sodamı açtım hikayemi anlatıyorum piçler

hapta attın mı

evet başlıyorum. hikaye 2009 yazında başlıyor. üniversiteyi kazandığım sene. 91 doğumluyum zaten, ilk senemde kazandım. olursa odtü, olmazsa memlekette kalırım diyodum. memleket eskişehir, odtü olmadı. dedim kalayım memlekette. anadolu ingilizce iktisat yazdım, 1. girdim bölüme. yalanına sokuyumcu arkadaşlar 2009 giriş puanlarına bakabilirler, tavan puanı 328.342, işte o benim puanım. neyse hazırlığa başladık. tabi yazın böyle ufak çaplı aile tartışmaları olsa da iyi gitti her şey. sınıfa bir girdim abi, sezin diye bir kız var ama. ben ömrümde öyle bir şey görmedim. izmirin cidden hak ettiği şeylerden biri de kızlarının güzel oluşu. yani bu söylemi kesinlikle hak ediyormuş ben onu anladım.

@2 hap yok panpa, dilim limon var sodanın içinde. palaks bardakta, bilenler bilir.

anlat panpa dinliyorum

izmir konusunda adam haklı

o yaz ve devamı tamamen tak püsür şeylerle geçti beyler. hani her erkeğin hayatında gördüğü tüm kızlara aşık olduğu bazı zamanlar vardır, işte benim o zamanım o seneye rast geldi. iki günde bir başka bi kıza aşık oluyordum amk. hepsiyle de bi şekilde muhabbeti kuruyom ama. ki şu da var ben hiçbir zaman gibinin derdinde uçkur beyinli amsalak bi adam olmadım. seviştim tabi ben de ama, arada duygusal bişey olması şarttı. 27 yaşında barmaid kız da gibtim, ama içerken kıza aşık olmuştum. ertesi sabah aşık değildim mesela.

reserved

sonra o yıl bitti işte. bu yılı kısaca geçtim. ama geçmemin nedeni, en iyi arkadaşlıklarımdan bir kaçını o senede kurmamdır. sonuçta okulda sigara içebiliyorsanız eğer, samimiyetiniz liseye oranla katlanmış demektir. en basitinden hocaya soru sormaya yanına gidicem de sigara kokucam diye zütüm zütüm kıvranmazsınız. ama ben yine bütün kızlara zütüm zütüm kıvranarak gittim. hiçbiriyle de bi tak olmadı zaten dıbına koyayım. o yıl hazırlıktaki 3000 küsür öğrenciden 218 kişi falan geçmişti yanlış hatırlamıyorsam. ve ben ilk dönemde hazırlığı geçip bölüme geçmek istemedim. 2. dönem yine okudum yine geçtim. arkadaşlar yazın eve çıktılar falan, ilk defa ana baba olmayan evde ve onlara da ait olmayan evde içiyoruz amk. bunlar çok büyük, heyecan verici şeyler lan.

reserved yazınca okurum

ben de ne zaman arabeske baglayacak diyordum

2010 yılının şubat ayları gibi, yani daha hazırlıktayken, bi arkadaşımın evindeyim. oturduk işte bira mira açtık amk, içiyoruz. bi tane kız eklemiş bunu feysbuktan. la kıza bi baktım, abi dedim yok ya. heralde böyle bi güzel bişey ben görmedim. bi de olur ya, bakıştaki ufacık huurluğa kolayca aşık olursunuz. çünkü o anlık seversiniz sadece, beraber olsanız dıbınıza koyar ama beraber değilsinizdir. o kafaydı benimki de. bu ayrıntıyı da verdikten sonra aynı yılın ağustos ayına gelelim. ben yazın bi kafede işe girdim, saati 1.75ten çalışıyoruz amk. gözleme yiyon bi öğün yemek, onu da akşam hesaptan kesiyor amcık patron. günde 14-15 lira geçiyor eline. rahmetli babam, canım babam. hiç memnun değildi çalışmamdan öğlen 2 gece 2 çalışıyorum, yannan gibi az para alıyorum. ama açık bulduğunuz fırından sıcak ramazan pidesi alıp sahura yetiştirmenin tadını bilir misiniz lan binler? işte ben babama katmer falan da almıştım, tahinli cevizli falan bişey. çok severdi tatlıyı. rahmetli dedemden kalma, babam da ben de çok severiz tatlıyı. tulumba tatlısı, baklava, yok ekler bilmem ne. alıp alıp gidiyorum eve. mutlu uyuyorum amk, az uyusam da mutlu uyuyorum.

@10 tabi ki arabeske bağlıycaz kardeşim. biz doğulu adamlarız amk, anadoludaki ölüme yüklenen o mistik haz duygusundan bahsediyorum burada. bigün hepiniz anlarsınız binler. neyse dağıtmadan dönüyorum mevzuya.

şukuyla beraber takip ediyorum panpa ama hızlı yaz bitir bu hikayeyi bugün

yalan söylüyor bin, 90 dan sonra doğumlar yasaklandı 91 liyim diyor.

@14 adam çin halk cumhuriyeti nüfus planlama müdürü amk

sonra o bahsettiğim kızla tanıştık kafede çalıştığım dönemlerde. beni de eklemiş feysten. allah allah dedim amk tanımam etmem ne alaka. meğer dersaneden tanışıyormuşuz lan ilkokulda, final dersanesi 842. iyi işte sohbetti muhabbetti yannan kürek falan derken bigün ben bunu kafeye davet ettim. 3te mesaiye başlıycam o gün, dedim 12 gibi buluşalım. iyi olur dedi, gelirim ben oraya. neyse ertesi sabah uyandım saat 11 amk. yannan yetişirim dedim daha duş alıcam saçlar papaz gibi bilmemne. atladım bigiblete bi saçları yıkayıp bastırdım gittim. kurumadan bigiblete binen kafamı da gibeyim, saçlar daha beter oldu.

http://www.youtube.com/watch?v=CLFUsGLdZq8

şarkıyı da açarsanız daha güzel olabilir beyler.

neyse işte vardım yanına. baktım kafenin orda bi kız oturuyo, dedim kesin o. bi gittim. ulan ayaklarda sandalet falan. şerefsizim daha suratını görmeden ayak parmaklarına aşık oldum heralde. küçücük, minik falan. kezban ayağı değildi lan çok net. işte meraba falan filan geçtik oturduk. bende bi oturuş var amk, sanki saatlik çalışan garson değilde mekan sahibiyim. "erhan bize bi çay bi sütlü ver lan ordan" falan diyorum, erhan belamı gibecek tabi ses etmiyo ama. o gün bitti, saat iki buçuk gibi durağa bıraktım ben müstakbel yengenizi. evine gitti ben de mesaiye başladım. ama aklımda o var hep amk. demirbaşı olduğum mekandayım, adisyona masayı yanlış yazıyom, çayı yazmıyom bilmem ne falan. müşteriden aldığım hayır dua karşılığı muallak patron on lira kesti gündelikten. 4 lira kaldı amk. sigara etmiyo lan, camel de 6 kaat o sıra. anadolu bile 4.25 amk. bi lira da bi arkadaştan aldım bi paket sigara aldım atladım bigiblete eve dönüyom. eli boş gidiyom tabi.

@13 hızlanıcam kankacım, sadece biraz biraz kafalarda otursun diye uzatıyorum. yani en azından bi karakterimi oturtayım da kafalarda, sonra bu ne amk yalanına sokuyum olmasın hesabı. bizde yalan yok reyis. yalan var da kendimize var amk. yoksa şimdiye kadar yanımızdaki karının haddi hesabı olmadıydı. ve anlatılanlar tamamen gerçektir.

adı ece beyler. 1.70 boylarında falan. tatar, ama çok da çekik gözlü değil. nerdeyse beline kadar uzun saçları var, kahverengi. ama iri lan bi de, at gibi resmen. omuzları falan benden geniş amk, sarılıp edince bi garip duruyoruz. her sabah buluşmaya başladık sonraları, ben her sabah 5.45te gidip evinin ordan alıyorum bunu, önce birer simit alıyoruz fırından, sonra mcdonaldstan kahve, sonra petrolden camel soft alıp porsuk kenarına oturuyoruz. orada kahvaltı edince de bi gölgelik bulup muhabbet falan. bi gün bu yere uzandı uyuycam diye. dedim kalk dizime yat. yattı ama nası, ebem gibiliyor lan. gibim falan kalkıyor amk, belli etmiycem diye daha da çok çakozluyo kız durumu. aga sevdiğiniz karı var ya topuğunuza yatsa gibiniz kalkar. öyle değil diyeni giberim, sevmemiştir muallak. işte yatıyor benim dizde, 1 saat falan geçti böyle. sonra sıkıldım ben. dedim kalk falan. kalktı omzuma yattı. yanaktan öpmeye başladım yekten, baktım ses etmiyor, allah ne verdiyse. o gün başladık beyler. benim makus talihim de o gün başladı. 27 ağustos 2010.

reserved

a href http //www youtube com/watchvlx4fhafdwfk target blank http //www youtube com/watchvlx4fhafdwfk/a

şarkılarla devam edelim. artık kısa kısa özet geçerek anlatıcam panpalar. kafanızı gibmek istemem.

aradan 1 ay kadar bi zaman geçti, bursaya gidicek okumaya yengeniz. ama ben çok üzgünüm. sırf o gitse gene iyi. en yakın iki arkadaşım amerikaya gidicekler okul gereği, yengeniz gidicek falan. yapayalnız kalıcam resmen. ne annemle ne kardeşimle o kadar yakın değiliz o zamanlar. illa ki yakınız da, amk ben hiç kardeşimle bira falan içmeye gitmiyorum mesela.

sonrası zaten malum. işte sen gelirsin aşkım bursaya, zaten ben iki haftada bir gelicem eskişehire, azıcık özleriz birbirimizi nolacakmış kiler falan. ama benim içimde sıkıntı. biliyorum dıbına koyayım, ne zaman mutlu olsam illa ki çıkıyor bi muallaklik. gittikten 1 ay sonra ayrıldık. aldatmış beni, kaç kere hem de amk. daha biz sevişmemiştik. biz elini tutmaya kıyamazken, ağır aşık kafası yaşarken eloğlu amında fındık kırmış yengenizin. bu işler böyledir ama. her şeyi yapmak için senelerce uğraşırsınız, tek darbede ananızı giberler. kiliseler gibi beyler, 500 sene ayakta duran kiliseyi iki muallaknin döşediği dinamit yıkar. hayat böyledir.