-
1.
+30 -1Şimdiden söyleyeyim uzun yazı olacak okumayacak olan binler gibtirsin gitsin.
isimler sahtedir.
Edit: Olaylarda gram uydurma ekleme yoktur, gerçek hayat hikayemdir binler.
2009 yılı. Böyle çıtı pıtı, kocaman gözlü, ufak boylu ama nasıl tatlı bir kız, adı Ece imiş. ilk defa kampüsün içinde gördüm ve gördüğüm an içim kıpır kıpır oldu. Uzaktan izledim çaktırmadan. Hafif esmerlik de var teninde. Hareketleri, konuşması, tavırları. Sanki minnacık bir çocuk gibi oluyor bazen. Facebook'ta aradım bir kaç gün. Bulduğumda bir hazine bulmuş gibi sevindim ve hemen ekledim. Arkadaşlığımı kabul etti ve ilk orda konuştuk. 1-2 gün ordan konuştuktan sonra buluşmaya karar verdik. ilk tanışmamızda sevdik birbirimizi. içim nasıl kıpraşıyor buna baktıkça. Daha ilk buluşmada ellerimiz birleşti. Gel zaman git zaman beraberce saatlerce günlerce vakit geçirirdik. Ama nedense hiç yalnız olmazdık. Ece'nin 3 tane ev arkadaşı vardı ve sanki Ece'yle yapışıklardı. Ne Ece'yi onlar, ne de Ece onları bırakıyordu. Tamam, çok güzel bir arkadaşlıkları vardı ama ben Ece ile ne konuşsam, ne tartışsam o kızlar da müdahil oluyordu duruma. Sanki ben Ece ile değil de 4 kızla beraber çıkıyordum. Gel zaman git zaman bu durum benim iyice canımı sıkmaya başladı. Sevdiğim kız ile özelim diye birşey kalmamıştı. Sanki evlensek bile bize taşınacak gibiydiler. Ece'nin onlarla olan dostluğu bizim ilişkimizi yaralamaya başladı. Ben birşey istiyordum, kızlar da inadıma tam tersini istiyorlardı. Ben çıkalım gezelim diyorum, onlar hayır evde oturcaz, ben evde oturalım diyorum onlar hayır dışarı çıkacaz diyorlardı. iyice sessiz bir savaş patlak vermeye başladı o 3 kız ve benim aramda. Ganimet ise Ece'ydi... -
2.
+18 -2Birinci Ece Savaşı
Bu savaşta soğuk savaş yaşandı. Ece benimle yalnız kaldığında ben, kızlarla yalnız kaldığında kızlar aleyhimize doldurmaya başladık. Ben Ece'yi üzmek istemediğim için kızlar hakkında kötü şeyler söylemiyordum aslında, sadece bizden daha uzak durmalarını istiyordum sürekli. Kızlar ise bizi ayırmak için geçmişimi bile deşmeye başlamıştı. Sahne alan bir müzisyen olduğum için ve üniversitede böyle dikkat çekici bir durumda olduğumdan tabii ki biraz kirli bir geçmişim vardı ilişki konusunda. Direk ordan vuruyorlar. Kirli savaşıyorlar benle, acımaları yok. Ben de yavaştan savaşı kaybedeceğimi düşünmeye başladım. Ama Ece'nin her gözünün içine baktığımda içimdeki ateş alevleniyor "bu kız benim!" diyerek savaşmaya devam ediyorum. Ece'de hem arkadaşlarını hem de beni çok sevdiği için arada debelenip duruyor zavallı. iki tarafa da toz kondurtmuyor. Ama benim sabrım taştı ve diğer savaş başladı.
ikinci Ece Savaşı
Burda artık kılıçlar çekildi. Ben Ece de dahil hepsini bir araya topladım. Derdiniz ne lan sizin dedim açık açık. "Sen Ece'yi haketmiyorsun" dedi o 3 kız hep bir ağızdan. Ben nedenini soramadan Ece sordu neden diye. Sebep sadece şuydu: Biz öyle hissediyoruz. Ece bu açıklamaya öyle bir sinirlendi ki anlatamam, ben bile tutamadım dur dedim ama dinlemedi evden dışarı çıktı ben de peşinden gittim. Dışarda ağlamaya başladı, beni çocuk gibi görüyorlar, herşeyime karışıyorlar, istemiyorum artık! demeye başladı. Ben ise "seni bu kadar seni çok seven arkadaşlar bulamazsın hayatında, sevdiğinden yapıyorlar belli ama iyice takunu da çıkardılar doğruya doğru" dedim. Ece'nin onları nasıl sevdiğini bildiğimden onu üzmek istemedim hiçbir zaman. Ama arkadaşlarının artık ilişkimiz hakkında yorum yapmalarını kesmeleri, buna bir son vermemiz gerektiğinde de hemfikirdik. Bu konuda anlaşıp kararı kızlara bildirmek için eve geri döndük. -
3.
+15Yerine KoymaTümünü Göster
Ece'ye olan aşkım bitmiyordu. Ne yaparsam yapayım içimde devam ediyordu ateş. Durmuyordu içimdeki, kendimi duvarlara vurasım geliyordu ama gene de geri dönmek istemiyordum. Çünkü ona güvenmiyordum. Derken aradan 1 hafta geçti geçmedi o kuyumuz kazan 3'lü koalisyondan mesajlar almaya başladım Ece'nin kötü olduğuna dair. Beni istiyormuş yanında, hiçbir şey yemiyor içmiyormuş. Tek tek engelledim onları. Ece'nin evinin önüne gittim bi keresinde. Dış kapısını tuttum apartmanın. Onun daha önce dokunduğu yerler olduğunu düşündüm, daha da üzüldüm. Gözümden yaşlar orda süzüldü ilk. Sonra apartmanın içerisinden bir ses geldi hemen arkamı döndüm gittim. Kimdir nedir bakmadım bile. Eve geldim, akşam Pınar mesaj attı iyi oldun mu diye. iyiyim sağol dedim, tamam o zaman iyi geceler yazdı. Hemen o an aklıma Ece'ye geri döncek olsam bile bir kız ile bu arada ilişki yaşadığımı öğrenirse hayatta istemez artık dedim. Pınar'a mesaj attım, yarın boş musun görüşelim mi diye.
Pınar
Pınarla buluştuk, konuştuk. ilk başlarda biraz taklit yaptım Ece'yi unuttuğumu kanıtlamak için ama sonradan ciddi ciddi yüzümde gülümsemeler belirdi. işe yarıyor herhalde dedim içimden. Sonra Ece'den ayrıldığımı anlattım, iyi kızdı aslında dedi, evet iyiydi de işte naparsın hayat dedim. O gece öylece ayrıldık ama akşam mesajlaşmaya devam ettik. Ertesi gün tekrar buluştuk. Evet iyi kızdı hoş kızdı ama içimdeki Ece bağırıyordu, ciğerimi alevlere veriyordu sürekli. Olsun dedim, buna rağmen teklif edecem. Pınar'a açıldım, sevgili olmak istediğimi söyledim, ilk önce afalladı, hakkaten beklemiyor, Ece ile ilgili konuşmak ve rahatlamak için onu çağırdığımı düşünüyormuş. Dedim Ece bitti gitti benim için. Hadi kabul ettim farzedelim, daha 2 hafta önce böyle sevdiğin bir kızı bu şekilde bırakırsan beni bırakmayacağın ne malum dedi. Dedim o durum tamamen farklı. Süre istedi benden. Evlere dağıldık, akşam mesajlaşmaya devam ettik. O sıra kabul etti, artık Pınar ile sevgiliydik ama benim ciğerim halen Ece'ya yanıyordu...
Ece’nin Durumu Kötü
Ece ile ayrıldık, aradan 3 hafta kadar geçti ve ben 1 haftadır Pınar ile beraberim. Sırf Ece aklıma gelmesin diye sürekli Pınar'layım. Sürekli yanyanayız, yanyana değilsek de telefonlayız. Pek de bir faydası yoktu Ece'yi unutmak için ama olsun. Pınar'ın elini de tutmuştum, artık ben istesem de Ece beni istemezdi. Nefsime yenik düşerim diye kendime emniyet sibobu yapmıştım Pınar'ı. Derken bir akşam kapı çaldı, ev arkadaşım açtı. 3'lü komisyonun en fesat üyesi kapıdaydı. Beni çağırdılar, Pınar süpriz yapıp geldi zannettim, o kızı görünce şok geçirdim. Bana doğru nefretle baktı, Ece'nin durum iyi değil, kızı göreceksin dedi tehtitvari bir şekilde. Sen mi karar vereceksin buna dedim, evet ben karar verecem dedi, kardeşim senin yüzünden eriyip gidiyor dedi gözünden yaş geldi. O kız bile bu hale geldiyse görüşmem gerekli diye düşündüm, ev arkadaşlarım da tamam oğlum yeterince üzdün bari bi konuş dediler tamam dedim. Apar topar evden çıktım. Bir cafeye geçtim Ece'yi çağırdılar bekliyorum. Beni gördü, ben de onu. Görmez olaydım. Zaten ufak zayıf çıtı pıtı bişeydi, nasıl zayıflamış 3 haftada, kurumuş kalmış. Bana doğru geldi karşıma oturdu, 2-3 saniye sonra kalktı yanıma oturdu, gene birkaç saniye öylece durdu sonra bir anda bana sarıldı ve ağlamaya başladı. Tepki veremedim. Dedim Ece ben artık biriyle beraberim dedim kısık bir sesle. Bir anda beni bıraktı, sonra tekrar sarıldı. Ne olursa olsun seviyorum seni dedi. Sen ne istersen yaparım artık, çok özlüyorum seni dedi. Ellerim titredi, orda ağlamadım ya artık ağlayabilir miyim bilmiyorum. -
4.
+14gibtirgitTümünü Göster
Nerdeyse gece oldu, saat 7 civarı, açlıktan karnım birbirine yapıştı. internetten sipariş verecem ama hepsi salçalı, yağlı bilmem ne. Düşündükçe bile kusasım geliyor. Dedim kardeş iş başa düştü, bakkala gidecez. Ayağa kalktım, başım döndü kapıya tutundum. Kapıyı açıp tutunarak ilerlemeye başladım. Üzerimde ne varsa onunla terliği ayağıma geçirip dışarı doğru tutuna tutuna gitmeye başladım. Midem allak bullak, kustum kusacam gibi geliyor ama midem bomboş olduğundan sadece sarhoş gibiyim. Apartmanın dış kapısını açtım ve dışarda Ece beni bekliyordu. Önce yavaş yavaş sonra hızlanan adımlarla bana doğru geldi, sarıldı ve ağlamaya başladı. Ben ise tamamen tepkisiz bekliyordum. Birşeyler dedi ama anlayamadım tam, kafası göğsümdeydi. Sonra biraz hiddetlendi bağırmaya başladı, kolumu sıkmaya başladı "gibTiRGiT" diye bağırdım bir anda. Hemen ellerini çekti, yüzüme baktı ve gitti.
Duyguları Bastırma
Ece gitti, ben bittim. Zaten hastaydım, artık geberiyorum. Aldığım ekmek aynen duruyor. Hareket edemiyorum yerimden. Kendi kendime vurduğum bu darbe beni iyice yedi bitirdi. Derken Elif mesaj attı şans eseri. Durumumdan bahsettim çıktı geldi hemen. Eve geldi, çorba yaptı, sürekli yanımda durdu, erkek arkadaşının mallıklarını anlattı saatlerce güleyim diye ama dudaklarımdan bir gram ne bir kelime ne de bir gülümseme çıkıyordu. saat 11'e doğru geldi. Elif yurtta kaldığı için gitmek zorunda olduğunu söyledi ama beni de bu halde bırakamayacağını söyledi. Dedi ki "geçen ki Pınar var ya, o evde kalıyor ben ona mesaj attım gelir bakarım dedi ama Ece birşey demezse", dedim Ece diye biri yok, sıkıntı yok gelsin. tak yok dedi Elif, nasıl seviyorsun lan kızı ben biliyorum dedi, benden cevap çıkmadı, buz gibi sessizlik oldu. Taa ki Pınar gelene kadar. Pınar eve geldi Elif apar topar evden çıktı yurda yetişebilmek için.
insanlık
Pınar sabaha kadar yanımda bekledi bir sandalyede. Çok konuşmadı, su ister misin, birşeyler yemek ister misin sorularından başka birşey sormadı. Öylece uyuyakalmışım. Sabah uyandığımda Pınar sandalyede kafası düşmüş uyuyordu. içeride kanepe vardı ama yanımda kalmış. izlemeye başladım. Kollarını birbirine bağlamış, bir anne gibi başımda sabaha kadar beklemişti. Ne iyi insanlar var dedim içimden, tam bir eş ve çok iyi bir anne olacak kadın, sonra istemsiz bir öksürük sonrası Pınar uyandı, ona baktığımı anlamasın diye yeni uyanmış taklidi yaptım ama yemedi sanırım. Böylece 2 gün boyunca beni bekledi başımda. Ben biraz toparlayınca da gitti. -
5.
+14Ateşli Faranjit
Sürekli Ece'yle beraberdik, gece gündüz, dakika başı. Tabii mevsim geçisi olduğu zaman, bugünler gibi, sonbahar. Gündüzleri sıcak, geceleri buz gibi. iç anadolu bide, rüzgar da iyi vuruyor. Ece birkaç kez üşüdüğü için üzerimde yelek, kapşonlu, hırka ne varsa verdim birkaç kere. E bende de bir öksürük başladı hafiften. O sıra sahne stüdyo felan derken sesi de bayaa zorlamışım. Direk faranjite döndü hastalık. Ateşler içinde yanıyorum. Hafta başında ise benim 2 ev arkadaşımın da memlekete gidesi tuttu. Evde yalnız kaldım. Yorganı kaldırmayı bırak, hareket etsem içerisinde oluşan o minicik rüzgardan bile dişlerim birbirine vuruyor. Ece'ye dedim tabii ki durumu, bi tane derece aldı geldi yanıma. Ateşim 42.5 derece çıkıyor. Dedim yok lan olmaz ama elindeki de civa derece yani elektronik felan değil ki hata yapsın. Biraz düşürelim dedik ama çık. Gram inmiyor. Aslında diyorum benim o ateşte beyin kanaması geçirmem lazım, imkanı yok diyorum ama bir yandan da nasıl tırsıyorum. Zaten konuşamıyorum da, konuşmalarımın yarısı diş çarpma seslerinden ötürü anlaşılmıyor. Sonra dedim ben bi 112 acili arayıp sorayım nasıl düşürcez bu ateşi ama konuşamıyorum tabii. Ece aradı yanımda hoparlöre aldı, dedi böyleyken böyle adamın ateşi 42.5 derece. Adam yok 42.5 değildir o, ısrarla dedi yanlışımız yok defalarca ölçtük dedi. 112 acildeki kişi de neyse biz bi gelelim bi de biz bakalım dedi. 10 dk sonra ambulans geldi, odaya girdi 2 kişi, kulağıma elektronik bir derece tuttu. Adam önce umursamaz tavırdaydı ama yazanı görünce suratının şekli değişti. Sonra ateş ölçeri kapatıp tekrar açtı, bir daha ölçtü. Bir anda panik içerisinde "kalk kalk kalk! hadi hastaneye!" dedi yanındakiyle beraber üzerimde ne varsa onla çıkardılar beni yorganın altından ambulansa attılar bildiğin. Sireni açtılar bastılar gaza. Titremekten dişlerim kırılacaktı az daha hastaneye varana kadar. Hastaneye vardık hemen bana bir serum bi kaç iğne vurdular 10-15 dk demeden 36.5'u gördüm. Bundan öncesinde de olmamıştı ve bundan sonra da hiç bu kadar yüksek ateş görmedim zaten. -
6.
+13Ece
Ece'yi çok ama çok seviyordum. Ama o güven var ya o güven, sıfırlanmıştı bende. Bir yandan ona sarılıp kemiklerimiz kırılıncaya kadar sıkmak isterken diğer yandan bırak gitsin, biz mutsuz oluruz diyordum. Kız kim dedi ince bir sesle. Pınar dedim, durdu bir an. Sonra Pınar aklıma geldi, beni sabaha kadar beklemesi, bir an bile yanımdan ayrılamaması ve bunu hiçbir beklenti için yapmaması. O beni beklerken ki yorgunlukta sandalyede uyuyakalması... Ece dedim, ben artık yapamam, zaten bu arada iyi olsa da olmasa da birşeye başladım. Aklına ne geliyorsa doğrudur, o sebepten başladım ama başladım. Yüzüstü bırakamam Pınar'ı dedim. Beni bırakıyorsun dedi gene kısık bir sesle, seni ben bırakmadım, sen beni bıraktın dedim ve ayağa kalktım, onun ağlamasına bakmadan arkamı dönüp gittim. 1 ay sonra bile bana bu şarkıyı yolladı ev arkadaşımın telefonu yoluyla;
(bkz: https://www.youtube.com/watch?v=Cix0UCy4hQ4)
Ve Artık Evlilik
Ece içimde bir acı olarak kaldı uzunca bir süre bende. Ama Pınar, Pınar öyle iyiydi ki, öyle sevecendi ki.. Ece gittikten sonra da ayrılmadım, ayrılamadım çünkü. Yara bandı gibiydi resmen, her derdimde çareydi. Ece'yi içten içe unutamadığımı da biliyordu ama sabırla bekliyordu onu seveceğim günü. Derken birgün bana sarıldı, seni seviyorum dedi göğsüme yaslamış başını aşağıdan yukarı bakan kocaman gözleriyle. içim eridi, içim gitti. O an ne oldu anlamadım, Ece sanki hayatımda hiç var olmamıştı, sanki hep Pınar vardı ve o olacaktı hayatımda. Öyle de oldu. O, yani Pınar şu an benim hayatımın anlamı ve çocuğumun annesi. Hiç pişman olmadım. Belki de Ece'nin hayatımdaki rolü Pınar'a aşık olmamı sağlamaktı, Pınar'ı anlayabilmem için Ece gerekliydi. Kim bilir... -
7.
+13panpalarım bayaa uzun oldu. ulan ilk kez birine açtım bu konuyu o da 10000 adama birden açtım. nasıl içimde kaldıysa artık kimseye anlatmamak, iyi geldi be.
-
-
1.
+2Bitmedi panpa, asıl hayatım bundan sonda başladı.
-
2.
0Daha yazicak misin pnp
-
1.
-
8.
+13 -1Ece Antlaşması
Kızlarla oturduk derdimizi anlattık. Çok müdahil olduklarını ve bu kadar ilişkimize karışmalarının iyilikten çok kötülük olduğunu anlattık. Onlar ise sanki babalarını öldürmüşüm gibi benim yüzüme bakmıyor, sadece Ece'ye biz sadece senin iyiliğini düşündük diyorlardı. Neyse ki zaman ilerledikçe sakinleştik, birbirimizi anlamaya başladık ve anlaşmamızı kabul ettiler. Artık Ece ve benim ilişkimiz hakkında bir yorumda bulunmayacaklardı.
Yaz Tatili
Gel zaman git zaman üniversite yaz tatiline girdik. Haziran sonu gibi memleketlere gittik. Bizim bu üçlü hainlik birliğini bir umut kapladı. bu 3-4 ayda ayrılır bunlar diye. Tabii bu durum içlerinde patladı. Biz yaz tatilinde mesajla telefonla daha çok sevdik birbirimizi. Yanyana olmasak bile daha özgürdük en azından...
Okul Başlıyor
Yaz tatilinden geldik. Nasıl bir özlem nasıl bir sevinç var ikimizde de. Bildiğin 7 yaşındaki çocuklar gibiyiz. Otogarda birbirine koşmalar, Türk filmlerindeki gibi sarılmalar felan.. Şov yok ama, hakkaten öyleyiz. Nasıl seviyorum bir bilseniz, ömrümde bir daha böyle sevemeyeceğimi hissediyorum, hatta belki de daha önce de sevmediğimi. Birkaç hafta geçti aradan. Herşey çok güzel, kızlar da pek laf etmiyorlar artık. Hatta o ara benim arkadaşlarla da buluşuyoruz. Elif vardı senelerdir arkadaşım, onu Ece ile tanıştırmak istedim, bir cafeye davet ettim. Yanında bir arkadaşı varmış Pınar diye onlayım dedi, dedim onu da al gel takılırız ne olacak. Geldiler hep beraber eğlendik. Yalnız Pınar biraz kazulet, çok soğuk bir kız. Bi samimi olamadık kızla. Elif'e dedim bunu Pınar tuvalete gittiğinde, o öyle dedi, erkek arkadaşı olduğunu bile bilmem dedi. Neyse Allah kolaylık versin alana deyip Ece'nin elini bir saniye olsun bırakmadan geceye devam ettim. Yapışık ikiz gibiyiz, kimseyi gözüm görmüyor. Elif'de Ece'yi çok sevdi, Ece'de Elif'i ama Pınar pek konuşmadığı için konu hakkında tarafsız kaldı. Artık sabah akşam Ece'yle beraberiz. Sabah çıkıyor evden akşam giriyor. Hatta ne akşamı, bazı günler gece 1'de bile bıraktığım oluyor eve. Tabii bizim 3'lü komisyon hayıflandı iyice, mırmırlamaya başladılar. Anlaşmanın geçerliliği sadece birkaç hafta, belki 1 ay sürdü. -
-
1.
+1Anlaşmadan sonra araya 3 aylık tatil girmiş yazının sonunda anlaşma 1 hafta sürdü diuosun
-
-
1.
+2Üniye geldikten sonra bozuldu yani. Yaz tatilinde zaten karışma durumları olmadığından mütevellit o kısmı atladım. Anlaşma yaz tatiline girmeye yakın vakit oldu, yaz tatilinden sonra da anca bikaç hafta dayanabildiler işte.
-
1.
-
1.
-
9.
+11Eğlenme VaktiTümünü Göster
Ateşim düştükten sonra benim eve geldik. Ateşim düşse de halen faranjittim. Durumum hakkaten kötüydü. Ece'ye birkaç gün, hiç yoktan ev arkadaşlarım gelene kadar bana bakıp bakamayacağını sordum. Tabii ki dedi düşünmeden. Fakat daha birkaç saat geçmeden sıkılıyorum uf puf demeye başladı, arkadaşlarıyla mesajlaşmalar, telefonda konuşmalar felan. Birşey demiyorum, zaten diyecek birşey de yok. Film izledi tv izledi kitap okumak istemedi e canı sıkılıyor doğal olarak. Yatalak bir adamım orda. Aradan 1 gece geçti, bizim 3'lü komisyon benim hasta olduğumu ve bana sadece Ece'nin baktığını öğrendiler. Başlamışlar hemen kızı fişeklemeye. Gelsene, gelmen lazım, yaa partimiz vardı ne zamandır yapacaktık hani senin yüzünden yapamadık bilmem neler... Ama ben öyle kötü bir haldeyim ki kendime bir bardak su bile alacak gücüm yok. Ayağa kalktığım gibi başım dönüyor olduğum yere yığılıyorum. Ece ise bayaa bi mesajlaştıktan sonra geldi "ya bizim kızlarla bi eğlence yapcaktık yaz tatilinden gelince ona ısrar ediyorlar, ne zamandır yapamıyorlardı ben yokum diye ona gideyim mi?" diye sordu. Sen bilirsin dedim, imalı demeye çalıştım ama pek olmadı galiba sağol dedi zıplayarak bastı gitti. Sen burda napacaksın, ne edeceksin bu halde diye sormadı bile...
Gidişin Olsun Dönüşün Olmasın
Kapı sesi geldi, Ece evden çıktı. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. "Savaşı kaybettim" dedim içimden. Hem kazansam ne olacaktı diye düşündüm. Arkadaşlığa dostluğa önem vermesi güzel tamam ama ya beni bu halde bırakıp eğlenmeye gitmesine ne demeli? Peki ya ben ilerde bir kaza geçirirsem, hasta olursam bu kız beni gene böyle bırakır mı sırf canı sıkıldı diye? Ben nasıl güvenip evlenecem peki bana birşey olursa böyle bırakılıp gideceğini bile bile dedim kendi kendime. O kadar sinirledim, o kadar üzüldüm ve o kadar hayal kırıklığına uğradım ki resmen bir anda tüm sevgim tiksinmeye döndü. Çünkü ben kendimi biliyorum, Ece o halde olsa ben imkanı yok gözümü bile ayırmazdım ondan. Demek ki sevmiyor, yada yeterince sevmiyor ve bana gelecek için kesinlikle güven vermiyor. "Ben evlenemem Ece'yle, evlenemeyeceğim kız ile de devam edemem bu yaştan sonra" dedim içimden ve akabinde mesaj attım "Gidişin Olsun Dönüşün Olmasın, Hayatında Mutluluklar". içim yanıyor, içim kan ağlıyor onu nasıl seviyorum ama olmaz diyorum, sonradan nefret edeceksin, nefret etmeden ayrıl, bitir bu işi, nefsine yenilme. Sonrasında mesajlar akmaya başladı, aramalar geliyor peşpeşe derken kapı çaldı, açmadım, gene çaldı açmadım, dakikalarca çaldı gene açmadım. Aç kapıyı benim diye mesaj geldi, cevap vermedim. Tekrar aradı, defalarca aradı, numarasını engelledim. Başka bir numaradan mesaj geldi; "dışarda bekliyorum, sen gelene kadar da gitmiyorum". -
10.
+10özetin özeti: ateşi 42,5 derceye çıkınca beyninin bir bölümü yanmış bunun. Tıptaki adıyla 'beyin amcıklaması' geçirmiş yani. Şimdi evli çovuklu falan sanıyo kendini deli öle işte...
-
-
1.
0Güldürdün bin.
-
1.
-
11.
+4Ulan ne günlerdi be. Tekrar ve tekrar okuyorum kendim açıp açıp.
-
-
1.
+2Panpacım eline koluna sağlık
Iyiki yazdın belkide bu yazıyı kimileri için bi umut kimileri için bi cesaret verdin
Kelimeler dilimde düğümleniyor, diyecek pek birşey bulamıyorum
Bazen doğrulara ulaşmak için yanlışlardan geçeriz
...
Teşekkürler...
-
1.
-
12.
+3Vaaay çok şanslıymışsın... Narsist bi kızı bırakıp pgibolog gibi seni rahatlatan birini bulmuşsun... Tebrik ediyorum hatta alkışlıyorum seni. Mutlu oldum reis senin adına...
-
-
1.
0Allah razı olsun panpam.
-
1.
-
13.
+2gene okudum gece gece.
-
14.
+1
-
15.
+1Sırf entry yazmak için giriş yaptım.
VAY AMK -
-
1.
0Doğru insana ulaşmak için bazen doğru sandığın yanlışlar gereklidir hayatta.
-
1.
-
16.
+1Derin bir ikilemde kalmışsın ve bu seni çok zorlamış bir tarafın ona tekrar şans vermeyi gerektirdiğini diğer tarafın yaptığı hatayı kabullemeyip ki senin kritik durumunda hata yaptığından ikinci hatayı yapabileceğini ve bunun senin aleyhinde kaldıramayacağın şekilde sonuçlanacağını düşündürmüş, ece yaptığı yanlışa rağmen seni çok sevmiş onu tercih etseydin bugünkü gibi mutlu olur muydun bilemeyiz ama diğer kız sana yeni bir sayfa açmanı sağlamış, derler ya bunda da bir hayır vardır diye işte o hayır pınarla evliliğin olmuş. fazla söze gerek yok Allah mutluluğunuzu bir ömür sürdürsün, çocuğunuzu analı babalı büyütsün ;)
-
-
1.
+1 -1Allah razı olsun panpam (:
-
2.
0yanlız sunu söylemeden geçemeyeceğim şöyle arkadaşlarım hiç olmadı lan okuldayken başıma birşey gelse kimsenin ruhu duymazdı keşke ben de o zamanların üniversite neslinde olsaydım :(
-
3.
-1şimdikiler çok bireysel panpa. herkes elnde tel instagramda takılıyor. bizde facebook bile yeniydi, telefonlar halen renkli ekrandı, nokia piyasanın hakimiydi eriksonn la beraber. telefonu hakkaten telefon olrak kullanıyorduk. o ara işte sürekli konuşup kynaşıyorduk mecburen. sonuç olarak da çok iyi arkadaşlıklar olabiliyordu. şimdi kimse kimseyi dinlemiyor bil gerçekten diye düşünüyorum 95 üzeri nesilde.
-
4.
0Aynen öyle iyi biliyorum, o zamanların nesli ile şimdikilerin arasında dağlar kadar fark var bana anlatanlar oluyordu hep karşılaştırıyordum. dediğin gibi telefonlar şimdiki gibi amacı dışında değil de gerçekten telefon olarak kullanılıyordu sosyal medyanın yaygınlaşması nesli bu hale getirdi yapmacık ve çıkara dayalı arkadaşlık, ilişkiler aşırı egolar...
diğerleri 2 -
1.
-
17.
+1ellerine sağlık
-
-
1.
0Zaten yazmam lazımmış. iyi geldi panpam.
-
1.
-
18.
+1Reserved
-
19.
0ben bu başlığı nasıl görmemişim ya okuyayım bari başka yapacak bişey yok tükürdüğümün sözlüğünde şu saatte
-
-
1.
-1ulan yazan benim ben bile okuyacakta üşeniyorum bazen mk.
-
1.
-
20.
0Çok güzel anlatmışsn be bitmesin istedim mk