-
26.
02 sene kadar orada yaşadık, anaokulunu orda okudum, sonra da bi takım ailevi sebepler yüzünden türkiyeye dönüş yaptık ve özel bi ilkokula gönderdiler beni.
resimde, müzikte az buçuk yeteneğim vardı, resim derslerinde bi sonraki hafta için ödev verirlerdi ben de o temada pastel boyalarımla resim yapıp bi sonraki hafta derse getirdiğimde bi gün, öğretmen yaptığımı çok beğenerek duvara asmıştı. -
27.
0normalde çok girişken, sosyal bi çocuktan ilkokuldan itibaren çok içine kapanık, sessiz bi çocuk olmaya başladım. o resim olayında arkadaşlarım tenefüste gelip beni sıkıştırdılar yalancı diye, "sen yapmadın bunu, annene yaptırdın, onun çizdiği şeyi getirip ben yaptım diye yalan söylürsun" diye baya bi dışlamışlardı beni..
aynı şeyler başka derslerde de tekrarlandı, okuduğum okul zaten zengin binlerinin barındığı, torpillerle, öğretmen-veli ilişkileriyle bi de okul aile birliği denen gibimsonik, güya dayanışma amaçlı olan oluşumun saman altından su yürüten torpilci mentalitesiyle yürüyen bi yerdi.. -
28.
0ben bursluydum, o yüzden de bir iki tane daha benim gibi olan çocukla takılıyordum.. çok içime kapanık sessiz bi çocuk olmaya başladım..
-
29.
0bi gün sırf ödevimi yapmadım diye öğretmen, bütün sınıfın önüne suratıma osmanlı tokadı yapıştırmıştı, tenefüste de tuvalete gitmeyip derste tuvalete gidebilir miyim diyenlere de benzer cezalar olurdu. bi gün bu yüzden derste altıma işedim.
herkes dersten çıkana dek kimseye farkettirmeden bekledim, ve okul çıkışı annemlere hiç bi şey anlatamadım korkudan..
zaman geçti istanbulda bi konservatuarın sınavlarına girdim ve yarı zamanlı piyano bölümünü kazandım. -
30.
0piyano çalmayı seviyordum ama hiç bi zaman konser piyanisti olmak istemedim..
klagib batı müziği tabanlıydı ve sene sonunda herkes belli parçalardan sorumlu olarak sınava girerdi, sınavı geçen sınıf atlardı..
ama öyle salak dayatılan bi disiplin vardı ki, arada caz bi şeyler çalardım, bunu duyan bi hoca olursa gelip "kendi parçalarına hazırlanacaksın, ne bu böyle, git adam gibi sonatını bitir" diye azarlamıştı. sevemedim orayı, son sınıfta, mezun olmama bi sene kala bıraktım çünkü aynı zamanda liseye gidiyordum, öss de yaklaşıyordu.. -
31.
0avusturya lisesi mezunuyum, orda matura denen bi sistem var, lise bitirme sınavı gibi bi şey, alman liselilerdin abituru.. hem o hem öss derken, dedim bunların hepsi olmayacak aynı anda birine konsantre olmak lazım.. öss'yi boşladım, maturayı en iyi dereceyle bitirdim, öss'ye de laf olsun diye girdim, barajı geçecek kadar bi puan yapıp, özel bi üniversitenin bilgisayar mühendisliğini kazandım.
-
32.
0ailemle pek iyi geçinemediğim için o zamanki ergen kafası, yurt dışına kaçmak istiyodum. çok iyi tak yedim tabi.
geldim viyanaya 2005 yılında.. -
33.
0@42 sigara ard arda zaten..
-
34.
0lisede çok sevdiğim bi bin vardı, öyle böyle değil.. ilahlaştırmıştım huur çocuğunu, ölü bitiyordum o istese öss de kasardım, o nereye gitmek istese peşinden gelirdim, orda okurdum mutlaka bi yolunu bulurdum, ama teklif bile etmedi..
3 yıllık bi beraberlikten sonra lisenin sonunda ayrıldık (güya) ve o bambaşka bi kıtaya gitti üniversitede okumak için, ben de viyanaya geldim..
yine de önümüzde 5 sene var en az, uzaktan kıtalararası ilişki yürümeyeceğinden umudu kesmiştim ancak bana "nolursun sana ihtiyacım var destek ol bana konuşalım, mailleşelim o bile yeter, burada yapayalnızım" dediği için bende yelkenler suya indi.. -
35.
01-2 ay her gün konuştuk, hiç yalnız bırakmadım vs. derken..
bi gün sebepsizce ortadan kayboldu, bitirmek istediğini söyleme zahmetine katlanmadan bütün izlerini yok etti..
saf saf başına bi şey geldiğini düşündüm, günlerce aradım sordum mail attım, hiç birne çıkmadı..
taa ki bi gün, aylar sonra "ne olduğu sorma lütfen, sana söyleyecek bi şeyim yok, belki zamanı geldiğinde anlatırım ama çok kötü hissediyorum kendimi, lütfen beni arama sorma artık" diyip gibtirip gitti..
o günden sonra 1,5 sene kendime gelemedim..
sonra viyana'daki arkadaşlarım beni dışarı çıkardılar, ilgilendiler saolsunlar, yavaş yavaş hayata döndüm.. -
36.
0insanlarla tanıştım, okula devam ettim, 1 sene alkol içki ne bulduysam abandım, eğlendim de aslında ama bunlar geçici şeylerdi..
3 sene geçti..
2008 yılında bu bini aradım, sadece merhaba diyip hal haıtr sormak için, başka bi niyetim vardıysa muallakyim.
ama elbet yeniden başladı, sabahlara kadar konuşmalar, telefonlar derken biz istanbul'da 3 sene sonra yeniden buluştuk biletleri alıp.. -
37.
0ailelerimizden herkesten habersiz, görüştük.. benimkiler ilk bi hafta istanbul'da olduğumu bile bilmiyordu..
derken 1 sene uzaktan iyi kötü idare ettik, felaket kavga ediyorduk ama..
o güne kadar biriktirdiğim ne kadar para varsa hepsini bi gün toplayıp biletimi aldım ve yanına gittim..
orda bi üniversiteye başvurdum master için.. (okulumun bitmesine az kalmıştı) adamlar şartlı kabul gibi bi şey yaptılar.
çok sevindim, artık ayrı kalmicaz en kötü 6 ay daha dedim. 1 aylık tatilimden sonra geri döndüm viyana'ya, tam gaz tam şevkle lisansı bitirmek için.. -
38.
06 sene öncesine rewind: adamdan yine ses soluk kesildi, çıt yok.. yeni ayrıldım oysa ki yanından, yine hiç aramama sormama.. 2 hafta yok etti kendisini..
bi gün ulaştım sonunda kendisine, dedim "ne tak istiyosun sen? derdin ne, artık daha ne yapmalıyım senin için? insan bi merak etmez mi nasılım iyi miyim, okul ne durumda vs."
"ya x pardon, ama" dedi.. "1 ay her günümü seninle geçirdim, şimdi seni arayınca ne konuşucam, aklıma söyleyecek soracak bi şey gelmiyo, biraz da konuşmayalım ne olacak?" dedi..
yalanını gibeyim, söylediği bahaneye bak, adam gibi sıkıldım desene huurnun evladı.. kahkayı bastım sinirden.. "bu mudur son sözün?" dedim, "yani.." dedi, o zaman gözükme gözüme bi daha, yoksun artık benim için dedim ve bitti..
dipnot: kendi içinde binbir sorunları olan, hala ergen kafasında, memnuniyetsiz ve narsist bi zengin biniydi. ego mahkumu, sevilmekten haz duyan, pohpohlanmaya bayılan ancak sevmeyi bilmeyen, korkunç gelgitli pgibolojik bunalımlarda bi adamdı. bu yüzden son vedamda çok da acı çekmedim açıkçası.. -
39.
0yeri geldi diye ve hayatımın uzun bi döneminde yer edinmiş olduğu için anlattım, yoksa bu yüzden mahvolmuş değilim..
burada hayatıma devam ettim, ama uzun bi duraklama dönemine girdim, okulun bitmesine topu topu 3 ders kalmıştı, ben ama bi türlü o 3 dersi veremedim, daha doğrusu sınavlara bile girmedim, giremedim..
gurbet iyi gelmedi bana, ne kadar istanbul aşığı oldumu anladım buralarda..
yine de insanlardan korkuyordum hala da korkuyorum hangi ırk, hani dil ve hangi cins olurlarsa olsunlar.. -
40.
0toplumun öyle kölesi olmuşum ki bunu farketmem çok çok geç oldu.
sadece toplumun değil, aileminde..
babam mühendis, annem mimar insanlar.. annem çok dikkafalı, fikri sabit bi insandır, saçma sapan önyargıları ve değerleri vardır, bunu bana öylesine empoze etmiş ki ben farketmemişim hayatımı ona göre yönlendirdiğimi..
örneğin "matematik kafası olmayan adamdan adam olmaz, aptaldır onlar"
ya da "üniversite bitirmezsen bi hiçsin"
"hiç kimseyle iç dünyanı paylaşma, taku yersin" derdi..
babam daha ılımlıydı, ancak onunla ilişkim çok daha sonraları düzlüğe çıktı.. -
41.
0örneğin bilgisayar mühendisi olmak istemedim ben, sözel kısmım çok daha iyiydi, sanata, müziğe çok düşkündüm..
15 yaşımdan beri sinema eğitimi almak istiyordum
"aç kalırsın" dediler
"peki" dedim.
ve gittim mühendis oldum, bıyıklı kızlarla ve anne kazağı giyen gözlüklü çocuklarla birlikte üniversiteye başladım. -
42.
02007-2008 yılları arasında babam mutsuzluğumu bi nebze farkederek bana, biriktirmiş olduğum paranın da üzerine ekleyerek çok güzel bi kamera aldı..
-
43.
0okulda video & audio prodüksiyonu üzerine seçmeli dersler vardı, onlara girdim, film teorisi üzerine dersler aldı, sae denen bi enstitütde gönüllü workshoplara katıldım, bir iki kısa film denemem oldu, sonra türkiye'de yazın binbir gece dizisinin setinde staj yaptım, bi tak öğrenmedim orda açıkçası.. ama piyasa ve ilişkiler o sektörde nası dönüyo onu gördüm biraz, o açıdan iyi oldu..
-
44.
0burda bi medya ajansına girdim, ilk iki ay web programlaması yaptım, sonra design departmanının şefi film üzerine olan ilgimi keşfedince, yeni bi proje çıktı ortaya..
o konuda bile hep çekingendim, herkes gibi..
kafamdaki hiç bi fikri, senaryoyu uygulamaya dökmeye cesaretim yoktu, o yola girmeye bile, kafamda hep bi annemin "aç kalırsın" lafı, başarısızlık korkusu, gelecek kaygısı, yeterki kadar orjinal olamama korkusu vs.
yine de beni destekleyen 1-2 iş arkadaşım sayesinde amatör bi şekilde senaryomu uygulamaya geçirmeye karar verdim, tabi her şey almanca, neredeyse ana dilim kadar hakim olsam da edebi yazı, roman, senaryo yazmak başka bir şey.. çok uğraştım. -
45.
0oyuncu arıyorduk, internete ilan verdik, derken hiç beklemediğim kadar adam başvurdu, film akademisi mezunları, profosyonel oyuncular vs. başvurdular. bi anda proje büyümeye başladı. 20 kişi olduk ve herkes gönüllüydü.
hayatta liseden mezun olmam dışında her şeyi yarıda bırakmış olduğum için bunu sonuna kadar zütüreceğime dair söz verdim kendime.
-
ben ne yanginlar gordumm
-
sonnn dakikaaaaaaaaa
-
bana zayıf cılız femboy diyen kayra buraya bak
-
hayatında şarjör sıkmamış tipler silah savunuyor
-
üstümde genel olarak bir üzüntü var
-
kızların denize gitmekteki amacı nedir
-
barabara bara bere bere bere
-
small yarrock başa bela ya
-
ne yapamadan ölmek istemem
-
ucan kedinin agresiflik sebebini acıklıyorum
-
başkalarının gülü olmak için
-
arada bilgilendirici metinler yazmayı seviyorum
-
osuransopa bilgilerini kendine sakla
-
ingilizcr dinlemek beni yoruyor mk
-
olm ilan veriyorsunyz niye kaldirmiyonuz
-
banane yangindan
- / 1