındık kırmış yengenizin. bu işler böyledir ama. her şeyi yapmak için senelerce uğraşırsınız, tek darbede ananızı giberler. kiliseler gibi beyler, 500 sene ayakta duran kiliseyi iki muallaknin döşediği dinamit yıkar. hayat böyledir.

http://imgim.com/2cftsg0.jpg

her şey böyle geçti gitti falan. okul mokul tak gibi tabi her şey. sonra hayatımı toparladım ama beyler. ağlamak çare değildir ama ağlayın. ağlamak güç verir amk. sevin ağlayabiliyorsan demiş özdemir asaf, sevinin lan. okula devam etmeye başladım tekrar, işi bıraktım, insanlarla vakit geçirmeye başladım. kalabalığa girmekten korkardım, girmeye başladım. spora yazıldım falan. güzel şeyler oluyor yani yine. içkiyi azalttım falan. on numara gidiyor her şey. annem kardeşim desen onlar da gülüyorlar yavaş yavaş, arkasında dört kişiliktir yazsa bile hazır çorba içmeye de başladım. omlet yapmayı bile düşündüm, ama ona hala yemiyor bak zütüm. 26nisanda, bu sene, korhan futacı ve kara orkestra konseri var peyote eskişehirde. o gece dışarı çıkcaz. bi arkadaşım var, kız. dedi ki canım ablam geldi seni onla tanıştırmak istiyom nerdesin. dedim tamam geliyim falan. mekana gittim yanlarına. abi kız güzel ya. kız cidden güzel. ama bi sorun var ki kız 27 yaşında amk. ama nabayım lan bildiğin vuruldum. neyse konsere gittik falan, o gece 13 tane bira içmişim. ertesi sabah hatırladığım son birayla beraber saydım, arada da 2 tane cigaralık çevirdik bizim bebeyle. kafaları kurtardık yani anlıycanız. aradan 3-4 gün geçti. tekrar görüştük bu benden büyük olanla. adına ne diyelim amk, meliha diyelim lan. meliha adını çok severim. manasını bilmeyen binler çamur - meliha şarkısını dinlesin. neyse işte, meliha ben kardeşi bi de bi bebe daha var. gene oturuyoz. ama bi sıkkınlık var üstümde o gün, ne içiyom ne konuşuyom. meliha dedi ki anlat. dedim ben konuşmayı bilmem, sussam olmaz mı? yok dedi anlat. iyi dedim sen bilirsin. aynen burdaki gibi ne var ne yoksa döktüm masada. 20 dakka falan ağlayarak gözlerimin içine baktı bu beyler. ilk defa olan bişey. yakışıklı bi adam değilim ama yakışıklı hissettim lan. o gece pilli bebek konseri de var. ona mı gitsek dedi bu. yok dedim ya gitmeyek falan. zorladı sonra, iyi dedim gidek. ama eşit şartlarda değiliz dedi. yemin ediyorum hayalet ve suna arasındaki replik geçti, hadi sarhoş olalım dedi. iyi dedim, olalım. 10 dakkada 4 elliliği bi de tekilayı yuvarladım beyler. sönmez abinin deyimiyle "inan itimat et."

yeni yıla bi 15 gün kadar var, 19u da ecenin doğum günü. kutlasam mı kutlamasam mı diyorum. napsam acaba. babam evde oluyor, akşamları dışarı çıkamıyom, okul var, sigara falan da içemiyom evde. kafam tutuyor amk yatsalar da balkonda iki tütsem diye meliyorum resmen. zaten kafalar apayrı. o zamanlar çok bira falan da içmiyom, böyle 2-3 tane içtim mi züt gibi oluyom. sabaha kadar cengiz kurtoğlu hakan taşıyan, sonra da o kafayla okula gitmeceler. 1. girdiğim bölümde 1.35 ortalamayla sonuncu oldum binler. ve asıl koyması gereken şey buyken bana hiç koymadı. ipimle kuşaam gibimle taşşaam geziyorum ben hala.

@10 tabi ki arabeske bağlıycaz kardeşim. biz doğulu adamlarız amk, anadoludaki ölüme yüklenen o mistik haz duygusundan bahsediyorum burada. bigün hepiniz anlarsınız binler. neyse dağıtmadan dönüyorum mevzuya.

2010 yılının şubat ayları gibi, yani daha hazırlıktayken, bi arkadaşımın evindeyim. oturduk işte bira mira açtık amk, içiyoruz. bi tane kız eklemiş bunu feysbuktan. la kıza bi baktım, abi dedim yok ya. heralde böyle bi güzel bişey ben görmedim. bi de olur ya, bakıştaki ufacık huurluğa kolayca aşık olursunuz. çünkü o anlık seversiniz sadece, beraber olsanız dıbınıza koyar ama beraber değilsinizdir. o kafaydı benimki de. bu ayrıntıyı da verdikten sonra aynı yılın ağustos ayına gelelim. ben yazın bi kafede işe girdim, saati 1.75ten çalışıyoruz amk. gözleme yiyon bi öğün yemek, onu da akşam hesaptan kesiyor amcık patron. günde 14-15 lira geçiyor eline. rahmetli babam, canım babam. hiç memnun değildi çalışmamdan öğlen 2 gece 2 çalışıyorum, yannan gibi az para alıyorum. ama açık bulduğunuz fırından sıcak ramazan pidesi alıp sahura yetiştirmenin tadını bilir misiniz lan binler? işte ben babama katmer falan da almıştım, tahinli cevizli falan bişey. çok severdi tatlıyı. rahmetli dedemden kalma, babam da ben de çok severiz tatlıyı. tulumba tatlısı, baklava, yok ekler bilmem ne. alıp alıp gidiyorum eve. mutlu uyuyorum amk, az uyusam da mutlu uyuyorum.

şimdilerde hala bana beni sevdiğini söylüyor. ama kıskandığım zaman at kafası tribi atıyo bana. bişey söylüyorum alınıp kırılıyo. diyceksiniz ki kız eğlence arıyomuş, seni bulmuş. doğrudur amk. ben muhasebeci değilim beyler, hesap tutturmaya uğraşmam. ben hayır kurumu da değilim amk kimseden hayır beklemem. benim kendime hayrım yok zaten avradını gibeyim, başka kimden dokunsun. size tek söyleyeceğim, bugüne kadar ne biliyosam onu yaptım. ne istediysem yaptım. canım içmek istedi içtim amk, cigara istedi gittim çözdüm sardım o taku da içtim. her şeyini yaptık. belki yanlış geliyor uzaktan sizlere, belki de amk mutsuzmuşum gibi geliyor. hayır beyler, ben sadece mutlu değilim. ama yarın ölsem, keşke şunu da yapaydım amk diyceem şey bi evlenmek bi baba olmak kaldı. geri kalan her taku yedik zaten. bunun tatlı da olsa bi doymuşluğu var içimde, sizden on yaş büyük adamların 2 birada züt olduklarını görüp de taşşak geçersiniz ya hani, onun bilinçsel sevinci diyelim. burada bitirdik beyler. bu başlığı unutmayın, eğer başıma başka şeyler de gelirse, bişeyler olur falan filan. ya da dertleşiriz ederiz. ben eskişehirdeyim, dertleşek içek diyen panpam varsa yazsın özelden. şerefsizim çekinmeyin amk ben de çekinmem. tekrar teşekkür ederim beyler, hepiniz sağlıcakla kalın. panpanız iyi geceler diler. bol bol bira için amk.

adı ece beyler. 1.70 boylarında falan. tatar, ama çok da çekik gözlü değil. nerdeyse beline kadar uzun saçları var, kahverengi. ama iri lan bi de, at gibi resmen. omuzları falan benden geniş amk, sarılıp edince bi garip duruyoruz. her sabah buluşmaya başladık sonraları, ben her sabah 5.45te gidip evinin ordan alıyorum bunu, önce birer simit alıyoruz fırından, sonra mcdonaldstan kahve, sonra petrolden camel soft alıp porsuk kenarına oturuyoruz. orada kahvaltı edince de bi gölgelik bulup muhabbet falan. bi gün bu yere uzandı uyuycam diye. dedim kalk dizime yat. yattı ama nası, ebem gibiliyor lan. gibim falan kalkıyor amk, belli etmiycem diye daha da çok çakozluyo kız durumu. aga sevdiğiniz karı var ya topuğunuza yatsa gibiniz kalkar. öyle değil diyeni giberim, sevmemiştir muallak. işte yatıyor benim dizde, 1 saat falan geçti böyle. sonra sıkıldım ben. dedim kalk falan. kalktı omzuma yattı. yanaktan öpmeye başladım yekten, baktım ses etmiyor, allah ne verdiyse. o gün başladık beyler. benim makus talihim de o gün başladı. 27 ağustos 2010.

sonra o yıl bitti işte. bu yılı kısaca geçtim. ama geçmemin nedeni, en iyi arkadaşlıklarımdan bir kaçını o senede kurmamdır. sonuçta okulda sigara içebiliyorsanız eğer, samimiyetiniz liseye oranla katlanmış demektir. en basitinden hocaya soru sormaya yanına gidicem de sigara kokucam diye zütüm zütüm kıvranmazsınız. ama ben yine bütün kızlara zütüm zütüm kıvranarak gittim. hiçbiriyle de bi tak olmadı zaten dıbına koyayım. o yıl hazırlıktaki 3000 küsür öğrenciden 218 kişi falan geçmişti yanlış hatırlamıyorsam. ve ben ilk dönemde hazırlığı geçip bölüme geçmek istemedim. 2. dönem yine okudum yine geçtim. arkadaşlar yazın eve çıktılar falan, ilk defa ana baba olmayan evde ve onlara da ait olmayan evde içiyoruz amk. bunlar çok büyük, heyecan verici şeyler lan.

@43 şu an için elimden gelen tek şey panpa. altan erkekli - yalnızlık yaz youtube'de, onu seyret. senin söylediklerine söylenebilecek en güzel karşılıktır. sonra da bi orhan gencebay - gitti de gitti dinle. iyi gelir. sigara içmeyi de unutma.

insana şoku atlattıracak bir şey varsa, o da ölümden sonraki bir haftadır beyler. yok veraset ilamı, yok vergi dairesinde işte borcu yoktur kağıdı almalar falan filan. savcılığa git mahkemeye git bilmem ne. bütün o işlerle amcam ve ben uğraşıyoruz. zaten gibko gelebilir ama o ara bi de behzat ç bi sezon finali yaptı ki ananı avradını gibeyim o da bi ayrı gibti belamı. benim en büyük hayalim babamla karşılıklı sigara içmekti beyler, annem çay demleyip getircek, biz babamla 52yi açmış sigaraları yakıp yanık oynıcaz. yapamadık amk. nabarsın, kader. babamla ilk sigaramı mezarında içtim, 19 hazirandı sanırım geçen yıl babalar günü. işte o gün. gittim ağladım bi, suladım mezarını falan. ordan atladım geri geldim çarşıya, işte bira mira bişeyler içicem falan. o günler öyle yavan yavan geçiyor. kendimi kitaplara verdim, kitap okumazsam ölecek gibiyim amk. ya uyuyom ya kitap okuyom. başka hiçbi tak yediğim yok.

tekrar rezerve panpa hikaye iyi gidiyor ise gidicem yarin okurum

@28 ciddi soyluyorum acayip duygulandım panpa. Allah kolaylık versın ne dıyım zor be..!

gene ağustos ayında, o yıl ağustosda bi kıza aşık oldum. adı beril. hala muhabbet ederiz ha, tatlı da kız. biraz salak ama bi muallaklik yok yani karıda ben onu anladım çok net. onunla takılıyoruz ediyoruz falan. ben yine arada mezarlığa gidiyorum. o sıra bi de babam iş başında öldü diye beni garda işe aldılar. minnetini gibtiklerim. babamı tak kadar sevmeyen adam, tertip oldu çıktı sanki. benim babam cidden çok dürüst adamdı beyler, müdürünün önünde yalnız önünü iliklerdi, ellerini iliklemezdi. fenerbahçeliydi ama hakem olmadık penaltıyı vermedi diye ana avrat sövmezdi. kardeşimle bizi atatürküm diye severdi amk, başımızı öyle okşardı. böyle böyle şeyler. neyse işte. yine mezarlığa gittik geldik bigün arabayla. bi de o gün ilk defa araba kullanıcam. annemle kardeşimi aldım atladık gidiyoz. bi 3-4 kere kaza tehlikesi atlattık. annem her taka karışıyor zaten beynimi yedi gelene kadar. biz bunla bağrıştık amk evde. tezgahta bıçak duruyor amk aldım sokacam karnıma. sokamadım. beni bir ağlama aldı ki, dirseklerim halıya sürtmekten kanadı amk, al kan oldu halının üstü. öyle ağladım beyler, bağıra bağıra tepine tepine. duyan adam öldürüyolar zanneder. öyle ağladım amk.

http://www.youtube.com/wa...ZAKvLQ&feature=colike

@28harbi duygulandim panpa

o sıralar ağlamak da kolaylaştı falan. bi de gece nöbetlerine veriyolar beni, ben trenlere bakıp bakıp ağlıyorum amk. ama iyi de geliyor öteki yandan. adam akıllı bişeyler yazmaya o zamanlar başladım. beyler reklam değil, naçizane bi blogum var. yedibucuk. tumblr.com, okumak isteyen arkadaşlar oraya da bakabilir. neyse. işte bu kızla da tanıştım ettim, evine falan gidiyoruz arada içiyoruz ediyoruz. bunda bi de zehirli reflü mü ne var, bira falan içemiyor. viski içiyor, zengin hastalığı. babada tak gibi para da var zaten koymuyo kıza. neyse yine bigün içiyoruz. buna dedim ki, bak ben seni baştan beri seviyorum. ama sen sevmiyon çok belli, diyosun ki arkadaş kalalım. beril yarın sen sevgilini getirir benle tanıştırırsın ben o bebenin yüzüne gülüp elini sıkmak zorunda kalırım. ben bunu yapamam amk, kaldıramam dedim. bi daha görüşmeyelim. o konuşmadan önce de bi hikaye anlatmıştım ona. liseli olmayanlar bilir, eskiden bi reklam vardı. bi tane dağcı adam bi karlı dağa tırmanıyo. çantasından da kolayla haylayf bisküvi çıkartıp içiyor amk bisküviyi bandıra bandıra. babam işe giderken hep sorardı bize ne istiyonuz oğlanlar diye, ben de dilim dönmediği için halley derdim. ama babam anlardı haylayf getirirdi. bunu anlattım falan. biz ayrıldıktan sonra mesaj geldi, yarım saat falan olmuştu.

"saat 10 olmadan bulut tekele git, sana bişey bıraktım"

neyse beyler hemen gittim bulut tekele. şapka almıştım ona hediye, çok güzel bişeydi. bi baktım amk adam onun kutusunu veriyor bana. içini açıp bi baktım, 1 litre coca cola bi de alabildiğine haylayf. sigara yakıp kaldırımda ağladım beyler. bi erkeğin alabileceği en güzel hediyelerden biridir dıbına koyayım.

rezerve panpa, başın sağolsun bu arada

aynı şeyleri yaşadım kardeşim. acını anlarım, toprağı bol olsun rahmetlinin.