-
26.
+1kalktık. "hadi aylin"
dördümüz geri taunus'a bindik. hamza şoför mahaline. ben arkaya bindim. aylin gelir mi lan, yarraıma gelir, hidayet abi yanıma geçti, sağ tarafa. aylin önde. direkt bakmıyorum ama tüm dikkatim onda. kot, altta bir bot, kot içerde, o dönem moda, üstte paltomsu bir şey, püf püf mü diyorlar?
aslında hepsi ya anorak ya mont aq. çocukluk ne güzel. -
27.
+1dar ankara sokaklarından, sağlı sollu park etmiş araçların arasından geçtik, nereye gittiğimizi sormadım, anlatan da olmadı. beşevler metro tabelasını okudum sadece, o da dışarı bakıyorum, boş, aklımda aylin ve nereye gidiyoruz lan biz?
düne kadar yeni mezun işsizdim lan.
telefonun sesiyle irkildim. emektar nokiam. sessize aldım, sessiz yazıyor bas al. o dönem bir telefondan beklenen en temel özellik telefon olmasıydı.
"kim" dedi hidayet abi.
"valide hanım" dedim.
"açsana lan"
"ararım abi sonra.."
"aç lan.. hayırsızlık yapma."
"gerek.."
telefonu elimden aldı, yes'e basıp kulağıma dayadı. "konuş" diye fısıldadı.
"anacım?" -
28.
+1“en az beştir tabii” dedi. “işteo beşi de bir zamanlar bebekti lan. Anlıyor musun? Bebe lan bebe. Bir gaste parçasının çıkardığı hışırtıyı dinleyip salak salak gülüyorlardı. Anası alkışşş dedi mi el çırpıyordu, ota taka salak salak sırıtıyordu lan. En büyük keyfi televizyonun kumandasına emeklemek..” Durdu. “Dinliyon mu la beni?”
“Dinliyorum abi.”
“Anlıyon mu peki?”
“... ”
“parlementteki huurlar misal.. hepsi aynı, anlıyor musun? Üç kuruşluk bez bebeğe bakıp agu diyen yavrulardı. Bugün parktaki iki züt.. Hepsi lan hepsi diyorum. El kadar masum yavrular. Sümüğünü somuna katıp yiyen bebeler.. Peki noluyor la? Noluyor büyüyünce? O masum yavrular nerde oğlum? Ot değil ki insan kendi kendine yetişsin..” -
29.
+1"malatyalının adamı", ayağıyla dürttü hamza. "de mi lan?"
"abi yok ilgim"
"bari yalan söyleme köpek" ayak topuğuyla çenesine vurdu hamza, sanırım kırdı, elemanın ağzı kan doldu, konuşamadı.
hidayet abi bana döndü "napalım? bırakalım mı?"
"başkasına musallat olmaz mı.."
aylin taunus'un kapısını açtı, içeri geçip kapattı. hidayet abi "olur.. şerefsizlik kanında var, olur.." dedi.
hidayet abi adamın çenesinden tuttu, yüzünü yüzüne yaklaştırdı "başkasının hayatını karartma diye, biz senin ışığını alıyoruz, gene merhametliyiz ki canını almadık, hadi iyisin"
göz gerçekten yumuşak sanırım. -
30.
+1incek tarafları.. ormanlık, tarlalar. o dönem pek bir tenha, şimdilerin rezidans ve villa mekanı. karakusunlar mevkiinde aracı durdurup indik, eski bir su yalağı kenarı, halen durur. beyaz hırkalıyı çıkardık, yarı baygın, ağız yüz dağılmış. "pek bir para da çıkmadı" diye hayıflandı aylin (hayıflanmak?)
"bıçak sokacaktı ya, şerefsize bak" dedi hamza, diz kapağına tekme savurdu hırkalının, adam sadece inledi, uyuz it gibi.
yere çöktü, yüz üstü devrildi. "abi bırakın... "
"neyini bırakim lan?" hidayet abi yüzüne doğru eğilerek.. "neyini bırakim? sen bize geldin oğlum, biz seni tanımayız etmeyiz.."
"abi şeytana uydum.. nolur.."
"bu kaçıncı uyma lan? şeytanın işi gücü yok seni genç kızlara mı salıyor lan?"
kaçıncı??
eleman toprak yolda, taunusun yanında yerde yatıyor. öğle vakti. güneş, eh fena değil. gölgelerimiz üst üste.. gözlerim şimdi beyazdan çok kızıla çalan hırkada "tanıyor musunuz bunu?" -
31.
+1"oorrrrr... rossss... pu ço..cuu... ğuuuu" hamza önce bıçak tutan bileği kavradı, kıvırdı, arkaya dolanıp adamın boynunu kolunun altına aldı, bıçak tutan eli kıvırarak öyle bir geri çekti ki, sanırım kırıldı, parmaklar açıldı, bıçak düştü.
ben de yerimden fırladım. hamza da hidayet abi de kapkaççıları yere yatırmış, üstlerindeydiler.
"bıçak sokacak kancığa bak.." hamza tükrük saça saça.. adamın boğazına bastırmıştı, hırıltılar geliyordu. "abi bırak" diyecek oldum, sadece o kadar. hamza boştaki eliyle yerden bıçağı aldı..
"bıçak sokacaktı... kancık... "
ben gözü dönmüş adamı orada gördüm..
bıçağı alıp herifin gözüne sapladı, üç dört santim girdi. göz yumuşakmış diye düşündüm. ne bileyim, aklıma o geldi. adam çığlık attı mı? bilmiyorum ki.. sadece kulaklarım uğulduyordu..
...
taunus'ta beş kişiydik. önde hamza ve aylin, arkada ben ve hidayet abi, ortamızda beyaz hırka. -
32.
+1insan gerçekten Hidayet ediyor...
-
33.
+1urfa'da harvırd olsa biz ancak inşaatında çalışırdık.
bir süre kafamda bu düşüncüler, aylin gözümde büyüyor, ben ufalıyorum. kitap okumak kültür demek çünkü benim için. kitap okuyan kız. üniversitede de yok muydu, vardı, ama bu kız başka, bu sevdiğim, sevmek istediğim, zerre tanımadığım, kitap okuyor.
daldığım düşüncelerden aylin'in çığlığı ile sıyrılacaktım, zaman kalmadı, sıyrılamadan zaten "kalk lan kalk" hamza ensemden tuttuğu gibi ayağa kaldırdı, kedi kaldırır gibi.
beyaz hırkalı bir eleman, aylin'in oturduğu banktan fırladı, elinde çanta, bize ters istikamette koşuyor, hamza ve ben de fırladık. ben aylin'e koştum "iyi misin"
"beni napcan lan adamı yakalasana"
tek yaptığım kafamı çevirip adama bakmak oldu, ağır çekim gibi. ama değil. nasıl diyeyim, o an çok hızlı gelişti ama beynim her salisesini kayda aldı. zaman açıldı mı, bast? kabz?
..
hidayet abi bank'tan kalktı, dikeldi, hırkalı bunun yanından geçerken.. sağ eliyle hırkasını tuttu, genç hızını alamadı, omzu hidayet abinin elinde, parmakta çevrilen tespih gibi, yarım daire kendi etrafında döndü. hidayet abiyle göğüs göğse geldiler. -
34.
+1gölet boyunca bir patika, kenarında da banklar sıralı idi. hidayet abi, aylin'den bank ötede oturmuş, telefonla konuşuyordu veya konuşur gibi yapıyordu. "biz burdayız" dedi hamza, göletin kenarına, taşa oturdu, yarı çömelir. ben de yanına geçtim. ötede, anayolda gelen geçen araçlar bakmaya başladı. "bekleyecek miyiz?" dedim. ses etmedi. ben de sustum, napayım aq.
bekliyoruz, soğuk zütümüze işliyor.
göz ucuyla aylin'e bakıyorum. okumaya devam ediyor mu yoksa numara mı. sayfa çeviriyor belli aralıklarla. da vincinin şifresi. meşhur o dönem. okumadım. zaten çok kitap okumuşluğum da yoktu.
cahil kalalım diye mi? he amk. her okumayan cahil. babam gece yarısına kadar çalışırdı. annem üç çocuk büyüttü, üstüne dantel işler satardı. pazarda limon satmadım ama berberde ustadan çok tokat yedim yerde kıl tüy kaldı diye.
evde kitap mı gördük lan okuyalım?
okul desen öğretmen olacak andavalların bizle ilgisi yoktu. sanırım iki üçü harici ismimi de bilmezdi. öğretmen odası kıraathaneydi, yazın okul giriş kapısına, ana hole masa atar ikinci el araba muhabbeti çevirirlerdi. müdürün derdi saç uzunluğuydu. muavin, elinde sopalı adamdı.
kitap okuyan insan mı gördük lan? -
35.
+1"bunda o züt yok abi" hamza.
"görecez." dedi hidayet abi. "az sonra aylin gençlik parkına geçecek, bak" eliyle camdan dışarısını işaret etti. "çantası ile bekliyor olacak. burası pislik yuvası. kapkaçı, gaspı. illa ki biri gelecek. onar adım arayla aylin'in iki yanında bekliyor olacaz, çantayı kapana çökeceğiz."
"şimdi in"
indik. hamza taunus'u kitledi, aylin parka yöneldi, peşinden gidecek oldum, eliyle göğsümden geri çekti.
bir kaç dakka bekledik. hidayet abi "sen hamzayla" dedi, parka girdi. peşinden biz.
aylin yüz metre kadar ileride, havuzun kenarında bir bankta oturmuş kitap okuyordu. çantası yanında idi, kahverengi, askılı. bacak bacak üstüne atmıştı, tahrik olmadım lan, kot zaten ama çok güzel buldum. güzel.. başka da kelime bilmiyorum ki.. güzel ama saf? bilmem. -
36.
+1"bura olur, duralım" hidayet abi bana döndü "şimdi iyi dinle"
sessizim.
"o diploman var ya.. gibtiret. çöp o. boş kağıt. dört yıl oyalamışlar seni. yazık etmişsin kendine."
"abi işte mecb.."
"dinle.."
..
"temiz birine benziyorsun." diliyle üst dişine dokunup jık.. jık.. ses çıkarttı, hidayet abinin tiklerinden biri daha..
jık.. "bizim çok bir iddiamız yok, sistem, ahlak falan.. asayiş değiliz.. ama seni sevdim.. aylin'le hamza'yı da severim.. biz pek legal adamlar değiliz, legal'i bilir misin?"
"yasal.."
"he.. şimdi bak, sana öğüt verecek, felsefe yapacak değilim. eşşek değilsen kendin anlarsın. biz şerefsiz avlarız. nerde huur çocuğu var, boğazına çökeriz." -
37.
+1"besle büyüt, konuşmaya erinsin" hidayet abi telefonu kucağıma fırlatırken.
"abi yok hani müsait değilsinizdir diye.."
hamza da söze girdi "anne önemli"
"kaç kardeşsiniz" soran aylin'di. "üç"
"diğerleri?"
"benden büyük"
"iyi" -
38.
+1anacım diye adamım, süt kuzusu. bu adamlarla ne işim var lan.
"nerdesin oğlum vardın mı aramadın"
"vardım.. "
"naptın iş bakabildin mi"
"çıktım işte, bakıyorum. akşama kadar olursa olur.."
"nasip."
"sonra ararım anne seni yine.." -
39.
+1hamza söz girdi "çocuğun moralini bozma olm". çocuk ne lan?
hidayet abi "var mı kafanda bir iş?"
"napim?"
napim ya amk. dört sene oku, gibik okul olduğunu bilmiyor muyum ben. napim lan? memur çocuğu bile değilim, düz, düz kalfa peder. onlar için büyük iftihar. üniversiteli. işletme. müdür olacam ya.. napim lan.. -
40.
+1iki eliyle saçlarını düzeltti, yanlardan enseye doğru, tipik hareketiydi hidayet abinin. daha sonra parmaklarını aralar, alnının üzerinden saçını geri tarardı. tarardı derken, tarak kullanmazdı, berber keserken tararsa ne ala.
"valla dayı" dedi rauf olan. "kafanı gibiyim. gibik bi anadolu şehrinden mezun ol, gel ankara'da iş bak öyle mi? hey yavrum hey" -
41.
+1"bak bu odtü siyasal.." eliyle tek kaşlı çelimsizi gösterdi, dirseğini masadan kaldırmadan.
"tarık" diye devam etti, "memnun oldum" dedim. "memnun "olmuş" diye mırıldandı hidayet abi, sonra uzun boyluyu işaret etti "bu da hamza".
"arkadaşların mıydı?" sorar diye bekliyordum. sormadı. onun yerine "ne işin var ankara'da" dedi.
"iş arıyorum.." -
42.
+1ikisini de tutup taunus'un önüne, tıknaz adamın önüne diktiler. arka koltuğa sindim iyice, dikkat kesildim. hatırladığım, ilk gördüklerim, esmer, adana davulcusu kadar esmer, ama zayıf, geniş omuzlu, kirli sakallı dalga saçlı bir elemandı bu. üzerinde bir kazak, örgü, üçgen desenli, altta bir kot.
selimle hakan'a baktı.
"anamı gibecek olan hanginizdi lan?" -
43.
+1Anlat bin dinliyoz imla kurallarına dikkat et
Www.türkdilkurumu-incisözlükhikayeplatformu.com.tr Bakarak yaz -
44.
+1taunus'un dört kapısının dördü de açıldı (şoför zaten açıktı ya amk neyse). üç kişi daha indi aşşaa, ellerde emanetler. selimle hakan dondular yarı yolda. bunlar gerisin geri brodveye topuklayacak oldular "durun lan avradını gibtiğimin" diye bağırdı tıknaz, üç eleman da ileri hamle yaptılar. selimi brodveye varmadan, hakanı da tam arka kaputta yakaladılar. elaman hakanın kafayı nasıl tuttuysa arka camda gümledi bu. burnu on santim ötemde pestile döndü.
-
45.
+1"domaltın.." dedi eleman.
selim'den emin değilim ama hakan'ın ağladığını çok net hatırlıyorum. bunları yatırdılar beşparmak dağlarına doğru, yalvarıyorlar. "yapmayın" diye..
"sizin kuru zütünüze mi kaldık lan" dedi adamlar biri, gerildi, hakan'ın kafaya yatar halde iken resmen şut çekti, hakan devrildi orada. hareketsiz kaldı yerde.
eleman selim'i işaret etti eliyle üstünkörü, indir işareti yaptı.
başlık yok! burası bom boş!