/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +1 -1
    Siz hiç dışarda daha önce hiç görmediğiniz bir kızı tavladınız mı lan ? Ben tavladım dıbınakoyim..
    Önce kendimden bahsedeyim biraz.. Biçoğunuz tanıyor zaten beni.. Maddi sıkıntılar nedeniyle okuyamamış puanım yetmesine rağmen üniversiteye gidememiştim.. Benden çok daha düşük puan alanlar en güzel üniversitelere kaydolurken ben sanayilerde iş aramış, mahalle aralarında başımda tepsiyle simit, poaça satmıştım..
    Üniversiteye gidememeyi kendime yediremiyordum.. Hiçbir zaman o ortamı yaşayamayacaktım.. Hiçbir zaman o devasa büyüklükteki amfilerde ders işleyemeyecektim.. O fakültenin çimlerine yayılıp sohbet edemeyecek bırak sohbet etmeyi ders çalışma bahanesiyle kızları eve çağırıp gibemeyecektim..
    Üniversiteli ne kadar arkadaşım varsa hepsinin sevgilisi vardı.. Ben de okusaydım benim de olurdu demek; ama okuyamadım.. Fakat hiçbirşey için geç değildi.. Belki o zamanlar imkanlar okumama elvermiyordu ama artık okumak için önümde hiçbir engel yoktu.. Bu yüzden Açıköğretim'den okumaya karar verdim..
    işte ne olduysa ondan sonra oldu zaten...
    ···
  1. 2.
    +1
    Benim için mesele üniversite okumak değil kızların olduğu bi ortamda benim de bulunmamdı.. Kayıt için gittiğimde de epeyce görmüştüm zaten kuyrukta.. Zamanı geldiğinde elbet birini düşürürüm bunlardan dedim..
    Neyse çok fazla kafa gibmeden direk olayı anlatıyım.. Açıköğretim sınav günü geldi çattı..
    Saat 07:42'de kalkıp mutfağa gittim.. Dolaptan iki-üç zeytini ağzıma zütürdükten sonra tuvaletin yolunu tuttum.. Bi yandan işerken diğer yandan dişimin arasında kalan zeytin parçacıklarını dilimle temizliyordum.. işimi bitirdikten sonra şampuanı alıp havlumla banyoya girdim.. Zira bugün herzamankinden daha yakışıklı olmalıydım.. Sınav vardı çünkü.. Sınav demek kız demekti benim için.. Sevgili demekti.. Yatak demekti...
    Yağlanmış saçlarımı yıkayıp fönle kuruttuktan sonra kapının arkasındaki askılığa astığım pantolonlardan en temiz olanını alıp giydim.. Zayıf ve çelimsiz olduğum için kemer olmadan pantolon üstümde durmuyordu.. Pantolonun rengine uygun bi kemerle üstüme tutuşturduğm pantolonun üstüne ince bir kazak giydim.. Kazağın üstüne de mont..
    Giyindiklerim belki çarşıdan pazardan ucuz fiyata alınmış kalitesiz giysilerdi fakat güzel duruyordu üstümde.. Ya da bana öyle geliyordu.. Adi markalardı belki ama temiz ve ütülüydüler.. Zira ben tertipli düzenli giyinmeyi atıldığım askeri okulda öğrenmiştim.. onuda anlatıcam sonra
    ···
  2. 3.
    +1
    Derken tek başına yaşadığım malikanemden herşeyi (televizyon, doğalgaz, ocak, balkon kapısı) kapattıktan emin olduktan sonra çıkıp kapıyı kilitledim.. Sınav 9:30'da başlıyordu ve saat daha 8:25'ti.. Üst geçitten karşıya geçtikten sonra dolu dolu gelen dolmuşlardan Maltepe yönüne giden birine atladım.. Sınava gireceğim okulun adını ve nerede olduğunu şoföre parayı uzattıktan sonra cebimden çıkardığım giriş kağıdını okuduktan sonra öğrenecektim..
    Yanımdaki adama kısık bi sesle; Kaşgarlı Mahmut Ortaokulu'na gitmek için nerde inmem gerektiğini sorduğumda bilmediğini söyledi.. Bi diğerine sorduğumda o da aynı şekilde cevap verdi.. Giriş kağıdında okulun MALTEPE'de olduğu yazıyordu.. Olmadı Maltepe Köprüsü'nde iner ordakilere sorarım illaki bilen birileri çıkar diye düşündüm ve kağıdı katlayıp arka cebime koydum..
    Derken dolmuş yolcu almak için bi üst geçite gelip durduğunda '' Kaşgarlı Mahmut Ortaokulu'ndan geçiyo musunuz ?diye bir ses geldi.. Bunu duymamla kendime gelmem bir oldu.. Çünkü benim gideceğim yeri soruyordu.. Hemen kafamı çevirip baktığımda dolmuş kapısından bi basamak çıkıp şoförden cevap bekleyen güzeller güzeli bi kız gördüm..
    Şoförde bilmiyor olacak ki baya bi duraksayıp kaldı.. Kız ayağını geri atıp basamaktan inecekti ki
    ben de o okula gidiyorum dedim.''
    Demez olaydım amk...
    ···
  3. 4.
    +1
    Dolmuşta inmem gerektiğinde 'müsait bi yerde' demeye bile utanan ben, dolmuşun bi ucundan öteki ucuna bağırıp üstü kapalı bi şekilde kıza yavşamıştım.. Ben de o okula gidiyorum. demiştim.. Buna duyan kız dolmuşa tekrar binip bana doğru yaklaştı.. O yaklaştıkça ben kendimden geçiyordum.. Sen de mi orda sınava gireceksin dedi.. Evet dedim.. Şoföre elden ele parayı uzattıktan sonra tutunduğum demire tutundu.. Tenim tenine değdikçe azıyordum.. Sütyen askısını gördüğümde içine düşecektim adeta.. Bunu anlamış olacak ki amcanın biri kaşlarını çatarak seni giberiz bakışı attı..
    Gözlerimi amcanın gözlerinden kaçırıp bakmaya devam ettim.. Biraz daha gittikten sonra bana dönerek nerde incez diye sordu.. Kızın göğüslerine o kadar çok dalmıştım ki anlamamıştım, efendim diyerek karşılık verdim.. Soruyu tekrarladığında 'ben de bilmiyorum' dedim..
    Bu arada saat ilerliyor zaman daralıyordu.. Hani sınav falan gibimde değildi. Kız gel biyerlere gidip çay içelim deseydi de sınavı ekip giderdim de kız biraz telaşlıydı.. Çünkü saat 08:45 olmuş ve yetişememe korkusu sarmıştı.. Şoför, kızdan elden ele isteyerek aldığı giriş kağıdındaki adrese bakıp birini aradı.. Uzakta olduğumuz için duyamıyorduk.. Telefonda biraz konuşup kapattıktan sonra kıza dönerek iki şekilde gidebilrsin dedi.. Ya Gülsuyu metro durağında inip ordan Gülensu dolmuşlarına bineceksin.. Ya da Zümrütevler üst geçitinde inip 15 dakika yürüyeceksin.. Şoför kıza söylüyordu ama bu sayede ben de öğrenmiş oluyordum gideceğim yeri..
    Kızın ne cevap vereceğini düşünüyordum.. Eğer olur da Gülsuyu metrosunda iner ordan dolmuşa atlayıp gitmeyi isterse ben Zümrütevler durağında inecektim.. Çünkü ne kadar da abaza olsam bunu dışarıya lanse etmemeye çalışıyordum, gizliyordum..
    Derken kız yüzüme bakarak yürürüz dimi diye sordu gülerek.. Yürümez miyiz hiç amk sen iste ben seni sırtıma alıp sırat köprüsünden yürürüm.. içten içe sevinsem de bunu belli etmemeye çalıştım ve ufak bi tebessümle Olur dedim..
    Keşke demeseydim amk...
    ···
  4. 5.
    +1
    Yol 15 dk'lık yürüme mesafesiymiş.. Ben bu kızı yolda yürürken hertürlü tavlar telefon numarası, facebook hesabı neyi varsa öğrenir, 2-3 gün sonra da yatağa atarım diye düşündüm.. Hayallerim güzeldi de hesap etmediğim bazı şeyler bu hayallerimi orta yerinden gibecekti..
    Zümrütevler durağına geldiğimizde şoför 'burda inip elimle göstermiş olduğum yerden yukarıya çıkacaksınız' dedi.. Teşekkür edip indik dolmuştan.. Kız önde ben hemen arkasında bayır yukarı yürüyorduk.. Kaldırım dar olduğu için yanyana yürüyemiyorduk.. Yürürken kalçasının birbirine değmesi beni benden alıyordu.. Biraz daha gittikten sonra kaldırım genişledi ve hemen yanına geçtim.. Sessizliği sorduğu soru bozacaktı.. Adın ne ?
    - Gökhan sizin ?
    + Elif.. Nerde oturuyosun ?
    Nerde oturduğumu ne yapacaktı lan.. Niye sormuştu ki amk.. Evime mi gelecektii. Gelse ne güzel olurdu ama varya.. Kız tanımadığı birinin evine niye gelsin olum salak mısın sen ? Niye gelmesin amk belki gönül koydu olamaz mı ? ilk görüşte aşk nedir bilir misin sen ? Aklımdan bunları geçirirken cevapladım..
    - Maltepe.. Siz ?
    + Ne güzel.. Ben de Pendik'te oturuyorum.. Neden sınav yerimizi bu kadar uzak okullara veriyolar yaa anlamıyorum..
    - insanları mağdur etmek hoşlarına gidiyodur belki..
    + Belki de.. Çalışıyo musun ?
    Bilmiyodu ki bütün vaktimi böyle saçma bi ortamda (feykte) geçiriyorum.. Çalışmak kim ben kim.. Hem kim bana iş versin ki ? Cevaplamak istemesem de utana sıkıla söyleyecektim, zira muhabbetin bitmesini istemiyordum..
    - Yok çalışmıyorum. Açıktan okuyorum ya.. Sınavlara hazırlanıyorum.. Siz çalışıyo musunuz ?
    +Veznedarım ben.. PTT'de çalışıyorum..
    - Hadi ya.. iyiymiş..
    + 1 yıl oldu işte benim de atanalı.. ilk başlarda tayinimi memleketime aldırcaktım ama alıştım artık istanbul'a.. Gitmek istemiyorum burdan.. Bu arada sormayı unuttum.. Nereliydin sen, ben Eskişehir'liyim..
    -Ben de ... 'lym.. insan bi yere alışınca bırakmak zor geliyo.. Ben de Ağustos'ta geldim istanbul'a..
    + Burda kiminle kalıyosun ?
    -Tek yaşıyorum..
    Bu cevabı verdiğimde gözlerindeki parıltıyı hissettim.. Sevinmiş gibiydi.. Şaşkın bi ifadeyle; nasıl yani ailen burda değil mi dedi..
    işte ne olduysa o soruyu sorduktan sonra oldu zaten..
    ···
  5. 6.
    +1
    -Hayır değil.. Onlar izmir'deler..
    +Hem çalışmıyosun hem tek yaşıyosun. Bu değirmenin suyu nasıl dönüyor.
    Nasıl dönüyo bilmem ama istersen seninle dönebilir.. Gel birlikte kalalım.. Sen hazır çalışıyosun zaten.. Gül gibi geçinir gideriz.. Öyle diyosun da belki onun birlikte kaldığı birileri vardır amk ne biliyosun tek yaşadığını.. Hem o sana istediği soruyu soruyor sen niye çekiniyosun lan. Sorsana sen de ? Niye utanıyon oç ? Feykte nasılsan reelde de öyle olsana şerefini siiktiğimin ikiyüzlüsü.. Bir de kız sana senli hitap ediyo sen siz diyosun.. Daha ben sana ne diyim olum.. içimden geçenleri dinlerken ne diyeceğimi, bu soruyu nasıl cevaplayacağımı bilemedim.. Ve yardımıma yalan yetişti...
    - Ailem gönderiyor..
    Ailemin yaşayıp yaşamadığından bile bihaberdim oysa.. Annemi son gördüğüm gün altınlarını çaldığım geceydi.. O günden sonra ne onlar benden haber aldı ne ben onlardan.. O olaydan sonra önce Ankara'ya kaçmış ordan da istanbul'a gelmiştim...
    Kız inanamıyor olacak ki gülümsedi.. Ben de onun bu gülümsemesine dudağımı ( * ) yapıp tebessümle cevap verdim..
    Yürüyorduk fakat daha okulu görememiştik.. Karşıdan bize doğru gelen amcaya okula daha çok yürüycez mi diye sorduğumda biraz uzakta dedi.. Eyvallah deyip yürümeye devam ettik.. Yokuş yukarı çıktığımız için kız biraz dinlenelim dedi.. Olduğumuz yerde durduk.. Bu arada ben cebimden çıkardığım telefondan saate bakıyordum.. Saat kaç diye sordu.. 9:15 dedim.. Az kalmış diyip yürümeye devam ettik..
    Telefonu nereye koyacaksın, biliyosun içeri almıyolar dedi.. Biliyorum ya illaki emanetçi vardır okulun orda dedim.. .. Sen getirmedin mi diye de ekledim..
    - Salak mıyım ben yaa dedi..
    ···
  6. 7.
    0
    Ben eğer bu hikayeyi giblenmek için yazıyo olsaydım, 00:00da değil gündüz vakti anlatırdım.. Özellikle bu saatte başladım ki az ve öz kişiler okusun diye..
    ···
  7. 8.
    0
    Bu lafı duymamla kaşlarımı çatmam aynı anda oldu.. Ben ona yanlış anlaşılırım diye soru sormaktan çekinirken o hangi yüzle bana dolaylı yoldan salak diyordu.. Üstelik ben bi de bu huurya yardım etmiştim.. Ben olmasam o dolmuşa binemeyecek, okulu bulamayacaktı.. Ne kadar alınsam da susmayı tercih ettim.. Biliyorum kendimi savunmam, o huurya ağzının payını vermem lazımdı lakin susmam gerekiyordu.. Yoksa ayağıma gelen büyük fırsatı tepebilirdim.. Hem sükut anlayana en büyük cevaptı.. Cevap vermemiştim belki ama gibtirgit bakışı attığım için de altta kalmamıştım..
    Ben salak mıyım yaa... mış... Salaksın tabi dıbınakoyim.. Salak olmasan benle gelir miydin.. Seni gibicem sonra da tuvalet kağıdı gibi atıcam.. Derken bütün sinirim öfkem boynundaki sütyen ipini gördüğümde gitmişti.. Bi de iz bırakmıştı.. Ne güzeldi o iz öyle.. gibimin kalkması için önümde domalmasına gerek yoktu.. O ipler bile yetmişti.. Bi an önce eve gidip duş almak istiyordum..Öyle bildiğiniz sıradan bir duş değildi bu istediğim.. Banyoda suyun altına girip bu kızı hayal edecek ve rahatlayacaktım.. gibmişim sınavını da okulunu da..
    Bu hayallerle yürürken okula yaklaştığımızı gördüm.. Okulla aramızda 500 metre ya var ya yoktu.. O laftan sonra ikimizde hiç konuşmamıştık.. Biraz daha yürüdükten sonra eliyle işaret ederek bak şurda kırtasiye var gel telefonunu oraya koyalım.. dedi.. Olur dedim.. Kırtasiyeye girip telefonumu kapatıp teslim ettim.. Ama hafıza kartıyla sim kartını çıkarmıştım.. Zira bu iki kart benim için çok önemliydi.. Olurda telefona bişey olursa gibimde olmazdı.. Zaten nokia 6303 markaydı..
    Kırtasiyeden çıkıp okula doğru yürümeye devam ederken duraksadı.. O durduğu için ben de durmuştum.. Ne oldu niye durduk dedim.. Bugün kaç dersten sınavın var dedi..
    - 5 neden ki ?
    + Benim 4.. Sınavdan sonra ne yapacaksın ?
    Ben onu tavlamaya çalışırken o beni tavlamaya çalışıyordu sanki amk.. Neden soruyodu ki, bize mi gelecekti yoksa ? Veya biyerlere gidip bişeyler mi içelim diyecekti ?
    - haa
    + (gülüyor)
    -Bilmiyorum ki siz ne yapacaksınız ?
    (Hala siz diyorum amk..)
    +Benim bi işim yok istersen sınavın bittiğinde beni çıkışta bekle birlikte bi yerlere gidelim..
    Gidelim gitmesine de ufaktan şüphelenmeye başlamıştım.. Kimdi bu kız ? Sadece adını biliyordum.. Tavlamak için planlar kurduğm kız tarafından tavlanmıştım.. Benim amacım onu eve atıp gibmekti de onun neydi ki ? Benden hoşlandığı için bi yerlere gidip çay çorba içmek mi ?
    Keşke öyle olsaydı amk...
    Tümünü Göster
    ···
  8. 9.
    0
    Olur sizden önce çıkarsam kapıda beklerim.. dedim ve okul kapısından giriş yaptık.. Bina kapısındaki polisler tarafından kontrol edildikten sonra merdivenlerden yukarı çıktık.. Ben 2. katta, o 3. katta sınava girecekti.. 2. katın başına geldiğimizde ben bu katta sınava girceğimi söyledim ve ekledim..
    - Hadi başarılar..
    + Sağol sana da (merdivenleri çıkarak söylüyor)
    Sınav olacağım koridora geldiğimde cebimdeki kağıdı tekrar çıkartıp hangi sınıfta sınava gireceğimi bulmaya çalıştım.. Sınıfların kapısına asılan numaraların yardımıyla bulmakta zorlanmamıştım.. Sınıfı bulduktan sonra içeri girmeden önce koridorun sonundaki tuvalete gittim.. Psuvara işedikten sonra ellerimi yıkadım ve aynada kendime baktım.. Bu kız bende ne buldu acaba diye soruyordum kendime. Ben yerinde olsam gibtiri çekerdim.. Zaten kendisi bakımlı ve güzel bir bayandı.. Benim gibi birine nasıl olurda gel birlikte bi yerlere gidelim diyordu.. Bi yandan konuşurken diğer yandan ellerimle saçlarımı düzeltiyordum.. Musluğu kapatıp aynada kendime göz kırptıktan sonra tuvaletten çıktım ve biraz önce arayıp bulduğum sınıfa girdim.. Kapı açık ve diğer öğrencilerin hepsi gelmişti..
    Öğretmen elimden aldığı sınav giriş belgesine bakıp gözüyle işaret ederek şurası dedi.. Kağıdı gözetmen öğretmenden alıp işaret ettiği yere oturdum.. Sıcak olduğu için montumu çıkarıp yanıma koydum.. Önceden masamın üstüne koyulan kitapçığı kontrol ettikten sonra cevap kağıdı şablonuna doldurulması gereken bilgileri doldurdum.. Derken gözetmen öğretmenin başarılar arkadaşlar sesiyle sınav başladı..
    09:30'da başlayan sınavı 10:10'da bitirmiştim.. 40 dakikada 5x20=100 soru çözmüştüm.. Aslında çözmemiş 4'te 3'ünü sallamıştım.. Zaten hiç çalışmamıştım.. Bu yüzden uzun soruları hiç okumadan işaretlemiş, sadece tek cümlelik sorularla vakit harcamıştım..
    Sınav boyunca kız vardı aklımda.. Nereye zütürecektim ki onu ? Keşke bilgisayarım yanımda olsaydı amk.. Googleden mekan araştırması yapardım.. Sıraya koyduğm dirseğimin elini yumruk yapıp başıma koyarken diğer elimle de cevap kağıdı üzerinde iyi doldurulmamış yuvarlakları, kenara taşmayacak şekilde doldurmaya çalışıyordum.. Ya kız şuan seni dışarda bekliyosa Göko.. Acele etsene olum.. Zaten senden az dersi vardı onun.. Niye boş boş oyalanıyosn.. iyide daha hiç kimse çıkmamıştı ki.. Ya öğretmen ne çabuk bitirdin diye sorup gülerse? Utanırdım.. Bi kişi çıksın ben de onun peşinden giderim.. Ya sınav bitimine kadar kimse çıkmazsa amk.. Hem niye utanıyon olum sanki bidaha nerde görceksin bu adamı ? Öyle bişey sorarsa evet der geçersin.. Bunda utanılcak bişey yok.. Bu kadar takıntılı olma oç kız dışarda ağaç oldu seni bekliyo..
    Tümünü Göster
    ···
  9. 10.
    0
    giberim lan diyip elimdeki kalemi cebime zütürdüm.. Ayağa kalkıp masanın üstündeki montumu giyindikten sonra hocanın yanına doğru yürüyüp kitapçıkla cevap kağıdını verdim.. Yüzüne bile bakmamıştım.. Vay be bu kadar kolaydı demek..
    inşallah kızı çok fazla bekletmemişimdir diyip koşarak merdivenlerden indim.. Kararlaştırdığımız yere gittiğimde onu görememiştim.. Demek ki halen daha sınavdaydı.. Oh böylesi daha iyi oldu.. Onun beni beklemektense benim onu beklemem daha doğruydu..
    Kapıda, çıkanları gözetliyordum... Baya bi beklememe rağmen çıkmamıştı.. Herkes tek tek çıkıyordu ama o yoktu.. Ben gelmeden mi çıktı acaba diye de düşünmeden edemiyordum.. Beni işletti mi şimdi bu huur diyip sinirlenmeye başlamıştım ki kapıdan bir melaike çıkmıştı.. işte oydu.. geliyordu..
    Gelmez olaydı amk...
    ···
  10. 11.
    0
    Çok beklettim mi diyip elini uzattı.. Yok ben de yeni geldim diyerek uzattığı elini sıktım.. Gülümsedikten sonra hadi gidelim dedi.. Telefonu bıraktığım kırtasiyeye doğru yürüyorduk..
    +Sınavın nasıl geçti
    -iyiydi (!) sizin ?
    + Eh işte fena sayılmaz..
    Sustum.. Bunun üzerine tekrar devam etti.
    + Beni nereye zütüreceksin ?
    Ne diyeceğimi gerçekten bilmiyordum.. Ağustos'da gelmiştim istanbul'a ama bi kere bile olsun gezmemiştim istanbul'u.. Ben şimdi bunu nereye zütüreyim ki ? Topkapı Sarayı, Sultanahmet, Kız Kulesi.. Beni nereye zütürceksin diye sorduğunda bu yerleri mi kastediyordu ? iyi de buralar nerdeydi ki ? Karşıda olmasın.. Oraya hangi otobüsle gitcez.. Gerçi Marmaray var onla gideriz.. iyi de nerden ? Kafam gibilmiş tavuğa dönmüştü.. Benden cevap bekleyip yüzüme bakarken yüzyüze gelmemek için bekle hemen şu kırtasiyeden telefonumu alıp geleyim dedim ve koştum..
    Kırtasiyeye girip telefonu aldıktan sonra cüzdanımdan çıkardğm hafıza kartıyla sim kartını taktım ve telefonu açtım.. Emanetçiye parasını verirken burda nereler gezilir diye soracaktım da utandım .. Paramın üstünü verdikten sonra hızlıca çıktım ve kızın yanına koştum..
    Bu yine bana baktı ve biraz daha ciddi bi şekilde nereye zütürüyosun beni dedi.. Bu sefer ben de gözlerimi kaçırmadan ona baktım ve sen nereye istersen oraya dedim.. Bunun üzerine elini elimin üstüne getirip parmaklarını parmaklarımın arasına sokmaya çalıştı..
    Tanımadığım bir kız, bilmediğim sokaklar, dik bir yokuş.. Nereye gidiyorduk amk ?
    ···
  11. 12.
    0
    Yürümeye devam ediyoruz.. Ben acaba ne yapsam kız verir diye düşünüyorum.. Direk eve mi zütürsem ki ? Ya yanlış anlarsa ? Ben bunları düşünürken o da bana bakıyordu.. Farkedebiliyordum... Kafamı çevirip küçük bi tebessüm ettim.. Bu tebessümüme o da tebessümle karşılık vermişti.. Ama öyle içten bi tebessüm etmişti ki içimi mi okuyordu acaba diye düşünmeden edememiştim..
    Neyse biraz daha yürüdükten sonra bi mekana denk geldik.. Oturalım mı buraya diye sordum.. Olur yoruldum zaten dedi.. Girdik içeri.. Mekan büyük ve güzeldi ama kalabalık değildi.. Hatta hiçkimse yoktu.. Bir masada oturan 2-3 erkek tek vardı.. Onlar da mekanın çalışanlarıydı..
    Oturduk köşedeki bi masaya.. Garson geldi ne içersiniz diye sordu.. Kahve dedim ben.. Elif'te kahve istedi.. Garson siparişi aldıktan sonra gitti.. Biz bununla kaldık başbaşa.. O bana bakıyordu ben ona.. Daha önce hiç yaşamadığım bir duyguydu.. Kahveler geldi biraz sonra..
    Suskunluğu kahvesini yudumladıktan sonraki söyleyeceği o söz bozacaktı..
    Ben evli bir kadınım...
    ···
  12. 13.
    0
    Kafamdan kaynar sular döküldü öyle diyince.. Afalladım.. Benim yaşlarımda bi kızdı sonuçta.. Evli olacağını hiç düşünmemiştim.. Hem madem evliydi neden sınavdan sonra beni bekle demişti ki ? Ne yapacağımı bilemedim.. Evli bir kadınla ne işim olurdu benim ? Gözgöze geldik.. Ben ona şaşkın ve korkuyla bakarken o hiçbişey olmamış gibi rahat davranıyordu..
    Kahvesinden bir yudum daha aldı ve tekrar ben evliyim dedi.. Bunu söylerken de gülüyordu.. E bunu bana daha önce neden söylemedin dedim.. Daha öncemiz mi vardı sanki dıbınakoyim.. Kızla bugün tanışmıştık daha.. Ama olsun yine o kadar yol yürümüştük.. Yol boyunca anlattığı boş şeyler yerine evli olduğunu söyleyebilirdi.. Ama sormadın ki olum kıza evli misin diye ? Sormam mı gerekiyordu.. Ben içimden bunları geçirirken yüzümdeki korku yerini sinire ve ciddiyete bırakmıştı.. Zira bizi kocası o mekanda hasbelkader görseydi oracıkta ölebilirdim..
    - Neden söylemedin bana evli olduğunu..
    + Biliyorum belki beni söylemediğim için kötü biri sanacaksın ama aslında öyle biri değilim.. Evli olduğumu söyleseydim sınavdan sonra beni beklemezdin.. O yüzden söylemedim.. Bunda kötü birşey yok..
    Ne diyeceğimi bilmiyordum.. Sınavdan sonra neden beklememi istiyordu ki ? Hani evli olmasa bu çok hoşuma giderdi ama evli olması beni içten içe ürkütüyordu.. Evli bir kadındı bu.. Her gece koynuna girdiği bir erkeği vardı..
    Güzel kızdı ama evliydi işte.. Ne işim olurdu benim evli bir kadınla ? içeriye kocası görse bizi görse ne hesap verirdik ? Sevgilisi olsa en fazla ayrılırlardı ama kocasıydı olum bu.. Namusu benimle aynı masaya oturmuştu.. Oracıkta iflahımı gibse ne cevap verebilirdim, ne yapabilirdim.. Ama beni neden gibiyo ki karısını gibsin o beni getirdi buraya.. izah edebilir miydin olum ? Kalk hadi masadan.. Evli bir bayanla oturmam doğru değil diyip kalk ve arkana bakmadan git..
    Ama o gün ben iç sesime kulak vermemiş o masadan kalmamıştım.. Ne olduysa ondan sonra oldu zaten..
    Keşke kalkıp gitseydim dıbınakoyim...
    ···
  13. 14.
    0
    Evli olduğunu söyleseydin keşke dedim.. Seni gördüğümde bekar olduğunu anlamıştım bu yüzden seninle eşit olmak istedim dedi.. Sustum.. O da ekledi..
    Dolmuşta bana yardımcı olman hoşuma gitmişti..O yüzden sınavdan sonra biraz muhabbet eder eğleniriz diye beni bekle dedimdedi..
    Oturduğumuz yerin üstü açıktı.. Sigara içilebiliyordu yani.. Masanın üzerine koyduğu çantasından sigara paketini çıkartıp çakmağıyla birlikte masaya koydu.. Çantasını tekrar kapatıp yanındaki sandalyeye koyduktan sonra da paketin içinden bi tane sigara çıkartıp dudaklarının arasına zütürdü.. içerim diye de paketi önüme bıraktı.. Bırakırken de gözlerimin için baktı.. Belli ki sigarasını yakmamı istiyordu.. Ama ben evli bir kadına şirin görünmek için kibarlık yapıp sigarasını yakacak kadar şerefsiz değildim.. Mekanlara gidip oturacak kadar saftım ama gözüne girmeye çalışacak bir erkek değildim..
    Önüme bıraktığı paketi çakmağıyla birlikte alıp önüne koydum ve
    ben kullanmıyorumdedim.. Bu hareketime tepki olarak gözlerime baktı ve çakmağı alıp sigarasını kendi yaktı..
    (gibtirgit kocan yaksın sigaranı diyordum içimden.. Bi de trip atıyor..)
    Amadedim..Ama sen evlis..Sözümü bitirmeden sözümü kestiama ben sadece tanışmak istedim'' dedi.. Ne yapacağımı ne diyeceğimi gerçekten bilmiyordum.. Öyle diyince sustum.. Sustuğum için bu tekrar lafa girip konuşmaya başladı..
    + Evli olduğumu bilseydin beni yine bekler miydin ?
    - Beklerdim.. ( tak beklerdim amk)
    + Beklemezdin..
    - Niye beklemiyim canım ya beklerdim..
    Böyle diyince gülümsedi.. Öyle bi gülümsemeydi ki bu; hani karşındaki ne anlatırsa anlatsın yanlış biliyodur doğrusunu sen biliyosundur bu yüzden susarak sadece gülerek cevap veriyosundur ya.. Öyle gülümsüyordu işte.. Kendinden emin bir insan gibi.. Gülerken gamzelerini de görmüştüm..
    ···
  14. 15.
    0
    Okuyan yok mu dıbınakoyim ? Bi kişi de yeter lan bana.. Böyle kendi kendime anlatıyomuşum gibi hissediyorum..
    ···
  15. 16.
    0
    Okuyorsanız eğer kaldığım yerden devam ediyorum.. Anlattıklarımda da en ufak bir yalan ya da ne biliyim abartı, abartma olmadığına dair şerefimin üzerine yemin ederim.. Kendinizi inanmamaya kurmayın.. Hem anlattığım şeyler çok uçuk şeyler değil.. Nasıl sizler okumak mecburiyetinde değilseniz ben de yazmak mecburiyetinde değilim ama bikaç gecedir yazıyorum işte.. Uykum olsa da, yorgun olsam da özenle yazıp paylaşmaya gayret ediyorum.. Ki özellikle geç saatlere bırakıyorum.. Bu yüzden de hep uykulu oluyorum.. Çünkü benim için okuyan kişi sayısı önemli değil okuyanların kim olduğu önemli.. Ve gece yarısı aktif olanları gündüze oranla daha çok tanıyorum.. Çünkü ben de genelde hep geceleri giriyorum.. Yine dediğim gibi okuyup okumamakta özgürsünüz.. Bu arada hikayenin bu kadar uzayacağını hesap edememiştim müsaadenizle kaldığım yerden devam ediyorum...
    ···
  16. 17.
    0
    Çok tatlı gülüyordu ama böyle bi durumda gülmesi sinirlerimi bozmuştu..
    - Bir de pişkin pişkin gülüyorsun ya ?
    + Ne yapayım ?
    - Evlisin sen evli.. Bir erkeğe aitsin.. Başka bir erkekle bir cafede ne işin var senin ? Allah aşkına açıklasana bana bunu..
    Bu sefer o susuyordu..
    - Konuş hadi susma öyle, mantıklı bir açıklama yap..
    - Hadi herşeyi geçtim de kocan duysa bu rezaleti ne yapacaksın ?
    + Bunun sonucuna katlanarak geldim ben.. Bırakta ben düşüneyim bunları.. Ayrıca bana neden bağırıyosun.. Ben buraya geldim diye kocamı aldatmış mı oluyorum ?
    - Sence bu yaptığın ne kadar doğru ? Evet aldatmış oluyorsun.. Öğrenilirse bu ayrılık nedeniniz bile olabilir..
    + Saçmalama.. Seviyorum ben kocamı.. Onu aldatmak için değil sadece seni tanımak için geldim buraya..
    - Beni tanıyıp ne yapıcaksın ki ? Tanıyınca ne geçicek eline ?
    + Orasını zaman gösterecek..
    - Ya ne saçmalıyosun sen Elif.. Elif diyorum ama belki adın bile Elif değildir..
    + Sen de beni iyice yalancı belledin bak o kadar da değil..
    - Bence sen benimle alay ediyosun..
    Biraz bekledikten sonra ses tonumu bu sefer biraz daha yükseltip şöyle dedim..
    - Söylesene taşşak mı geçiyosun benimle ?
    Bağırdığım için bi süre susmuştu.. Ben de susmuştum.. Biraz daha bekledikten sonra sigarasından bir fırt alarak Peki Gökhan madem öyle kahvemizi içip gidelim.. dedi...
    Yine suskunluğumu korudum cevap vermedim.. Ben zaten kahvemi 'evliyim' dediğinde tek seferde içmiştim.. Onun sigarasını içip kahvesini bitirmesini bekledim..
    Beklemez olaydım...
    ···
  17. 18.
    0
    Ben onu beklerken o sigarasını içip kahvesini yudumluyordu.. Gözgöze gelmemek için de gözlerini benden kaçırıyordu.. E suçluydu tabi.. Bağırmıştım bir de.. Kaçırmayıp da ne yapacaktı ki ? Biraz sonra yine bana değil başka bir yere bakıp Korktuğum kadar değilmiş.. dedi... Elif, feykteki Vera Despina gibi saçları küt küt kesilmiş kısa saçlı biriydi.. Normalde uzun saçlı kızlardan hoşlansam da kısa saç Elif'e çok yakışıyordu.. Gözlerini benden kaçırdığı için yüzünü çok rahat süzebiliyordum..
    - Anlamadım..
    + Ben daha kötüsüne bile hazırlıklıydım.. Ama sen sadece bağırmakla yetindin.. Ayıp olmasın diye masadan da kalkıp gitmedin..
    Cevap vermek istemedim.. Ne yaptığımı mı biliyodum ben sanki de gelmiş bana kalkıp gitmedin diyordu.. Oysa ben sırf onu bekletmemek için sınavdan hemen çıkmış yarım saat onu beklemiştim.. Ne umutla beklemiştim.. Neyle karşılaşmıştım..
    Evli bir kadınla ne yapabilirdim ki ben ? Keşke söylemeseydi amk evli olduğunu.. Neden söyledi ki ? içim rahat olurdu hiç değilse.. Ama evli olduğunu söylemeseydi ne yapabilirdim ki ? Ne değişecekti yani ?
    Belki de çok şey..
    Keşke öyle olsaydı...
    ···
  18. 19.
    0
    Kalkmaya yakın garson gelip kahvelerimizin boşlarını aldı ve Elif'in kül tablasını değiştirdi.. Kahve içtiğimiz için ikimizde susamıştık ve garsona su getirmesini söyledik.. Garson sularımızı getirmeye giderken Elif bana dönüp beni nasıl buldun diye sordu..
    - Yalancı olduğun kadar hoş, güzel bir bayansın..
    + Ahah teşekkür ederim..
    + Bu bir de makyajsız halim benim.. Sen bi de hazırlıklı görseydin beni.. Bakma sınava geç kalıyorum diye alelacele çıkmıştım evden..
    Böyle diyince güldüm.. Bu da gülmeme karşılık olarak gamzelerini göstermişti.. Derken garson sularımızı getirmişti.. O ara mekana iki kişi daha girdi.. iki tane adam.. Oturdukları yer bizim oturduğumuz masaya uzakta olsa gözleri hep bizim masadaydı.. Zaten mekanda bizden başka kimse de yoktu.. Hele biri vardı ki en çok da bana bakıyordu.. Adamlar Elif'in oturduğu yerin arkasında kaldığı için Elif'in de tam karşısında ben oturduğum için direk baktıklarında beni görüyorlardı.. Elif'in sırtı dönüktü onlara.. iyi de niye bakıyorlardı ki bizim masaya ? Yoksa kocası mıydı bunlardan biri Elif'in ?
    Keşke öyle olsaydı...
    ···
  19. 20.
    0
    Anlat panpa dinliyorum
    ···