+1
-1
Üniversiteyi kazandım eşyalarım hazır evdekiler beni bekliyor yola çıkacağız. Saat 22:00.Nagehan’ın yanına gdiyorum vedalaşmaya.Çardakta buluştuk. kalbim buruk. Gitmek istemiyorum. diyorum ki ; Nagehan gitme de bana. kalırım seninle…bana söylediği kelime ‘’geleceğin için gitmelisin.ben seni uzakta olsan da severim ‘’ .Hayatımda hiçbir kadına güvenmedim. Sevdiğimi sandığım Nagehan’a bile güven duymuyordum. Yalandan göz yaşları döktü ‘’kendine iyi bak’’ dedi ve gitti.
Yola çıkıyoruz. Gitmek istemiyorum. Sebebi Nagehan değil. Sadece gitmek istemiyorum. Gitmek zorundayım…Ankara-Trabzon 760 km 11 saat. Arabayı babam kullanıyor. Samsun’a kadar babam kullandı arabayı. Herkesin uykusu geldi uyuyor herkes. babam da yoruldu artık. Gözüne bir damla uyku girmeyen bir tek ben varım. Direksiyona geçtim. Herkes uyuyor. Karanlık yolda beni Trabzon’da nasıl bir hayatın beklediğini düşünerek devam ediyorum yola.’’Trabzon’’… Artık ismi bile iç dünyamda karanlıklar oluşturmaya yetiyor. Bu arada üniversiteyi kazandığımda annemin söylediğini de unutmuş değilim.’’Paşam inşallah Karadenizli bi gelin alır gelir Trabzon’dan’’
Herneyse trabzona yaklaştık. babamın arkadaşının daha önceden ayırttığı otele yerleştik. Eşyalarımı kayıt için geldiğimde yurda yerleştirmiştim zaten.Bir an önce ayrılmak istiyorum ailemden.Çok zor olacak koyacak bana ama bekledikçe daha çok canım yanıyor.Bir yandan Nagehan bir yandan ailem diğer yandan Kardeşimden öte Erdinç.Özlüyorum lan hepsini. Mahallemin sokaklarını caddelerini…
Otelden çıktık ailem beni maçka’ya bırakacak. meydanda ayrılmak istediğimi maçkaya gelmelerini istemediğimi söyledim. kabul ettiler. Meydandan sahile inen bayırın köşesinde arabayı parkettim. ağlamamak için beni üzgün görmemeleri için gülüyorum. içim kan ağlıyor. annemin babamın babanemin elini öptüm. Annemin ne kadar acı çektiğini görüyorum , hissediyorum.o da bana belli etmiyor yalandan gülümsüyor. Babam pek fazla üzgün değil. beni Trabzon’a getirdikleri gün Neşet Ertaş öldü. babamın aklı orda.. bindiler arabaya gittiler artık gidin dedim da.ellerimi cebime koydum köşeyi döndüm göz yaşlarım akmaya başladı. Bambaşka hayatın bambaşka insanların içinde yalnız başımaydım. Nagehan da tam bu arada bana mesaj attı ‘’Rüstem..Sen orda ben burda biz yapamayız Rüstem hoşçakal’’…Umrumda bile olmadı. Sadece beni kandırdığı için bir iki damla göz yaşı döktüm.bi sigara yakıp çömlekçiye doğru göz yaşlarımla yürüyorum. maçka dolmuşlarını buldum maçkaya gidiyorum.
Maçkaya vardım. yurda doğru gidiyorum. girdim yurda herkes birbirleriyle haşır neşir. kahkahalar gülücükler eğlenmeler vs herkes yolunda. çoğu kişiyi görmedim çoğu da beni görmemişti. Kantine girdim yurdun yarısı nerdeyse sustu. Bana bakıyorlardı. Sebebini bilmiyorum ama hiç de umrumda değil çıktım odama. Odamda karanlıkta 20 dakika kadar oturdum ve oda arkadaşlarım geldi. muzaffer ve emrah. Odaya ilk yerleşen bendim. tanıştık falan dertleştik konuştuk sohbet ettik ama hiç rahatlamadım. Koridora çıktık yangın merdiveninin orda 10 15 kişi sigara içiyor. sohbet muhabbet hep karı kız. muhabbetleri beni sarmadı odama gittim ve bu arada darlandıkça darlandım. yeter lan dedim boşalttım dolabı valize Ankara’ya gideceğim. valizi doldurdum Muzaffer’le Emrah geldi. Beni durdurmak için ellerinden gelen herşeyi yaptılar ama nafile. kafaya koydum abi gidiyom ben.
Ben valizi doldurdukça bunlar boşaltıyor. beni zorla aldılar kantine indik kafa dağıtalım diye. onca gereksiz gerizekalı , egolu görgüsüz insanların arasında oturmuş Tv izliyorum. babam aradı napıyorsun diye.’’Baba ben burda yapamayacağım , ben okumak istemiyorum , senin yanında çalışır geçinir giderim’’ dedim…Babam tavrını sert koydu;’’Çıkar gelirsen bu eve adımını atma’’.
Sinirli bir tavırla kafamı iki yana salladım ve başımı sol tarafa geriye çevirdim. işte o an nereden bilebilirdim ki Kaderimin baştan yazılacağını…
Uzun uzun saçlı,al al yanakları , güzel dudakları , kahverengi gözleri , masum ve çekingen duruşu ve o çorbayı içişi…Gözlerim doldu. Evet Aşık olmuştum. işte dedim o an Allahım Evleneceğim kız. Seni yaratana kurban olurum. Seni dünyaya getirene kurban olayım.
Bu nasıl bir güzelliktir.bu yaşananlar sırasında telefon hala kulağımda ve babam beni kalmam için ikna etmeye çalışıyor. Gözlerinde tutuklu kaldığım kıza baka baka babama cevap veriyorum ‘’ Tamam baba..Sen nasıl istersen öyle olsun Gelmiyorum kalacağım’’…
Ben o kızı gördüm döner miyim la Ankara’ya.
Kızcağız benim yüzümden çorbasını da içemedi utandırdım kızı. Daha ilk günden kızı ürküttük kız çorbayı bıraktı odasına kaçtı. neyse aradan 1 2 gün geçti galiba tam hatırlamıyorum. Merve’yi daha da hiç görmedim.Bu arada kantinci keltoş Ömerle de samimiyim.’’abi bi kız var bi gördüm birdaha göremedim.Bi göründü bir daha görünmedi’’dedim.
‘’birsürü kız var olum hangisi’’ dedi.
‘’bu yurdun en güzel kızı’’ dedim
Bu arada kantinde bilgisayarda takılıyorum. yanıma Sibel diye bi kız oturdu hemen sohbet muhabbete girdi benimle çok ilgilendi. Nereden bilebilirdim ki mervenin oda arkadaşı olduğunu. aklım sıra sibel bana yazıyor sanıyorum. aşktan meşkten konu açıldı. dedim ki ‘’sibel yurtta bi kız var ben ona aşık oldum bi kere gördüm bir daha görmedim’’.
Sibel dedi ki ; ‘’ boşver onu benim bi arkadaşım var manken gibi’’..
Sibele ilgilenmediğimi söyledim ve odama çıktım.
Sabah oldu kahvaltı sırasındayım önümde de sibel var. Sibel bana Merve’yi gösteriyor ve ‘’bak sana dediğim kız bu bak allah için çok güzel dimi’’ diyor bana. Mervenin arkası dönük bakıyorum ama saçlarını da önüne almış tanıyamıyorum. lacivert kot pantolon mavi spor ayakkabı ve mavi tişört.’’sibel ben o gördüğüm kıza görür görmez aşık oldum senin arkadaşından banane’’diyorum. saniyeler sonra gözlerime inanamadım.
Sibelin bana anlattığı kız benim kaderimi baştan yazan al yanaklı sevduğummiş………..o an dünyalar benim oldu çıldırdım yanıp tutuşuyorum. neyse günler günleri kovaladı.bir akşam kantinde merveyle bakıyorum.o da az değil bana alttan alttan bakıyor. ikimizin arasında kalan bir kız da benim bakışlarımı üzerine alıyor ve dakikalar sonra biri yanıma gelip kardeş az bi dışarı gelsene diyor.o sıralar da Ankara’dan kopmuşum Ankara bebesiyiz fırtına gibiyiz kimseye eyvallahım yok. çıktım dışarı Antepli Mikail’miş. okulun bahçesine karanlığa doğru ilerliyoruz. arkamı bir döndüm 25-30 kişi geliyor hepsi beni vuracaklar. Bismillah dedim okula girdik. boş gezmemeyi biz ankaranın hırçın sokaklarında öğrendik ellerim cebimde bıçağı açtım elimde tutuyorum. etrafımı sardılar ‘’ gardaş o kıza niye yiyecek gibi bakıyon? O kızı benim arkdaşım seviyor , benim de bacım sayılır!!!’’’’
Ben burada Merveden bahsediyorlar sanıyorum nasıl atarlıyım. Seviyorum çünkü vuruldum lan yanıyorum aşığım onun için o an orda ölebilirim o derece seviyorum.’’S*okarım arkadaşına da sana da lan erkek misiniz tek sıkıştırıyonuz’’ diyerekten çektim bıçağı alayınızın amk.. laann diye üzerlerine yürüyorum çünkü kaybedecek birşeyim yok ben merveyi seviyorum kimseye yar etmem…neyse ki benim odamdaki Emrahla hemşeriymiş bunlar ve ne bakıyon kıza dedikleri kız başka kızmış.ben de merveden bahsediyorlar sanıyorum aşk beni hemen aptallaştırdı.
Neyse akşam oldu odama geldiler özür dilediler kusura bakma dediler eyvallah dedik dost olduk.
Günler günleri kovaladı merveyle tanıştım bakıştık konuştuk sohbet ettik sigara içtik vs vs vs derken okul bitti o istanbulda ben ankara'dayım istiycez kızı istiycez de şuan aramız çok çok bozuk lan yaşantımın dıbına koyum boşluktayım kendimi iyi hissettiğim tek yer siz panpalarımın bulunduğu inci sözlük...