-
1.
0merhaba sevgili yazarlar.
uzun uzadıya bir şeyler anlatacağım, ister okuyun ister copy/paste yapın fark etmez. sadece kendimi tatmin etmek için yazıyorum. bu söyleyeceklerimi deftere yazmanın hiç bir anlamı olmayacağından internet'te ismimi vermeden sonsuza kadar dursun işte. belki birileri bir zaman sonra okur falan. neyse. bu hikaye -ne yalan söyleyeyim- benim hikayem. insanları nasıl gördüğüm, nasıl yetiştiğim hakkında genellikle. -
2.
0benim bi abim bide ben varım. anam babam da sağ. babam oldum olası çok içer üstüne de alkolik olduğunu inkar eder. ha bide 3-4 sene öncesine kadar her gece 4-5 gibi karı kızın yanından gelirdi. kendimi bildiğimden beri böyle. hala da öyle. abim sırf aileden kaçabilmek için sevmediği biriyle evlenip çocuk yaptı. şu anda ayrı bir evde. bende eşşek gibi olduğum halde hala bir baltaya sap olamadım ve anamla babamla aynı evde kalmak zorundayım. 4-5 aydır harıl harıl iş arıyorum ve çalışmam gereken sektörün getirdiği yavşaklık yüzünden hala bir yere girebilmiş değilim. artık ümidi yavaş yavaş kesmeye başladım ama hala bugün bile bi kaç yere başvurdum.
-
3.
0merhaba @2
malesef, çok uzun uzun bir sürü travma anlatacağım. -
4.
0biraz ufaktan giresim geldi. direk sonuçtan girersem dramatik etkisi azalacak. eskiden anadolu lisesi sınavları ilk okul 5 te yapılırdı. bacak kadar çocuklar sınava sokulurdu. annemde komşularını çok kıskandığından ve fesat bir insan olduğundan benle yaşıt komşu çocuklarıyla sürekli bir yarış halinde tutardı. "neden onlar kadar zeki değilsin" "neden onlar gibi dersinden yüksek not almadın" "bak komşunun çocuğu cin gibi biraz akıllı ol". demek ki o veletler kadar akıllı değilmişim yada şimdiki şanslı veletlere yapıştırılan "dikkati incin" etiketi gerekiyormuş. herneyse, cahil annem hırsından bana ilk okul 5 deyken hayvan gibi özel hoca tutup anadolu lisesi sınavlarını kazanmam için deliriyordu. ama ben o sırada dışarı çıkıp benden 3 yaş ufak arkadaşlarımla oynamak istiyordum. bitanesinin abisi benimle yaşıt olduğu halde ben kardeşiyle takılıyordum. camdan her seslendiklerinde ders çalışıyorum demek zorunda kalırdım ama aslında masa başında oturarak tavanı seyrediyordum. çünkü zordu amk. ismini bile doğru söyleyemeyecek yaşta velete test dayamanın ne mantığı var amk. bir de gireceğim sene karşımızdaki araziye bir bina yapılmaya başlamıştı. televizyon gibi hergün kesintisiz inşaatı izliyordum. çünkü odama kapatılıyor ve test çözmem bekleniyordu. odamın kapısı kapalı bir şekilde yuvarlak kapanıp açılabilen dengesiz bir masa ve rahatsız bir koltukta aylarca oturup, camımın karşısında yükselen binayı izledim. bina bitti benim hala test çözmem gerekiyordu.
-
5.
0benlen sadece annem muhattab oluyordu çünkü babam o sıralarda karılarla kızlarla muhattab olmakla meşguldü. abimin yaşıtı yoktu apartmanda o yüzden kimseyle kıyaslanmıyordu, fakat benim 2 tane rakibim vardı. ben rakip olarak görmediğim halde. annem habire odaya kontrol amaçlı içeri abur cubur birşey getirip aklı çalışsın diye bişeyler getirirdi onları yerdim sonra test çözüyormuş gibi yapardım. aslında amacı masaya bırakırken hangi sayfada neyi çözdüğüme bakmaktı. hayır abartmıyorum çünkü birşey çözmediğim zaman "bir saat önce de 23cü sayfadaydın sadece 1 soru çözmüştün hala hiç birşey çözmemişsin" gibi ultra net nokta atışlı şeyler söylerdi. ki gayet de doğru olurdu. ben de yalan yanlış bişeyler zırvalayıp dışarıyı falan izlerdim.
-
6.
0günün birinde annem başımda parmağıyla yapmam gereken soruyu göstererek koca testi çözdürmek için zorlarken ben de anlayamadığım garip matematik sorusuyla uğraşıyordum. amk, zordu işte. aylardır bi tak becerememişim daha neyini zorluyosun velede. bırak tepinsin dışarda. neyse, teste geri dönelim. ben ıkınıp sıkılıyordum bir yandan da annemin sorunun kenarında duran parmağı beni içten içe ayrı bir geriyordu çünkü sağa sola bakınca laf yiyordum, yavaş çözünce hadi hadi hadi diye darlanıyordum. orda hayatımda ilk defa bir çıkış yaparak anneme "anne ben yapmak istemiyorum bunları" dedim. cümlemi bitirir bitirmez annem ellerini boğazıma doladı tırnaklarını batırarak boğmaya başladı. heralde yaptığı manyaklığın farkında çabuk vardı ki kısa bir süre sonra boğazımı bıraktı "senden bi tak olmaz" diye bağırarak kapıyı üzerime çarptı. tırnakları boğazımda hayvan gibi yara çıkarmıştı, daha 4cü sınıftamıyım 5ci sınıftamıyım neyim ak, hayatımdaki beni koruyan besleyen imge olarak gördüğüm anne bireyi boğazlamaya çalışmıştı. hayvan gibi korkmuş+üzülmüş+ağlamış her türlü down'ı aynı anda yaşamıştım o anda. odada belki saatlerce ağladıktan sonra annem bir hızla odaya girip "gel komşuya gidiyoruz" dedi. sonra kanlanmış tshirtimi görünce yaralar gözükmesin diye boğazı daracık başka birşey giydirip komşuya gitmiştik. bana karşı şeytan gözüken karı komşuya "aa cicim bicim" kafasında takılırken ben hala üzülüyordum. tabi ki sadece üzülcem ak. boyun 1 metre bile değil ne anlarsın sinirden intikamdan karşı gelmekten. yarıştırıldığım çocuk ve kardeşi benle dialoga girmeye çalışıyorlar fakat ben o gün sadece susmuştum. üzerinden 20 seneden fazla süre geçti. çocukluğumu hatta liseyi bile doğru düzgün hatırlamam ama bu olayı dün gibi hatırlıyorum biliyorum.
-
7.
0ha bide akşam eve zorla zütürdüğünde o soruyu kendisi çözmeye çalışıp hala o sorunun üzerine aynı şekilde parmağını göstere göstere anlatmaya çalışmıştı.
-
8.
0ben anadolu lisesi sınavlarına girmeden kısa bir süre önce abim üniversiteye girdiği için babama pentium 100 bi bilgisayar aldırmıştı. benim içim içimi yiyordu. bilgisayarla beraber deli gibi cd erzak ıvır zıvır gelmiş abim içerde takılırken sesler geliyor vs ben boş test sayfalarına bakıyordum.
-
9.
0okuldan gireyim biraz da. ilk okuldayken hiç arkadaşım yoktu. mehmet diye bi çocuk vardı onla arada muhattab olmaya çalışıyordum da çocuğun hiç gibinde değildim. milletin ekürisi vardı falan ben hiç uyanamıyordum "neden hep beraber dolaşıyorlar" falan derdim. "onun en iyi arkadaşı o" vs derlerdi. sonraa.. zor hatırlıyorum ya. ha bi kere çok kavga ettiğim kızın biri ders sırasındayken elimden tutarak bütün bahçe boyu benle yürümüştü. ama o yürütmüştü beni. heralde tırstığından elimi tutmak istedi. yoksa kızla çok kavga ediyordum bide sinirlendiğinde anlından çıkan pis mor damardan nefret ediyordum. oha amk neyi hatırlıyorum. neyse sonra annem hocaya burma bilezik almadığı için hoca notlarımı düşürmüş o yüzden çok mahalle arası bi okula nakil oldum. (ben hatırlamıyorum bunları. heralde lisede falan neden diye sorduğumda anlatıldı bunlar) o okulla ilgili tek önemli şey ordan 1-2 küfür öğrenmiş olmam. çünkü zaten sokağa çıkamıyordum gerçek küfürleri duymam imkansızdı.
-
10.
0sevdim bu olayı ben bu işi hayat hikayesi moduna sokacağım sanırım. parça pinçik olacak ama olsun.
-
11.
0anadolu lisesi sınavlarının olacağı gün okunmuş şekerler hurma kalem tak püsür bir sürü yeni alınmış kırtasiye takuyla sınava girdim. sınavı nasıl yaptığımı falan hiç hatırlamıyorum. çünkü gerçekten gibimde değildi amk sınav. ben sınavdayken heralde "eve gidince test çözmeyeceğim bilgisayar falan oynarım" demişimdir. sınav sonuçları 3 ay sonra geldiğinde abim bilgisayarda heretic oynarken ben abimi izliyordum. puanıma falan bile bakmamıştım çünkü heretic daha heyecanlıydı. (GERÇEKTEN DÜZ MANTIK YA, 10 YAŞINDAYKEN KAĞIT ÜZERiNDE SAYIMI DAHA HEYECANLI GELiR YOKSA RENGARENK BiLGiSAYAR OYUNUMU?) annem yok köy hizmetleri yok kartal yok bilmemne falan bütün okullar arasında liste peşinde koşturup duruyordu. komşular falan biri sen benua biri kadıköy anadoluya girmişti. benim hiç o kurlarda iddaam bile yoktu. iyi ki de yokmuş ak. görüyoruz ne tak olduklarını. ordan mezun olanların hepsi ego problemli, kapalı komuniteyi bi tak zanneden, bipolar yalancı paçavradan başka birşey değiller. neyse. deşifre olmamak için okulu söylemeyeceğim ama yeni kurulmuş binası bile olmayan gibko bi anadolu lisesinin yedek listesinde 36cıymışım. sonra ne oldu? o okul okadar taktanmış ki bütün yedek listesi okula girmiş. asillerden kimsenin gibine olmamış. hatta yedeklerden bile girmeyen varmış eheh. liste başında bekleyen freak annem girdiğimi öğrenince hemen evi arayıp heretic oyununu izleyen beni aramış aşırı heyecanlı bir şekilde girdiğimi söylemişti. bu anı da baya iyi hatırlıyorum, benim tepkim oyuna bakarken sadece "tamam" demiştim. oyuna hipnotize olduğumdan değil. gerçekten umurumda bile değildi. şimdi bunları yazarken düşünüyorumda 10 yaşındaki bi veletin "birşeyi umursamama" sezisi nasıl olabilirki? benim bildiğim, o yaştaki bütün çocuklar hiper aktiftir. şimdi düşünüyorumda, kasti olarak yapmadığım en yerinde hareketlerden biri olmuş galiba. aferin lan ufak ben. gibinde olmayan şeyi giblermiş gibi yapmamışsın. (bu arada heretic harbiden aşırı güzel bir oyun:) )
-
12.
0aaa okuyanlar var. arkadaşlar teşekkür ederim okuduğunuz için kaptırmışım ben kendimi görmemişim sizin okuduğunuzu biraz daha hızlı yazayım o zaman. yanlız bi izninizle ben bir sigara arası vereceğim.
-
13.
0@19 eheheh. kesin baya imla hatası yapmışımdır ya öyle deme * hiç dikkat ederek yazmıyorum
-
14.
0bu arada şimdiki "calilou" çantalı veletlere **yaratılan** "safe zone playground" dedikleri mekan benim için o yarıştırıldığım komşu çocuklarının evleriydi. asıl dram'a gelirsek iki kişiydiler ve ikiside kız dı amk. 2 tane kızla yarıştırılıyordum. biri maldı biraz diğeri aşırı çakaldı. 2-3 ay önce doğmuş olmasına rağmen çok aşırı fazla "ben sizden büyüğüm diyip dururdu". gerçi diğeri mal değildi st benoit'ya mı ne girdi. (sen benua işte. daha önceden hiç yazmaya bile tenezzül etmemiştim, kesme işaretiyle ayırınca bi acayip oldu) gerçi iyi oraya da girmemişim ak. ordan çıkan kendini çok kültürlü zanneden kimlik çakışması yaşayan karaktersiz ve yarım yamalak fransızcayla hava atmanın gerizekalıca hareket olduğunu algılayamabilirdim. aman herneyse.
-
15.
0anadolu lisesi ha? hah. kıçımın kenarı. gerçi yinede bu kadar sert girmemem gerekiyor. çünkü bana tek ve en büyük katkısı güzel ingilizce oldu. asosyal bir çocuk olmaya "zorlandığım" için, sürekli bir şeyler okurdum. eh ingilizce de dağarcığa girince taktan taktan türkçe kitapları okuyacağıma çok daha enterasan şeyler okuyordum. bide 56k internet le internette baya freak out oluyordum. aol falan kullanıp amerikadan milletle tanışıyordum. baya büyülü geliyordu öyle şeyler. sonra yetmedi irc falan. neyse sıkıcı şeyler bunlar travmalarla devam edeceğim.
-
16.
0hazırlık bittikten sonra matematikdi fizikti bir başladı (orta okulda fizik kimya diye ayrılıyormuydu hatırlamıyorum direk fen de olabilir) pir başladı resmen. takır takır her not 05, 10, 30 falan geliyor. sınavlar gırla oluyor her sınavdan sonra bana nasıl geçtiği soruluyor. ilk başlarda bilmiyorum diyordum çünkü kelime anlamıyla ne dersi anlayabiliyordum ne de anlamak istiyordum. ve gerçekten de bilmiyordum hani. ilk gelen düşük notların uyandıracağı tepkiyi bilmeden takır takır söyleyince üzerime patlayan bağırış çağırışlar yüzünden artık notlar gizli tutulmaya başlanmıştı. sınav nasıl geçi sorusunu da en güzel "güzel geçti" diye yırtıp atabiliyordum. güzel geçene de güzel kötü geçene de güzel. millet birbiriyle kaynaşmaya başlıyor, ben dersi dinlemeye çalışıyorum ama dinleyemiyordum, aileme notumu nasıl söyleyeceğimi düşünerek dünyamı karartıyordum. e haklıydım biraz da çünkü kötü notların sonu bağırış çağırış yada bazen köpek eğitirmiş gibi fiziksel uyarıyla cevap veriliyordu amk.
-
17.
0liseye kadar aynı tiplerle (toplam 2 sınıf) geldim. artık liseye geldiğinde milletin ergenlik hormonu motorları yavaştan çalışmaya başladı. ben bütün orta okulu kaygıyla geçirdiğim için 5 para etmez benim gibi kaygılı başka bir gerizekalıyla arkadaş olmuştum. şimdi o gerizekalıyı hiç arayıp sormuyorum bile ne tak yediği de umurumda değil. çünkü o doğuştan gerizekalı. travmatik değil. şimdiki liselilerin -kanki- dediği eküri modeli beraber züt züte dolaşıyorduk. bide hayatımdaki ilk arkadaşım oydu.
-
18.
0@25 ne güzel. senin adına sevindim.
-
19.
0şimdi liseye girince tabi ki milletin bir biryle arkadaş olduğunu görünce ben de onlarla olmak istedim. o kadar kaygılı ve o yaşta paranoyak gibi bütün gün kafama dersleri taktığım halde aşırı cana yakın bir tiptim. salaklık işte. insanların üzeri tak kaplı egoları o yaşta bile o kadar şişebiliyorki inanamazsınız. milletle konuşmaya çalışıyorum millet kaçıyor. nedenmi? işte asıl dram. annem okul günleri dışarı çıkmama izin vermiyordu.
-
20.
0şimdi "malmısın, çekip çıkıp işte dolaşıp gezseydin senin ezikliğin bizimi gerdi" diyeceksiniz. şöyle düşünün. bi polar duyguları olan bir ananız var. o yaşa gelene kadar testleri beceremediğiniz için üzerinize içi kaynar çorbayla dolu tencere fırlatılarak, öldürme amaçlı boğazlanarak yetiştirilmiş bir çocuğun söyleyeceği bir isteğe büyük harflerle "hayır" deniyorsa o çocuk nasıl karşı gelebilir? köpek yetiştirmekle aynı şey.
-
karninda hamam bocegi var sandim
-
bu site niye yavas hep amg
-
muhahahaahahahhahaahahaha
-
hitler hakliydi amg
-
hayat 80 yildan ibaret
-
yotubda sahte baykar reklamlarını izliyorum
-
kayra şişman küçük kız çocukları gibi
-
kayra ne zmn duzelecen amg
-
iyiki günde 40 vakit namaz yok
-
koyu mavi ruhlu gavat buraya bak
-
boyle hayatin ta anasini bacisini gibiyim
-
olsem daha iyi gibi
-
hayaları alınmış insanlar
-
yabancı kadınlar erkeğe efso trample yapar
-
buraya nolmuş böyle baba
-
hepinizi pişmaniye gibi yerimm
-
18 eylul 2026 huur cocukları lıste
-
oha lan bu fotoğraf gerçek mi
-
slavia prag yenilirse şike
-
onceki nesillerden bir
-
kürt degilim eminim
-
bu idrar sondalari neden
-
tffnin websitesi kapatma yetkisi varmış
-
evli güzel bir karı size vermek istese
-
bizim tayfa riç riç
-
habiscan incel olabilirmisin
- / 1