-
111.
+3Buraya bir türlü alışamayacağım galiba. Çoğu kişi 3 cümleden fazla olan uzun entryleri okumuyor. Hatta o cümleler kasıklarını harekete geçirmiyorsa okumaya bile tenezzül etmiyorlar.
-
110.
+1Her şey bir tarafa, Fehmi'le yol boyunca konuştuklarımız alıma geldikçe hala gülerim. Daha önce kan vermiş insanların diyaloglarını hatırlatıyor. Aga! insanlar sana öylesine minnettar kalıyormuş ki anlatamam. Taksiyle kapıdan alıyorlar seni. Kan verdikten sonra bir kaç litre meyve suyu koyuyorlar önüne. Ardından seni lokantaya zütürüp güzelce ziyafet çektiriyorlar. Yetmedi. Cebine para bile koyuyorlar. Sonra da gideceğin yere kadar arabayla getirip bırakıyorlar. Yol boyunca duyduğun teşekkürler, Allah razı olsunlar, Allah tırnağınıza taş değdirmesinler de cabası.
Taksi tutacak kadar parası yoktu heralde ki minibüs durağına kadar yürüyerek gitmiş, oldukça uzak olan hastahaneye ancak iki minibüs değiştirerek ulaşmıştık. Gariban bir adama benziyor. Yazık! Yemek ısmarlamak ya da cebimize para koymak gibi bir takım girişimi olursa geri çevirelim, işimizin acele oluşundan, finallere çalışmamız gerektiğinden bahsedelim. Adamcağıza bir de bizim için masraf ettirmeyin, diyoruz. Belki kan verdikten sonra sadece meyve suyuna hayır demeyiz.
Nerede o teklifler? Bir tanesi bile yok. Meyve suyunu kendi paramızla aldık. Dinlenip kendimizi toparlaması sonrasında adam bize "Ben hastamın başından ayrılmayım, siz gidersiniz artık demesin mi?" bana kalsa yürüyüp giderdim. Ne zamandır iştahım yoktu. Fehmi duramadı. En sonunda patladı. " Buraya gezmeye gelmedik. Zor durumda olan yakınına kan vermek için geldik. Öğrenciyiz, cebimizde para var mı yok mu? O kadar yolu nasıl yürüyeceğiz? Bari bir taksi tut." aslında hiç gerek yoktu. Fehmi bunları bekleyecek bir arkadaş değildi. Beklediği biraz ilgi minnettarlık ve bir şeyler teklif edilmesiydi. -
109.
+1Geleceğe dair beklentim kalmamıştı. Oturup ders çalışmam ve yüzüp yüzüp kuyruğuna getirdiğim şu okulu bitirmek yerine bir elimde sigara diğerinde kalem, sabahlara kadar bireyler karalamaktan başka bir şey yapmıyordum. Burcu'nun ağabeyine kan vermeden bir kaç ay önceydi. Yani burcu henüz yoktu. Üniversite çalışanlarından birinin yakınına kan lazımmış. Okul arkadaşlarımdan biri, adı Fehmi olsun, kan vermeye gideceğini söyledi. Öğrenciydim. Doğru dürüst beslenemiyordum. Olsun. Gelecekle ilgili hayallerim de yoktu nasılsa. Belki işe yararım, düşüncesiyle beklemesini söyledim. O gün hayatımda ilk defa kan verecektim. Apar topar çıktık. Kanımızı verdik ve döndük. Arkadaşım çok büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı. Benimse umrumda değildi. Meğer kan ticareti yapan bir sahtekarmış. Aynı şekilde defalarca çaresiz rollerine bürünüp insanlardan kan toplamış. Bugüne kadar kandırdığı öğrencilerin haddini hesabını bilen yokmuş.
-
108.
+2Bugün terapiye gitmek zorundayım. Aslında hafta içi gitmem gerekiyordu. Olmadı. Başka sorunlar çıktı. Doktoruma durumu telefonda anlattım. Normalde hafta sonu ilgilenmiyordu. Ancak durumumun vahimliğinden midir yoksa akademik kariyerinde yükselmesi için midir bilmiyorum, haftasonunda kafeterya tarzı bir yerde görüşme isteğimi geri çevirmedi. Genelde uzun uzun dinleyip gerekli notları almakla meşgul oluyor. Hatta zaman zaman bunları çalışmalarında isim vermeden kullanması için izin istiyor. Anlattıklarımın içinde bazen çok şaşırdığı şeyler oluyor, bunu detaylı bir şekilde araştırması gerektiğini ya da birilerine sorması gerektiğini belirtiyor, o kısımların altını çiziyor. Sizin henüz bilmediğiniz ama hikayemin tamamlanmasıyla öğreneceğimiz bir çok şeyi biliyor. inci yazdığımı söylemedim henüz. Söylemeli miyim, bilmiyorum.
-
107.
+1Anlat babuş
-
106.
0Yaz yaz yaz yaz yaz yaz yaz
-
105.
0Yaz yaz yaz yaz
-
104.
+2Burcu'ya ne oldu? Neden Burcu'yu gördüğümde şaşırdığımı merak ediyorsunuz değil mi? Neden mesai arkadaşının adını farklı söylediğini, gerçek adının ne olduğunu, o benimle yakınlaşmak isterken neden benim ondan kaçtığımı, yıllar sonra durup dururken karşıma çıktığını, daha pek çok şeyi merak ediyorsunuz. Hatta bütün bunların yaşanıp yaşanmadığını... Ne yazık ki bunun cevabını henüz almaya hazır değilsiniz. Burcu'nun bana kendisini öldürdüğümü söylemesinin altında yatan gerçeğin ne olduğunu da öğrenmek istiyorsunuz. Aklınızdaki bütün soruların cevabını alacaksınız. Sorduğunuzda değil, ben istediğimde de değil. Sadece yeri geldiği zaman öğreneceksiniz. Burcu şimdilik olduğu yerde kalsın. Sahibi olmayan mektuplar kime yazılıyordu? Onu anlatayım.
-
103.
+1"Her kız böyle güzel bir mektup almak ister. Tamamlayınca göndermelisin." deyiverdi birdenbire. Keşke okumasaydı. Keşke okumasaydın, dedim. Okuduğu için özür diledi. Peşinden okuduğunda pişman olmadığını eklemeyi unutmadı. Uyurken ceket sırtından kaymış, mektup da neredeyse düşecek kadar sıyrılmış. Zarfın ağzını açık görünce kendisine yazdığımı düşünmüş. Başkasına yazıldığını görünce de merakını yenememiş.
-
102.
+2Sorun etme sevgili panpam. Sağlığından daha önemli değil
-
101.
+1iyi gidiyordu be! Yaz okuyoruz işte nazlanma? Tam kendimi kaptırmışım olayın akışına ara veriyorum diyorsun.
-
100.
+2Yazılarıma bir süre ara vereceğim. Sürekli geçmişi hatırlamak günlük hayatımın önüne geçmeye ve sağlığımı olumsuz etkilemeye başladı.
See You soon -
99.
+3Birkaç dakika geçmedi ki geldi. Ceketim de üzerindeydi. Orada uzun zaman geçirme niyetinde değildim. Doğrudan konuya girdim. Ceketin cebindeki mektubu istedim. Ceket sabaha kadar kendisinde kalabilirdi. Buralar geceleri oldukça serin olurdu. Üşümüş olmalıydı ki teklifimi geri çevirmedi. Mektubu çıkarıp verdi. Konuşacak çok şeylerinin olacağını belirtip izin istedim. Kapının önüne kadar benimle geldi. Acaba mektubu okumuş muydu? Yok canım! Neden okusun ki?.. Ya okuduysa?
-
98.
+1Önce önemsemedim. Yarın erken de gidip alırım düşüncesindeydim. Yazdıklarım aklıma geldikçe düşüncelerim değişti. içinde yazılı olan şeylerin onun tarafından öğrenilmesinden ziyade iç dünyamda kopan fırtınaların hiçkimse tarafından bilinmesini istiyordum. Birkaç saat uyumuş yorgunluğunu atmış olmalıydı. Hem annesiyle babası da gelmişti. Uyanmış olma ihtimali çok yüksekti. Geri döndüm. Annesi ve babası oradaydı ama kendisi yoktu. Lavaboya gittiğini söylediler. Uyanınca karşısında anne ve babasını görünce çok şaşırmış. Olanları anlatmış. Benden de bahsetmiş. Bol bol teşekkürlerini ve minnet duygularını dinledim.
-
97.
+1Bir de böyle takıntılarım var benim. Mektup yazar, zarfa koyar, zarfın ağzını yapıştırır hatta pulun dahi yapıştırıp atarım bir kenara. Göndermek için değil, sadece içimdekileri döküp biraz olsun rahatlamak için yazarım.
-
96.
+2O yıllarda mektup yazmayı çok sevdiğimi yeni öğreneceksiniz. Sürekli mektup yazıyordum. Sözle anlatamadığım şeyleri yazıya döküyordum. Biraz araştıracak olursanız hem yazma hem konuşma yeteneğinin gelişmiş olduğu insan sayısının çok az olduğunu göreceksiniz. Benden, ben de işte her iki yeteneği de gelişmiş bu nadir insanlardan biriyim, dememi bekliyorsanız hayır değilim. Yazdıkları belki bir nebze okunabilen ama konuşmaya geldiğinde kendini dinletmeyi beceremeyen, hatta bu yüzden konuşmak yerine daha çok susmayı tercih edenlerden biriyim. Gerçek hayatta beni tanıyacak olsanız bu yazıları yazdığıma inanmakta zorlanır, belki, hadi oradan!, der geçersiniz.
Ceketimin cebinde yarım kalmış mektupları dan biri vardı ve o mektuptan haberdar olmamalıydı. -
95.
+3Bir taraftan da tedirgindim. Uyansa göz göze gelebilirdik. Arada bir kımıldanıyor koltukta daha rahat bir pozisyon almaya çalışıyordu.
Buralarda yazlar ne kadar sıcak geçerse geçsin geceler de o kadar serin geçerdi. Ceketimi çıkarıp omuzlarını hemen üzerinden beline doğru yavaşça bıraktım. Onu orada o haliyle kimsesiz bir halde bırakıp gidemezdim. Birkaç saate kadar annesi ve babası gelecekti. O zamana kadar beklemem en doğru olandı. Sonra gönül rahatlığıyla eve dönebilirdim. Tahmin ettiğim saatlerde geldiler. Geldiklerinde hastahanenin kapısı önünde sigara içiyorum telaşlarından kim olduklarını anlamak çok zor olmadı. Kızlarının yorgun olduğunu içeride uyuduğunu söyledim. Vakit geç olduğu için gitmem gerektiğini de. Oradan ayrıldım.
Evimiz çok uzak sayılmazdı. Seri adımlarla 15 dakikada ulaşabilirdim.
Yolu neredeyse yarılamıştım ki aklıma, ceketimin cebinde unuttuğum ve henüz tamamlanmamış mektup geldi. -
94.
+1Rezmankufgarkis limprimalotri 36
-
93.
+2Hikaye bitmediği sürece gitmek yok anlatımın çok güzel
-
-
1.
+2Teşekkür ederim. Eğer son kararınızsa uzun bir süre burada olacaksınız demektir.
-
2.
+1Yazdığın sürece burdayım
-
1.
-
92.
+2Hikaye bitene kadar burdayım
-
-
1.
+1Ön koltuklarda yeriniz hep hazır olacaktır.
-
1.