1. 1.
    0
    en zevklisi 31. derece. tavsiyem 31 olun, ilerlemeyin. daha üst dereceeri iblisle gibişiyor.
    ···
  2. 2.
    0
    ···
  3. 3.
    0
    evet sırada 30 ve 33. ritüeller var qanqalar. ama bakıyorum pek giblemiyosunuz. olsun giblemeyin. bunlar yapılarak dıbına koyuyorlar ülkelerin.
    ···
  4. 4.
    0
    @1 Tapınakta tuvalet temizliyor, ne yaptın sen baba.
    ···
  5. 5.
    0
    gibiyim masonları
    ···
  6. 6.
    0
    MESAiNiN KAPANIŞI
    P. M. B. Â. Ş. : (Bir tek darbe vurur, birinci ve ikinci âmir şövalyeler tekrar ederler.) Birinci ve ikinci âmir şövalyeler, Divanın mesaisini ve alelumum Mason­luğun menafime ait söz isteyen varsa kendilerine söz ve­rileceğini sütunlar süsleyen şövalyelere lütfen ilân ediniz.
    I. ve II. Â. Ş. : (ilânı nakil ve tebliğ ederler, söz isteyen yoksa P.:. M.:. Büyük Âmir devam eder) Mademki söz isteyen olmadı, çalışmayı usulü dairesinde kapayacağım, fakat ondan evvel bedbahtlar hakkında mer­hametli davranmanızı tekrar tavsiye edeceğim. Hasenat emini şövalye, hasenat ve maarif kesesini lütfen dolaştı­rınız!
    (Hasenat emini bu emri ifa eder.)
    P. M. B. Â. Ş. : “Üç darbe vurduktan sonra” Birinci Âmir şövalye, Mabed âmiri şövalye misiniz?
    I. A. Ş. : Bu dereceye mahsus alametler bana tevcih olundu ve ben de bir hakikî mabed şövalyesinin beş esas vasfını tanıyorum.
    P.M. B. Â. Ş : Bir mabed âmiri şövalyesinin renkleri nelerdir?
    I. Â. Ş. : Beyaz, kırmızı, siyah.
    P. M. B. Â. Ş. : Bu renkler size neyi hatır­latır ?
    I. A. Ş. : Eski şövalyelerin üç andını: iffet, itaat, Fakirlik.
    P. M. B. Â. Ş. : Divan’ın beş büyük ziyası kimlere tevdi olunmuştur ?
    I. A. Ş. : Saiy P.: M.: Büyük Âmire, Tolerans birinci âmir şövalyeye, iffet ikinci âmir şövalyeye, Şefkat hazine emini şövalyeye ve şeref ve haysiyet bütün Divan’a.
    P. M. B. Â. Ş. : Şeref ve haysiyet hakiki şö­valyenin hayatıdır! Kardeşlerim; şövalyelik ahitlerini ih­lâl ve nakz edersek şeref ve haysiyetimizi gayib edeceğimizi unutmayalım.
    I. A. Ş. : Mesleğin vecizesi nedir ?
    I. Â. Ş. : Aramızda rahmü-şefkat hükümrandır. “Inter nos regnat indulgenatio”.
    P. M. B. A. Ş. : Dâima hatırda tutalım ki, hayrü-hasenat, nezâket ve muhabbet, hakikî şövalyenin şerefidir. ikinci âmir şövalye; Mabed âmiri şövalyenin vakti ne vakittir?
    II. A. Ş. : Şimdi; Yani geçmekte olan her saat.
    P. M. B. Â. Ş. : Mademki vakit bizim vaktimizdir ve bizleri vazife ifasına davet etmektedir, şövalye­ler, taahhüd ettiğimiz işte bana yardım ediniz ve ahitlerimizi yenileyerek mesaimize son verelim.
    (Âmirler, merasim üstadı ve şövalyeler yuvarlak masa etrafında toplanırları, kılıçlarını çekerek uçlarını bir noktada birleşecek şekilde ileriye uzatırlar.)
    P. M. B. A. Ş. : Kılıçların uçları nasıl bir merkezde birleşmiş bulunuyorsa, bizler de tek bir zekâya, tek bir kalbe ve tek bir ruha malik olalım! Kılıçlarımızı hürriyete, zekâlarımızı nuru-ziyanın neşrine, kalplerimizi ve ellerimizi şefkat işlerine tahsis edelim.
    (Bütün şövalyeler yerlerine geçtikten sonra nizam vaziyeti alırlar.)
    I. Â. Ş. : 000-000
    II. Â. Ş. : 000 – 000 – 000
    P. M. B. A. Ş. : 000-000-000-000
    P. M. B. Â. Ş. : Sizin kendinize yapılmasını istemeyeceğiniz şeyi başkalarına yapmayınız; Fenalık et­meyiniz; iyilik ediniz; iyiliği sırf iyilik olduğu için yapınız; Kimseyi ayıplamayınız; Azarlamayınız; Ziyanın hakiki evladı sıfatıyla harici alemi aydınlatınız! Mesleğin büyük üstadı sıfatıyla, Divan’ın çalışmalarının kapandığını ilân ediyorum.
    Sulh ve selâmetle çekiliniz, kardeşlerim ve birbirlerinizi daima seviniz! Batarya ile bana iltihak ediniz!
    0000 – 000 – 00
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    0
    (P. M. Büyük Âmir yeni şövalyeleri öper)
    Masonluk, tarihin zabtı vukuat ettiği zamandan beri beşeriyetin terakkisi için şart olan büyük prensipleri tem­sil ve ilan eder. Masonluk, talimatının esasını asla değiş­tirmez, zira ahlakî hakikatin karanlıklarla örtülü bulun­duğu zamanlarda bile Masonluk akıl ve hikmeti açıkça fark ve temyiz etmiştir. Asırlardan beri de hakikatin in­sanlar arasında yayılmasına hizmet etmektedir. Düşün­cenin ve faziletin neşir ve tamimine çalışmak maksadı ile, çağlar boyunca, sosyal hayatın icabı neticesi olarak bir çok müesseselerin kurulduğu ve sona erdiği görülmüştür. Büyük bir müessese, evolüsiyonunun sonuna erince bazı defa Masonluğa karışıyor, elde kalan bakiyesi, eski bir gövde üzerinde yeni bir dal gibi, yeni bir derecenin ihda­sında prensip olarak muhafaza ediliyor, işte şövalyelik de böyle olmuştur.
    Türlü sebeplerle şimalden gelen birçok milletler, Ro­ma âlemini istila edince, bu yeni milletlerin vahşeti, zaten harap ve perişan bir hale gelmiş bulunan medeniyetin varlığına aşılandı ve bunun neticesi olarak, irtidadî bir devir açıldı ki, bu devrede fazilet, hak ve adalet tanınmaz gibiydi. Cehalet arttı, taassüb ve sefahat karmakarışık yayıldı, zayıflara karşı kuvvetlilerin huşunet ve zulümleri kanun hükmünde idi. Ahlak da öyle bir halita halinde idik. bunun içerisinde varlığını güçlükle muhafaza ede­biliyordu.
    Şövalyelik bu devrin bir nişanesidir: zayıfların hak­larına ve kadına hürmete riayet ediyordu. Sadakati, şef­kati ve iffeti hürmetle karşılıyordu, lâkin henüz zekânın kudreti ve hakları tanınmıyordu. Şövalyelik insanların umumunca takdir edilmiyor, bununla beraber, fazilet, ada­let ve ahlakta terakki duygusu telakki ediliyordu; beden kuvvetini takdir eden şövalyelik, karakterlerde ahlakî enerjiyi artırmak suretiyle beden kuvvetini tadile çalışı­yor, hakkaniyet ve adalet mefhumlarından mülhem olan şeref ve namus kaideleriyle onu tahdid ediyordu. işte şö­valyeliğin tarihî faaliyeti böyle oldu.
    Medeniyetin terakkisi ve yayılması bu devreye niha­yet verdi, şövalyelik kayıp oldu, lâkin hatırası baki kaldı.
    Beşer varlığı tahlil edilirse görülür ki “Şövalyece” de­nilen faziletler birer tekâmül unsurlarıdır. Bundan dola­yıdır ki, Franmasonluğun pek isabetli olan Ekosse sis­teminde bu eski müessese ihya edilmiş ve takibi gerekli bir ders mevzusu hâline getirilmiştir.
    Sizleri çok uzakta kalan bir mabede hayalen zütüre­rek bizimkilerden pek başka olan bir takım ahlakî kaideler arasında, ovakıtki âdetlere göre silahlandırmış, hasılı, mukaddes bir kanun halindeki şövalyelik tekâlifini arz ve teşhir etmiş ve Masonluk bu suretle sizleri eski şöval­yeliği devam ettiren bir unsur haline getirmiştir
    Biraderlerinizin size tevcih ettikleri bu derece, size meşru bir unvan veriyor ve haricî alemdeki ekseriyetle vahi, boş ve fâsid bir takım vasıtalardan başka bir şey olmayan dekorasyonlar yerine en ciddi bir paye vermiş bulunuyor.
    Şimdi kardeşlerim; birinci ve ikinci âmil şövalyele­rin yanlarına gidiniz. Onlar size derecenin kelimelerini, işaretlerini ve lemslerini tebliğ edeceklerdir.
    iŞARETLER: (Tanışma işareti) Diğer par­maklar kapalı olduğu halde sadece sağ elin baş parmağı ile alın üzerindeki bir Tötonik haç işareti yapmak.
    Cevabı: Parmakla haç işareti yapılmış noktayı öp­mek. (Fakat bu ancak divan dahilinde yapılır.) (Divan haricinde alın öpülmez, şu suretle cevap verilir) Diğer parmaklar kapalı bulunduğu halde ve avuçlar harice gelmek suretiyle sağ elin iki parmağını ağız üze­rine koymak.
    NiZAM VAZiYETi: Ayakta iken, sağ eli gönye şek­linde karın üzerine koymak.
    Divan dahilinde: Baş parmağı gererek bir gönye şek­li vermek suretiyle sağ eli yuvarlak masa üzerine koymak.
    LEMS : : Karşıdaki biraderin omzuna sağ el ile üç defa vurmak. Karşıdaki sağ eliyle yakalama ve ha­fifçe sarsmak.
    BATARYA: : Kılıcın kabzası ile 12 – 12 – 3 olmak üzere 27 Darbe. Lâkin tatbikatta şöyle dokuz darbe vu­rulur : 0000-000-00
    MUKADDES KELiME: : I. N. R. I.
    MÜRUR KELiMESi: : S A L O M O N
    (Kelimeler, işaretler ve lemsler tebliğ edildikten sonra)
    P. M. B. A. Ş. : Birinci ve ikinci âmir şöval­yeler ve bütün şövalyeler………………… leri mabed âmir­leri şövalyeler olarak tanıyınız ve onların bu dereceye ka­bulleri şerefine bir alkış icrası için bana iltihak ediniz.
    Birinci ve ikinci âmir şövalyeler aynı ifadeyi tekrar ederler.
    (Namzetlerden söz isteyen olursa söz verilir. Son söz büyük hatibindir.)
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    0
    YEMiN
    MABED AMiRi ŞÖVALYE DERECESiNE TERFi EDiLDiĞiM ŞU ANDA, MESLEĞiN ÜSTADLARINA iTAAT EDECEĞiMi VE MASONLUĞUN, BEŞERiYETiN MENFAATiNE OLARAK BANA EMiR EDECEĞi HER DOĞRU iŞi iFA iLE MÜKELLEF OLACAĞIMI VAAD VE TAAHHÜD EDERiM. ŞEREFiM VE ViCDANIM ÜZERiNE, MASONLUĞA SADAKATiM ÜZERiNE VE TAM iRADEMiN TAM SERBESTLiĞi iLE MESLEK ÜSTADLARININ HUSUSi BiR MÜSAADESi OLMADIKÇA BU DERECELERiN SIRLARINI HiÇBiR KiMSEYE iFŞA ETMEMEYi YEMiNLE VE TAAHHÜT EDERiM.

    VATANIMI DAiMA MÜDAFAA ETMEYi YEMiNLE VAAD VE TAAHHÜD EDERiM.

    MASONLUK PRENSiPLERiNi KORUYARAK MESLEK KUDRETiNiN iHTiRASLARA VE HUSUSi MENFAATLERE ALET OLMAMASINA ÇALIŞACAĞIMI YEMiNLE VAAD VE TAAHHÜT EDERiM.

    iKTiDARIM DAHiLiNDE BULUNAN HER VASITA iLE KARDEŞLERiME YARDIM ETMEYi VE ŞEFKATiN BANA TAHMiL ETTiĞi HER VAZiFEYi iHMAL ETMEMEYi YEMiNLE VAAD VE TAAHHÜT EDERiM.

    HiÇBiR SALGIN VE YANGININ, HiÇBiR TEHLiKENiN ÖNÜNDEN KAÇMAMAYI, ÖLÜM KORKUSU iLE ŞEREF VE HAYSiYETiMi ASLA iHMAL ETMEKSiZiN HASTALIĞI, YANGINI VE FIRTINAYI KÜÇÜMSEYEREK VAZiFEMiN iCAB ETTiRDiĞi ŞEKiLDE VAZiFE BAŞINDA SABiT KALMAYI VAAD VE TAAHHÜT EDERiM.

    KAiNATIN ULU MiMARI BANA YARDIMCI OLSUN.

    Kardeşlerim, bu yemini icraya muvafakat ediyorsanız, isminizi okuduğum vakit “Yemin ederim” de­yiniz. Şayet bu yemini icraya cesaretiniz yoksa bura­dan çekilebilirsiniz, serbestsiniz.
    (Teker teker isimler okunur ve yemin tamamlanır).
    Yemininiz ve taahhüdünüz tamam oldu!
    Kardeşlerim, fakirleri ve Ekosse Masonluğu müdafaa etmeye, nefislerinizi vakfetmiş oldunuz. Biz sizlerin Ma­sonluğa hakikî bir şefkat hissiyle ve samimi bir rabıta ile girmiş bulunduğunuza eminiz. Sizler aramızda temayüz edeceksiniz ve gemilerin yelkenlerinden çadırlar kurarak hastaları ve yaralıları tedaviye tahsis etmiş bulunan bu mesleğin müessisleri gibi hareket edeceksiniz. Mabed âmir­leri şövalyeler, Masonluk bayrağım yükseltmek ve pren­siplerini muhafaza etmek şerefi için çalışanlardır Onlar mazlumları himaye ederler, garibnüvazlık vazifelerini ihmal etmeksizin adaleti severler, muhafaza ederler ve va­zifelerinin ancak bu suretle ifasında vicdan huzuru elde ederler.
    (P. M. Büyük Âmir elindeki kılıçla ve sıra ile namzetlerin sol omuzlarına, sağ omuzlarına ve başlarına do­kunur, her temasta şu üç kelimeden birini telaffuz eder: TANZiM ET, ÎCAD ET, TAHSÎS ET)
    Türkiye yüksek şurası tarafından bana verilen salahiyetle ve Divan baş âmiri sıfatı ile sizleri mabed âmiri şövalye olarak nizamlıyor, icad ediyor ve tahsis ediyorum. Dâima fazileti, sadakati ve cesareti kendinize rehber it­tihaz ediniz!
    Kardeşlerim artık sizler, şövalye olabilmek için lü­zumlu tecrübeleri geçirdiniz, şeref ve muvaffakiyet siz­leri dâima tetviç etsin. Şimdi bu dereceyi temyiz eden alameti almaya hazırlanınız.
    (Bu merasimde merasim üstadı P. M. Büyük Âmi­re yardım eder.)
    Defneden yapılmış olan şu gırlandı alınız, bu size meslek, loca ve biraderler tarafından iyi hareketinizi mü­kâfatlandırmak ve bu yolda sebatınızı sağlamak için ve­riliyor. Size şu önlüğü, eldivenleri, kordon ve bijuyu da takdim ediyorum. Bu dekorların beyaz, kırmızı ve siyah renkleri eski şövalyelerin üç ahdini remz eder.
    Sizlere şövalye kılıcını da teslim ediyorum; bu Ma­sonluğun ve beşerin haklarını müdafaa için kullanılır. Bu­nu hak düşmanlarını ve zâlimleri cezalandırmak için çek­meye dâima hazır bulununuz. Şayet bu mücadelede mağlup olursanız bir şövalyenin en ulvî bir kaderine erişmiş olur, insan kardeşliği için yenilmiş ve şerefli duruma ka­vuşmuş bulunursunuz.
    Siz bunları liyakatınızla kazanıyorsunuz ve şerefle kullanacaksınız. Sizlere meslekin ağır yükünü tahmil edi­yorum, lâkin o sizin için yumuşak ve hafif gelecek, siz onu şerefle ifa edeceksiniz. Biz sizlere, ekmekten, sudan ve bir de kıymetsiz bir önlükten başka bir şey vaat etmiyoruz, size verebildiğimiz yegâne şey en parlak nişanlardan ve mücevherlerden de kıymetli olan mesleğin ve şövalyelerin iyi işlerine katılabilmek hakkı ve payıdır; Bu pay dünya­da çok eskiden kazanılmış bulunan şerefli bir paydır.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    0
    Bu düsturlardan ilham almış bulunan 26. derece, in­sanın iyilik ve fenalık arasında bir intihab hürriyetine sahip olduğunu, kendi fiillerinden sorumlu bulunduğunu, kederlerin ve sefaletlerin geçici olduklarını ve bir gün ge­lip Masonluk kanunları daha iyi tanılıp anlaşılınca dünya­da hakikatın, sevginin, sulhun ve saadetin hükümran ola­cağını telkin eder.
    P. M. B. Â. Ş. : Merasim üstadı şövalye; namzetlerle birlikte lütfen mabed dışına çıkınız ve ara­mızda muteber olan ritüel dairesinde tekrar giriniz
    [Merasim üstadı emri ifa eder ve mabedin kapısına vurur: 0000; içeriden Muhafız mukabele eder: 000; Mera­sim üstadı tekrar vurur: 00]
    Muhafız : (Kapıyı aralık ederek) Divana girmek is­teyen kimdir?
    Merasim Üs. : Silahlarıyla hizmet etmiş olanlar geldiler; değerlerini ve meziyetlerini tecrübe ile ispat et­miş bulunuyorlar, şimdi de mabed şövalyeleri biraderlerin meslekine girmek istiyorlar.
    Muhafız : Bu divan’a ne maksatla girmek istiyorlar?
    Merasim Üs. : Hayır işlerimiz de bizlere yardım için.
    Muhafız : Masonluğun misterlerinin kıymetini anla­mışlar mı ?
    Merasim Üs. : Kendileri Mercy prensleridir, Ma­sonluk onlar için tehlikede kuvvet, talihsizlikte bir teselli kaynağıdır.
    Muhafız : Samimî olduklarım nasıl ispat edebilirler?
    Merasim Üs. : Bunlardan evvelki derecelerde icra ettikleri samimî yeminler ile, bu yeminlerin tekâlifini ifa hususundaki arzu ve irade ile.
    Muhafız : Lütfen bir az bekleyiniz; Bana verdiğiniz cevapları P.: M.: Büyük Âmil Şövalyeye bildireceğim. (Kapıyı kapadıktan sonra) P.: M.: Büyük âmir şövalye, silahla hizmet edenler gelmişler, müddetlerini doldurdukları, değerlerini ve meziyetlerini tecrübelerle ispat etmiş bulundukları için, şimdi de hayrı-hasenat işlerinde biz­lere yardım etmek maksadı ile Süleyman mabedinin şö­valyeleri arasına kabullerini istiyorlar Bu gelenlerin kâffesi Mercy prensleridirler, Masonluk bunlar için tehlikede kuvvet, talihsizlikte bir teselli dayanağıdır. Evvelki dere­celerde icra ettikleri yeminler ve bunların tahmil ettiği teklifleri ifa hususunda gösterdikleri arzu ve gayret ken­dilerinin samimiyetini ispat etmektedir.
    P. M. B. Â. Ş. : Kardeşlerim, söylenilenleri işittiniz, büyük muhafız şövalyenin bu beyanatı üzerine namzetlerin ikaafına muvafakat ediyor musunuz ?
    Şövalyeler : Ediyoruz.
    P. M. B. Â. Ş. : Mademki öyledir, divanın ka­pısı kendilerine açılsın.
    (Divanın kapısı tamamıyla açılır ve namzetler mera­sim üstadını takip ederek içeriye girerler, iki âmir şöval­ye arasında mevki alırlar.)
    P. M. B. Â. Ş. : Kardeşlerim, şövalyelik_veya fiiliyat dereceleri serisine girmiş bulunuyorsunuz; şimdiye kadar gördüğünüz muhtelif dereceler sizleri talim iş­lerine münhasırdı, sizler bu sayede düşünmeyi, his etme­yi, öğrenmiş bulunuyorsunuz; Fakat öğrendiğiniz hakikatler localarda mahsur kalmamalı, beşer zekâsının toleranssızlık, teassüb veya batıl fikirlerle mücadele ettiği ha­ricî aleme de yayılmalıdır. Yeniden bir takım taahhütlere girmek mecburiyetindesiniz, şeref ve haysiyetinizi muha­faza edebilmek için bunları yerine getireceksiniz. Sizler, beşeriyetin sembolik birer şövalyesi oldunuz; her beşeri müessesede olduğu gibi, askeri tarikatların ilk tesislerinde mevcut iken sonradan şöhret, servet ve kuvvet yüzünden fesada uğrayan fazilet, kahramanlık ve terki-mâseva taahhütlerini ifa ile mükellefsiniz. Kardeşlerim, şimdi irad edeceğimiz bir kaç sual ile sizlerin Masonik hissiyatınızı öğrenmek istiyoruz, tamamıyla serbest olarak cevap ver­menizi rica ederim.
    Birinci soru: : Şayet siz her hangi bir kimseye hak­sızlık veya gaddarlık yapmış olsanız, ilk fırsatta bu haksızlığı tamire hazır mısınız?
    ikinci soru: : Kendisiyle dargın bulunduğunuz bir ha­ricî, sizinle barışmak isterse buna hazır mısınız ?
    Üçüncü soru: : Herhangi derecede olursa olsun mü­nakaşa ettiğiniz biraderle uzlaşmak ve ona kardeşlik elini uzatmak ister misiniz?
    (Sebebiyet verdiği haksızlığı muktedir olduğu halde tamir etmeyi red eden veyahut kendisine verilen tarziyeyi kabul etmeyen veya meslekimiz erbabından biriyle anlaş­mak istemeyen namzet red olunur; Şâyed namzetlerin cevapları tatminkâr ise ikaafa devam edilir.)
    P. M. B. Â. Ş. : Merasim üstadı şövalye, Namzetlere beş mecburî seyahat yaptırınız ve kolonlar üzerine hâk ve resmedilmiş olan yazılar önünde durarak bunları namzetlerden birine okutunuz.
    Oku ve istifade et; gör ve ona uy! Düşün ve çalış! Her şeyi kardeşlerinin faydalanmasına arz et! Bu bizzat kendin için çalışmak demektir.
    (Merasim üstadı, namzetlerden birinin elinden tuta­rak birinci levhanın önüne zütürür.)
    Namzed : (Yüksek sesle okur.) Saiy (Travail)
    P. M. B. Â. Ş. : Saiy fikri, her derecede tek­rarlanır, bu Masonluğun temeli ve beşeriyetin kanunudur. insan vazifelerini daha iyi ifa edebilmek için kendi mahiyetini tetkik ederek tekemmül ettirmeye çalışmak mecburiyetindedir. Çalışalım, dâima çalışalım, bilmedikle­rimizi öğrenelim, bildiklerimizi öğretelim. Çalıştıkça çalışma iradesini geliştiren prensipleri elde ederiz, o prensipler ki asrımızın zekâsının eski dünyaya galebesini temin etmiştir.
    Namzed : Tolerans (Tolerance)
    P. M. B. Â. Ş. : iyileri sev! Zayıflara acı! Yaramazlardan kaç! Fakat hiç kimseye hıyanet etme! Her yerde, her şeyden ve her şeyle memnun ol! Acıyı çek ve fakat şikâyet etme! Tolerans, insana medenî bakımdan olduğu kadar ah­lâk bakımından da serbestçe olgunlaşma imkânı verir. Onun hâkim olduğu yerde, sulh ve adalet de hüküm sürer. O ahlâkı tasfiye eder ve zekâyı yükseltir.
    Namzed : iffet (Tempérance).
    P. M. B. Â. Ş. : Bazı defa dil kılıçtan da öl­dürücüdür! Büyüklerle itidalci, kendinle müsavi bulunan­larla ihtiyatlı, dostlarınla samimî ve küçüklerinle halim, olarak konuş! Kavgayı önle! Hakaretlerden kaçın! Dâima haklı taraf da bulun! Hiç kimsenin hareketini ehemmiyet­siz telakki etme! Az medih et ve daha az takbih et! Fakirlerin babası ol, onları müteessir edebilecek olan sert davranışın senin de başına gelebileceğini hesaba kat!
    Namzet : ŞEFKAT (Charité).
    P. M. B. Â. Ş. : Şefkat! Dünyanın yüzünü ahlâkî bir devrimle değiştiren ve neticeleri henüz tamamıyla kavranamayan ulvî duygu, sevgi, dostluk, vatana sadakat hep şefkatte dahil­dir. O sadece bedenî ızdıraplara karşı teessürden ibaret de­ğildir; Onun bedbahtlara sadakası varsa, gamlılara da te­sellisi vardır; Bir eliyle yaralının kanını dindirmeyi bilir, öteki eliyle de felâketin döktürdüğü göz yaşlarını siler. Sefalet ve ızdırap içinde bulunanı mümkün olduğu kadar kurtarmağa çalışalım, zira sefalet insana insanlığını gayb ettirir ve onu hakiki mahiyetini geliştirmekten alıkoyar; Onu tekemmülün ve şerefin zaferine ve liyakatine ulaştır­mak için bu yardım zaruridir.
    Namzet : HAYSiYET (Honneur)
    P. M. B. Â. Ş. : Haysiyet, hakikî masonun sa­hip olduğu bütün faziletlerin tacıdır. O, tuz gibidir, dâi­ma lekesiz kalmalıdır, tuz, tadını değiştirirse hiç bir kim­se iade edilebilir mi? Onu dâima rehber edininiz! O sizin meşgaleniz olsun; Hakikati, aklı ve adaleti aydınlatsın.
    Merasim üstadı şövalye, namzetleri yemin kürsüsü önüne getiriniz! teahhütlerini icra etsinler.
    (Namzetler yemin kürsüsüne gelince:)
    Kardeşlerim, sizleri yeni teahhüdlerle meslekimize ye­niden bağlamazdan evvel, edeceğiniz yeminin metnini oku­yacağım.
    Şövalyeler, ayağa kalkınız! Ve nizam vaziyeti alınız!
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    0
    iKAAF
    P. M. B. Â. Ş. : Merasim üstadı şövalye, lütfen mabed âmiri şövalye derecesine terfini isteyen bi­raderlerin gelip gelmediklerini öğreniniz.
    (Merasim Üstadı emri ifa eder, namzetlerle birlikte mabed kapısına gelerek kapıyı 0000 – 000 – 00 darbe vurur)
    II. Â. Ş. : Muhafız şövalye mesaimizi kim ihlâl ediyor?
    Muhafız Ş. : Bazı biraderlerle birlikte merasim üs­tadı kapıdadır; Bu biraderler mabede girmek ve yeni yeni Masonik bilgiler edinmek istiyorlar.
    II. Â. Ş. : Birinci âmir şövalye merasim üstadı, mabede girmek ve yeni yeni masonik bilgiler edinmek is­teyen biraderleri getiriyor.
    I. Â. Ş. : P. M. Büyük Âmir şövalye mera­sim üstadı, mabede girmek ve yeni yeni Masonik bilgiler edinmek arzusunda bulunan biraderleri getirmiştir
    P. M. B. Â. Ş. : Kendileri mabede alınsınlar,
    (Merasim üstadı namzetleri mabede alır ve iki âmir şövalye arasında durdurur)
    P. M. B. Â. : Kardeşlerim, sizler şimdiye kadar Ekosse_Masonluğun müteaddit derecelerini ihraz etmiş, sembolik balta ile mücehhez bulunuyorsunuz, şim­di de mabed âmirleri silkine girmek arzusundasınız, istediğiniz verilecektir, lâkin daha evvel sizin ifasına mecbur olduğunuz bazı taahhütler vardır ve ben de size 23, 24, 25 ve 26. dereceleri tanıtacağım.
    23. (Tabernakl reisi = Chef du Tabernacle) dere­cesi, Kâinatın Ulu Mimarı fikrinin tamamıyla izah ve in­kişâfına tahsis olunmuştur. Eski misterlerde, bütün din­lerde bir (illeti ulâ : ilk sebep = Cause première) kabul edilmektedir, buna karşı yapılan ibadeti, bu derecenin bijusundaki buhurdanlık remz eder.
    Bu dereceye ait kenarları kırmızı, mavi ve erguvanı renkli, kırmızı astarlı beyaz önlük kâinatın sembolüdür. Önlük üzerindeki yedi kollu şamdan yedi seyyareyi veya göklerin yedi esas cismini temsil eder: ortada Merih ile birlikte Güneş, bir yanda Müşteri ile Zühal, öte yanda da Zühre, Utarid ve ay vardır; Yedi rakamı bütün esâtirî ilâhiyat ( = Théogonie ) de bütün sembolizmalarda mu­kaddes bir rakamdır.
    Yedi seyyare, hakiki Masonu tanıtan yedi fazileti tas­vir eder. iyman, yani sonsuzluğa karşı duyulan incizab (Güneş) le, ümid (Ay) la, şefkat (Zühre) ile bütün en­gellere karşı gelen irade kuvveti (Merih) ile, tedbir ve ihtiyat (Utarid) ile, iffet ve namus (Zühal) ile, adalet (Müşteri) .ile temsil olunur.
    Eskiler, dünyanın ikinci sınıftan yedi müessir tara­fından idare edildiğini sanırlardı, bu müessirlere “Musa” tarafından “Alchim” adı verilmişti. Bu biri diğerinin ben­zeri ve muhalifi olan kuvvetler, zıt tesirleri sayesinde mu­vazeneyi temin ve hareketlerini idare ederler; yedi sey­yare, ayni zamanda menşûr’dan geçen yedi renge ve mu­gibi oktavının yedi sesine de tekabül eder.
    Mâhirane düşünülmüş olan bu tasvir zencirinde, Ma­sonluğun her vakit esasını teşkil eden prensiplerin beka ve devdıbını görüyoruz.
    4. (Tabernakl prensi = Princede Tabernacle) dere­cesi, kendinden evvelki derecenin devamıdır; tefekkür ve vicdan hürriyetine tahsis olunmuştur.
    Bu derece, Mason, hâkim ve değişmez, daimî olarak her kese açık ve tamamıyla ihtişamla dolu, tabiatın büyük kitabını okumayı öğretir. Sizi zekânızı inkişâf ettirmeye davet eder, size hakikat ışığını karartabilen hatalara kar­şı her yerde ve dâima kendinizi korumayı, durmadan ayak­larımızın altına kurulan tuzaklardan kurtulmayı talim eder.
    25. derece (Tunç yılan şövalyesi) derecesi, esaretten kurtulmayı temsil eder; medeniyet ve hürriyeti tasvire tahsis olunmuştur; faziletli kimsenin, sadık Masonun, kürenin her noktasına ışık yaymak hususundaki gayretlerini remz eder; sizlere, yüksek insani Masonluk mabedinin is­tinat ettiği üç büyük kolon olan (güzellik, sebat ve kuv­vet) in ittihadını gösterir. Bu derece, insana istiklâl ve hürriyet sağlayan hâkimiyeti, ciddiyetle ve tam ifa hu­susunda metin bir irade ile kendi nefsinde tatbik etmek isteyen Masonların hiçbir şeyin imkânsız olmadığının gör­mesi için hevesatına galebe etmek, arzularını hükmü al­tına almak lüzumu üzerinde israr eder.
    26. (Mercy prensi veya Trinitaire Ecossee) derecesi dahi Kâinatın Sani-i âzami mefhumunu tetkik eder. Bu konu için, eski inançların mükemmel bir hülâsasını ihtiva eyler. Ezcümle şarkta, Hindistan da milyonlarca insanın sâlik olduğu Buda akidesini tetkik eder. Bu derece şefkat ye merhamet esasına müstenib olduğundan bilcümle mevcudata karşı muhabbet ve şefkat hislerini telkin eden Buda akidesine bir müşabehet arz eder. Budizm 24 asır evvel Hindistan da intişar etmiş Hindu sınıfının meydana gel­mesinde büyük rol oynamakla kalmayarak, yüksek taba­ka ile halk arasındaki farkları, papazların nüfuzunu ortadan kaldırmış, örf ve adetleri kabili temessül bir hale getirmiştir; Hodbinlik yerine diğerkâmlığı geçirmiştir.
    Budizm yalınız insanlar için değil, bilcümle hayat sa­hihlerine iyi muamele etme esasını koydu. Azınlık halinde iken tatbik ettiği müsamaha keyfiyetini çoğunluk haline geldiği zaman da tatbika muvaffak oldu. Cebir ve şiddete müracaat etmedi; Propagandasını sulhperverliğinden ayrılmaksızın icra etti.
    Rivayete göre Buda milâttan beş asır evvel Hindistan’ın şimali şarkisinde hüküm süren bir hükümdarın oğlu olarak dünyaya geldi. Hükümdar sarayının debdebesini, zevkü-sefasını terk ederek dinî tetkikata girişmişti. Uzun seneler tenha, ağaçlar altında ve mağaralarda inziva ha­yatı sürerek hakikati aradı. “Kendine yapılmasını iste­mediğin şeyleri başkasına yapma; kendine yapılmasını is­tediğin şeyleri başkasına yap!” düsturunu ve şefkatin, merhametin her kese teşmil edilmesini neşir ve tamimine çalıştı.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    0
    MESAiNiN AÇILIŞI
    (Bütün Şövalyeler toplandıkları ve Büyük Âmir Şö­valye çalışmayı açacağı vakit, dikkati çekmek üzere, bir tek darbe vurduktan sonra der ki )
    P. M. Büyük Âmir Şövalye : Pek şerefli Âmirler, mabed şövalyelerinin Divanını açmak için bana iltihak et­menizi rica ederim.
    Birinci Âmir Şövalye : ikinci Âmir şövalye, P.: M.: Büyük Âmir şövalye mabed âmirleri şövalyeler divanını açmak için kendisine iltihaka davet ediyor.
    ikinci Amir Şövalye : Şövalyeler mabed âmirleri şö­valyeler Divanını açmak için Birinci Âmir şövalyeye ve bana yardım etmenizi rica ederim.
    P. M. B. A. Ş. : ikinci Âmir şövalye, mahfuz olduğumuza dair emniyet hasıl ediniz ve büyük muhafız şövalyeye müsaade almaksızın hiç bir kimseyi içeriye al­mamasını söyleyiniz.
    II. A. S. : Büyük muhafız şövalye, mahfuz bu­lunduğumuza emniyet hasıl ediniz ve izin almaksızın hiç bir kimsenin içeriye alınmamasına lütfen dikkat ediniz.
    Muhafız : (Emri ifadan sonra), ikinci Âmir şöval­ye Divan mahfuzdur.
    H. Â. Ş. : Birinci âmir şövalye, Divan mah­fuzdur.
    I. Â. Ş. : Büyük âmir şövalye; Muhafız yerin­dedir ve divan mahfuzdur.
    B. Â. Ş. : Birinci âmir şövalye, mabed amirleri şövalyelerin taahhüt ettikleri vazifelerin ilki nedir?
    I. Â. Ş. : Fakirlerin, hastaların ve yaralıların yardımına ve ihtimdıbına koşmak, zayıflara yardım etmek ve cahilleri esirgemek.
    P. M. B. Â. Ş. : ikinci âmir şövalye, şöval­yelerin ikinci vazifesi nedir?
    II. A. Ş. : Kardeşleri sevmek ve bütün Masonik faziletleri tatbik etmek.
    P. M. B. Â. Ş. : Birinci âmir şövalye, mabed âmirlerinin Masonik faziletleri başlıca nelerdir?
    I. A. Ş. : Sayı, Tolerans, iffet, Şefkat ve Hay­siyet.
    P. M. B. A. Ş. : Birinci âmir şövalye kaç yaşındasınız ?
    I. A. Ş. : Arzuları ve heyecanları akılla idare etmek mümkün olan yaştayım.
    P. M. B. A. Ş. : ikinci âmir şövalye, bir ma­bed âmiri şövalyenin vakti ne vakittir?
    II. A. Ş. : Şimdi, zira biz vaktin müdürleriyiz.
    P. M. B. A. Ş. : Mademki, şu an bizimdir, eski adetlerimiz üzere Divanı açmak için, şövalyeler ba­na yardım ediniz. Ayağa kalkınız, nizam vaziyeti alınız şövalyeler.
    (Her iki Âmir Şövalye ve Merasim Üstadı şövalyeler yerlerinden kalkarak yuvarlak masa başına geçerler ve bütün şövalyeler de etraflarına toplanırlar, kollarını 45 derece bükmek şartıyla kılıçlarının uçlarını ileriye doğ­ru uzatırlar ve masanın üstünde birleştirirler.)
    P. M. B. A. Ş. : Bu kılıçların uçları nasıl bir merkezde birleşiyorsa bizlerde kılıçlarımızı hürriyet uğ­runa, zekâlarımızı insanları tenvire hasr ederek ve yardım ellerimizi hastaların ve mahrumların himayesine uza­tarak müşterek gayede birleşmeliyiz.
    (Bütün şövalyeler yerlerini aldıktan sonra)
    II. A. Ş. : 000-000 (Çekiçle vurur)
    I. A. Ş. : (Çekiçle vurur) 000-000-000
    P. M. B. A. Ş. : (Çekiçle vurur) 000-000-000-000
    (Şövalyeler kılıçlarını çekerek selâmlarlar)
    P. M. B. A. Ş. : Türkiye Yüksek Şurası adına, mabed âmirleri şövalyeler divanının açıldığını ilân ederim.
    (ilk söz, geçen oturum tersimatını ve gelen evrakı okumak üzere kâtip biraderindir)
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    0
    Dekorlar
    Önlük : Kırmızı deridendir, kenarları siyah şerit­lidir. Beyan renkte olan baveti üzerinde bir Tötonik haç bulunur. Bu haçın uçları “Potencee” tabir olunan şekilde kancalıdır. Bu haçın üzerine de altından mamul ve uçları çift “Potencee” diğer bir haç oturtulmuştur, bunun mer­kezine de som gümüşten çift başlı bir kartal tutturulmuş­tur. Asıl büyük haç Fransa mavisi bir başlıkla nihayetlenmiştir. Bunun altında ve önlük üzerine defne dalları ile çevrili siyah bir anahtar vardır.
    Eldivenler : Beyazdır, astarı ve kenarları kırmı­zıdır.
    Kordon : Kırmızı kenarlı beyaz renktedir, hamailvari takılır, ucuna da Biju asılır. Her iki kenarına kır­mızı renkte dört tane (Komandör) haçı işlenmiştir.
    Eşarp : Siyah kenarlı kırmızı renktedir. Sağdan sola doğru takılır.
    Biju : Ortasında ibrani harflerle i. N. R. i. harf­leri hâk edilmiş olan altın müselles’tir.

    Derece hakkında ibtidai malumat
    (Louis Claude Montamin) birader Charleston’da 1796 dan 1802 ye kadar 27. dereceyi ayrı olarak tevcih etmiş­tir. 1902 de Fransız kontu (Auguste de Grasse) da bu su­retle bilgi vermiştir.
    (Montamain) biraderin ritüeli diyor ki :
    “Mason mabedinin Büyük Âmiri yüksek derecesi on­dan evvelki derecelerin en azametlisidir ve bu derece pek ziyade itinaye ve ehemmiyete layiktir; Bu itibarla buna Masonluğun tetevücü veya daha ötesi olmayan derecesi denir.
    Bu dereceyi almak isteyen Mason, diğer dereceleri almış, matlub liyakati kazanmış ve muntazam bir Maso­nun istihkak kesbedeceği bütün tehcivlere âit unvanları, sertifikalan, vegibaları istihsal etmiş bulunmalıdır. Ahlakiyatını istinat ettireceği bütün Masonluk prensiplerini, locada Masonlar arasında cereyan eden müzakereleri bir karar alabilecek surette kavramış olmalıdır.
    ···
  13. 13.
    0
    LOCANIN TEZYiNATI
    Duvarlar yer yer siyah kolonlarla süslü olmak üzere, kırmızı renktedir. Kolonlardan her birinde bir gamdan tutan bir kol vardır.
    Örtüler ve kolonlar, mabede dairevî bir şekil verecek surette sıralanmıştır.
    Reis kürsüsünün yanında, Büyük âmirin sağ tara­fında, üç sıra üzerinde yirmi yedi ışık taşıyan bir avize vardır. Işıkların sıralanması şöyledir :
    Alt sırada on iki, orta sırada dokuz ve üçüncü sırada altı tane.
    Mabedin ortasında, üzerinde Beş ışık ile Büyük Ana­yasalar kitabı bulunan, yuvarlak bir masa vardır.
    Büyük Âmir’in üst tarafında, yer yer siyah damla­larla süslü kırmızı bir sayvan bulunur. Reisin önündeki masada defne dalından bir kaç veya bir Gırlant, kınsız bir kılıç, mesleğin kordonu, önlüğü ve Bijusu ile (müm­kün olursa) Şövalye mahmuzları ve Manto bulunur. Kılıcın kabzası haç şeklindedir.

    Ünvanlar
    Locaya (Divan = Cour) denilir. 27. derecenin yük­sek vazifedarları şunlardır :
    (Pek Muktedir Büyük Âmir Şövalye) ünvanı ile reis.
    (Birinci ve ikinci Âmir Şövalye) denilen iki nazır.
    Bütün diğer biraderlere “Şövalye” unvanı verilir.
    P.: M.: Büyük Âmir şövalyenin yeri şarktadır. Âmir şövalyelerin yerleri, ikincisi birincisinin sağında olmak üzere, garbdadır. Hatib cenubda, Merasim Üstadı şimal­de, muhafız ikinci Âmir Şövalyenin sağında ve Kâtip mutad yerde mevki alırlar. Eğer bir kabul resmi yoksa, üç büyük vazifedar ve bütün diğerleri yuvarlak masanın et­rafında mevki alırlar.
    ···
  14. 14.
    0
    sırada 27. derece ritüeli var.
    ···
  15. 15.
    0
    okuyanı gibsinler
    ···
  16. 16.
    0
    Mabedin Dekorasyonu

    Bu derecenin salonuna (Konsey) denir. Giriş yeri, ko­layca devrilebilen iki direğe tutturulmuş bir perde ile ka­patılmıştır. Perdenin ortasına, bir Haç çizilmiş ya da işlen­miştir. Duvarlar kırmızı renklidir, yer yer ak sütunlarla süs­lenmiştir. Güney doğuda duvara bir tablo asılmıştır. Bun­da kanatları açık, pençelerinde kılıç bulunan iki başlı bir kartal görülür. Yine güney doğuda (Beauceant) denilen bayrak bulunur. Öteki bayraklar batıdadır. Mihrapta ve Başkanın masası önünde iki tane dokuz ışıklı şamdan ya­nar.
    Salonun ortasında iki yanlı, yedişer basamaklı bir merdiven vardır. Bunun doğuya bakan basamaklarında yu­kardan aşağı sırasıyla şu sözcükler yazılıdır: içtenlik, Sa­bır, Korkusuzluk, Öngörü, Tüze, Tolerans, Bağlılık, Batı­ya bakan basamaklarında da aşağıdan yukarıya sırasıyla şu sözcükler yazılıdır: Matematik, Astronomi, Fizik, Kim­ya, Fizyoloji, Pgiboloji, Sosyoloji.
    Merdivenin iki ayağında karşılıklı şu sözcükler var­dır: AHEB – ELOAH ve AHEB – KEREBO, Merdivenin do­ğuya dönük yanında derecenin simgesel tablosu asılıdır. Bu tablo şöyle hazırlanmıştır: Orta yerde yaldızlı bir hâle ile çevrili bulut altında bir ışık kaynağı vardır. Bu hâle, yarısı mavi, yarısı kırmızı bir çemberden yapılmıştır. Bu çemberin dış yanı, mavi ve kırmızı renklerle örülü bir kor­donla çevrilidir. Kordon, çemberi dolaştıktan sonra oradan ayrılır, kendi üzerinde beş kez kıvrılarak iç içe geçmiş beş dönüş yapar. Kordonun ucu, bir yılan başı ile sonuç­lanmıştır. Yılanın ağzı açıktır. Bu ağızdan çıkan bir ışık, ideal bir Mabed resmi üzerine yansımaktadır. Ortadan başlamak üzere:
    Birinci dönem üstüne: Kozmik evrenden alınma re­simler çizilmiştir. (Işıklı bulutlar, yıldızlar, gezegenler, kuy­ruklu yıldızlar, yıldız sistemleri)
    ikinci dönem üstüne: Kristal şekillerden oluşmuş dü­zenli resimler çizilmiştir.
    Üçüncü dönem üstüne: Yaşam olaylarından alınmış resimler yapılmıştır: (Hücreler, yosunlar, zoofitler, çeşitli türlerden bitki ve hayvanlar)
    Dördüncü dönem üstünde: Bilinçli yaratıklara özgü resimler vardır: (Çeşitli ırklardan insanlar, yabanıllardan uygarlara kadar çeşitli düzeylerden insanlar)
    Beşinci dönem üzerinde: Göreve özgü resimler var­dır, (Masonluk dereceleri)

    Salondaki pencerelerden biri, kentin bir alanına açıl­mış varsayılır, lykaaf’ın ilk aşamasında bu pencere, bir perde ile örtülüdür. Başkan masasının önünde simgesel bir mezar vardır, üstünde üç ölünün kafatası bulunur. Bun­lardan birine rahip tacı, birine kral tacı, üçüncüye de def­ne yapraklarından örülmüş bir başlık geçirilmiştir. Sim­gesel mezarın tam karşısında yine defne dallarından örü­lü taç giydirilmiş (De Molay) in büstü ya da tablosu var­dır. Bunun üstüne kara bir tül konmuştur.
    XXX. derece toplantılarına (Areopage) denir. Areopaj, mitolojide eski Yunan mahkemesi olarak gösterilir. Bir anlamda da savaş Tanrısı demektir. Areopaj, ideal hu­kuku kuran bir mahkemedir. Salon yasalarıyla biraz ye­nilenmiştir. Yargıçları, Atina kentinin ileri gelenlerinden seçilir ve mahkemeye Konsey adı verilirdi. Kentteki Arius Pagus tepesinin adını alan mahkeme, bu tepede çalışan bir Tüze divanı idi. Arius Pagus sözcükleri, zamanla Are­opaj olmuştur.

    Başkanın adı (Büyük Üstad) ya da (Komandör) dür. Birinci Nazıra (Delil) ya da (Önder), ikinci Nazıra (Eğit­men) denir. Geri kalan görevlilerin adı, önceki derece­lerde olduğu gibidir. Üyelere (Kadoş Prensi) ya da (Bü­yük Kadoş Şövalyesi) denir.
    Görevlilerin giysileri şöyledir: Koyu renk elbise, ak eldiven, sarı kenarlı kara kordon ya da kolye.
    Derecenin üç bayrağı vardır: Beauceant denilen en büyüğü, iki parçadan yapılmıştır, üst parça kara, alttaki ise aktır. Bu renkler, aydınlıkla karanlığın simgesidir, ikinci bayrak sarı saçaklı, ak ve dörtken biçimindedir. Or­tasında Tötonik bir Haç vardır. En üst yanında sırma ile şu sözcükler (ORDO AB CHAO) ve şu tarih (1118) işlenmiştir, üçüncü bayrak, eş büyüklükte, ak saçaklı kara ipek­tendir. Sol üst köşesinden sağ alt köşesine doğru, diya­gonal olarak şu sözler işlenmiştir: ViNCRE AUT MORi. Sol alt köşede, kanatları açık, iki başlı, pençeleriyle (1313) tarihi yazılı kılıç taşıyan bir kartal resmi vardır. Sağ kö­şede, kırmızı tötonik haç çizilidir.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 17.
    0
    adam seçilmiş büyük kodoş beyler
    ···
  18. 18.
    0
    ben 33. derece oldum, sonra yine 1 den başladım
    ···
  19. 19.
    0
    33. dereceyi kaybetmişim ya da silinmişte olabilir sabretmeniz lazım qanqalar (:
    ···
  20. 20.
    0
    lan bi gibtirin gidin yok şeytanmış yok tılsımmış
    ···