1. 76.
    -1
    http://www.dailymotion.co...ac-basmaya-bayladym_sport
    ···
  2. 77.
    0
    burda bi entrym dursun.
    ···
  3. 78.
    0
    rezerved
    ···
  4. 79.
    0
    ağladım
    ···
  5. 80.
    0
    rezerve
    ···
  6. 81.
    0
    beyler kitaptan araklıyor lan brnce öyle bir hava var hikaye de
    ···
  7. 82.
    0
    bütün analar mı böyle bilmiyorum ama benim anam farklıydı biraz...

    çelişme huleeeeyn
    ···
  8. 83.
    0
    beyler bu bin sanki kitaptan araklıyor gibi lan
    ···
  9. 84.
    0
    rezervasyon duygulandım bin
    ···
  10. 85.
    0
    rizörvd amk. hızlı yaz babasının dıbına koydugum
    ···
  11. 86.
    0
    reserved
    ···
  12. 87.
    0
    devam panpa dinliyorum
    ···
  13. 88.
    +18 -3
    nihayet hoca sabah ezanını okumaya başlamıştı... ezan biter bitmez kalktım... üstümü giyindim... yavaşça kapıyı açarak kardeşlerimin odasına gittim... bir tek sadık vardı... elif yoktu, oysa en çok da elif'i görmek istemiştim... tamam sadık'ı da görmek istiyordum ama elif başkaydı... anamın o gece yanına alacağı tutmuş... şansıma bir kere daha lanet ettim... çok da düşmedim üstüne zira akşamki olaydan çok korkmuş herhalde... neyse. sadık'a uzaktan baktım hoşçakal da dedim el sallayarak... kapattım kapıyı, keşke gidip öpseymişim... pişman olduğum şeylerin başında olmasa da içimde kalmıştır sadık'ı öpmeyişim... neyse yavaşça merdivenleri inerek mutfağa gittim, mutfak tezgahının yanına bir sandalye çekerek üstüne çıktım... ses çıkmasın diye dua ediyorum... anamın sakladığı tencere de an alttaydı... en büyük tencereye saklıyordu... cüzdanın büyüklüğünden değildi ama galiba hırsız gelince birinci ikinciye bakar diğerlerine bakmaz düşüncesindeydi... 3 tencereyi yavaşça indirdim... kırmızı cüzdanı vardı, küçük el cüzdanları olur ya, bazen pazarlarda kullananları görüyorum anam geliyor aklıma... cüzdanın fermuarını açtım... paraları iç içe geçirmiş sona rulo yapmış öylece duruyordu... biraz da demir paralar vardı... saydım 320 bin lira vardı... 250 bini aldım diğerini bıraktım... tencereler ses çıkarmasın diye de karışmadım... ayakkabılarımı elime alarak yavaşça kapıyı açtım... ayakkabılarla zaman harcamak istemiyordum... yakalanmadan çıkmak istiyordum... yavaşça kapıyı kapatarak son bir kere kapının topuzuna dokundum, sokağın ortasına gittim babamın her zaman oturduğu somyayı görmeye çalıştım... göremedim ama pencereden baktım...

    korkuyordum, üzülüyordum, gitmek de istiyordum gitmemek de... arada kalmış gibiydim...

    geri dönmek istesem de dönemezdim artık kapıyı kapatmıştım...

    artık bir evim bile yoktu...

    gidiyordum da nereye gidecektim amk...
    ···
  14. 89.
    +10 -1
    250 bin lira vardı derken ? lan o paraya ya ciklet alırsın ya ev amk
    ···
  15. 90.
    0
    Devam et züt hadi.
    ···
  16. 91.
    0
    eeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee
    ···
  17. 92.
    0
    lan devam etsene bin bekliyoruz.
    ···
  18. 93.
    0
    reserved
    ···
  19. 94.
    -1
    adamın zütü kalktı beyler dagılalım
    ···
  20. 95.
    +19 -3
    karar vermiştim... istanbul'a kaçacaktım... ayakkabılarım elimde, evimize baka baka gidiyordum... sokağı döner dönmez bir kaldırıma oturdum... cebimden çoraplarımı çıkardım... ayak tabanlarımı elim sildim, elimi de pantolonlarımla... çoraplarımı giydim... sonra ayakkabılarımı giydim... yürüyorum, şafak da söküyordu... güneş doğmamıştı belki ama doğmaya kararlıydı ben de gitmeye... gidecektim... özleyecektim de belki ama gidecektim... yanından geçtiğim bütün tanıdıklarımın kepenklerine elimi vuruyorum... hatırlar mısınız bilmem, hani tırtırlı kepenkler vardı... boyumun yetişiği kadar ellerimi kaldırarak bir parmağım kepenge bastırıyor aşağıya kadar çekiyorduk. güzel ses çıkarıyordu... işte o sesle veda etmek istemiştim tanıdıklarımla... önce bakkal ismail amcanın kepengine dokundum... severdi beni de babamdan ötürü severdi... babamla iyi arkadaşlardı... sonra kasap sabri, hiç sevmezdim keltoş bir adamın tekiydi üstelik dedikoducuydu onun kepengine dokunmadım... sonra babamın en yakın arkadaşı nuri amca vardı... nalburcuydu... onun da kepengine dokundum... bazen de tanımadığım kepenklere dokunuyordum... günah çıkarıyor gibiydim, hani kaçıyorum diye ayıplamayın beni... isteyerek değil kaçışım. mecburiyetten...

    bu arada o zamanlar türkiye'nin en güzel şehirlerinden birinin ilçesinde oturuyorduk... büyüktü ilçemiz... otogara gitmeyecektim... otogara gitsem babam bir telefonla otobüsü durdurur beni geri getirirdi... önce şehir merkezine gidecek oradan ilçemizde olmayan bir firmayla istanbul'a gidecektim...

    gelmez olaydım...
    ···