-
176.
+1Rezkintrantum primakutsla 31
-
177.
+1Rezmankufgarkis limprimalotri 36
-
178.
+1Bir de böyle takıntılarım var benim. Mektup yazar, zarfa koyar, zarfın ağzını yapıştırır hatta pulun dahi yapıştırıp atarım bir kenara. Göndermek için değil, sadece içimdekileri döküp biraz olsun rahatlamak için yazarım.
-
179.
+1Okuyacam rezimi alayım
-
180.
+1rezerve
-
181.
+1Rezervasyon
-
182.
+1Rezzers
-
183.
+1Rezinç
-
184.
+1Rezzers
-
185.
+1Rezervasyon
-
186.
+1Okurum bir ara
-
187.
+1Bakıym lan ne yazmışın
-
-
1.
+1Anteni de yakalım
-
1.
-
188.
+1Reserve
-
189.
+1Rezzers
-
190.
+1Şuraya yerleştim
-
191.
+1Rezervasyon
-
192.
0Burcu'ya aslında kim olduğunu, gerçekte var olmadığını anlattım. Ne yalan söyleyim hemen kabulleneceğini, geldiği romana geri döneceğini ve bir daha oradan asla çıkıp gerçeğe dönmeyeceğini bekliyordum. Umduğum gibi olmadı. Ne dediysem ikna edemedim. "Bak! işte buradayım tam karşında duruyorum. Benimle konuşuyorsun, söylediklerimi duyuyorsun." gibi cümleler kuruyordu sürekli. Böyle birinin nasıl gerçek olamayacağını düşündüğümü sorgulayıp duruyordu.
Onun gerçek olmadığını kendisine kanıtlamalıydım ama nasıl? Ne yapabilirim diye düşünürken ona yüklediğim duygular geldi aklıma. Beni incitecek bir davranışta bulunamazdı Burcu. Roman gereği öyle olması gerekiyordu. Öte yandan çok istediğim bir şeyi yapmaktan da tereddüt duymamalıydı. Ondan bana var gücüyle bir tokat atmasını istedim. Öyle bir bakışı vardı ki anlatabilmek mümkün değil. Korku, şaşkınlık, sorgu, telaş, hüzün... Sanki hepsi birlikte ya da bunlardan hiçbiri... Saçmalaya başladığımı sorguladı. Bu bir oyunsa oyunu artık kesmemi de emrivaki bir edayla söyledi. Öyle bir tokat olmalıydı ki sadece benim değil, atacağı tokatın şiddediyle kendi elinin bile acıması gerekliydi. "Sen!.. Ciddisin." diyebildi sadece. Birkaç saniye gözlerimin içine baktı. Acıma, nefret, öfke, çaresizlik ve daha bir çok duygu yüklüydü bakışları. Elini kaldırdı ve gözlerime baktı. Gözleri buğuluydu. Ağlayacak gibi duruyordu. -
193.
0Yaz yaz yaz yaz yaz yaz yaz
-
194.
0Bu havada şemsiyesiz dışarı çıktığım için manyaklıkla itham edildiği konuşmalarına kulak misafiri olduğum şemsiyenin altına sığmaz bahanesiyle birbirlerine sımsıkı sarılmış bir kaç çiftin yanından geçerek stadyuma ulaşmıştım. Onlar manyak görmemişti. içimde kopan fırtınanın nasıl bir fırtına olduğunu nereden bileceklerdi ki? Kim bilir bu yağmur altında saatlerce koşacağım duysalar ne yaparlardı. Yağmur öylesine şiddetli yağıyordu ki daha stadyuma gitmeden donuma kadar ıslanmıştım.
-
195.
0Yaz yaz yaz yaz
başlık yok! burası bom boş!