size nasıl kirlendiğimi anlatıcam

reserved

bu arada kardeş kirlenmemişsin sen temizlenmişsin

[bu entry nin hikaye ile ilgisi yok]

bakın beyler ben durduk yere bunu yazmıyorum. birazdan devam edicem yazmaya. eğlenmek için okuyanlara sözüm yok ama en azından bir kişi nolur beni anlamaya çalışsın: bu kadın benim hayatımı gibip attı. mesela görüyosunuz p.ornsitelerinde acayip acayip sapıkça şeyler var ulan kim seyrediyo bunları diyosunuz, normalde bir insanın s&m e merak sarması yıllar sürer. cinsel yozlaşma diyecem buna, devamlı seyrettiği şeyler zevk vermemeye başladıkça bu tip "sapıklık"lara kayar. ama bende öyle olamadı. bir anda boğazıma kadar pisliğe battım. pgibolojim altüst oldu. geçmişim de zaten iyi değildi benim. beyler ben hep o dışladığınız başlığını hatırlayanlar bileceklerdir zaten. (ki kim nerden hatırlasın amk)

işin bir de şu yönü var, mesela tecavüz mağdurlarına bakıyosunuz, "böyle böyle oldu ben de onu asla affetmedim" diyorlar. ama asıl mesele öyle değil. stockholm sendromu diye bir şey var. ve gerçekten çok kötü bir şey. lütfen yapmayın. siz bir anlık zevk alıyorsunuz ama karşınızdakinin hayatı gibiliyor. hani hikaye anlatırken bahsettiğim, ilk skime söz geçirememe anı var ya, işte o andan sonra bir daha asla eski ben olamadım. kimse olamaz. vücudunuz size ihanet etmiş gibi hissediyorsunuz, benliğinizin, zihninizden nefret etmesi gibi. çoklu kişilik bozukluğunun da bununla alakası var. işin duygusal yönü de var. anlatacağım hepsini.

kardeş başta şaka yapmıştım ama o durumu bende biliyorum. bana dahada acısı oldu. seni anlıyabiliyorum.

uyudum kaldım. bana aylar sonra söyledi son gelen kahve temiz değilmiş. ondan gücüm yetmemiş kafam 5milyonmuş. neyse, sabah uyandım, bu yok evde. telefonla aradım, dedi ki "kaybol oradan. dün gece hiçbir şey olmadı. uyurken de fotoğrafını çektim eğer saçma sapan evden bir şey zütürmeye kalkarsan, dediğimi yapmazsan filan ananlara gönderirim resimleri." zaten ertesi gün işim mi vardı okul mu vardı, geç kalmışım, koştura koştura gittim abi. gerizekalı gibi. ilk kez bir kadınla birlikte olmuşum ve olanlara bak. resmen etkisinden kurtulamadım bir hafta olayların. yankılanıp duruyor kafamda. açıyorum ekşiyi, kadının entry leri aynı modda böyle sevgi kelebeği gibi, denize nickaltı girmiş "süper kankam dün çok eğlendik .s.s" gibisinden. çıldıracağım resmen nasıl der nasıl yapar? insanın başına daha önce gelmediği için "başıma böyle bir şey gelse yıkarım ortalığı" zannediyorsun ama, hiçbir şey yapamıyosun. it gibi oturduğunla kalıyosun. hiçbir tak olmuyor. ve stockholm sendromu başlıyor.

it gibi aşık oldum ebruya. nickinin sayfasına giriyorum f5'e abanıyorum arıyorum defalarca reddet'e bile basmıyor, hiç umrunda değil. cevap vermiyor, kafamı duvarlara vuruyorum çıldırıyorum. "telefonu aç" yazıyosun başta şimdi mesajda, sonra açmazsan şunu yaparım bunu yaparım, daha sonra "nolur aç yalvarırım aç"a dönüyor tekrar. hiçbir şey yapamazsın ki abi, kimseyi tanımıyosun ki istanbul'da..

dinliyorum kardeş 6 dk oldu hadi

gittikçe kafamı takıyorum, gittikçe uğraşıyorum, seni seviyorum nolur benle konuş moduna geldim. itgibi yalvarıyorum bir kerecik daha görmek istiyorum. deliriyorum onun için. bir daha sevişmek de istiyorum bu da var tabi. bir gün dayanamadım ekşide nickaltına yazdım.
"kızarsa çok canınızı yakar ehehe" gibisinden bişey. tam hatırlamıyorum da. neyse bu nasıl kızdı bana. dedi ki yarın gel saat 7de konuşalım.

gittim evine, içim içime sığmıyor. lan diyorum ya bir daha görebilirsem? baya baya açıldım zaten seni şöyle seviyorum böyle seviyorum. o pislik ağlak halinizi hatırlayın tam olarak o işte abi.

bunun evine gittim saat beş. geldi oturdu abi, üzerinde mor bir babydoll var. uu dedim sevişicez bu gece. hemen sertleştim. oturdum koltuğa. sandalye çekti odanın diğer tarafına oturdu. başladı: "bak akif, kendini ne zannediyorsun bilmiyorum, o gece zirveye gittiğimizde sana bir şans vermiştim, sense bütün gece o deniz karısıyla uğraşmaktan farketmedin bile. ben de ete ihtiyacım olduğu için seni kullandım. kemal olmadığı için bütün mesele buydu. uzatma ve bir daha asla benim hakkımda yazı yazma" dedi. ben herhalde geçen seferki gibi önsevişme diyaloğu yapıyoruz zannediyorum. "tabi siz ne isterseniz" gibisinden ağız yapıyorum buna. bu ağzı açık şekilde birşaşırdı. vardır ya öyle bir hareket biliyorsunuzdur.

neyse abi kapı çaldı. "heh geldi" dedi bu. dedim ne oluyoruz, girdi kapıya bir erkek sesi var. geldiler içeri, adam kaslı maslı böyle bildiğin ekşibişında var kaslı herifler hani. onlardan birisi. neyse abi ben ne oluyoruz demeye kalmadan bunlar öpüşmeye başladılar.

bu sırıtarak bana bakıyor, ama ben nasıl yıkılıyorum, suratım bozuldu, ebru orspusu bana bakıp sırıtıyor, adam bunu aldı kucağına zütürdü masanın üzerine, ben onlara bakıyorum. "bak da erkek nasıl olurmuş gör" diyor bu bana. çıldırıcam! ağlamaya başlıyorum ben ağladıkça bunlar gülüyolar bana bakıyorlar adam bunun içine girdi inlemeye başladı ebru. bu kadar yıkıcı bir şey yok gerçekten. klişe olcak ama resmen kalbimi eline alıp paramparça ettiler. gidemedim oradan izledim seslerini duydum, ağladım, hayatımın kadını ilan etmişim, ilk kez seviştiğim kadın karşımda, başka bir erkeğe veriyor! lan 20 yaşındaydım ben, tertemizdim ben...

Rezerved

devaaaam

üzüldüm dıbına koyim orada inlete inlete gibseydin düzeldirdi amk pgibolojin erkeklğini geri kazanma hesabı

ayrıldım oradan. hüngür hüngür ağlaya ağlaya trene koştum, trene bindim. o ara haberler vardı banliyö hattında telefonunu gaspçıya vermemekte direnen bir çocuğu kesmişlerdi o dönem. keşke beni kesse birisi diye dua ediyorum lan. böyle saçmalık var mı?

aramadım, arayamadım artık. evden çıkamadım haftalarca, okul yalan olmaya başladı iyice, ondan sonra gittim bir gün sınavlar için. o kadar dibe battığınızda üzerinizde artık farklı bir aura mı oluyor ne oluyorsa bilmiyorum, ama insanlar sizi fark etmeye başlıyorlar. bütün kadınlardan tiksiniyorsunuz, o an aklınıza geliyor paramparça etmek istiyorsunuz hıncınızı çıkarmak için önünüze ilk gelen kızı.

ekşici karı orspu olmayacak da ne olacak? sen mal mısın ne işin var o tak çukurundan karı kaldırmaya kalkıyosun? kaldırdın da ne oldu?

sınıfın çalışkan bir kızı vardı. birden ilgi göstermeye başladı bu bana. şebnem. vizelerde kopya veriyor, ders çalıştırmaya çalışıyor, ben nefret ediyorum ondan belli ediyorum, o bunu gördükçe daha da inatlaşıyor. kızlar böyledir. salaktırlar. "ay ben onu değiştiririiiim" moduna girerler, girdikten sonra çalışkan inek vs. olanları da uzuuuun süre inat ederler bu konuda. soruyor işte arada neden böyle hep mutsuzsun diye cevap vermiyorum gizemli adam havası da kasmıyorum amk "tecavüz etti karının biri ben de gram erkek gibi hissetmiyorum taşşaklarımı kesip elime verdi resmen" demiyorum ben de. babası amatör bir takımın antrönörü. (böyle mi yazılıyo bu kelime?) gel zaman git zaman, ben bununla sinemaya gittim. tak kadar değer vermiyorum kıza. düşün kız ödedi biletleri. altına da etek giymiş. az çok tahmin edersiniz nereye gideceğini konunun buradan.

abi kız bildiğiniz benim gibiymiş. eline erkek eli değmemiş vs. sonradan anlattı arkadaşı, ne hayaller kurmuş bu. yazık ettim kıza. sinemaya girer girmez zaten bunun yanakları kırmızı kırmızı oldu. üç koltuk yan tarafımızda insanlar var, ben o anda elimi attım eteğinin altına kızın. sarıydı etek. altında kocaman bir çamaşırı vardı. emre yapma dedi. bir anda içime sinir doldu. sinirle doldum. ebrunun yaptıkları aklıma geldi. o an şebnemden çıkarmak istedim. nefret ettim ondan o an. boğazını sıkmak istedim. buna yansıtma mı deniyormuş pgibolojide neymiş. neyse abi direkt a.mına uzattım elimi. ta içine kadar soktum bir anda. "hiiiii!" dedi, ağzımı dayadım ağzıma. o öpmeye çalışıyor ben ağzını kapatmaya çalışıyorum ses çıkmasın diye. hızlı hızlı sokup çıkardım iki parmağımı. çok dardı içi. kızardı kıpkırmızı oldu yüzü. "yeter, yeter!" dedi. çektim elimi. elime kan gelmişti.

o degilde felaket meraklandiriyon lan

konuşmadı benle kalkıp gitti. ben de oturdum filmi sonuna kadar seyrettim. arada gittim mısır aldım. aramadım sormadım. rahatlık hissettim önce, sonra mutsuz hissettim, vicdanım ne yaptın lan sen diye ağzıma sıçıyordu kafamda. nebileyim amk öpmeye çalıştı kız falan diye kendimi kandırmaya devam ettim. kız acaba hiç bu şekilde "kaybedeceğini" düşünmüş müydü? hayır. benim "kaybetme" şeklime göre epey iyi sayılırdı halbuki amk. (spoiler: sonra gönlünü aldım kızın)

sonra o bana mesajlar atmaya başladı. özür dilemeler bilmemneler. ulan %100 haklısın neden özür diliyosun? neden itlik yapıyosun? gaspedilen insan neden saldırganına böyle davranıyor? illa kötü mü davranmak lazım? peki ben neden kötü davranamıyorum? neden hayallerimde dahi ebruyu öldürmeye boğazını sıkmaya çalışmıyorum? am.ına koyim neden nefret edemiyorum ben bu karıdan?

;_; dinliyorum panpa

insanlardan nefret ediyorum, sabah akşam ekşisözlüğün başındayım, bişey yazsa da baksam diye çıldırıyorum, deliriyorum. bir gün eski sevgili gibisinden bişeyler yazmış okudum. mutsuz olduğunu farkettim. gece 1de aradım ebruyu. açtı telefonu
"ebru merhaba"
"buraya gel"
krediler yeni yatmıştı, taksiyle gittim lan. kapıyı çaldım, açtı. gir içeri dedi. girdim. siniri bozuktu. mavi şortu vardı, üzerinde de askılısı. oturdu bilgisayarının başına. böyle bir masası var, döner sandalye var bir de. masaüstü bilgisayar yani. bişey istiyor musun dedim "off kes sesini" dedi. bana it gibi davranıyordu ama o kadar mutluydum ki lan. resmen ebrunun yanındayım amk. hani efkarlanırsınız da youtube u açıp salak salak şarkılar açıp dinlersiniz ya, o da onları açmış. orda oturuyorum, bana dedi ki, "hoparlörün fişini tak" masanın altında üçlü prizi bunun. arka tarafından masanın çömeldim, sonra buna doğru baktım, kasıkları ve bacakları görünüyordu. bileğinin oraya öpücük kondurdum mu denir böyle korka korka küçücük öpersiniz ya. bu baktı gülümsedi, "köpeeek" dedi bana. sonra şortunun fermuarını açtı! ben bacaklarını yalamaya devam ettim gittikçe yukarılara çıkmaya başladım, bu youtube daki şarkılara bakıyor, burnunu çekiyor hafif hafif ağlıyor. asla aşağıya bakmıyordu. ben dizlerine ulaştım. ıslak ıslak yalıyorum bacaklarını. off o kadar güzel ki. beyaz ten süper bir şey. gittikçe yukarılara çıkıyorum, elini aşağı uzattı saçlarımı okşamaya başladı, ben hâlâ yalıyorum, yaladıkça ıslanıyor, ve suları çok fazla. hemen sırılsıklam oluyordu çamaşırı şortu sandalyesi..

ağzımı yapıştırdım artık çamaşırına, şortunu aşağı indirdi dizlerine kadar, ben oradan tutup bileklerine indirdim. sonra bacaklarını omuzlarıma koydu. ben yalıyorum ama yaladıkça ıslanıyor tadı çok hoşuma gidiyor offf deliricem. dilimi arasına sokuyorum yukarı aşağı sürtüyorum clit ini emiyorum... başımdan tutup bastırıyor kasıklarına, hafif hafif kalçalarını oynatıyor sandalyenin üzerinde ben iyice azıyorum iyice iştahla yalıyorum emiyorum off. yaladıkça hafif kasılmalar oluyor kasıklarında, kasılan yerleri öpüyorum. bunu farketti bu. "ne saçmalıyon lan sen orda" dedi bana. ondan sonra sandalyesinigeri çekti, ağzım kasıklarında, yere sırtüstü yatırıp başıma çöktü, önceki gibi sürtmeye başladı ağzıma, ama bu sefer acıtmıyordu, ben gittikçe hızlanıyorum inlemeye başladı. ben bir elim poposunda ağzıma bastırıyorum diğer elim skimde kendime dokunuyorum

of sinirim bozuldu.

eee sonra