1. 76.
    +4 -1
    not düşelim mi buraya...

    http://fizy.com/#s/110fse

    sebepsiz yere gitmedin ki sen
    boşluğa koydun beni bilmeden
    yüzüme vuran bogaz rüzgarı
    hiç soğuk değil sensizliğimden
    kendini görmek ne acı
    yok olmuş hayallerin çıkmazında
    anlamak çok zor değil
    farkı yok aslında sonların

    bana bana hep bana
    ayrılıklar hep bana
    gidenlerin ardından
    bakakalmak hep bana

    korkumdan değil güçsüzlüğümden
    kaçtım her zaman geri dönmekten
    kısacık yolum ne kadar uzun
    dalgalarla ben şimdi sarhoşum
    kaybeden bir tek ben miyim?
    yokolan inancımı neyleyim
    son bir kez ağla bana
    gözyaşın sulara karışsın...
    ···
  2. 77.
    +3 -1
    hep banaaaaaaa

    :(
    ···
  3. 78.
    +4 -2
    sokağın karanlığı ve meryemin kararlılığı kadar gerçekti adamın ölümü... yalnızdı ve ölüydü... ben de yalnızdım ama yaşıyordum... bu korkuyla ne kadar yaşayabilirdim ki... meryem çekiştirdikçe çekiştiriyor... adam öldü... adam oracıkta öldü... kim öldürdü acaba... istanbul, meryem'in dediği kadar vardı... ve evet hiç de güzel bir şehir değildi... sadece ismi güzeldi... bir de hayali... karanlık sokakta ilerliyorduk... adam öldü, diyordum... meryem susuyordu... omuzumdaki ağrıyı hissetmiyordum ama sırtımdaki yaralar yakıyordu... nereye gidiyoruz dedim... az kaldı dedi meryem... ölmüş müdür sence... meryem durdu... gözlerimin içine baktı... hıhhhhh dedi... yürümeye devam etti... kolumu bıraktı... hadi biraz çabuk ol dedi... eve gidelim dedim... ben aç değilim... az kaldı dedi yine meryem... sustum... meryem önde ben arkasında... ismet yok... o nerede acaba... ismeti de mi öldürdüler... yok canım kim öldürecek... sokak ikiye ayrılıyordu... sağdakinden yürüdü meryem... zifiri karanlıktı sokak... tepemizde yıldızlarda yoktu... istanbul'da neden yıldız yoktu... ismet gelecek mi dedim... gitmiştir şimdi o dedi... bizi bekliyordur... bizi geçmedi ki ismet... başka yoldan gittiyse... yürüdük... sokakta hiç kimse yoktu... biz vardık bir de ayak seslerimiz... yürüyorduk... meryem kararlıydı... ben korkak... yürüdük...

    benim yüzüm yerde... ölü adamı düşünüyorum... inşallah ölmemiştir... meryem doktor mu ki nereden bilsin... ölmemiştir... ölmüşse de ben hakkımı helal ediyorum... ne hakkım vardı ki... omuzuma çarpmıştı... meryemin ayak sesleri kesildi birden... kafamı kaldırıp meryem'e doğru baktım...

    meryem durmuştu... meryem durmuş bana bakıyordu... meryem'in eli ağzında... korku içinde meryem... meryem telaşlı... ne olduğunu anlamamıştım... meryeme yaklaşıyordum... ne oldu demeden meryemin önünde bekleyen 3 adamı gördüm...

    takım elbiseli 3 adam...

    ben de durdum... önümde meryem... onun önünde 3 adam...

    polis miydi bunlar... maktül demişti meryem... hayır biz katil değildik...

    keşke olsaydık...
    ···
  4. 79.
    +9 -1
    kardeşlerim bu üçüncü yazışım... buraya yazdıklarımda abartı, yalan, yanlış en küçük bir abartmanın olmadığına namusum ve şerefim üzerine yemin ederim...

    ayrıntıları yazma diyorsunuz ama neyi yazmayayım... boş hiçbir şey yazmıyorum... yazdıklarımın hepsi gerçek... hayatımı giben adamları anlatma onları geç diyorsan şu an ki hayatımı yazayım... şu an yalnızım... hayatta hiç kimsem yok... gibtiler beni... gibtiler beni... hayatımı gibtiler... gibtiler... hem de bir hiç uğruna...

    bir yerden kopyalıyor diyenlere gülemiyorum bile... birisi özel mesaj atmış... bu hjikayeyi ben ingilizce kitapta okumuştm diyo ama adını unuttum sen bana söyle diyo ben kimseye söylemem... ona da gülüyorum... benim hayatımı yaşayan bir adam daha varsa giderim sırtımı onun soırtına dayar rakımı içerim... anlarsa beni o anlar... başka da hiç kimse değil...
    ···
  5. 80.
    +3 -2
    öylece duruyordum... meryem'in önünde bekleyen adamlar kimdi ve bizden ne istiyordu... polis mi? üniformaları yoktu ama... aynı giyinmiş üç adam... hırız olabilirler... pantolonlarımın üzerinden paralarıma sıkı sıkı sarıldım... meryeme yaklaştım... yanında duruyorum... meryemden ve adamlardan bir ses bir hareket bekliyorum ama herkes suskun... ortada olan adam bana duvarın yanına geç dedi... geçtim... elim cebimin üzerinde... karanlıktı sokak... yüzlerini seçemiyordum ama ses tonunda öfke vardı... sağdaki adam meryeme yaklaştı... parmağını sağ omuzuna basa basa benim olduğumu duvara yasladı... meryem ellerini havaya kaldırmış korku içinde adama bakıyordu... ben de onlara... çantanı ver dedi... meryem verdi... adam çantanın içini karıştırdı 3 deste parayı çıkarıp kadına gösterdi... dudaklarında şekilsizce bir gülümseme... vay be dedi... paralara bak... başka var mı dedi... meryem yok dedi... çantayı yere attı adam... meryemi omuzundan itti... bana yöneldi adam... oğlun mu dedi... meryem evet dedi... sana hiç benzemiyor dedi... sakindi adam... ses tonunda öfke yoktu... eğildi yüzüme daha yakından baktı... üst dudağının sağında büyük bir ben vardı... nohut büyüklüğünde bir ben... paralarımı sıkı sıkı tutuyordum... ne saklıyorsun sen dedi... sustum... ellimi itip pantolonumun üzerinden ceplerime dokundu... baaaaakkkk dedi... dudaklarında yine o şekilsiz biçim... iki parmağını cebime sokmaya çalıştı... ben elimle cebimi kapatmaya çalıştım... bu sefer hızlıca elimi itekledi... ben diğer elimle kapatmaya çalıştım... sağ yanağımdaki sıcaklıkla kulağıma gelen tokak sesiyle kendime geldim... adam iki parmağını cebime soktu... paralarımı çıkardı... annemin paraları onlar... eline saldırdım... tek eliyle savurdu beni... yere düştüm... yine de gözüm paralarda... annemin paraları onlar... adamın umurunda bile değildi... sağ elindeydi paralar... deste haline getirdi paraları... sol elinin avucuna vurdu... güzel dedi... gidiyoruz dedi... meryemden bir ses çıkmamıştı... karşı bile gelmemişti... adamlar hiçbir şey olmamış gibi gidiyordu... ben yerde adamların gidişini izliyorum... meryem çantasını yeren aldı... yanıma geldi... eğildi... boynunda hz isa. omuzlarımdan tutup kaldırmaya çalışıyordu... kalktım... meryeme kızmakla kızmamak arasındaydım... annem olsa ne yapardı acaba... ya babam... hepsini döverdi babam... meryem hiçbir şey yapmadı... kaldırıma oturdum... meryem de yanıma oturdu...

    boşver dedi, üzülme ben sana para veririm...
    annemin paralarıydı onlar dedim... olsun dedi ben daha fazlasını veririm...

    kimdi onlar dedim... neden önümüzü kesti...

    hırsızlara neden para çalıyorsun diye sorulur mu... hırsız, hırsızdır... dedi...

    keşke öyle olsalardı...
    Tümünü Göster
    ···
  6. 81.
    +3 -3
    ensemde meryemin eli... saçlarımı okşuyor... kaldırımda oturuyoruz... meryem hadi gidelim dedi... ben ağlıyorum... annemin paraları onlar dedim... tamam dedi... tamam... ne kadarsa ben iki katını vereceğim... hadi kalk... anamın paraları... tamam hadi... meryem kalktı... çantasını omuzuna attı... kolumdan tutup beni kaldırmaya çalışıyordu... gözlerimi sildim... ben de kalktım... sırtımdaki yanmaların sızısı daha da artmıştı... ismet nerede dedim... gidelim artık... tamam dedi... yürüdük... meryemin yanında yürüyorum... 5 dakika yürüdük çok kalabalık bir caddeye çıkmıştık... gelen geçen insanların haddi hesabı yoktu... çok şaşırmıştım... biraz önce bu sokakların bişrinde bir adam ölmüştü... hiç kimsenin umurunda değildi... bizim de yolumuzu kesmişlerdi yine kimsenin umurunda değil... herkes mutlu gibi... yüzlerinde gülümseme... bazıları sevgili... kalabalıktan meryemi yanında yürüyemiyordum bile... meryemin arkasına geçtim takip ediyorum... meryem de arada bir beni kontrol ediyor... yürüyoruz... annemin paralarıydı onlar... nasıl bir şehirdi istanbul... meryem aydınlık bir sokağa girdi... kalabalıktı sokak... biraz yürüdükten sonra gel dedi... bir binadan içeri girdi... kapıda beyaz gömlekli bir adam gülümseyerek hoşgeldiniz dedi... meryem karşılık vermedi... ben hoşbulduk dedim... pek de hoşbulmadık ama diyemedim... meryem merdivenleri çıktı... beyaz örtülü sarı sandalyeli çok lüks bir restorandı... dışarıdaki adamla aynı kıyafeti, giyen bir adam hoşgeldiniz meryem hanım dedi... meryem gülümsedi... adam eliyle yolu gösterdi... adam öne geçti... meryem arkasında ben de meryemin arkasında... adam durarak eliyle masayı işaret etti... sandalyeyi çekti... meryem oturdu... ben de meryemin karişısına oturdum... çok da kalabalık değildi restoran... meryem oturduğu gibi kalktı... sen bekle dedi... ben elimi yüzümü yıkıyıp geliyorum... ben de geleceğim dedim... iyi gel dedi... kalktık... meryem birden durdu... sen git dedi, ben çantamdan bir şey alacağım... nerede dedim... meryem beyaz gömlekli adama bir işaret yaptı, adam bana yolu gösterdi... beni helaya kadar zütürdü... ihtiyacımı giderdim... elimi yüzümü yıkadım... aynaya bakmadım bile... çıktım... masamıza gidiyordum ki meryemi başka bir masada bir adamla konuşurken gördüm...

    şişman kısa boylu bir adamdı... saçlarının yarısı yoktu... ön tarafı hiç yoktu... ense kısmında az bir şey vardı... meryem benim geldiğimi görünce kalktı masadan... yanıma geldi, sen geç masaya ben geliyorum dedi... belli ki meryem tuvalete gitmemişti...

    adam bana bakıyordu, ben de adama... adam rakısından bir yudum daha aldı... ben adamın oturduğu masayı geçerek bizim masamıza oturdum...

    artık sırtım adama dönüktü...

    meryemi bekliyordum...
    Tümünü Göster
    ···
  7. 82.
    +3 -3
    kardeşler artkık cümle kuramayacak kadar leylayım... çok da yazım yanlışı yapıyorum...

    yarın devam ederiz...

    bir daha yazayım yazdıklarımda yalan yanlış abartma yok... hiç ama hiç yok... olmadığına da namusum ve şerefim üzerine yemin ederim...
    ···
  8. 83.
    +8 -3
    günaydın... geldim beyler...

    bu arada ne taklidi lan, sanki mecburiyetim mi var yazamaya... uykum gelse ya da yorgun olsam söylerim, yarın devam edelim derim o kadar anlayışsız mısınız?... hem kafama silah mı dayadınız da sarhoş taklidi yapacağım dıbına koyayım...
    ···
  9. 84.
    +4 -1
    devam edeceğim tabii, ama önce bir kahvaltı yapayım kardeşlerim...
    ···
  10. 85.
    +5 -3
    arka masada oturan adamı merak ediyordum... bana mı bakıyordu... kim bilir... keşke meryem'in yanında otursaydım... sırtım da dönük olmazdı o zaman... peki meryem, meryem'in ne işi vardı o onunla... ne konuşmuştu... belki de ismail'dir... ismail mi? sanmam... meryem'e göre boyu kısa... hiç tekin birine de benzemiyordu... belki de buradan tanıştığı bir arkadaşıdır... hem garson da tanımıştı meryem'i...

    iyi de bana neden baktı ki...

    masadaki tuzluk dikkatimi çekti, bir süre inceledim... porselendi... beyaz porselen... masadaki tabaklarla takımdı herhalde... evirip çeviriyoum... aklımda binlerce soru, ölen adamı düşünüyordum... öylece yatıyordu sokak ortasında, onun da annesi var mıydı? peki ya sadık'ı... belki de elif'i bile vardı... ama o ölüydü artık... onlar olsa bile artık o olmayacaktı... ölüm ne kadar yalnızsa acısı da o kadar kalabalık oluyordu... annesi duymuş mudur? duymuştur kesin... peki ya ben ölürsem... meryem, anneme haber verir mi? meryem neyim ki, neden haber versin... inşallah ölmem... annemin paraları da gitti... keşke 70 bini alsaydım... yeterdi bana... tuzluğu yerine koydum... arkamdaki adamı merak ediyordum... helaya doğru baktım, meryeme geliyor mu diye kontrol ediyorum güya... asıl amacım adama bakmak... arkasına yaslanmış, sol eli masada... kolunda da altın kaplama saat var... ismail olabilir... sağ eliyle rakısını yudumluyordu... kalın kaşları vardı... göz göze geldik... o da bana bakıyordu... anlamasın diye saatime baktım... meryem geç kaldı da ben sıkılıyorum gibi bir hareket yaptım... tekrar önüme döndüm.. tuzluğu aldım... altıgendi galiba... altı kalın, ucu sivri... tek deliği vardı... bizim evdekiler üç delikliydi...

    adam bana bakıyor mudur hala?

    çok geçmeden meryem geldi... üff ne gündü ama dedi... hiç de umurunda değildi aslında... yüzü güleçti... sanki onca badireyi bir ben atlatmıştım... 3 deste parası gitmişti... nereden gelmişti ki onca para... neden yanında taşıyordu... nasılsın dedi, acıktın mı... iyiyim dedim, diğer sorusuna susarak cevap verdim... acıkmıştım... peçete aldı ellerini sildi, çok geçmeden garson geldi... ne yiyeceksin dedi... bilmem dedim... garsona dönüp su alabilir miyim dedim... garson başıyla onayladı... bana az pişmiş bonfile dedi... garson peki efendim dedi... içecek de her zamandakinden... meryem gülümseyerek onayladı... şaşkındım... meryem gayet sakindi... zenginler böyle herhalde... bana döndü sen ne alırsın dedi, aynısından olsun mu... olsun ama çok pişmiş olsun dedim... garson yarım eğilerek selamladı... masadan ayrıldı... meryeme döndüm...

    arkadaki adam kim dedim... hangisi dedi... az önce konuştuğun... bir arkadaş dedi... ismail'in arkadaşı... hiç tekin birine benzemiyor dedim... güldü, yok yok iyi biridir dedi.. bir peçete daha aldı, alnını yanaklarını sildi... yoruldum dedi... çok paran gitti mi dedim... ne parası dedi... hırsızların bizden aldığı paralar dedim... boşver dedi... önemli değil... ismet'in sana verdiği paralar değil miydi dedim...

    meryem'in yüzü düştü... peçeteyi masaya bıraktı... başını hafif sağa eğdi.. bakışı değişmişti meryemin... gözlerini hafif kısarak evet dedi, ismetin getirdiği paralar...
    Tümünü Göster
    ···
  11. 86.
    +5 -2
    kardeşlerim neden yavaş yazıyorum kısmını hikayeden sonra anlayacaksınız ama ne olur kopya falan demeyin... içimi acıtıyorsunuz...

    yaşadıklarımın yaşanmaması için canımı vermeye hazırdım... keşke ben ölseydim de bunları yaşamasaydım...

    ne olur, rica ediyorum... demeyin öyle...
    ···
  12. 87.
    +7 -1
    bir de ayrıntıya girme diyorsunuz...

    ayrıntısız hikaye,

    "bir gece eve geç geldim, babam bana tokat attı. ben de babama kızarak istanbula kaçtım, istanbula giderken bir kadınla tanıştım... kadın hayatımı gibti... şu an yalnızım... ölmeyi bekliyorum... "

    hikaye bu...
    ···
  13. 88.
    +7 -2
    yazıklar olsun...

    http://imgim.com/2wgddh2.jpg

    http://imgim.com/dc3pe1.jpg

    @1729 kendi söylediklerinle çelişiyorsun kardeşim... madem hikaye benim değil imla hataları da benim değil o zaman... imla hataları benimse hikaye de benim... komik duruma düşürme kendini...

    ben hikayeyi yazarken biri çıktı dedi ki "ingilizce yazılmış bir kitaptan alıntıyorsun... ben okumuştum ama adını unuttum sen bana kitabın adını yaz... biri çıktı dedi ki kardeşim ben bir yazarım hikayeyi yazma gel bir yerde buluşalım sen bana bütün hikayeyi anlat ya da yaz ben sana istediğin parayı vereyim, bir yazar daha çıktı dedi abi ben yeni yazarım bana hikayenin temel taşlarını anlat ben kendime göre düzenlerim çıkış romanım olsun... biri çıktı dedi osmanlıca yazılmış bir kitaptan alıntı... bu da çıkmış benim yazdıklarımı bloguna koymuş beni karalamak istiyor... ben onun kuyruk acısını biliyorum da her neyse...
    ···
  14. 89.
    +4 -3
    @1892 sen benim başlıklarımı okuma kardeşim, beni en çok da sinir eden sensin... kaç yaşındasın bilmiyorum ama saygısız olduğun apaçık ortada... beni sevmiyorsan dahi bana ya da anlattıklarıma saygı duymanı beklerdim... ben hikayeyi anlattığımdan beri çocukça, şımarıkça şeyler yazıyorsun... eğleniyor musun bilmiyorum ama ben okurken eğlenmiyorum... en azından komik bulmuyorum...

    (#45638791)
    bu sadece biri... bunu yazmandaki amacı bana söyler misin?

    bu neye benziyor biliyor musun?

    "akıllı adamlar yalan söyler, aptallarda onların yalanlarının peşinde koşar... "

    sen buradaki aptalsın...

    hikayemi okuduğunu biliyorum, okuman benim için nasıl onursa yaptığını onursuzluk ve aptallık olarak nitelendiriyorum...

    neyse, keşke yazmasaydın...
    ···
  15. 90.
    0
    @1901 sen de beni kırdım kardeşim, en azından bir kaynak gösterirdin...

    sözlükten utanıyor musun? ya da benden mi utanıyorsun... yapacağın tek şey konunun linkini koymaktı... bunu neden yapmadın ki...
    ···
  16. 91.
    +10 -1
    hikayemi okuyan, bana destek çıkan herkese ama herkese teşekkürlerimi sunarım... hepinizi seviyorum... ben bu başlıkta hiç ama hiç yalan konuşmadım... burada anlattıklarımın hiçbiri ne yalan ne de abartı... hepsi tamamıyla yaşanmış kendi hikayemdir... ne bir yerden bir kelime kullandım ne de alıntı yaptım...

    bu da benim sizlere son notum olsun...

    http://fizy.com/#s/1opd0f

    bana saygınız yoksa dahi sadık'a ve elif'e olsun lütfen...

    küfür edecekseniz de şahsıma ediniz...
    ···
  17. 92.
    +3 -2
    @2004 şu an yazıyorum kardeşim...

    @2005 kardeşim ben bu başlıkta yalan konuşmadım, konuşmayacağım da... inanıp inanmamak konusunda elbette özgürsün ama ben bu başlıkta hiç ama hiç yalan konuşmadım...

    namus ve şerefim üzerine tekrar yemin ederim...
    ···
  18. 93.
    +2 -2
    neden bu kadar üstüme geliyorsunuz anlamış değilim, bir hikayenin az da olsa bir kısmını aynı süreklilikle ve aynı heyecanla okumak size ne gibi bir zarar verdi veya hayatınızdan ne çaldı ki bu kadar üstüme geliyorsunuz...

    kaldı ki size heyecan, adrenalin ve duygusal anlar yaşattığına adım gibi eminim...

    bir de okumanın zaman kaybı olarak nitelendirilmesi cehaletten fazlası değildir... ve evet ben hayatım boyunca iki kitap okumamış biriyim ve yine evet ben lise terkim ve evet cahilim ve defalarca evet ki bu benim kendi hikayem... kendi yaşadığım, içime attığım... kendi içimde yaşattığım acılarım, duygularım, hezeyanlarım ve umutlarımın tükenmiş halidir...

    bu benimdir... bu salim'in hikayesidir, bu sadık'ın hikayesidir ve bu elif'in hikayesidir...

    mutlu olmak için umudun yetmediği anların hikayesidir...

    inanmak ve inanmamak konusunda özgür olduğunuz gibi beni sevmemekte de özgür olabilirsiniz ve fakat az da olsa saygı duymanızı beklerim... bana olmasa da hikayeye...

    lütfen, rica ediyorum...

    kaldi ki siz,

    bana neden ağır ithamlarda bulunuyorsunuz?

    ve bilmenizi isterim ki ben, sizin bu yaptığınızı haksızlık olarak addediyorum.

    ben yine de sizleri seviyorum ve bu üstünkörü saldırılarınıza ve ithamlarınıza sadece aşağıdaki nağmeyle cevap veriyorum...

    http://fizy.com/#s/1opd0f
    ···
  19. 94.
    +1 -2
    @2074 yalandan kastınız nedir?

    kendi yaşadığım hikayem dediğim halde inanmıyorsunuz o halde şöyle sorayım "gerçek ya da yalan ne fark eder?" hikayenin içinde kendini buldunuz mu bulmadınız mı?

    örneğin, al yazmalım'ın gerçek olup olmaması önemli midir? ki asya veya ilyas ve veya cosette ve yine veya jean valjean'in gerçek olup olmaması neyi değiştirir ki?
    ···
  20. 95.
    0
    @2095 yok öyle bir şey, para karşılığında bir şey sattığım yok... geçen gün yazmıştım yine yazayım "akıllı adamlar yalan söyler, aptallar da onların peşinden gider" sizlerden rica ediyorum kimseye inanmayın...

    beni karalamak isteyenlerin çıkardığı yalanların önüne geçemiyorum artık...

    1- ingilizce kitaptan çevirme.
    2- arapça yazılmış anı defterinden arak.
    3- gezi yazısından uyarlama
    4- osmanlı arşivinden arak
    5- adı bilinmeyen kitaptan arak
    6- hikayeyi sattı
    7- zengin oldu zütü kalktı

    inan bunların hepsi de yalan... samimiyim... gerçekten samimiyim...

    gerçek olan şu, buradan bana ulaşarak hikayemi bitirmeyi bekleyen bir yayınevi var. olur da yayımlayabilirsem ne ala yayımlayamasam da yapacak bir şey yok...

    @2093 şu an gerçekten yoğunum dostum lakin yazdıklarının hiçbiri gerçek değil.
    ···