sizin üç yılınız hiç boşu boşuna gitti mi

bir sevgiliniz vardır.
mutlusunuzdur.
üniversite zamanı gelir.
başka bir şehire gidersiniz.
onu üzmemek için elinizden geleni yaparsınız.
mutlu olsun istersiniz.
yapma der.
yapmazsınız.
onun üniversite zamanı gelir.
bir şeyler olacağını hep bilirsiniz.
ve o gün gelir.
daha okul bile başlamamıştır ama.
o gün gelir.
işte o gün gelir ve her şey değişir.

edit: güzel bir kardeşimize selam olsun.

benim hikayemi bilen biliyor.
bu ise başına yaşayan bir adamın hikayesi..

hayatım boyunca sevdiğim kızlar oldu.
sevildim.
sevdim. beraber oldum.
yaşadım.
lise sondayken hayatımda ilk defa bir kıza çekildim.
her zaman bir arkadaşımın arkadaşıyla tanışmışımdır ve sevgili olmuşuzdur.
o gün ilk defa ben gördüm.
onu..
o güzelliği.
gözlerim bozuktu bir de..
ama onu o kadar net görüyordum ki.
belki asla bakmayacaktım dışarıya.
hiç adetim olmamıştı oysa.
denk geldi.
ve gördüm..
üstünde bir eşofman.
gerisini hatırlamıyorum.
çünkü benim için önemli olan ne fiziği ne de başka bir şeyiydi.
o andı.
önemli olan o an.

biraz kendi yorumumu katayım olaya.
hani soğuk bir suya girersiniz ya.
buz gibidir , anlık bir şok.
sonra alışırsınız ..
geçer biter her şey..
öyle bir şeydi benim için yaşanan.
tanık olsanız mutlu olacağınız şeyler vardır.
bir bebeğin bir şeyi keşfettiği zaman ki gülümsemesi gibi...
öyle bir andı..

bir iki arkadaşa göstermem yetmişti bile..
daha 2 dakika sonra adını öğrenmiştim , kim olduğunu.
bilgiler geliyordu.
kıza bile söylenmişti bu durum.
ders arasında tanışmaya bile inilecekti.
ayarlanmıştı.
yataktan kalkıp gezen ben.
ilk defa üst baş düzeltmiştim.
ilk defa saçıma şekil vermeye çalışmıştım.
ilk defa kafamı kurcalamıştı düşünceler.
acaba diye.

http://www.youtube.com/watch?v=rYEDA3JcQqw benim sevdiklerimden.

ulan aşağıya inişimi hatırlıyorum.
liseli filan ama ağırdım ben.
öyle koşarak inmedim hiç.
iki kat indim ve durdum.
kapı çıkışında durdum.
nefes almayı ve arkadaşlarımı bekledim.
sanki umursamıyormuşum gibi olmak için.
mümkün olur mu böyle bir şey.
asla olmaz.
asla olmadı da.
kimse gerçek aşkını bulduğunda sakin kalamaz.
ne ben kaldım.ne onlar.ne de siz.

dalga konusu olmayı bile kabul etmişsiniz.
üstelik lisedesiniz. düşünsene bir olayı.
bu kadar ağır bir yükü bile sırtlamışsın sadece yirmi saniye için...

ve tanışırsınız.
güzel gözlerinden içeriye düşersiniz.
her zaman öyle olur zaten.
ilk gözlerdir etkileyen.
çünkü ilk defa kendini görür her sevdaya düşen...

o kadar çok beğenmişsinizdir ki aslında.
ama ne gibtiğimin hayatı izin verir bunu söyleyebilecek yeteneğe sahip olmana..
ne de bulunduğun sosyal çevre..
öyle ya.
sen ağır abisin.. böyle hemen söylenir mi?
ne olur söylersen?
sadece dalga konusu olursun..
öyle büyük bir olaydır ki bu lisede..
hangimiz yaşamadık ki?
o zaman için en büyük sorunun buyken.
yıllar sonra ne acılar çekersin ki , bir bakmışsın sorun dediğin sorunları yaşamak için dua ediyorsun..

elini sıkarken elin titrer.
yaşın küçüktür ama çok kız zütürmüşsündür ya sen.
büyük adamsın ya.
nasıl olur da bir kız bunu yaşatır sana.

sen orada terler dökerken sanki iki saat spor yapmışsın gibi.
o , o kadar rahattır ki.
senin aşık oldum dediğin kişi yoksa erkeklerle yakınlığın dibine vurmuşta senin mi haberin yok?
asla olmaz .
kabullenemezsin çünkü.
bu yüzden aşık olduğun zaman en yakınların sana sırtını dönmüş gibi gelir.
aslında asla dönmezler..
sen açını değiştirmişsindir sadece...

sadece iki dakika sürmüştür lan.
sadece iki dakika.
sana üç saat gelir.
ona bir kaç saniye...

seni beğensin diye göbeğini bile içeriye çekersin.
göğsünü şişirirsin.
ihtiyacın yoktur belki.
istersen parmak yerine kasın olsun..
sen yine de yaparsın bunu..

sokakta senin içine düşecek olan onlarca kız varken..
sen kendini beğenmezsin..
işte ne zaman kendini beğenmediğini anlarsan ..
sen o zaman aşık olmuşsundur.
ve sen ne zaman aşık olmuşsan..
sen hayatı yeni yaşamaya başlıyorsundur...

http://www.youtube.com/watch?v=zRIbf6JqkNc

sonra bir arkadaşı derki sırıta sırıta..
aslında onun sevgilisi var..
anlık kalp krizi yaşarsın..
o an vücudun da ki bütün terler çekilir.
kanın akmıyor gibidir sanki.
rüzgar vardır..
şeffaf bir kaya gibisindir..
yağmur yağar..
senin tenine değince buhar olur uçar...

ama yediremezsin ya.
hem senden küçük birisi..
hemde senle tanışmaya gelmiş.
sevgilisi var.
olsun dersin o an..
boğazına düğümlenir ama sanki umursamıyor gibi davranırsın..
ama içinde fırtınalar kopmayı bırak..
ne gemi kalmıştır nere kara...

yavaş yavaş sınıfa yöneldiğimi hatırlıyorum..
çocukların ve kızların önemli değil abi sana kızmı yok gibi söylemleri..
kimileri şimdiden kaşardır belki kız lafları...
romantik çocuksundur ya sen..
çevrende ki adamlarin hiç birisi senin gibi değildir ama..
hepsi kız üstüne kız zütürür..
sen kıyamazsın...
geleceğini düşünürsün sen kızın..
onlar o kızı giber bir köşede..

sen romantik adamsın ya..
sen iyi adamsın ya..

çok şükür ki seviyoruz vatanımızı milletimizi..
lise zamanında kaçırmazdım hiç bir cuma günü okunan marşı.
o gün bir şey oldu neredeyse katılmayacaktım..
2 dakika kala girdim o sistemin zorladığı sıraya..

ve o dünyanı başına yıkan kız gelir..
sevgilisi var onun diyen..
sen tam dalga geçecek derken senden çok hoşlanmış numaranı istiyormuş der..

o yıkılan dünyan uçar gider..
bırak çevrendekileri dünyayı umursamazsın..
telefonunu öyle bir çıkartırsın ki onun numarasını da bana versene diye..
almıştım numarası..
kendi numaramı vermiştim de..

ama erkek benim ya ilk ben arayacağım..
peki ya dalga geçiyorlarsa?
bir kız arkadaşıma aratırım..
hayatımda yaptığım en aptalca şeylerden biriydi belki de..

dershaneden bir kız arkadaşıma o numarayı aratmak ve atıyorum ayşe senmisin diye konuşturmak..
karşıdan gelen cevapsa yine gülümsetmişti beni..
onun ismini duymak bile yeter bazen..
zaman ile nefesini..
işte böyle başlar her şey..
böyle güzel bir telaş ile başlar...

o gece en yakın iki kardeşin ile meclis parkına gidersin içmeye..
paran vardır cebinde ama liselisin ya sen..
farklı olacak..
sonraları iyi ki gitmişim dersin..
iyi ki gitmişim..

beni merak etmişti o gün..
o gece çok içtiğimi belirterek mesajlaşıyordum..
dikkat et gibi cümleler kuruyordu..
önemsiyordu lan beni..
ben böyle hissediyordum en azından..
bilemiyorum alkol mü.
yoksa aşk mı.
yoksa o gerçekten hissediyor muydu bir şeyler..
sonuçta önemsiyordu beni..

bir hafta sonra hoşlandığımı ilan etmiştim ona..
o ise ben şuan birisi ile görüşüyorum ama ayrılmak üzereyim demişti..
dünyam bir kere daha gitmişti elimden..
hani bazen mutfakta bir şey ararsınız..
ve yalnızca kayar gider elinizden bir şeyler..
gençken annem duymasın telaşına..
büyüdüğünüz de ise annenize duyduğunuz sevginin getirdiği alışkanlık ilke onu tutmaya çalışırsınız..
ama tutamazsınız asla..
her zaman düşer yere..
bazen kırılır , bazense bir şey olmaz objeye..
ama her zaman sizin içiniz dağılır..
yine benim dağıldığım gibi o günde..

bir gün bana bir kaç saat mesaj atma dedi.
kıramadım.
kafamı gibeyim ki kıramadım.
altını kurcalamadım bile..
sadece tamam dedim..
akşamında mesaj attı bana..
8 saat geçmişti ..
sekiz koca saat.

bana o çocukla şans eseri karşılaştıklarını ve her şeyi bitirdiğini söyledi.
kuaföre giderken yol üstünde görmüş.
bir kaç dakika konuşmuşlar..
biliyorum şu an sizi.
neler dediğinizi..
ama hala inanmak istemiyorum başka bir şey olduğuna..
hala inanmıyorum başka bir şeye..

1 hafta sonra her şey düzelmişti.
ulan salak gibiydim..
bildiğin durduk yere gülüyordum.
tam liseli işte..

1 hafta sonra bir trafonun yanında çıkma teklifi ettim bir çiçekle.
romantiğim ya ben..
kabul etti.
iyi güzel hoş herşey de tam bir ay boyunca yanımızdan sözde en yakın arkadaşı ayrılmadı.
bütün okulda alay konusuyduk resmen.
tam bir ay boyunca her yerde yanımızdaydı...
artık alışmışken benim bir kız arkadaşım söyledi ona..
tartıştılar ama kendisine geldi ve baş başa kalmaya başladık..
ikinci baş başa kalışımız okuldan dolmuşla giderkendi..
o kadar aciz bir durumdaydım..

o an bana öyle güzel geldi ki.
hayatımda ilk defa bir laf ettim.
hayatımda ilk defa aşık oldum sana dedim. seviyorum değil.. aşık oldum..
ve bana hayatımda hiç bir zaman unutamayacağım bir laf etti.
üç ay boyunca rüyalarıma giren o söz belki beni bu günkü halime getirdi .

bana bende hayatımda ikinci kez aşkı yaşıyorum dedi.

kendi hissedebildiğim zamanlar da bu olay bana klimali bir arabadan 40 derece sıcağa çıkmak gibi gelmişti.
yürümek istesen yürüyemezsin.
ama yürümen gerekir..

nasıl yani dedim..
eski sevgilim dedi.
kim?
ben ilk okul sekizinci sınıftayken o lise iki deydi.
o an bütün dolmuş beni izliyor sandım.
beynim en ince hücresine kadar durmuş sadece idrak etmeye çalışıyordu..
bende kendimden büyükler ile ilişkiler yaşamıştım.
ama ben erkektim.
onun bahsettiği bu durumun anldıbını ise adım gibi biliyordum.
o gün öyle geçti.
ya da geçmedi desem daha doğru olacak..
ilk yaptığım şey onu bırakıp bir bara gitmek oldu.
zaten o dönemler girebildiğin yer sayısı bir elin parmaklarını geçmez..
yalnız başıma..
hani birde hep tanırsın ya sahibini filan.
daha havalı olur böyle..
o zaman anlamıştım o olayların yalan olduğunu..
bazen biran ve sen varsındır.
kimisi için bu çaydır.
ama asla bir kız değildir bu..

ertesi gün öğlen telefon etti bana.
en yakın arkadaşlarımdan birisi okulda isim yapmış bir pekekentti.
ya da kendisi öyle anlatıyordu diyelim.
her hafta bir kız zütürüyordu.
konuyu ona getirdi.
ee dedim..
onun arkadaşısın sen de daha önce bir şeyler yaşadın mı dedi..
evet yaşamıştım bir şeyler.
ama ne yapacağımı bilemedim o an.
bunu bilmen neyi değiştirecek dedim..
hiç dedi.
bilmek istiyorum sadece...
şimdi ki aklım olsa..
ciddiyim her şey farklı olurdu..
herhalde hayatımı yabancı kızları zütürmeye adardım.
ve asla hiç bir kızın gözünün içine bakmazdım.

küçük bir şeyler oldu dedim.
nasıl yani dedi..
ilişki yaşadın mı ya geldi konu.
hayır dedim.
sıra bendeydi..
o kafamı kurcalayan.
ikinci aşkıymışım ya hani ben.
hani kızlar aşklarına çok değer verirmiş ya.
her şeyi yaparlarmış.
sen yaşadın mı dedim?
neler olduğunu hatırlamıyorum o an ama hayır dedi gülerek.

şimdi düşünüyorum da .
madem hayır , nasıl sorabilirsin böyle bir şeyi..
madem hayır nasıl ilk aşkını anıyorsun sevgilinin yanında..

http://www.youtube.com/wa...iqDa8&feature=related

dünyalar benim oldu herhalde..
çok klagib olacak ama filmlerdeki aşkı buldum sanki..
hani kötü adamın elinden her zaman iyi adam alır ya kızı.
üstelik kız daha hiç bir şey yaşamamıştır ve bilmiyordur..
ilk öpücüğü bile farklıdır...

bir ay geçti aradan..
iki ay ve bir kaç gün olmuştu ilişkimiz başlayalı.
ama okul hariç görüşmüyorduk bile..
sebebi olarak yeni doğan kardeşini gösteriyordu..5 aylıktı..

artık söylenmeye başlamıştım ve sonunda izin almıştı.
bir alışveriş merkezinde buluşmuştuk.
o kadar saf davranıyordu ki..
ulan şakamıydı bilmem , bu zamanlar bile şakaydı diyor ama o gün yemek katında komik bir olay olmuştu..
ona et yemek ister misin demiştim.
ben et yemiyorum köfte yiyelim demişti..
şu an bile gülümsedim..
saflığından gelmişti bana..
o ise şaka diyor..
ne doğru bilemedim ama güzeldi be.
böyle olması bile güzeldi...

zaman güzel geçiyordu.
bir taraftan sınava hazırlanıyordum..
derken babamın istanbula terfisi çıktı..
çok güzel bir firsattı ve tabi ki gidecekti.
zaten emekli bir subay.
tayinlere alışığız biz , bir gün aniden gitmeye..

ama babam o senenin öyle geçmesini istedi..
sınavdan sonra yazacağım yer istanbul olacaktı..

bu durumu anlattığım da öyle üzüldü ki..
ben ne olacağım dedi..
hiç birakırmıyım seni?
zamanı gelince düşünürüz dedim..
ama sensiz bir düşünce aklımdan asla geçmez..

öyle böyle geçti zamanlar..
ilk kez nerede öpüştüğümüzü hatırlamıyorum kusuruma bakmayın bir film sahnesi çıkartmadım ama bir lafını hatırlıyorum ki doğru olduğuna hala inaniyorum..
spor salonunda çalışırken öpücüğün beni çok mutlu ettiğini söylemiştim mesaj da..
bana etmeli tabi ki ilk defa bir erkeği öpüyorum demişti...

dünyalar benim olmuştu lan.
çok şaşırmıştım ama..
bir kız bu kadar saf ve temiz olabilir mi?
bilmiyorum ama üç yılımı verdiğime göre olabilir.

okulda bütün hocalar bile ayrı bakıyordu bize..
herkes seviyordu bizi.
bir muallak hariç.
benim yaşıtımdı..
türkçe sosyal sınıfında okuyordu..
deniz diyelim adına...

sürekli konuşmaya çalışıyordu güzelimle..
üstüne yürüyecekken iki kere arkadaşlarım gidip uyardı..
hani her liseli der ya..
bizim devre çok farklıydı olum ya diye.
işte o muhabbet.
bizim devre o kadar yakındı ki 11 sınıfın hiç birisi birbirine girmezdi...

hala akıllanmıyordu adam.
en sonunda milletten gizli ben çektim kenara..
durumu anlattım..
oda yüzüme sırıtıp durdu..
bir şey dese dövüp rahatlayacağım.
tamam dese içim rahatlayacak.
adam kafa sallıyor gülüyor sadece.
ulan sinirim daha da bozulmuştu o gün..
daha sonra belki 4-5 kere elimden aldılar adamı..
ama hep gülümsemeye devam etti herif...

her gün ondan önce uyanıyordum..
oturduğum yer okula otobüs ile 1 saat 45 dakikaydı.
her gün şiirler yazıyordum lan..
öyle işte...

her gün istanbula gitsem bile her zaman geleceğimi..
onu asla bırakmayacağımı söylüyordum..
sırf bazı yemekler de kızlar var diye ailem ile önemli iş yemeklerine bile katılmıyordum..
sırf onun için..
yeter ki gülümsemesini göreyim..
içten içten gülümsesin ve ben dinleyeyim..
gözleri benim gözlerime baksın ..
yeter o bana..
harbi fakir edebiyatı yapıyordum o zamanlar..
o yanımda olsun ben samanlıkta bile yatarım diyordum..
ciddiydim lan bunda...
çok ciddiydim..

herhalde 4.ayımız da filan fiziksel bir yakınlaşma yaşadık..
bir şey olmasa da hissetmiştik birbirimizi..
ve konuşuyorduk ta..
ama aklımı hep sorular kurcalıyordu..

mesela o ikinci kez aşık oluyorum lafı...
defalarca söylemiştim ona..
o da aşık olduğumu sanıyormuşum diyordu hep..
seni tanıdığımda öğrendim gerçek aşkı diyordu..
bir şeyler yaşayıp yaşamadığını sorduğumda ise sadece aşık olduğu kişi ile yaşamak istediğini söylüyordu..
ama sen ikinci kez aşık oluyorum dedin..
madem hiç bir şey yaşamadın neden sadece aşık olduğun insan ile yaşayacağını söylüyorsun ki?
hep kaçamak yanıtlar..
aşık olduğumu sanmışım demeler..
hala inaniyorum ya işte..
sorun bu..

http://www.youtube.com/wa...jrJk8&feature=related