/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +1
    https://www.youtube.com/watch?v=VVPiR6lb_C8

    hayatımdaki bu problemin farkında vardıktan sonra, cesaret etmem gereken en büyük şey, içinde bulunduğum parmaklıklardan dışarı çıkmak ve umut etmeye yer vermeyecek şekilde her adımda benimle beraber sürüklenen prangadan kurtulmaktı.

    etrafımı saran parmaklık, kararsızlıktı. gideceğim yol hakkında karar veremediğim için, yerimde sayar olmuştum. olasılıkları düşünmekten, kafamda türlü senaryolar yazmaktan mantıklı bir biçimde akıl yürütüp bir karar veremiyordum.

    ikinci de, kendime olan inancımdı. başaramayacağıma olan inancım, benimle beraber her el attığım işte kendisi gösteriyordu. uzun bir süre, umutsuzca asla beni bırakmayacağına inandım. bu biraz değişik hissettiriyordu, sanki hayatında hiç haşlanmış patates yemeyen biri, haşlanmış patatesin tadını hiç bilmediği için sürekli kızarmış patates yiyormuş gibi.
    ···
  2. 2.
    0
    ilginc ötesi aq 100binden fazla insanla tanıştım 7 farklı ülkede hayat sürdüm . Ama iyi bişey değil
    ···
  3. 3.
    0
    https://youtu.be/Q3Yc3HhSl1Q

    kendime olan inancımı kazanmamı sağlayan şey, küçük bir kıvılcımdı.

    bir önceki hikayemde, kıyısından bahsettiğim bir anım vardı.

    ben ilkokuldayken, aşırı kendini beğenmiş bir öğretmenimiz vardı. bir gün, sanırım türkçe dersindeyken kadın konuyu erkeklerin kız arkadaşlarına bağladı. lisede olacak kız arkadaşlarımızın bize ayak bağı olabileceğinden, en iyisinin üniversitede bir kız bulup onunla evlenmek olduğunu söyledi. sınıfta birkaç erkek sayıp, onların kızların canını çok yakacağından bahsetti. son ana kadar bekleyip, adımı söylemesini istedim. yüzüme tokat gibi çarpan, kadının derse geri dönüp konuyu anlatması gerçeğiydi. kimse adımı söylememişti. kimse dönüp de bana bakmamıştı. ben her gün bir arkaya doğru giden sıra düzeninde, o gün en arkadaydım. bugün düşünüyorum da, omuzlarıma o gün çöken, özgüvensizliğimi en önde olsam da kimse fark etmeyecekti.

    lise yıllarıma kadar kendimi aşırı çirkin biri zannettim. sonra bir gün, gayet güzel bir kızın ilgisinin bende olduğunun farkına vardım. abarttığımı düşündüm. apaçık göz önünde olanı reddettim.

    bir gün aynaya baktığımda her zaman gördüğüm kişiden farklı biri vardı. neden bilmiyorum, o gün bir farklı göründüğümü hissettim. sokağa çıktığım zaman tüm gözlerin üstümde olduğunu hissettim.

    çocukların ne kadar hassas olduğunu biraz geç anladım. ufacık bir konuşmada, aptal bir kadına göre sınıfın en yakışıklıları arasında adım geçmediği için senelerce kendime olan güvenim sıfırdı.

    artık bu olay bana çok şaşırtıcı geliyor. tek bir kelime...

    acaba tek bir kelime hayatımdaki kaç şeyi değiştirdi?
    ···
  4. 4.
    0
    https://youtu.be/Tgcc5V9Hu3g

    karasızlığımın beslendiği şey, aslında pişmanlığa olan korkumdu. elimi uzattığım her şeyde, kendi kendime acaba pişman olur muyum diye soruyordum. kararsızlığımdan kurtulmam için, ilk başta korkumu yenmem gerektiğini düşündüm.

    korkunun üstüne gitmeye başladığımda, ilk başta oldukça yüzeysel bir tavır takındım. yani obsesif kompülsif kişilik bozukluğu olan insanların, takıntılarını yenmek için onların üstüne gitmeleri gibiydi. sevmediğim halde marketten muzlu bisküvi aldım. bisküviyi yedikten sonra bunun benim için yeni bir deneyim olduğu düşündüm. yeni deneyimler için elimden geldiği kadar sınırların dışına çıkmaya çalıştım. karides, midye falan yedim, bilardo oynadım. daha önce yapmadığım şeyleri denemek için fırsat kolladım.

    sonra korkumun aslında bundan daha derin bir yerlerde saklı olduğuna karar verdim.

    uzun zamandır ilgi duyduğum bir kızın arkadaşımdan telefon numarasını aldım. kızla iki gün konuştuktan sonra pat diye ilgi duyduğumu söyledim. tabi reddedince, ikimiz de yolumuza bakalım gibi bir şeyler geveledim.

    bunun ilk başta çok aptalca olduğunu düşünüyordum. son kelimeyi de yazıp mesajımı gönderdikten sonra fark ettim ki; hiçbir şey hissetmiyorum. ne utandım, ne de kendime kızdım. sadece benim için iki gün konuştuğum bir kıza acele edip ilgimi açıklamamın yanlış bir şey olduğunu hatırlatan bir deneyimdi.

    bu olaydan sonra hiç pişman olmadım. sanırım rus edebiyatına ait bir kitapta, insanın her zaman pişman öldüğüne dair bir şey okumuştum. yazara göre insan, ya yaptıklarından, ya da yapamadıklarından pişman olarak son nefesini verirmiş.

    ben yaptıklarımdan pişman olmayı yeğlerim. yaptıklarımın pişmanlığı, en azından benim “keşke yapsaydım” dememden daha hafif bir yük...
    ···
  5. 5.
    0
    Ben 7 kere doğdum la , şimdi de ölümsüz oldum . Ciddiyim aq
    ···
    1. 1.
      0
      ilginç.
      ···
  6. 6.
    0
    Rezerved
    ···
    1. 1.
      0
      vakit ayırdığın için teşekkür ediyorum.
      ···
  7. 7.
    0
    Rez okurum
    ···
    1. 1.
      0
      teşekkürler.
      ···
  8. 8.
    0
    Yaz panpa
    ···
    1. 1.
      0
      ilgin için teşekkür ederim.
      ···
  9. 9.
    0
    https://www.youtube.com/watch?v=RbmS3tQJ7Os

    sıradan biriyim. ne türkiye'deki ciksen milyon kişiden, ne de dünya üzerinde dolaşan kalan yedi milyar kişiden bir farkım var. sadece bir gün, saçma şeylere kafamı taktığımı fark ettim.

    balkondan, denizi seyrederken birden bire saçma şeylere kafamı taktığımı fark ettim.

    aslında, bu olaydan önce de kendim için gamsız biri diyebilirdim. ancak balkondan grinin mide bulandırıcı bir tonunda dalgalanan denizi izlerken zihnimde beliren ufak bir düşünce, olaylara bakış açımı tamamen değiştirdi.

    ilk defa o zaman artık belirli bir olgunluğa eriştiğimi fark ettim. bu durumu anlatması biraz zor. kendinize duyduğunuz saygı ve güvenle benzer, ama aynı şey değil. karakterinizin oturması gibi diyebiliriz.

    artık başkasının ağzından çıkan şeylerle değil, benim aklımın ürünü olan görüşlerle kendimi ifade etmeye giden küçük bir anahtardı bu aydınlanma benim için.
    ···
  10. 10.
    0
    Ben dinliyorum bebek
    ···
    1. 1.
      0
      ilgin için teşekkür ederim.
      ···
  11. 11.
    0
    ya nazif boş yapma amk
    ···
    1. 1.
      0
      tamam, başlıktan gidebilirsin.
      ···
  12. 12.
    0
    Boş yapma giberim
    ···
    1. 1.
      0
      anlaşılan hoşuna gitmedi. senin için yazmıyordum zaten, başlıktan gidebilirsin.
      ···
      1. 1.
        0
        Bak hâlâ boş yapıyorsun ben niye gidiyorum sen git
        ···
    2. 2.
      0
      kendi açtığım başlıktan gitmemi talep ettiğin için kafam karıştı. bence değerli ve yaşanmışlık dolu yanıtlarını böyle boş bir başlıkta harcamana gerek yok.
      ···
  13. 13.
    0
    Kes anano giberom
    ···
    1. 1.
      0
      hoşuna gitmiyorsa başlıktan gidebilirsin. senin için yazmıyorum.
      ···
  14. 14.
    -2
    ilkinde, bir bebek olarak, bir mart ayında, bir doğumhanede doğdum. ikincisinde, ufacık dertlerin omzunda yük olmasını reddeden bir adam olarak hayata gözlerimi açtım.

    https://www.youtube.com/watch?v=7jMlFXouPk8

    yaklaşık yedi yıl önce, bir gün sanırım okey oynarken babam bana bir anısını anlattı. gençken, yazlık bir beldede bir ihtiyardan bahsetti. okey oynarken asla dönmezmiş. neden dönmediğini soran olursa, adam her seferinde yetmiş yaşında olduğundan, bu zamana kadar asla bir yoldan dönmediğinden ve ne zaman yolundan dönen birini görse sonunda gibildiğinden bahsedermiş.

    babamın bu ufak şakası, benim hayata bakış açımın temelini attı.

    babam asla bu ihtiyar gibi biri olamadı. zayıf karakterli bir adamdı, geçmişe saplantısı yüzünden ailesini dağıttı.

    zaten babamdan öğrendiğim tek yapıcı şey buydu. şimdi düşünüyorum da, bunu ufak şakasından değil de, yaptığı yanlışlardan öğrendim. kendime söz verdiğim zaman, asla onun gibi olmayacağıma yemin ettiğim zaman öğrendim.

    babama karşı tamamen kayıtsızım. her zaman, nefret etmenin de sevmek kadar insana ait bir şey olduğunu düşündüm. bence bir kişiye verilecek en büyük ceza, kayıtsız kalmaktır. çünkü kayıtsız kalmak, tamamen insanlık dışı bir eylemdir. tepki vermek, insanın yaratılışından beri beraberinde bir gölge gibi gelen duygular, hisler gibidir.

    neyse, kafa şişirmenin bir lüzumu yok. konuyu fazla dağıtmadan, şu bahsettiğim ikinci kere hayat bulmamı anlatayım.

    not: resim, lea seydoux'a ait.
    ···