1. 1.
    +2 -4
    can verdiğini anlatıyorum.

    hiç bekleyemem yok dinleyen olacakmış falan...
    mühim olan içimi dökmem. bunca senedir, eve girdiğimde kapıyı anahtarla açmanın acısını içimde tutup, evime girince siz kaynatası gibiklerle takılıp, 31 çekmekten başka bir şey yapmayan, ben; sanırım bunu en ince ayrıntısına kadar anlatmayı hakettim.

    küçük veya büyük imla hataları olabilir, uyumam için her gece içtiğim, dostum yeni rakım, buna sebeptir. onun ve sizlerin dıbına koyim.

    başlıyorum.
    ···
  2. 2.
    +5 -1
    yalansa anneni doğruysa kaderini gibiyim bin.
    ···
  3. 3.
    +3 -3
    keraneye gittim bigün karımla tanıştım 2 de çocugu vardı kabul ettim onları evlendik aile kurduk. karımı kamboçyalılara pazarlamaya başladım. getirisi çoktu. seviyordum ama parayı daha çok seviyordum. çok pişmanım.
    ···
  4. 4.
    +3 -2
    sonra meriç gökçe yerine seline asıldı. bırak onu dedim yok illa o. sonra kafasına silahı dayadım bacağından vurdum. o nasıl oluyorsa öyle yaptım. sonra hastanede bunun kafasına sıkıp öldürdüm. ama nasıl oluyordu toprak atıyordu o bin. aman allahım yeni farketmiştim meriç aslında kamboçyalıydı
    ···
  5. 5.
    +2 -2
    eşimle sene 99, milenyuma giriş vakitlerinde tanıştım. milenyum o ara ne byük bir olaydır ki herkesin içini bir korku salmış... nolacakmış dıbına kodumun dünyasında kıyamet kopacakmış.
    neden dolayı?
    bilgisayarlardan...
    evet, kopacak ama bunun için 99 yılı hem dünya için hem de benim için çok erken bir seneydi.
    kıyamet benim için 2006 yılı bekleyecekti. dünya içinse daha uzun bir yol vardı, önünde...
    ···
  6. 6.
    +1 -2
    ama gördüm, oradaydım.
    aşık olmadan duramazdım. duramazdınız.
    ···
  7. 7.
    +1 -2
    bir çocuğumuz oldu, adını ege koyduk.
    çünkü egeliydik biz. ege buluşturdu bizi, egenin incisi. izmir buluşturdu bizi.

    onun sarı, dalgalı saçları ve cennet gibi gülümsemesi ile orada tanıştık.
    ardından bir tane daha sene 2005.

    adı veli çünkü orada balık yedim ben, orada aşık oldum ben. orada tanıdım ben.
    ölünce isteyeceğim tek hurimi.
    selin'imi.
    ···
  8. 8.
    +3
    ege'm sıkışarak öldü.
    veli'm ve selin'im camdan uçtu.
    selinim öyle bir tutmuş ki veli'mi kolları kenetliydi birbirine, en son gördüğümde.
    yıkadığımda üçü de ayrıydı biribirinden ve benden.
    acı çektim.
    yıkarken.
    bir tas.
    iki tas.
    üç tas.
    derken bayıldım.
    öldüm sandım. ölmemiştim. keşke ölebilseydim.
    ve asıl acısı, arabayı gördüğüm an, sağa kırdım. kendimi korudum. kendimi.
    belki sadece ben ölürdüm. ama selin'i hep görürdüm. ege'mi hep görürdüm.
    veli'mi.

    oğlum, kızım ve biricik sevgilim.
    çok özür dilerim. ben bir huur çocuğuyum, en az gökçe kadar, en az meriç kadar.

    gömdüm. toprak attım. gökçe de, meriç de.
    ama asla unutmadım. toprak atmadım anılarıma.

    bu kanepede platin takılı bacağım kadar aklım olsaydı.
    intihar ederdim. ama ne yapayım. ya tanrı varsa?
    ya cehennem varsa ve sizi bir daha göremezsem?
    o zaman naparım?
    fotoğraflarınız yetmiyor bana.
    önümdeki bir 40 yıl maksimum.
    buna dayanmalıyım ki.
    o sonsuzlukta, güneş vurduğunda cennette yüzünüze o güzel saçlarına selin'imin.
    o zaman mutlu olabileyim.

    sizi çok seviyorum
    annenizi benim iiçin öpermmsiniz?
    ···
  9. 9.
    +1 -2
    gittim, istedim.

    param var, zenginim. ailesi koşarak verdi dıbına koyim.
    aileye bak paraya göre aileyi yönetiyor amk.
    neyse ki istediğimi almıştım. başka bir şey düşünmedim.
    sadece aşıktım. ve istiyordum.

    saçları dalgalı, kahverengi gözlü, gülümsemesi bir koalayı anımsatan selin'imi.
    kaybetmeme imkan yoktu artık. mutlu olacaktım, hayatım boyunca. kesin. net.
    ···
  10. 10.
    +2 -1
    ancak eşim... selin.
    arkası dönüktü.
    döndü ve baktı bana.
    eridim.
    saçları sanki bir yastıktı. ama altının en güzelinden bir sarı.
    kıvırcık ama çok değil, huzur veren bir kıvırcık. bir dalga... tam egeliye yaraşır.
    gözleri; içi gülen. parlak. sanki türk filmlerinden türkan şoray'ın kullandığı göz parlatıcısından kullanıyordu. selvi boylu ben ise o da al yazmalı mıydı?
    gibtirin gidin lean!
    bu bir yeşilçam filmi değil!
    burası inci burada her şey gerçek dostum!

    sarı saçları,
    kahverengi gözleri,
    ve gülümseyen bir yüz.

    aşık oldum.
    ···
  11. 11.
    +2 -1
    selin arkası dönüktü ama huur çocuğu gündelik arkadaşı gökçe beni kesmekteydi, ulan dedim; gökçe de fena değilmiş heaaa.
    gökçe senin, meriç. dedim.
    meriç bir mutlu oldu amk, inananamazsınız. sanırsınız liseli bin. he ben onu zaten öyle görürdüm. artık ne sizi ne onu...

    gökçe'yle git muhabbet kur dedim, meriç'e. lafımı dinlememesi imkansız çünkü benim sayemde yaşıyor ipne. evimde, dolabımda ne varsa onun.

    gitti ve selin'in yanına oturdu yavşak!
    bu meriç'lerin hepsi mi yavşak olur amk.
    ···
  12. 12.
    +1 -1
    telefonlarımızı aldık.
    tekrar buluştuk. çok mutluyum.
    o da.

    sürekli geziyor.
    meriç hayvanını artık istemiyor.
    hep beraber, yalnızca ikimizi kalıyorduk.

    derken yalnızca ikimiz kalmamalıyız.
    senden bir tane daha istiyorum dedim.

    gerizekalı gerizekalı konuşma deyip.
    karnıma vurdu. *
    keşke yine vursa.
    ···
  13. 13.
    +1 -1
    panpa afedersin ama ilk sayfadan sonra olmayan uykumu getirdin böyle sıkıcı kaderin ben zaten dıbına koyim
    ···
  14. 14.
    +1 -1
    girmezdim oraya, sökmezdim kalbimi şu an.
    uykumda görmezdim, selinimi.
    ağlamazdım, şu an.
    alın beni. alın beni demezdim. ait olmadığım dünyadaki yoksunluğa.
    ···
  15. 15.
    +1 -1
    o aptallığa bir 99'dan 2006'ya dek devam edebileceğimi bilseydim.
    bilseydim.
    ne yapardım?
    ···
  16. 16.
    +1 -1
    güldüm ben de; artist artist. ve meriç'e gösterdim. meriç: "o ne lan" dedi.
    o zamanlar arkadaşlarına "ananı giberim" diyen özgüveni yüksek binlerdendim, hataydı evet.
    o binler var ya, sonunda anaları gibiliyor, demedi demeyin.
    ananızı giberim,bu arada.
    kaybedecek neyim, var ki binler.

    sordum garson'a neyin var bugün taze dedim. hep yapardım bu geyiği, egomu tatmin etmek için.
    barbun, lüfer ve levrek odemeli abi dedi.

    baaak. barbun taze değilse, sana yedirtirim ha dedim.
    tamam abi dedi, gülümsedi garson çocuk. adı murat. unutmam.

    söyledim barbunumu. yedim yemeğimi. vücudum doymuştu ama ruhum?
    daha değil. şimdi selin'e, biriciğime yoğunlaşmalıydım.
    ···
  17. 17.
    +1 -1
    şimdi selin'le karşılıklı oturuyorduk.
    ve daima onun gözlerinde bakabiliyordum.
    hayatı boyunca bakacağım ve hayatın'm dan sonra da daima göreceğim şekilde...

    onun o altın sarısı, dalgalı saçlarına bakıp, aşık olmaya devam ediyordum.
    ne büyük aptallık.
    ···
  18. 18.
    +1 -1
    benim ki yer mi dıbına koyim yemeeeeeez!
    gerizekalı kim olsa yemez bunu.
    ama gökçe dediğim tam bir huur çocuğu olmasından mütevellit huur da!

    a a şaşırdınız mı dıbına koyim!?
    gibtirin lean.

    neyse bizimki muhabbeti kurdu ve masaları birleştirdik...
    tam birleştirmedik aslında o kadar forsum yok o mekanda o zamanlar, biz onların masasına geçtik.
    ···
  19. 19.
    +2
    @122 sağol kardeşim. büyük ihtimal haklısın.
    ama daha anlayabilecek durumda değilim demek ki bu söylediklerini anlamak istemiyorum, yapmak istemiyorum.

    ben nereden bulacağım, selin'imi, ege'mi, veli'mi?
    bulamam ancak ölünce haklısın.
    ama hakkım değil mi, yeni rakı veya başka bir şey çünkü uyumam gerek uyuyabildiğim kadar.
    çünkü bir çin filozofu ne kadar uyursa o kadar ölü olduğunu söylemiş.
    ben uyumak ve uyumak istiyorum, uyandığımda ölmek.
    bu kanepeden uyanmak.
    selin'imi görmek.
    şu an istediğim tek şey selin'im.

    belki bir gün.
    ama bugün değil, bugün pazar.
    ···
  20. 20.
    +1 -1
    neyse ki selin'e yavşamadı yine de...
    gitmiş ve demiş ki;

    arkadaşım, sizinle göz teması kurmuş. bu göz temasından ötürü sizinle konuşmam gerekti, onu tanır mısınız?
    kendisi hafıza kaybına uğramış, ben de onu sizin tanıdığınızı düşünüyorum.
    bu arada beni meriç. demiş ve önce selinle, ardından gökçeyle tanışmış.
    ···