1. 26.
    +1
    okuyan yoksa ben de yatam amq
    ···
  2. 27.
    -1
    @73 ben sanmıyorum çünkü hitler'in ruh hali yenilgiyi kabullenecek şekilde değil en küçük mağlubiyette bile intihar etmeriski olan biri oldugunu söylüor du pgibologlar araştırmacılar
    ···
  3. 28.
    -1
    Hitlerin rusya seferine çıktıktan sonra zorlu hava koşulları karşısında dezavantajlı durumdadır daha moskovaya varmadan benizinin bitmesi onu zor duruma sokmuştur.bu nedenle generallerinden birine azerbaycan üzerinden doğuya geçip petrol kaynaklarını elegeçirmesini söyler ki orada kendisini mareşal zhukov bekliyor olacak zhukovun oradaki savaşı kazanması sonucu hitler çaresiz kalmıştır.
    ···
  4. 29.
    -1
    @1 hitlerin gibtiği genç yahudi
    ···
  5. 30.
    -1
    Kavgamdan okuduklarımla:Hitler alman halkına güveniyordu (atatürkün kurtuluş savaşında türk milletine güvenmesi gibi) ve parti dönemlerinde sürekli halkı uyandırmak ve versayın ne kadar aşağılayıcı bir antlaşma oldugu anlatmakla geçirmiştir marksistler en büyük düşmanıdır o zamanlar
    ···
  6. 31.
    -1
    http://www.youtube.com/watch?v=FRxHJaZkZzk bu videoda napolyonla hitlerin türklerle ilgili sözleri yazıyor
    ···
  7. 32.
    -1
    mesela inglizleri fransızları ve almanları kutsal saf 1 sınıf ırk olarak görürken türkleri 2. sınıf görmüştür
    ···
  8. 33.
    +1
    Tibetli rahiplerden misin panpa
    ···
  9. 34.
    +1
    anlat panpa oyalanırız en azından
    ···
  10. 35.
    0
    @89 sebataylar genis bi aile yani bu aile icinde de turkiye ortalamsina vurursan mustafa ismi ortalama bisey cikar..ama sunu diyebilirim kime ne isim verildigi onemlidir sebataycilarda tesadufi isim vermezler goreve gore isim verirler ve cocuktan beklenen konuma gore ama isin bu kismi cok onemli degil bizim icin.
    ···
  11. 36.
    0
    ···
  12. 37.
    0
    reverse
    ···
  13. 38.
    0
    vostok nehri ?
    ···
  14. 39.
    0
    @83 ondan demedim panpa cümleleri öyle bi yazmışsın ki aynen o yayında murat bardakçının söyledikleri gibi ondan şeeedddim

    yoksa banane amk ne kızıyosun züt
    ···
  15. 40.
    0
    reserve
    ···
  16. 41.
    0
    sizin bildiginiz ismiyle israil yildizinin ustundeki sembol tanidik geldi mi?aslinda cogu seyi anlatiyor bu sembol baktikca goruyorum neler dondugunu.))

    http://fellowshipofminds....com/2011/04/blavatsky.jpg
    ···
  17. 42.
    0
    sevi ailesi ile bilgilerin çoğu murat bardakçı'nın programı tarihin arka odasından alıntı kardeşim

    orda görüp de mi araştırdın sen de bro?
    ···
  18. 43.
    0
    yaz dinliyoz Oç
    ···
  19. 44.
    0
    mademe blatavskyi iyi tanimaniz lazim beyler.. bakin dunyadaki suan olan tum spritualist hikayelerin asli bu kadindan cikmistir.pek fazla bilinmez sadece bilmesi gereken kisiler bilir tarihe damgasini vuran bi kadindir ama bilerek otelenmistir gundemden.. burayi copy paste yapicam ustune yazarim kendi gorusumu..

    helena Petrovna Blavatksy, 31 Temmuz 1831'de Ekaterinoslav, Ukranya'da doğdu. Bebekken onu vaftiz eden rahibin kıyafeti mumlara deyerek tutuşmuştu ve kendisi kötü bir şekilde yanmıştı. Bu sanki, ileri ki yıllarda onun Hıristiyanlığa karşı tepkisinin bir ön göstergesiydi. Ne de olsa ileride italya'da Garibaldi saflarında erkek gibi dövüşüp, kendi deyimi ile "Papa taraftarlarını devirmeye" çalışacaktı. Aristokrat Alman asıllı bir aileden Albay Peter Hahn'in kızıydı. Öte alemlere temas göstergeleri daha çocuk yaşında başlamıştı. O zamanlar bile arkadaşlarına fantastik öyküler anlatırmış ve bunlar bir şekilde çocukların hayallerinde berrak bir şekilde canlanıverirmiş. 18 yaşında kendisinden çok daha yaşlı Erivan Vali yardımcısı Nicephore Blavatsky ile evlendirildi. Bu vesile ile Blavatsky soyadını aldı. Ancak evliliği üç ay sürmüştü ve Blavatsky kocasını terk ederek istanbul'a kaçmıştı. Burada bir süre bir sirkte at üzerinde akrobasi yapmıştı, ancak atın düşerek üzerine çökmesiyle ağır bir şekilde yaralanmıştı. Mısıra giderken bulunduğu gemi infilak ederek batı, dört yüz yolcudan Blavatsky'de dahil olmak üzere, sadece on yedi kişi kıyıya yüzerek canlarını kurtarabilmişti. Blavatsky (veya müritlerince kısaca "HPB") bundan sonra genelde akrabaları eşliğinde yıllar süren bir dünya turuna çıktı, Teksas, Avrupa, Güney Amerika, Afrika ve Hindistan'a gitti. Yasak ülke Tibet'te girmek için bir kaç teşebbüs olmuşsa da yetkililer tarafından geri çevrildi. O zamanki meşhur medyumlardan D.D. Home yanında asistanlık hatta medyumluk yapmıştı. Ancak daha ilerde ruhçu seanslara genelde aldatıcı elemental ve elementari varlıkların geldiğini, bu tür çalışmaların bilinçsiz yapıldığında bir tür nekromansi (cesetlerle yapılan fal ve kara büyü) olduğunu iddia etmişti. 1848 ve 1858 arasındaki sürede neler geçtiği konusunda fazla bilgi vermemiştir. Tibet'e girerek bazı Mahatmalar tarafından ders aldığını ima eder. Mahatmalar Sanskritçe'de "yüce varlık" anldıbına gelir. Bu Mahatmaların reenkarnasyon zincirinin son halkasına varmış, çok uzun ömürlü, beden olarak kusursuz, kamil ve bilge kişiler olduğunu anlatmıştır.

    Daha sonra Amerika'ya giderek vatandaş olur. Bu sıralarda Madame Blavatsky (başka bir lakabı) 110 kilo ağırlında, günde 200 el sarmış sigara içen, erkek gibi açık sözlü ve dinamik bir kişiydi. Gençliğindeki güzelliğini yitirmişti ama çekik mavi gözleri hala çok etkili ve manyetik olduğu söylenirdi ve bir şekilde istediğini yaptırırdı. 13 Eylül 1875 tarihinde New York'ta Albay Henry Steel Olcott ve William Quan Judge ile birlikte Teosofik Cemiyeti kurdu. Teosofi (Teos-Tanrı, Sofi=Bilgelik) Grekçe Tanrı Bilgeliği ve ilahi Hikmet anldıbına gelir. Cemiyetin üç amacı vardır: 1) Evrensel insan kardeşliğini kurmak, 2) Kadim din, felsefe ve bilimleri araştırmak ve açıklamak, 3) Doğa kanunları araştırmak ve insan içinde potansiyel olarak yatan ilahi güçlerini geliştirmek.

    1877 yılında "Isis Unveiled"(3) (Aşıkar edilmiş isis) kitabını yayınlar. Bu kitap Viktorya çağı batıda adeta bir bomba etkisi yapmıştı ve çok sattı. iki cilt şeklinde 1500 sayfalık bu kitap, ruh ve evren sırlarını açıklamaya yönelik etkileyici ve yarı akademik bir stilde yazılmış bir eserdir. insan her fikre katılmazsa da, belki de en etkileyici yönü referans ve konuların zenginliğidir. ilk cildinin adı "Bilim" ve o günkü bilimin daha öğrenmesi gereken şeyler olduğu belirtmişti. Eski çağlarda doğa, metafizik ve beşeri sırları açıklayan çok ileri seviyede bir bilgi olduğunu, insan tarihinin sanıldığından çok daha eski olduğunu anlatır ve kanıtlar ortaya koyar. ikinci cildin adı ise "Din", bu kitapta HPB o günkü din anlayışını eleştirir. Özellikle Hıristiyanlık ve Yahudilik ağır eleştirilere maruz kalır. Bunlara karşın kadim felsefe ve inançların daha ileri olduğunu ortaya koyar. Doğu dinleri özellikleri Hint-Aryan kökenli Sanskritçe eserlerin önemini vurgular ve savunur. Uzak Doğuda bazı ezoterik ve inisiyatik okulların varlığından söz eder.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 45.
    0
    katıksız bir aptal bu adam
    ···