/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 91.
    +6
    Hala okumakta kararlıyım diyenleri görelim.
    ···
  2. 90.
    +3
    Yıllar öncesine, ağabeyin kan verdiğim güne geri dönüyorum. Hiç bilmediği bir yerde yapayalnızdı. Bir tek ağabeyi vardı ve o da hayati tehlikeyi atlamasına rağmen henüz kendinde değildi. Telaştan gün boyunca koşuşturmuş, anne ve babasına bile telefon etmeyi aklına getirmemişti de ben telefon edip uygun bir dille anlatmıştım. Ağabeyi henüz yoğun bakımdan çıkarılmasını için bekleme salonunda bir koltuğa kıvrılmış kalmıştı. Gün boyunca koşuşturmanın oluşturduğu yorgunluk ve sorumluluğunu yerine getirmenin verdiği huzurla kıvrıldığı koltukta uyuyup kalmıştı.
    Buz mavisi kot pantolonu ve ondan dala koyu tonda mavi gömleğinin üzerinde abisine ait olan kan lekeleri hala duruyordu. Tırnak aralarında ve tırnak ile etin birleştiği yerlerde bile kurumuş kan lekelerini görebiliyordum. Kahretsin! Aradan bunca yıl geçmiş olmasına rağmen bu kadar ince ayrıntıları nasıl oluyor da hala hatırlayabiliyorum. Şaşıyorum.
    Unutmak!..
    Çoğu zaman ne kadar büyük bir mimettir biliyor musunuz? Unutamamak ne kadar büyük bir acı veriyor insana. Unutamamanın ne demek olduğunu bilmiyorsanız anlayamazsınız.
    O haliyle o kadar güzel görünüyordu ki. Ona en yakın koltuğa geçip oturdum. Uzun uzun seyrettim.
    ···
  3. 89.
    +4
    Daldan dala alıyormuş gibi olacağım. Hatta kafanız da çok karışacak biliyorum. Bunaldığınız yerde okumaktan vazgeçmekte serbestsiniz. Hatta peşinen söylemek zorundayım: okumayı bırakmayı düşünüyorsanız en uygun zaman işte tam bu satırları okuduğunuz zamandır. Bundan sonra bırakmak sizin için çok zor olabilir. Şayet bırakmayıp okumaya devam yönünde karar alırsanız benim gibi hasta ruhlu bir adam haline gelme olasılığınız oldukça yüksek olacaktır. Bitirmek kısmet olursa anlatacaklarımı bitirdikten sonra uzun bir pgibiyatrik desteğe ihtiyaç duyabilirsiniz. Buna rağmen devam diyorsanız başınıza geleceklerden dolayı hiçbir sorumluluk kabul etmiyorum.
    ···
  4. 88.
    +1
    Bir daha Burcu'yu göreceğimi sanmıyorum. Evet yanılıyorum. Yaklaştıklarında onlar olmadığını anlıyorum. Zihnimi yeniden keşfetmeye, içimdeki ben olmayan beni anlamaya çalışıyorum. Zihnimin bana oynadığı bu oyuna gelmemem gerekiyor. Aksi taktirde bir daha kendimi toplayamayacak kadar dağılacağımı çok iyi biliyorum. Burcu'ya aşık olduğumu düşünüyorsunuz değil mi? Hayır. Ben ona aşık değilim. Her ne kadar ağabeyine kan vererek ona yardım etmiş gibi görünsem de aslında onun bana yardım ettiğini ileride çok daha iyi anlayacaksınız. Burcu'ya kendisiyle ilgili hiçbir şeyi yüksek sesle söylemediğim gibi benim kendisine yardımcı olduğumun kat be kat fazlasıyla kendisinin bana yardımcı olduğunu söylemedim. Hayatımın bundan sonraki kısmının çok daha çetin geçeceği Burcu'yu yıllar sonra ete kemiğe bürünmüş haliyle karşıma çıkmasından belli.
    "Sen; beni de öldürdün." cümlesinin ardında yatan gerçeğin ne kadar korkunç olduğunu kendime itiraf etmekten bile korkuyorum. Gayrı varın gerisini siz hesaplayın.
    ···
  5. 87.
    +3
    Kafam hala allak bullak. Kafam hala bir milyon. Bu ne menemen bir durum. Ayrılıyorum. Ayrılmasam ne yapacağım? Geldiğim yolu kullanmak istemiyorum. Ağaçlar arasındaki yürüyüş yolunu seçiyorum. Ağaçlar arasındaki yürüyüş yolu dediysem, yıllar öncesinde kalan diye de eklemem gerektiğini belirtmeliyim. Bu yol artık öyle bir yol değil. Geçen 15 yıllık süre içinde ne ağaç kalmış ne de yürüyüş yolu. Resmen bildiğiniz sağlı sollu tamamen evlere dolu bir mahalle yolu olmuş. Adı bende saklı kalsın aynı mahallede çocukluğumuzun birlikte geçtiği arkadaşlarımdan birine rastlıyorum. Bir elinde oltası diğer elinde kovasıyla karşıdan geliyor. Selamlaşıp ayak üstü hal hatır soruyoruz. Son zamanlarda burada sık karşılaştığımızı söylüyor. Bu sefer neden oltasız geldiğimi soruyor. Şaşkın şaşkın söylediklerini dinliyorum. Anlattıklarına bir anlam vermeye çalışıyorum. Olmuyor. Gerçekten buraya sık mı geliyorum? Madem ki geliyorum, öyleyse ben niye geldiğimi bilmiyorum. "Can sıkıntısı ne yapayım?" diyorum. "Kahvehane kültürüm de yok, öylesine yürüdüm biraz." diyorum. Birbirimize iyi günler dileyip ters istikamete doğru yollarımıza devam ediyoruz.
    Burcu! işte karşıdan geliyor. Yanında da göreve gittiğini söyleyen polis... Yanılıyor olmalıyım.
    ···
  6. 86.
    +1
    Rezkintrantum primakutsla 31
    ···
  7. 85.
    +3
    Sürekli konuşacak bir şeyler bulan bir yapıdaydı Burcu. Ağabeyinin kendine gelme sürecinde anlatacak bir şeyler bulamadığı bir anda konuşmaya başlamıştı. Sanatla ilgilenmeyi çok seviyordu. Söylediğine göre oldukça geniş ve bol odalı evlerinin odalarından birini resim atölyesi haline getirmişti. Akranları diğer kızlar gibi orada burada gezip dolaşmayı eğlenmeyi seven bir kişiliğe sahip değildi. Hayatı evle okul, okulla ev arasında geçiyordu. Derslerinden arta kalan zamanlardaki boş vakitlerini atölyesinde resim yapmakla geçiriyordu. Annesi de en çok onun resim merakından şikayetçiydi. Zira üzerinde hangi kıyafeti varsa onunla giriyormuş ve üzerinde boya lekesi olmayan bir kıyafeti yokmuş. Ona sürekli yeni kıyafet almaktan bıkmışlarmış. Emniyette bana gösterdikleri fotoğrafların çekildiği gölete geliyorum. Fotoğraflar ve özellikle elimdeki kovayla gölete bireyler döktüğüm fotoğraf adeta gözümün önünde duruyormuş gibi zihnimde kazılarda duruyor. Tam da o noktaya geldiğimde bir dedektif edasıyla inceliyorum. Aynı otlar aynı taşlar resimdeki gibi yerli yerinde duruyor. Üzerinden bir hafta gibi bir süre geçmemiş olsa ve yağmur yağmamış olsa neredeyse ayak izlerim bile göreceğim. iyi de madem geçen hafta işte tam şu anda bulunduğum yerdeyim, neden hatırlamıyorum? Madem geçen hafta buradayım öyleyse neden buraya yaklaşık on beş yıldır ilk kez geldiğimi düşünüyorum. Çıldıracağım. Bedenimde başka biri varmış gibiyim. Bu ben, ben değilim de sanki başka biri. Çıldıracağım...
    ···
  8. 84.
    +1
    Rezezezezezezzzzzz
    ···
  9. 83.
    -1
    Trigiedim ananı giberim
    ···
    1. 1.
      0
      Burada ettiğin her küfür için incinin tüm abazaları senin üstünden en az 5 kez geçsin
      ···
  10. 82.
    +3
    Gerçekte adı Burcu değildi. Bu ona benim verdiğim isimdi. Ona bu ismi verdiğimi ve bunun nedenini asla bilmiyordu. Hiçbir zaman da söylemediğimi adım gibi hatırlıyorum. Evet, bendeki adı Burcu'ydu. Çok güzel ve çocuksu bir yüzü vardı ve burcu burcu masumiyet kokuyordu. Ailesine ve özellikle ağabeyine çok bağlıydı ve burcu burcu sadakat kokuyordu. Öyle uçuk kaçık davranışları düşüncesi ve kıyafetleri yoktu ve burcu burcu terbiye kokuyordu. Ağabeyinin yaralanmasına hep kendini suçlu görüyordu, onun kendine gelme sürecinde bir an olsun başından ayrılmayı düşünmüyordu ve burcu burcu merhamet kokuyordu. işte bu yüzden ona Burcu demiştim. O bu ismi hiç bilmedi. Hiç söylemedim. Adım gibi hatırlıyorum. Onu son gördüğümde arabanın arkasından bana hoşçakal diyerek el sallarken içimden "Git! Alzheimer olsam bile seni hayatımın sonuna kadar unutmayacağım." sözümü duymadığı gibi.
    Zihnimizi bize hatırlatmamakta inat ettiği şeylerle ilgili küçücük hatta miniminnacık bir ipucu yakaladığımızda gerisi nasıl da çorap söküğü gibi kopup geliyor.
    Meğer benim Burcu'yla ilgili bildiğim ne çok şeyim varmış. Birkaç günlük zaman diliminde bu kadar çok şeyi nasıl oldu da öğrendime ben bile şaşırıyorum desem yeridir
    ···
  11. 81.
    +1
    Rezervasyonu
    ···
  12. 80.
    +1
    Rezerved
    ···
  13. 79.
    -1
    ···
    1. 1.
      0
      Bu boş mesaj ne anlama geliyor? Küfredeceksen cevap verme kardeşim.
      ···
      1. 1.
        +1
        Rez alıyorum panpa
        ···
  14. 78.
    +3
    Yaşadığınız bazı şeyler ne kadar acı verirse versin zaman içinde unutulup gidiyor ve hiçbir iz bırakmıyor geriye. Oysa yaşadığınız hadi be ya, bunlar da bir gün unutulacak dediğiniz öyle şeyler var ki yıllandıkça daha da acı veriyor insana. Öldürse de kurtulsam diyorsunuz. Öldürmüyor. Ondurmasını zaten hiç beklemiyorsunuz. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi? Bu arada şunu söylemeliyim. Bu entrynin anlatacaklarımın bir parçası olmadığını bilmenizde fayda olduğunu düşünüyorum. Neredeydi, nereye geldik? Dememeniz için. Evet bazen anlatacaklarıma ara vermem farklı şeylerden bahsetmem size göre yanlış olabilir. Bu tür entryleri çay molası gibi düşünün. Olmaz mı?
    ···
  15. 77.
    +1
    Rezzers
    ···
  16. 76.
    +2
    iyi biriydi. Mütevaziydi. Hem oldukça güzeldi de. Yani her erkeğin evlenmek ve yuva kurmak isteyeceği bir çok şeye sahipti. O yıllarda oldukça ağır bir gençlik acısı sendromu yaşıyordum ve dış dünyaya kendimi neredeyse kapatmıştım. Hem bu sebepten hem de zor durumda kalan birine yardım etmenin bir bedeli olarak benimle yakınlaşmasını beklemek gibi geldiğinden duygusal yönden yaklaşmayı düşünmemiştim. Hatta olabildiğince mesafeli ve resmi bir duruş sergilemiştim. Onları bir daha görmemek üzere yolcu ederken arabanın arka koltuğundan bana el sallaması karşılık içimden "Git, ben de seni alzhaimer olsam bile unutmayacağım." demiştim. Benim bile duymadığım bu söyleyişi onun duymasına hiç ihtimal yoktu. iyi ama "Hani alzhaimer dahi olsan hayatının sonuna kadar beni unutmayacaktın." demesi de neyin nesi oluyordu?
    ···
  17. 75.
    +1
    pnp daha seri yazmaya çalış
    ···
    1. 1.
      0
      işler güçler. Malum bir de mobilden yazıyorum. Dolayısıyla ancak bukadar oluyor arkadaşım
      ···
    2. 2.
      +2
      sende haklısın aga
      ···
  18. 74.
    +3
    Tabi ya. O! Nasıl hatırlayamadım onu. Henüz üniversitede okuduğum yıllardı. Yaz tatilindeydik. Çalıştığım saatlerde gelmişti çalıştığım iş yerine. Zor durumdaydı. Kan kaybından ölmek üzere olan ağabeyin kan arıyordu. Yer bilmiyordu. Yol bilmiyordu. Çaresizdi. Kendini suçluyordu. Ağabeyi ölürse bu vicdan azabıyla yaşayamayacağını düşünüyordu. Türkiye kan grupları oranına göre her yüz kişiden sadece on dört kişide bulunan kan gurbuydu. Brh+. Benim kan grubum. Yani ağabeyine kan vererek kendisine yardımcı olabilecek her yedi kişiden biriydim. O gün bana ne kadar çok minnettar minnettar kalmıştı. Oldukça varlıklı bir aileden geliyordu. Varlıklı ama ne oldum delisi olan bir aile ve o zihniyetle yetiştirilmiş bir çocuk değildi. Hatta oldukça da mütevazi insanlardı. Birkaç gün birlikte vakit geçirmiştik. Vakit geçirme dediysem sıkıntılı günlerinde yalnız bırakmamak adına onunla, anne ve babasıyla ilgilenmiştim. Sonuçta yabancı insanlardı. Zengin olsalar da içinde bulundukları durumdan ötürü gariban insanlardı. Ağabeyinin kendine gelip toparlanmasından sonra gidecekleri gün yine çalıştığım yere uğramış "Sen bana canımdan bir can bağışladın, seni hayatımın sonuna kadar hiç unutmayacağım." demişti.
    ···
  19. 73.
    +1
    Rez babus okurum
    ···
  20. 72.
    +1
    Bende okurum
    ···