-
701.
0Devam dostum
-
702.
0Hadi artık amk
-
703.
0Rezzers
-
704.
0Devam ett
-
705.
0Seriiiiii
- 706.
-
-
1.
0yaz baba yaz
-
2.
0Rezerved
-
1.
-
707.
0Rezzzzzzzez
-
708.
0Bekliyoruz
-
709.
019 19 19
-
710.
+45müge ile sırbistan'a doğru doğan güneş ile birlikte yol aldık.
kırmızı impala asfaltın üstünden ufka doğru kayıp giderken,
başkent belgrad'a vardık. o sırada merlin'den bir mesaj aldık.
ben; ne yazmış ihtiyar?
müge; bir dakika gülmem için vakit lazım.
ben; ne oldu neye gülüyorsun.
müge; merlin'in whatsapp kullanmasına.
ben; ciddi misin?
müge; profil fotoğrafında ise yakın çekim bir selfie'si var.
bir süre buna güldükten sonra mesajı okudu.
''belgrad'ın kuzeyinde adresteki köyde bir adam var, o'nu bulmanız sizin için daha güvenli.
kaçakları cehenneme göndermek zor bir iştir. her zaman şans faktörü yanınızda olmayabilir bulun o'nu, ismi leandros''
müge ile vakit kaybetmeden şehrin kuzeyine doğru yol aldık. -
711.
+44https://www.youtube.com/watch?v=yfYxAIjVENM
kuzeydeki bu ufak kasaba köy tarzı yere vardığımızda derme çatma evlerin içinden bize
gözlerini diken halkı gördük...
köyde değişik bir sis ve bununla beraber bir depresiflik hakimdi.
sanki tüm dünyadan kopuk, ayrı bir hayatları vardı.
pencerelerden birine yaklaşıp leandros dedim. dillerini bilmediğim ve onların ingilizce
bilmediğini düşünerek elimde olan tek şey bu isimdi.
yaşlı kadın parmağıyla köyün çıkışındaki, muhtemelen 500 yıldan eski, yarısı yıkılmış bir şatoyu işaret etti. orta çağdan kalma bu şatonun geniş ve kasvetli bir bahçesi, uzun ve heybetli demirleri
ve bir kraliyet arması vardı.
müge korkmuş olacak ki koluma iyice yapıştı.
bu şatoya doğru ilerleyişimizi sürdürdük.
kapısına geldiğimizde bir şahin penetre yaparak önümüzden geçip gitti.
şatonun kulelerinden birine kondu ve bize bakmaya başladı.
daha sonra kapıyı açıp içeri adımladık. yabani otlar bahçenin her yanındaydı, yer yer ıslak toprağa batan ayaklarımız müge'yi tedirgin etmişti. sonunda dev ahşap kapılarına vardık bu gtik şatonun.
kapılara var gücümle yumruk atarak duyulmayı bekledim.
daha sonradan kapılar büyük bir gıcırdama ile açıldı, taş, soğuk ve büyük mermer sütunların oldu bir salona açıldı, ışık hüzmeleri pencerelerin motifleri arasından yer yer hoş bir aydınlık sağlamıştı.
adımlarımız şatonun içinde yankılanırken, verdiğimiz nefes buharlaşıp uçuyordu soğuktan.
daha sonra elinde eski ahşap bir kadeh, üzerinde uzun siyah bir kürk ile leandros indi.
sert bakışlı durgun biriydi, adımları ağır ve sağlamdı.
kumral saçlarının arasından yer yer beyazlar alnının bir kısmına düşmüştü.
bize soğuk ama nazik bir ses ile hoşgeldiniz dedi.
tüm merakımızla karşılık verip o'nu takip ettik. -
712.
+25leandros'un ikram ettiği kadehlerden hayatımızda içebileceğimiz en güzel şarapları yudumladık.
şömineyi yaktı ve koltuğuna oturdu, biz de karşısına oturarak artık konuya girdik.
ben; merlin seni önerdi kimsin sen?
leandros; bu önemli değil. size yardım edeceğim.
müge; sen iyi tarafta mısın?
leandros; iyi tarafta olamayacak kadar kötülük yaptım ama benim de hesaplarım var.
ben; bu yüzden yardım edeceksin?
evet dercesine kafasını salladı, ardından gördüğüm en eski piyanonun başına oturarak
haydn'den şu eseri çaldı, https://youtu.be/Vkse1g9ibnM?t=196 -
713.
+1bunu bitirecem hele 1inci sezonu bitireyim. rez
-
714.
+27lenadros piyano çalarken onu izledik. aynı anda bizim sorularımızı cevaplıyordu.
müge; bir ailen yok mu?
leandros; vardı. bir zamanlar.
müge; bir hayalin?
leandros; bir zamanlar...
müge; kaç yaşındasın?
leandros; 400'den fazla ama küsüratından emin değilim. ( bunu öyle içten demişti ki, kayıp bir hayatın izleriydi)
müge; hiç aşık oldun mu?
leandros; bir zamanlar...
müge; ne oldu?
leandros; bir çok şey oldu, çoğu iyi azı kötü, sonunda ölüm o'nu benden aldı.
müge; bilmiyordum üzgünüm.
ben; hayatın anldıbını çözmüş bir durgunluğun var.
leandros; sesindeki dalgacılığı hissedecek kadar da tecrübem.
ben; anlatmak ister misin?
leandros; hayatın amacı, ne amacı? ( piyanoyu daha sert çalmaya başladı) hayatın amacı yok, geliriz ve gideriz, severiz nefret ederiz, aşık oluruz, bırakırız, ya da ölüm alır. zaman geçer, saçlar beyazlar bakışlar sertleşir yaşanmışlıklar ise acı bir gülümsemeye dönüşür. hayır hayatın bir amacı yok, eğer bir amacı varsa bu mutluluktan başka bir değil)
400 küsür yaşında olmasına rağmen genç gözüküyordu saçlarındaki yer yer beyazlar hariç.
amacını anlayamamıştık. bilmece gibi konuşup sustu, sonra ise odasına çekildi.
sabah çıkacağımızı söyledi... - 715.
-
716.
+1REZ ALAM
-
717.
+32 -1https://youtu.be/z7rxl5KsPjs?t=19
leandros'un şatosunda sabahın ilk ışıkları ile pencerelerde gezen şahin ve kargaların tıkırtıları ile uyandım, o sırada müge'nin yanımda olmadığını fark edince hızla odadan çıktım.
gece kapalı olan ama o an açık olan kapıların izini sürerek şato içinde seslenerek müge'yi aradım.
uzun bir taş koridor sonunda onu buldum, önünde ahşap bir sandık vardı.
müge sandığı açmış ve içine bakıyordu.
bana endişe ve merak içerisinde bakarak gelmemi söyledi.
sandığın içinde giysiler, değişik parfümler ve çokca insan saçı vardı.
farklı renklerde, farklı kişilere ait...
o sırada leandros'un ayak sesleri yankılandı merdivenlerde, hiddetle yanımıza gelip kılıcını çekti ve bize doğrulttu. ben müge'nin önüne geçerek indir onu dedim.
gözleriyle çekilin oradan işareti yaptı ve odadan çıktık. o ise bir süre daha orada kalıp arkamızdan geldi daha sonra...
ben; bu kadarı yeter. bize nasıl yardım edeceksin.
leandros; size avlanırken yardım edeceğim.
müge; tamam ama nasıl ?
leandros; her avcı gibi...
kendi içindeki hesaplarını anlayamamıştık ama o'nu da alarak oradan ayrıldık.
tekrar belgrad'a vardık. artık kaçak machiavelli'yi bulma zamanıydı. -
718.
+31leandros inerek kendi başına ara sokaklarda kayboldu biz ise
machiavelli'nin bulunduğu apartman dairesine doğru yola koyulduk.
apartmanın merdivenlerden silahlarımızı(hançlerleri) hazırlayarak çıktık.
kapısını ufak bir telle açıp içeri girdik.
etrafta kimse gözükmüyordu, bir süre adımladıktan sonra kafamın arkasında bir silahın soğukluğunu hissettim. bu iş biraz karışacak
https://youtu.be/O52jAYa4Pm8?t=42
yavaşça arkamı döndüğümde machiavelli ile gözgöze geldim.
müge 'yi ise arkama alacak şekilde kolumla çektim.
ben; tamam şu an sakin olman gerekli.
machiavelli; beni yok etmeye gelmişken mi?
ben; sen rönesans'ı avrupada başlatan adamlardan birisin, kitaplarını hep sevdim. (gülümseyerek)
machiavelli; içeri geçin.
içeri geçtikten sonra kendisinin işaret ettiği koltuğa oturduk, elindeki silah bile bakıyordu.
machiavelli; hançerleri rica ediyorum?
ben; bence buna gerek yok, aile yadigarı onlar.
machiavelli; esprilerine gülecek halde değilim ver ya da öl.
hançlerileri kendisine doğru yavaşça attık.
hepsini aldı ve tetiği çekmeye yeltenirken, müge'nin üzerine kapanıp yere ittim ikimizi var gücümle. yerde iki tur yuvarlandıktan sonra machiavelli'ye hamle yapmak isterken camından diğer evin çatısına atladığını gördüm. yerdeki alamadığı son hançeri alıp peşinden gittim.
kovalamaca son hızla sürüyor, çatıların üzerinden kendisine yetişmek için var gücümle koşuyor, apartman boşluklarından ötekine atlayarak takibe devam ediyordum. -
-
1.
+1Bu gece dunku gece gibi olmasin ustaa
-
1.
-
719.
+25sonunda çatıların sonuncusunda onu sıkıştırdım.
elindeki hançeri bileyip bana doğru gözleri ile gel işareti yaptı.
elimdeki hançeri daha sıkı kavrayıp ona doğru adımlıyordum ki telefonum çaldı.
ben; hiç zamanı değil.
müge; eğil.
ben; ne? ne?
müge; eğil, tek atış yapacağım.
o sırada machiavelli üstüme doğru koşmaya başladı.
müge; eğil diyorum.
ben; artık kapatsam iyi olacak, ölümüne bir kavga geliyor da ( machiavelli'Nin hamlesini çekilerek son anda geçiştirdim)
müge; eğilir misin açım yok.
ben; sesin gelmiyor kapatıyorum.
müge; iyi sen bilirsin.
ben; see you later...
telefonu kapadıktan sonra machiavelli yine üstüme koşmaya başlamıştı ki, kafasından okla vuruldu... şoku atlatamadan telefon çaldı.
müge; özür bekliyorum.
ben; çok şanslısın kapatıyorum.
müge; öğren de gel.
ben; komik değil kapatıyorum.
ardından tekrar daireye geldik. müge iyi olup olmadığımı sordu.
bir sorun olmadığını söyledim. tekrar arabaya doğru yürüdük.
bu işi de halletmiştik.
o sırada leandros omzundan bir cesedi arabaya yüklüyordu.
ben; kim o?
leandros; machiavelli.
ben; hayır biz öldürdük o'nu.
leandros; yanlış adrese gittiğinizi söylemedim.
müge; ne? ben kimi öldürdüm... tanrım?
leandros; bilmiyorum umarım kötü biridir.
müge; madem öldürdüğüm machiavelli değildi neden bize silah çekti.
ben; evine zorla girmeye çalıştığımız için olabilir mi?
aferin bize... yanlış adamı harcamıştık.
tekrar yola koyulduk...
https://youtu.be/FYH8DsU2WCk?t=137 -
-
1.
+6Adam hançerleri niye istedi o zaman veya neden alıp kaçtı elinde silan varken yada madem machiavelli ye kitaplarını severdim diyince adam neden ne kitabı demedi.
-
1.
-
720.
+1Rezervasyon