size kasiyerken olan hikayemi anlatıyım mi

sabahtan aksama kadar esek gibi calışiyordum malesef. ama bi nedeni vardı. mert. ben merte aşıktım o ise sultana. belki değildi. bilemiyorum. tam emin değilim. mert bizim patronun oğluydu. calıştığım yer bim tansaş migros gibi market zinciri değil topu topu iki şubesi olan yerel bir market. calışmam gerekiyordu. mertin babası babamın arkadasıydı. babamla konusurken ya bize bi kasiyer lazım. aa demiş bizimki boşta. sabahtan akşama kadar evde annesiyle takılıyor. istersen gelsin çalışsın demiş babam. kabul etmiş işte öyle başladım kasiyerliğe.

sultanla ilk başta birbirimize sıcak davranmıştık. sonradan soğuduk. çünkü benim mertten hoşlandığımı anlamıştı. tam emin değildim ama başka bir neden aklıma gelmiyordu. bazı günler hiç konuşmadığımız bile oluyordu sultanla. bu böyle giderken mert bana hiç pas vermiyordu taki o gün bazı malları almak için beni depoya çağırdığı gün. evet bir huurluk yapıcaktım. bu fırsatı kaçırmazdım elbet. sultana yar etmezdim sevdiğim adamı.

depo dediysem de büyük bir yer değildi. en fazla 200 metre kare falan. dügmeye bastı. otomatik kepenk var. yavaş yavaş açılırken ne yapsam acaba ağıma düşürebilirim. evet dar kotumdan tangamın bir kısmını göstercektim haberim yokmuş sanki gibi. benim bembeyaz tenime sahip olmalı. tuysuz bedenime hükmedebilmeliydi.

hic bir sey olmadan cıktık depodan. oysa o kadarda domalmıştım. gelip belimi sarmasını. bana sahip olmasını ne kadar da istemiştim. ama olmadı kahretsin ya. ama pes etmezdim. o kadarda namuslu olamazdın mert. ama sende beni ceken bir elektrik vardı. beni carpıyordu resmen. bide beni carpa carpa becerseydin ya o depoda. mafetsiydin. karsı koysaydımda yalandan tecavuz etseydin. sessizce zevkini cıkarırdım ama olmadı. kaderimde o depoda tecavüze uğrayacağım yazılmıştı. kimin tarafından olacagını kestirememişim.

kahroluyordum günden güne. sultan ise mutluydu. bu beni dahada kahrediyordu. tangamı belli ettiğim için mertin benden soğuduğunu hissetmistim. namuslu rolu oynayamazdım elbet. kısa yoldan ele gecirmekti niyetim ama ilk denemem basarısızdı. o kötü günlerimde kasada bir kac hata yaptım. fazla para üstü verdiğim günler oldu. kasa kapanınca belli oluyordu hatalarım. büyük patronun sabrı tükeniyordu. sultan huursu ise seviniyordu bu işe. benim azarlanmam onu mutlu ediyordu.

hayatımda bir dönüm noktası o gün oldu. sultanın sinsi gülusleri. dalga gecer gibi bakışları ve elbetteki mertten umduğumu bulamamı anlamışcasına bana karsı kendini ustun görmesi canıma tak etmişti. bir sokak faişesi gibi sultanın ustüne atlamışım. kapatmaya yakındı marketi. sacını tutuyorum faisenin. bıraksana be kahpe diye bağırışı hala kulaklarımda. patronun arabasının marketin önünde durduğunu. yerde sac bas birbirimeze girerken farketmiştim.

belimden tuttuğu gibi ayaklarımı yerden kesişi. tamam sakin ol sakin ol derken aletini belimde hissetmem bir oldu. icim bir hos olmuştu. 5-10 saniye beni yerden kesmiş tutuyordu patronum aletinin sertleşmesi ise beni dehsete dusurmuştü. cok farklı duygulaar hissediyordum. işini kendince cozmüştü patronum. barışmamızi istedi. barışmak zorundaydık. nasıl kovulmadık anlayamamıştım o an. ama bi nedeni vardı. o gece anlayacaktım.

up up up