0
tanrı her şeyi bilen olduğunu nerden biliyor? siz her şeyi bilen biri olsaydınız, her şeyi bildiğinizi bilebilir miydiniz? tanrı nasıl biliyor? ya da gerçekten biliyor mu? o zaman her şeye kadir olduğunu ve her yerde olduğunu da biliyor mudur? yoksa bilmiyordur ama öyle olduğunu mu söylüyor? peki siz kendinizi her şeye kadir olarak düşünün, o durumda bile her şeye kadir olduğunuzu bilebilir miydiniz? dillerde dolanan bir diğer ikilem önceden bilme ve her şeyi bilme olayı. eğer tanrı ne yapacağımızı biliyorsa ne diye özgür iradeye sahibiz ki? cevap: bunda bir mantık yok. o halde aslında özgür iradeye sahip değiliz, şu durumda tanrı'nın bizi cezalandırmak için hiçbir dayanağı kalmadı. eğer bağışlayıcılık ve iyilik tanrı'nın en önemli kısımlarından biriyse bu durumda tanrı'nın insanların ne yapacağını önceden bilme gibi bir özelliğinin olmadığını düşünürüz. tanrı bir sonraki düşüncesini de biliyor mu? tanrı da özünde insana benzer. bütün kitaplarda görürüz ki aslında o bir über- insandır. o da gözden geçirir, duygularını ve hislerini tıpkı kıskançlık, nefret, küçümseme, vicdan azabı çekme, öfke, hiddet ve gazab duyar. filozofik ikilem olarak düşünüldüğünde "her şeyi bilme" dediğiniz şeyin var olamayacağını"gerçekten her şeyi bilmek mümkün mü?" sorusunu düşündüğünde anlarsın. her şeyi bilmek, her yerde var olmak ve her şeye kadir olmak sabit ve kesin şeylerdir. hayat değişkendir, sabit ve kesin olmak ise ölümdür. tanrı düşünüyor mu? sonuç olarak şu ortaya çıkıyor: a) herkesin bildiği gibi tanrı her şeyi bilmez, her şeye kadir değildir, ve her yerde değildir. b) insanların ne yapacaklarına dair bir önbilgisi yoktur. bu bilgiler ışığında en mantıklı şey iyi ve kötünün birbirlerine karşı savaşında şeytan'ın yanında olmak mıdır? koyu dinciler tanrı'nın "mantık" dediğimiz şeyin çok ötesinde olduğunu söyler. eğer tanrı mantığın ötesindeyse iki çelişkili senaryoyu aynı anda getirebilecek kabiliyettedir. içinde insanların özgür iradeyle yaşayacakları bir dünya yaratabilirdi ve aynı zamanda da iyiliği kontrol altına alırdı. ancak tanrı bu iki senaryodan birini dahi getirmemiştir. buradan ortaya çıkabilecek tek sonuç o ya özünde şerdir, ya da mantığın ötesinde falan değildir. koyu dinciler aynı zamanda tanrı'nın uzay ve zamanın ötesinde olduğunu söyler. eğer böyle derlerse tek bir soru sormanız yeterli olacaktır: "nasıl yani, ne demek istiyorsun?" bu onları susturmanın tabiri caizse gibip atmanın %100 garantili yoludur. niçin tanrı'ya ihtiyacın var? şu günlerde tanrı çok popüler ve cool gözükmek için ona inanmak zorundasınn. çünkü toplumumuzda onun yeri çok ayrıdır ve insanlar onun için her şeyi yapar. ona niçin bu kadar saygı duyuluyor- çok basit: dünya'nın %70'inin aksini düşünüyor olmasına rağmen var olmayışın sabit göstergesi olan tek figür tanrıdır. açıkça tanrıya olan inanç linear algebra dersinden geçemediğiniz anda bir mutluluğa dönüşür. tanrı'nın yolundan gidenler: diktatörler, başkanlar, güçlü insanlar ve şirketler.
"bu vakitten sonra yüce yaratana göre davranacak, ülkemi tanrı'ya hizmet etmek için savaştığım yahudilere karşı savunacağım." —adolf hitler
tanrı'ya hizmet için çalışmak sadeceinananlar için değildir. ingiliz başbakanı tony blair birçok suçsuz müslüman sivili öldürebildiği kadar öldürdükten sonra katolik olmayı seçti. şimdi bu katliamdan ötürü bağışlanacak ve bir ömür boyu tanrı'nın sağ tarafında oturacaktır pektabi. tony blair gibi, mafya gibi, irlanda cumhuriyet ordusu gibi teröristler için katolik olmak en mükemmel seçenektir. katolik kilisesi tüm kalbiyle nazileri destekledi ve abd'nin güvenliği için adı çıkmış o kaçış rotalarını ele verince üçüncü nazi almanya'sının çöküşünden sonra onları korumayı sürdüren cıa yardımıyla. george w. bush ırak ve afganistan'ı işgal etme fikrini tanrı'dan aldığını iddia etmiştir, ve işgali de çok güzel yapmıştır, 100 bin kadar suçsuz sivili katlederek. aynı tanrı'yla ki bu babası oluyor, konuşsun bakalım aynı bölgede milyonlarca sivilin ölümüne yol açan yaptırımlar kimin savaşıymış. görünen o ki insanları öldürmeyi seviyorlar oysa vietnam'da ülkesi için savaşmaktan ne kadar da korkmuşlardı, değil mi? texas valisi olduğu zamanlarda bütün hapishane mahkumlarını öldürmüş ve rekorları alt üst etmişti. rick ray rector'un idam cezasını gözünü kırpmadan yapmıştı ki bu adam ağır özürlüdür. son yemeği yarısında bölünüyor ve idam ettiriliyor. tıpkı tanrı gibi liderlerin de zayıflara acıması yoktur. katrina kasırgasını hatırlayın beyler. zayıflara acıma yok, hoşgörü yok, onların yeri yok. tanrı'yı başka kimler sever? pid0fililer ve tecavüzcüler. ayrıca ünlüler bilinen gerçek şu ki ünlüler de politikacılar kadar dini kullanarak insanlara kendi istediklerini yaptırır. ama asla gerçekten inanmazlar ki hollywood'un bir satanik kültü vardır ki bu onları şeytan'ın boyunduruğuna getirir. world trade center'ı da tanrı yıktı. tanrı'nın homociksüellere olan nefretinden bir büyük nefret varsa eğer o da kulelerdir. babil kulesi aslında dünya ticaret merkezi'nin bir tür imgesidir. hatırlarsanız nuh'un oğullarının yaptırdığı bu kuleye tırmanan insanlar tanrı'ya ulaşmayı amaçlamıştı ve insanlardaki bu kendini beğenmişliği gören tanrı da kuleyi yıkmıştı. kısacası tanrı bunu sevmemişti, tanrı kuleleri sevmez. bu yüzden fransızları yarattı. o vakte kadar bütün dünya almanca konuşuyordu. fransızlar yaratılınca da herkes onları gibmekle ve yağmalamakla çok meşgul olduğundan kule inşa etmeyi unuttular. tanrı'nın kirli çamaşırlarını müslümanlara yıkattığı günler geride kalmıştı. bu yüzden amaçlarını başarmanın zekice ve yenilikçi yolunu buldu. biraz daha yakınlara gelecek olursak, tanrı amerika'nın nispet yaparcasına sadece bir değil iki tane anıt diktiğini gördü ve bu iyi değildi zira hoş karşılanmadı. çimenlerinin uzadığını farketti ve itaatkar takipçlerine çimenleri biçtirdi. bu kez mesaj çok açıktı: gibtirin gidin cennetimden.
Tümünü Göster