1. 51.
    0
    reserved. okurum bi ara
    ···
  2. 52.
    0
    Reserved
    ···
  3. 53.
    +1 -1
    beyler ben denedim işe yarıyor toplam 18 tane kız peşimde tipimi görseniz hayatta bakmam dersiniz fakat bunları okuduktan sonra ne olduysa oldu işte
    ···
  4. 54.
    0
    bazıları satırlarca/sayfalarca entry girer bazıları sadece bir bakış atar...
    ···
  5. 55.
    0
    ya okuduktan sonra üzerime zıplamazlarsa beni gib diye?
    ···
  6. 56.
    0
    oha amk okuyanı gibsinler
    ···
  7. 57.
    +1 -1

    Bu Olayın Suçlusu Sen Misin?

    part1
    Merhaba,

    Görüşmeyeli nerdeyse bir hafta oldu. Bu hafta içinde sana yazmak istedim ama tahmin edebileceğin gibi emaillar aldı başını gitti (1327 tane email şu anda yanıtlamam için bekliyor) ve işin kötüsü bu 1327 kişi muhtemelen onların sorusunu cevaplamadığımı düşünüyor. Açıkçası bu kadar ilgiye alışık değilim ve bu duruma tam olarak nasıl çözüm üreteceğimi bilmiyorum. Ama bana sorularını yollayan herkes grubumuzun bir parçası olduğu için emaillarına cevap da atmak istiyorum. Ayrıca bir çok soru birbirine benziyor. Buradan yola çıkarak bir şeyler düşündüm ve büyük ihtimalle gelecek haftaya bu konuyla alakalı bir çözüm üreteceğim.

    Şimdi sana geçenlerde şahit olduğum bir olaydan bahsedeyim.

    Bir kafede yakın bir arkadaşımı bekliyordum. Gelmesi yarım saat gecikince biraz etraftaki insanları gözlemlemeye karar verdim. Aslında bir sürü ilginç kişi gördüm ama en çok dikkatimi çeken aynı masada oturan bir kızla çocuktu. Bu ikisinin benim ilgimi çekmelerinin nedeni ilk buluşmaları olmasıydı.

    ilk buluşmaları olduğunu nerden biliyordun dersen, cevap çok basit: Kızın yüzünde sıkılmaya başlamış, hafif hayal kırılığına uğramış sessiz bir ifade, çocuğun yüzündeyse panik havası hakimdi. Belli ki ne yapacağından, hangi kelimeleri seçmesi gerektiğinden hiç emin değildi ve kızın da sessizleşmesi onu iyice strese sokmuştu. Bir iki kere daha bir şeyler anlatmaya çalıştı ama dışarıdan bakıldığında bunları kızı kaybetmemek için panicle anlattığı belliydi. Dolayısıyla kız da sahte bir gülüşle ona tepki verip sonra da pek konuşmadı.

    Bu olayı görünce aklıma birden yıllar önceki tutuk, utangaç ve kızlarla konuşurken eli ayağı titreyen Harun geldi.

    Aslına bakarsan ben bu adam kadar dahi rahat değildim.

    HATTA UZAKTAN YAKINDAN ALAKAM YOKTU…

    Çünkü ben kız erkek farketmeden herkesle konuşurken eli ayağı birbirine giren, panikleyen, saçma sapan bir şeyler söyleyen, sesinin çok yüksek çıkmasından korkan(ve daha niceleri) biriydim.

    Hafta içlerim okul, ev, tv, uyku, okul şeklinde geçerdi. Haftasonları da pek arkadaşım olmadığı için genelde evde bir başıma otururdum. Tabii ki her insan gibi ben de hoşlandığım bir kız bulabilmek ve onunla beraber olabilmek istiyordum. Hatta doğrusunu söylemek gerekirse, böyle bir kız da vardı. Adı Melis’ti. Benim gibi utangaç biri için inanılmaz zor olsa da ona açılıp onu sevdiğimi söylemiştim. Ne yazık ki sonucu fiyasko olmuştu. Melis cevap olarak beni sadece arkadaş olarak gördüğünü sevgili olarak göremediğini bana karşı birşey hissetmediğini söylemişti. Bu laflara rağmen ona aşkımdan dolayı uzunca bir süre onun yanında en iyi arkadaşı olarak bulunmaya devam etmiştim.

    Sonunda günün birinde bana geldi ve ne dese beğenirsin: Büyük sınıflardan çocuğun birinden hoşlanıyormuş. Doğal olarak beynimden vurulmuşa dönmüştüm.

    Maalesef kabusum da gerçek oldu. Melis bu çocukla çıkmaya başladı. Bilmiyorum yaşadın mı ama, bir kıza sırılsıklam aşık olup, onun başkasıyla elele dolaştığına şahit olmak ve buna rağmen iyi arkadaş diye bir kategoride sıkışıp kalmak inanılmaz acı verici ve zor bir şeydir. işin en berbat tarafı yapabileceğim hiçbir şeyin olmamasıydı.

    BU OLAYDAN SONRA UZUN BiR SÜRE KENDiMi EVE KAPADIM.

    Haftasonları tek başıma evde oturur, televizyonu ya da bilgisayarı açıp içimdeki bitmek bilmeyen sıkıntı ve çaresizlikten kaçmak için akşama kadar onlarla oyalanırdım.

    Dışarı çıktığım nadir zamanlarda etrafımdaki elele dolaşan mutlu çiftleri görür iç çekerdim. Hatta bazen garip garip adamların yanında melek gibi kızları görüp acıma acı kattığım da olurdu. Nasıl oluyor da, ben yanlızlık ve acı içinde kıvranırken bazı adamlar hoşlandığı (hatta bazen hoşlanmadığı) kızı kendine bağlamayı başarıyordu? Herhalde başka hiçbir soruyu bu sorudan fazla sormamışımdır kendime. Ve tabii ki bir de “Benim neyim ekgib? Ben niye böyleyim?” diye soruyordum.

    Doğrusu bütün olanlar için kendimi suçluyordum. Değersiz, işe yaramazın biri olduğuma inanıyordum.

    Şimdi bakınca şunu çok net görüyorum: Olanların hiçbiri benim suçum değildi!

    Bana kızlar konusunda kimse bir şey öğretmemişti ki… Yardım istediğim insanlar bana

    - “Kendin ol yeter”

    - “Kıza ne kadar değer verdiğini göster, onu şaşırt”

    - “Kıza duygularını aç”

    - “Bir şey yapma, olacağı varsa zaten kendiliğinden olur, yoksa olmaz”

    gibi öneriler veriyorlardı. Ne yazık ki bu önerilerin hiçbiri işe yaramıyordu, çünkü aslında ne yapılması gerektiğinden diğer insanların da haberi yoktu (hepsini deneyip ilk elden sonuçlarını görmüştüm).

    işte bunun için bu konuyu kendim çözmem gerektiğine karar verdim. Maalsef burada teknik bir hata yaptım. Gidip dünyada kız tavlama, baştan çıkarma, iletişim, kişisel gelişim vs. gibi konularla ilgili ne varsa toplamaya ve bulabildiğim her kaynaktan okuyup öğrenmeye başladım. Şimdiki aklımla bakınca bu aslında pek de akıllıca bir şey değilmiş, çünkü çoğu kitabı yazanlar da bu konulara hakim değil.

    Bu süreç birkaç yıl sürdü, fakat ne yazık ki sonuçta gelebildiğim nokta yukarıdaki arkadaşın durumundan pek farklı değildi. Yani bir kızla sohbet edebiliyordum, ama hoşlandığım kızla iletişimimde yine ne yapacağımdan habersizdim ve eğer ki bir buluşma ayarlarsak orada olayı berbat etme konusunda inanılmaz bir başarı grafiğim vardı.

    Artık daha sosyal bir hayatım vardı, ama konu kızlara gelince maalesef yine kaybedenler kulübündeydim.

    TA Ki ONUNLA TANIŞANA KADAR…

    Amerika’ya geldiğim ilk yıl, soğuk bir kış günü ders çalışmak için bir kafede oturuyordum. Derken içeri bir adam girdi. Nasıl olduğunu hatırlamıyorum, ama kapıdan girdiği andan itibaren ben dahil herkesin gözü üzerine kaymıştı. işin ilginci bu adam yakışıklı veya iyi giyimli bir tip kesinlikle değildi. Hatta genç bile değildi! Fakat onda ilginç bir şey vardı. Zaten masaya oturup gelen garson kızla konuşmaya başladığı anda bu daha da netleşti. Kız kendini tutamadan gülüyordu ve ikisi keyifli bir sohbet etmeye başlamışlardı. Tabii bu kafedeki diğer kızlar da adamımızı göz hapsine almıştı. Doğal olarak afalladım. Ne oluyor burada dedim .

    Ama sonra fark ettim.

    Bu adam kızlarla nasıl konuşacağına ne yapması gerektiğine inanılmaz hakimdi ve herkesden farklı bir hali vardı. Herhalde ne yaptığımı tahmin edebiliyorsundur. Bu fırsatı kaçıramazdım . Yanına gittim ve gülerek “Burada neler oluyor?” diye sordum. işin ilginci, beklediğimden çok daha dost canlısı biri çıktı ve bana aslında kendisinin de zamanında çok utangaç biri olduğundan ve tek yapmam gerekenin “her erkeğin doğası gereği içinde olan, kızları sana çekecek gücü uyandırmak” olduğunu söyledi ve ekledi:

    “Maalesef her gün zihnine dışarıdan o kadar yanlış bilgiler sunuluyor ki, içindeki çekici kişilik bu gürültünün içinde kaybolup gidiyor. Onun için senin ihtiyacın senden saklanan bazı önemli bilgileri öğrenip bu enerjiyi ortaya çıkarmak.”

    Sonra bana önemli bir şey anlattı.

    “Bir akarsu düşün. Akarsunun gücü sınırsızdır ve bitmek tükenmek bilmez. Karşısına dağı bile koysan akarsu zamanla bunu aşındıracak güce sahiptir. Fakat insanlar akarsunun enerjisinden faydalanmak için, önüne bir baraj inşa ederler ve onun bu sınırsız gücünü duvarlar arasına hapsederek, enerjisinden faydalanıp onu durağanlaştırırlar. işte senin durumun da bu. Eğer bu enerji dışındaki şeylere odaklanırsan bu, aynı akarsu gibi kullanılmana ve potansiyelinin yok olmasına neden olur.

    Eğer bu işi öğrenmek istiyorsan al sana kartım. Beni ara. Vaktim olduğu zaman beraber dışarı çıkarız.”

    BÖYLECE HAYATIMIN EN BÜYÜK MACERASI BAŞLAMIŞ OLDU.

    Jack’le neredeyse haftanın her günü dışarı çıkmaya başladık. Kızların olduğu ortamlara gidiyorduk ve Jack kızlarla sohbet etmeye başlıyordu. Sonra beni yanlarına davet ediyordu ve ben de sohbete katılıyordum.

    Zaman geçtikçe bana kızlarla nasıl konuşmaya başlayabileceğimi ve onlarla beraberken ne yapmam gerektiğini de öğretmeye başladı. Tabii ki her şey bir yana ben sadece onunla beraber olmaktan çok şey öğreniyordum. Bir kere bahsettiği bu enerjiyi nasıl ortaya çıkartacağımı anlamaya başlamıştım. Herhalde öğrendiğim en önemli şeylerden biri de buydu, çünkü bu enerji sadece kızlarla alakalı değildi, bu hayatımın genelinde de kendimi çok daha değerli ve özel hissetmemi sağlamıştı.

    işte Jack’le başlayan bu tanışma anı ve sonrası… Hayatım bu andan sonra değişmeye başladı desem yeridir. Açıkçası eğer birebir yaşamasam benim gibi birinin böyle bir değişim geçirebileceğine hayatta inanmazdım, çünkü ne etrafımdaki duvarlardan ne de içimdeki potansiyelden haberdardım.

    Tam olarak bunun için yukarıda bahsettiğim kafedeki adamı gördüğümde ciddi anlamda üzüldüm. Tabii ki o bunları bilmiyor ve muhtemelen durumu ona sorsak bize diyeceği şey “Sadece kendim olmaya çalışıyorum ve kızı çok seviyorum, bunu anlamasını istiyorum,” ama biliyoruz ki aslında sorun da tam olarak bu. Bu adam da diğerleri gibi barajın farkında değil. Suç onda değil. Bugüne kadar eğer sen de böyle düşündüysen şunu bil:
    Tümünü Göster
    ···
  8. 58.
    0
    şukunu vereyim gibtirgit allah aşkına ya
    ···
  9. 59.
    0
    elinin ayarını gibeyim
    ···
  10. 60.
    0
    rezerced
    ···
  11. 61.
    0
    oha dıbına koydugum manyagı oha
    ···
  12. 62.
    0
    Sen kimsin lan benle senli benli, konuşuyon amcık ?? o @1 deki entryni oldugu gibi Olacaksın , göreceksin yerine Olacaksınız göreceksiniz yap bakıım . hadi paşam ...

    Reserved ...
    ···
  13. 63.
    0
    insan okuyacak insan accık kısa yaz
    ···
  14. 64.
    0
    ızdırabını sıkım barı yavas copy paste yap
    ···
  15. 65.
    -1

    Bir Kızı Etkileyen Asıl Şeyler


    Bugüne kadarki yazılarımdan umarım keyif almışsındır. Bu yazıma kadarki amacım sana email yoluyla olabildiği kadar yeni bir bakış açısı kazandırmaktı. Grubumuzdan aldığım tepkilere göre bu şu ana kadar gerçekten işe yarıyor. Eğer sen de bana mesaj atıp başarılarını ya da aklına takılan soruları sorduysan sana teşekkür ederim, bunlar gerçekten çok işime yarıyor.

    Bu hafta biraz daha farklı olarak, sahaya indiğinde, yani bir kızın yanındayken nasıl olman gerektiğinden bahsetmek istiyorum. Bu kısmın çoğu kişinin zihninde en önemli noktalardan biri olduğunu söyleyebilirim. Açıkçası bana sorarsan ben bakış açının değişmesine ve kendiliğinden kızların peşinde olduğu adama dönüşmene daha çok önem veriyorum, çünkü kendim dönüşümü böyle yaşadım.

    Biliyorsun, çoğu kişi kızlarla başarılı olmak için ne kadar yakışıklı olduğunun, ne kadar iyi giyindiğinin, ne kadar çok paran olduğunun, arabanın ne kadar güzel olduğunun, mesleğinin, yaşadığın yerin vs vs. en önemli faktörler olduğuna inanıyor.

    Doğrusu bu düşünceyi çok iyi anlıyorum.

    ÇÜNKÜ UZUN BiR SÜRE BEN DE AYNI ŞEYE iNANIYORDUM.

    Hatta arkadaşlarımla konuşurduk, “Audi’n varsa şu kız senin”, “BMW’en varsa daha güzel olan şu kız senin” diye.

    Ben bugün sana bundan daha farklı bir düşünce önereceğim.

    Bugüne kadar ki gözlem ve araştırmalarımda gördüm ki yukarıda saydıklarımın hiçbiri bir kızın seni tutkulu bir şekilde istemesine neden olan unsurlar değil… Eğer öyle olsaydı, paralı bir adamla evlenen her kız ona sırılsıklam aşık olurdu. Ama biz etrafımıza baktığında bir adamı sevmeden sadece parası var diye evlenen, sonra da genç bıçkın sevgilisiyle bu paraları yiyen bir sürü kadın görebiliriz. Neden? Çünkü bunlar, bir kızın sana baktığında “bu çocuk iyi okumuş, zengin, iyi bir arabası var ve de yakışıklı” mantığıyla “onunla çıkarsam bana iyi hayat yaşatır” dediği şeyler. Bunlar bir kızın sana kendini kaptırıp gitmesine, sana karşı duygularına hakim olamamasına neden olan “dürtü”lerle uzaktan yakından alakalı değil.

    Bunu sana bir örnekle anlatmak istiyorum. Çoğu erkek bir kızla çıkabiliyor olmanın tek yolunun ondan ne kadar hoşlandığını ona belli etmek ya da kızı kendiyle çıkmaya ikna etmek olduğunu düşünür.

    Şimdi bir düşünelim. Diyelim ki kapına bir satıcı geldi ve sana bir mutfak robotu satmak istiyor. Sen diyorsun ki “Yok teşekkür ederim. Mutfak robotuna ihtiyacım yok.” Tabii ki o anda satıcı seni ikna etmek için çabalamaya başlıyor. Peki bu çabalaması acaba hiç fayda sağlıyor mu? Tabii ki hayır. Hatta biraz daha üstelerse “ihtiyacım yok kardeşim! Hadi yallah!” diyip kapıyı suratına bile kapatabilirsin.

    Bir de şöyle düşün. Bu mutfak robotunu sen televizyonda birkaç kez görmüş ve ufak ufak “Bu mutfak robotu güzelmiş. Ben de bir tane istiyorum” diye düşünmeye başlamış olsaydın… O zaman değil bu satıcının seni ikna etmesi, kapına bile gelmesine gerek kalmayacaktı. Robotu almak için sen dükkana gidecektin ve paranı kendi ellerine teslim etmene rağmen bu yeni güzel alete sahip olduğun için mutlu olacaktın. insanların Iphone ve Playstation 3 çıktığında nasıl kuyruğa girdiklerini hatırla. Çünkü onlar bu aletlere sahip olmak için yanıp tutuşuyorlardı.

    Kızlar için de durum aynı. Eğer onun en derindeki içgüdülerini harekete geçirecek şekilde hareket edersen seni istemekten kendini alıkoyamayacaktır. Ve bu çekimi sağlamak kesinlikle para, pul veya görüntünle alakalı değil.

    BURADA DAHA iÇGÜDÜSEL, HAYVANSAL BiR ÇEKiMDEN BAHSEDiYORUZ.

    Peki nedir bir kızın sana bir mıknatıs gibi çekilmesine neden olan şeyler?

    Bu çekimi yaratabilmek için bir kızın bu çekimi yaşamak için nelere ihtiyaç duyduğunu anlaman gerekir.

    Bu parçaların önemli bazıları:

    - Kendinden emin ve memnun bir kişilik

    - Özgüven

    - Kızın senin yanındayken kendini güvende hissetmesini sağlayabilecek, dışarıdan gelecek tehlikelere karşı kızı koruyabilecek bir erkek olman (burada her önüne gelenle kavga etmeye çalışan büyümemiş bir çocuk olmaktan bahsetmiyorum).

    - Yanında bir sürü farklı duyguyu yaşıyor olması (mutluluk, heyecan, macera, üzüntü, eğlence, korku, tutku, şevk, vs vs).

    - Kızın yaşamayı hayal ettiği hayatı yaşıyor olman (ya da en azından dışarı böyle bir imaj vermen)

    işte bu ve bunlar gibi bazı kilit noktaları karşındaki kıza karakterinle yansıtabilmeye başlarsan, karşındaki kızı ikna etmene ya da ona ondan hoşlandığını defalarca söyleyip ondan bir tepki beklemene gerek kalmaz; çünkü kızın içinde bahsettiğimiz dürtüleri harekete geçirmiş olursun. Bunlar kolay kolay karşı konulabilecek şeyler değildir, çünkü insanların doğası gereği içlerindedirler. Biz erkekler olarak Pamela Anderson’I bikinisiyle gördüğümüzde nasıl içimizde bir çekim hissediyorsak, yukarıda saydığım özellikleri kızlar bir erkekte gördüklerinde aynı şekilde bir çekim hissetmeye başlarlar.

    Erkek gözüyle bunu daha iyi anlayabilmen için sana bir örnek vermek istiyorum.

    Diyelim ki bugün şanslı günün, şu anda önünde bir Ferrari duruyor ve anahtarını da eline verdiler. Şimdi sence bu Ferrari’nin onu kullanmaya başlaman için sana kendini beğendirmesine ya da ikna etmesine gerek var mı?

    Burada bahsettiğim de aynı mantık. Amaç kendini Ferrari gibi hissetmeni ve bir kızın gözünde Ferrari’ye dönüşebilmeni sağlamak. Çünkü o zaman “hadi gel arabaya gel gel lütfeeeeeen geeeel” diye kızı ikna etmekle uğraşmak zorunda olmayacaksın. Anahtarı uzatacaksın ve o da koşarak gelip anahtarı kapacak. Şimdilik bu kadar teori yeter. Şimdi sana kızın yanındayken bu imajı yansıtmaya başlayabilmen için birkaç adım vermek istiyorum.

    ilk adımımız kızdan herhangi bir şekilde hoşlandığımızı veya onunla bir şey yaşamak istediğimizi ona belli etmeyi kesmek. Yani sohbetlerinde kızın her dediğine gülmek, ”evet evet” demek, gözlerine manalı manalı bakmak yerine kızla sanki aranızda hiçbir şeyin olmasını istemiyormuşun gibi konuşmaya başlamak. Bunun kızın üzerinde yaratacağı etki, “Yanıma her yaklaşan erkek benden bir şey bekliyor, bir amaçla yanıma geliyor. Bu adamsa bana hiçbir şey belli etmedi. Niye? Beni beğenmedi mi? Niye beğenmedi?” diye düşünmesi ve seni merak etmeye başlamasıdır.

    BU SENi EN BAŞTAN DiĞERLERiNDEN AYIRACAK BiR PARÇA…

    Daha sonra bir başka önemli adım atacağız: Kızla konuşurken, sanki kız zaten sana aşıkmış ve seni istiyormuş gibi davranmaya başlamak. Bunu öylesine olsa bile sorgusuz sualsiz kabul edersen ve öyleymiş gibi davranmaya başlarsan, bil bakalım ne oluyor? Kız da senin bu düşüncene uygun hareket etmeye başlıyor. Bunun nedeni, böyle düşünmeye başladığında, vücut dilin ve konuşmalarınla karşı tarafa tamamen farklı bir mesaj veriyor olman. Bunlar Primer Çekicilikle de birleşen şeyler.

    Tabii ki bu sadece bir başlangıç. Yukarıda bahsettiğim anahtar noktaları ve bazı diğer kilit noktaları öğrenip karakterine işlemeye başladığında, girdiğin ortamlarda kapıdan adımını attığın anda fark edilen ve dikkat çeken birine dönüşeceksin.

    Önümüzdeki günlerde bunları uygulayıp bana durumundan haber verirsen sevinirim. Bu arada sana daha iyi yardımcı olabilmem için eğer soruların varsa bana sormaktan çekinme. Biliyorum grubumuz büyük ve sorulara taker teker cevap verebilmem neredeyse imkansız, ama mesela bu yazıyı, bir üyemizin bana sorduğu sorudan yola çıkarak yazdım. Onun için aklına takılanları bana sor.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 66.
    -1
    @14 okursan yararına okumazsan senin zararına amk
    ···
  17. 67.
    -1

    bu olayın suçlusu sen misin?

    part2
    SUÇ SENDE DEĞiL.

    Bugün sana yeni bir teknik vermektense bence çok daha önemli olacağını düşündüğüm bir ödev vermek istiyorum. Bu ödev için bir hafta boyunca,

    izlediğin dizilerde sevdiği erkeğin peşinden koşan kızı farket.

    Sokakta yürürken gördüğün saçı başı yapılı kızlara bak ve kendine sor: “Ne için? Kim için?”

    Eğer sabah bir kuaförün önünden geçiyorsan içeride saçını yaptıran kızlara bak (sabahın köründe bu kadar insanı kuaförde görünce şaşıracaksın).

    Yakın çevrendeki kızların “O erkek çok yakışıklı”, “Bu çocuk çok hoş” laflarına kulak ver.

    Ve fark et. Şu anda durumun ne olursa olsun, unutma ki kızlar her zaman olduğu gibi erkekleri istemeye, onlar için hazırlanmaya, onları etkilemek için çabalamaya devam ediyorlar. Senin yapman gereken seni etkilemelerine izin vermek. Tabii ki bunun için kızların etkilemek istediği kişiye dönüşmen çok önemli.

    Ama eğer bir kıza kendini tamamen teslim edersen, ona sana istediği an sahip olabileceği izlenimini verirsen, aşırı kolay elde edilebilir olursan, insan doğası gereği değersiz olursun. Düşün, eğer herkesin evinin bahçesinden elmas çıksa elmas bu kadar değerli olur muydu? insanoğlu sahip olamadığını ister. Bu onun doğasının bir parçasıdır ve kızlar da insan olduğuna göre onlar için de durum farklı değil. Sana önerim bundan sonra kızlara senden hoşlanma, etkilenme ve seni etkileme fırsatını vermen. işte bunun için bu paragrafı kendine tekrar tekrar hatırlatmalısın. Hatta gerekiyorsa bunları bir kağıda yaz ve cüzdanının içine koy ki her fırsatta hatırlama fırsatı bulasın.

    Böylece bu yazının sonuna gelmiş olduk…
    ···
  18. 68.
    -1

    Sen Hangi Evredesin?


    Merhaba…

    Görüşmeyeli yaklaşık 1,5 ay oldu. Doğrusunu söylemek gerekirse tatildeydim. Hem günlük hayatımdaki işler, hem Çarpıcı Etki’yi takip eden yaklaşık 20 bin kişilik grupla ilgilenmek beni epeyce yordu. Tabii bu arada yeni bir proje üzerinde de çalıştım. Bunun ne olduğundan birazdan bahsederiz, ama daha önce bugünkü konumuza değinelim.

    Bugün, hoşlandığın ama tüm çabalarına rağmen “Ben seni arkadaş olarak seviyorum” tepkisini aldığın, ya da böyle bir cevap almasan da, kızın seni bir seviyor, bir sevmiyor görüntüsü çizdiği ve dolayısıyla senin ne yapacağını bilemediğin durumlardan nasıl çıkacağından bahsedeceğiz.

    Aslında bir kızdan hoşlanıp da onunla bir araya gelememiş kişilerin neredeyse hepsinde ortak olan bazı evreler var ve kişi bu evrelerden birinde takılıp kalıyor.

    Bu evreler:

    1- Yabancı Evresi

    2- Merhaba Evresi

    3- Arkadaş Evresi

    4- Teklif Evresi

    5- Israr Evresi

    Yabancı Evresi, bir kızdan hoşlanıyorsan ama onunla nasıl tanışacağını ve ona nasıl açılacağını bilmiyorsan bulunduğun evredir.

    Merhaba Evresi, kızla merhaba merhaba sohbetiniz olmasına rağmen, iletişimin bir türlü başka bir aşamaya geçmediği durumları anlatıyor.

    Arkadaş Evresi, kızla birer arkadaş olduğunuz, sohbet de ettiğiniz, fakat sen ondan hoşlanmana rağmen onun arkadaşlığını da kaybetme riskini göze alamadığın için ona açılamadığın durumdur.

    Teklif Evresi, kıza teklif edip ondan red cevabı aldığın ve sonrasında kızı geri getirmek için ne yapacağını bilemediğinde bulunduğun evredir.

    Israr Evresi, kızla bir kere teklif edip reddedildikten sonra yaşadığın panik ve ona olan aşkını kontrol edememen sonucu kıza bir kaç defa daha teklif etmeye devam etme durumudur. Burada zihnin başka seçenek üretemediği için periyodik aralıklarla kıza teklif eder, sonra reddedilir durursun.

    işte bu 5 evre çoğu kişinin hoşlandığı ama birlikte olamadığı kızla bulunduğu evreleri anlatıyor. Eğer sen de şu anda hoşlandığın kızla bu evrelerden birindeysen veya hazırlıklı olmak için öğrenmek istiyorsan, bugünkü ve önümüzdeki günlerdeki emailları dikkatle oku.

    Bugün bir kızla Yabancı Evresi’nde tıkanıp kaldıysan atman gereken adımlardan bahsedeceğim.

    Bildiğin gibi Yabancı Evresi, kızla tanışmadığın, uzaktan görüp hoşlandığın ama sonra ne yapacağını bilmediğinden tıkanıp kaldığın evre.

    Bu evreden çıkıp kızla bir şeyler yaşayabilmenin ilk adımı:

    KIZLA NASIL TANIŞACAĞINI ÖĞRENMEKtir.

    Burası gayet bariz, değil mi? Eğer bir kızla tanışmanın yollarına hakim değilsen, on seferden dokuzunda olacak şey, ya kızın yanına hiç gidememen, ya da gittiğinde ağzından saçma sapan bir şeyler çıkması ve rezil olup reddedilmendir. Bunun için kızla nasıl tanışıcağına hakim olmalısın.

    ikinci adım:

    KIZLA RAHATÇA SOHBET EDEBiLMEYi ÖĞRENMEKtir.

    Çoğu kişi, eğer kıza açılış cümlesi olarak ne söyleyeceğini bilse, başka bir bilgiye ihtiyacı olmadığını iddia eder. Sana önerim: Sakın böyle adamlardan olma. Bana bu iddiada bulunup, kızın yanına gittikten 1 dakika sonra kös kös geri dönen çok kişi gördüm.

    Kızla rahatça sohbet edebilmek, istediğin kadar uzun ve keyifli sohbet edip, konuları duygu yoğunluğu olan bir şekilde anlatabilmekten geçer. Duygularını ve anlattıklarını kontrol eder ve eğlenceli kılar hale geldiğinde kız sohbete devam etmeni ve onun yanından ayrılmamanı isteyecek, çünkü senin yanında olunca güzel hisler hissediyor. Dolayısıyla kızla rahatça sohbet edebilmeyi öğrenmek hiç de öyle yabana atılacak bir adım değil.

    Yine de üçüncü adım bence en az yukarıdaki iki adım kadar önemli.

    iMAJINI DAHA CAZiP HALE GETiRMEK

    Çoğu kişi eğer doğuştan yakışıklı, boylu poslu, atletik yapılı değilse kızların onu beğenmesi için bir neden olmadığına inanır. Tabii ki yakışıklı, boylu poslu , atletik olmanın kızlar konusunda faydaları var. Çoğu kişinin bilmediği şeyse şu:

    Eğer imajını nasıl daha cazip hale getireceğini öğrenirsen, girdiğin ortamlarda senden kat be kat daha yakışıklı kişilerden daha çok ilgi çekebilirsin. Test edilip onaylanmıştır .

    Bunun için eğer kıyafetlerine, saçına başına, aksesuarlarına özen göstermeyen biriysen bunu düzeltmeden bu kızla tanışmaya kesinlikle kalkma.

    Şöyle açıklayayım:

    iyi (modayla uyumlu ama kendine has) ve temiz giyimli, saçı başı düzgün, cildi parlak, düzgün traş olmuş, ince detaylara hakim ama çok da tipi olmayan birisi, paspal giyimli, saçı başı düzensiz ama yakışıklı bir adama göre bir kız karşısında çok daha şanslıdır.

    Bunun nedeni kıyafetlerin ve imajının karşı tarafa verdiği mesajdır. Kızlar hareketlere ve görüntüye değil, bunların dışarıya verdiği mesaja bakar bunu unutma. Yani karşısındaki adam ne kadar yakışıklı olursa olsun, hayattan bezmiş, keyifsiz, paspal görünümlü bir hali varsa kız onun gibi zayıf bir karakteri yanında istemediğine karar verir. Bunun tam tersi iyi ve temiz giyimli, kendinden memnun, hayatı seven görüntüdeki ama çok da tipi olmayan birini gördüğünde, ondan aldığı tüm pozitif mesajlarla böyle bir adamın yanında olmak istediğine karar verir.

    Dolayısıyla bir kızla tanışıp konuşabilmek kadar, kızın yanına gittiğinde onda seninle beraber olma isteğini yaratacak bir imaja sahip olmak da önemlidir.

    Şimdi sonuncu adımımıza gelelim.

    PRiMER ÇEKiCiLiK FAKTÖRÜ’NÜ KULLANMAK

    Biliyorsun PÇF’den Çarpıcı Etki’de detaylı olarak bahsediyorum. PÇF’yi kullanman imajın kadar önemli bir adımdır, çünkü kız PÇF’nin parçalarına bakarak senin nasıl biri olduğuna ve kendine ne kadar güvenin olduğuna kısacası senin kadar cazibeli biri olduğuna karar verir. Eğer PÇF’yi harfiyen uyguluyorsan seni gördüğünde ve seninle diyaloğu sırasında sana hissettiği çekim gittikçe artacaktır.

    Tabii PÇF sadece kızlarla işe yaramıyor. PÇF’yi doğru uygulayarak hayatının her alanında daha çok saygı gören, bir ortama girdiğinde dikkatleri üzerine çeken kişi olabilirsin.

    Bunun için PÇF’yi her fırsatta uygula. Kız varken de yokken de.

    Evet böylece Yabancı evresinde takılıp kaldığın bir kızla durumu ilerletmek ve onunla birlikte olabilmek için atman gereken adımlardan bahsetmiş olduk. Diğer evrelerin adımlarına önümüzdeki günlerde sana göndereceğim emaillarda değineceğim.

    Bu arada mailın en başında bahsettiğim yeni projeye de biraz değinelim. Yeni projem, eğer bu 5 evreden, yani Yabancı, Merhaba, Arkadaş, Teklif ve Israr Evrelerinden birinde takılıp kaldıysan ve hoşlandığın kızla biraraya gelemediysen, her evre için atman gereken adımları sana detaylarıyla vermeyi ve gerekli parçalarda seni eğitmeyi amaçlıyor.

    Dolayısıyla mesela, bir kızla arkadaşsan ve ona nasıl açılacağını bilemiyor onu arkadaş olarak kaybetmekten de korkuyorsan, Arkadaş Evresi’nde verdiğim adımları harfiyen uyguladığında (gerekli egzersiz ve tüm detayları seninle paylaşacağım) kızın da seni istemeye başlaması ve onunla bir ilişkiye başlama ihtimalini ciddi oranda arttırmış olacaksın.

    Açıkçası bu projeden çıkacak başarı hikayeleri konusunda şimdiden çok heyecanlıyım. Çok kişinin derdine derman olacağından eminim. Tahmin ediyorum önümüzdeki 1 hafta içerisinde her şey hazır olacak. O zaman sana da haber vereceğim.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 69.
    -1
    upppppppppp uppppppppppppppppppppppppp
    ···
  20. 70.
    -1
    @17 am istiyosan oku panpa sana kalmış bişey
    ···