1. 126.
    -4
    Neden geç yazıyorum?

    Bu sorunun cevabını da yaşadıklarımı öğrendiğinizde kendin anlayacaksınız, şu an söyleyip de spoiler vermek istemiyorum...

    anlayan zaten anlamıştır...
    ···
  2. 127.
    +1 -3
    biri şu girdiğim entariyi eksilesin amk, reserve diyoruz ama kaybolup duruyor her defasında
    bu arada cass, hikaye güzel ama gözünü seveyim seri ol, bir de daha kaç part var amk
    *
    ···
  3. 128.
    +3 -1
    kız huur çıkacak tahminini ilk yapan ben değilim büyük ihtimalle ama ben bu gün bitirdim hikayeyi.
    escort bildiğin lan kız. kocası falan da yok. asıl yalan kocasının olduğuydu.
    o 2 adam da pekekentleri.
    muhsin tetikçi
    fikriye zaten örgüt lideri.

    bu arada arif de arif erdem. manchestera attığı golü kendisi de bulamamış, arayışlar içerisindeyken kendisini en son gecekondu mahallelerinde bulmuş ve orada merveye aşık olmuş.
    merve zaten aslında...
    neyse amk takunu çıkarttım.

    edit: asıl olaylar gülşen teyzede lan. evinin önündeki adamlar ...

    tamam sustum
    ···
  4. 129.
    +2 -2
    façaya bak... saçlarını üç numaraya vuran bir adam neden kirli sakal bırakır ki? façasını gizlemek içindir kesin, yakışmış da ama…

    bizim mahalleden olmadığı giyim kuşamından belliydi… beyaz teni, iyi bir adam olduğunu söylese de bakışlarında iyiliğe dair bir şey yoktu… kapkara gözleri, uzun boynu ve uzun boyuyla tam bir heybet şahikası… heybetinden çok façasındaydı gözüm… sakallarıyla gizlemeye çalışsa da belli oluyordu… kim çizmiş ki bunu?

    arif, fener görmüş tavşan gibi yerinde sabit, façalı adamın söylediklerini dinliyordu… kulağını adamın ağzına kadar getiriyor, adam konuşurken, o da; anladım mahiyetinde; kafasını, aşağı yukarı sallayıp duruyordu…

    arif masasından ayrılırken göz ucundan bana bakmayı da ihmal etmedi… domuz işte, şeytan kalk döv diyor, diyor diyor da o adam kim… beni mi dövdürtecek deyyus, akrabası mı acaba? arif’e de benzemiyor pek… iyi ki esmer değil…

    muhsin’e doğru eğilerek,

    +muhsin

    muhsin, ona doğru eğilmeme karşılık o da gayriihtiyarî bir şekilde eğilerek; “ne oldu” gibi bakış attı…

    +yan masaya baksana bi,
    -ne oldu

    muhsin’le beraber yan taraftaki kirli sakallı, façalı adama baktık, o da bize bakıyordu… acaba muhsin’e ondan bahsettiğimi anlamış mıdır? eşek değil ya anlamıştır… biz ona baktıkça o da bize bakıyordu… en çok da bana… bizi , beni tanımayan biri olsa neden böyle baksın ki? kesin tanıyordur…

    +bize bakıyor lan, kim bu
    —ne bileyim oğlum, kimse kim
    +arif’in tanıdığı…

    muhsin arif ismini duyunca dudaklarını sıkarak eğildiği masadan doğruldu… sandalyesine doğru yaslanarak tekrar bana doğru eğildi…

    -sana da arife’de başlayacağım şimdi cass, kafa dağıtalım diye geldik oğlum, arif mi konuşacağız yine
    +ondan değil lan, tanıyor musun yani
    -tanımıyorum dıbına koyim

    muhsin, doğrularak sandalyesine yaslandı, tip tip de bana bakıyordu… tipine sıçam muhsin; ben ne diyorum sen ne anlıyorsun…

    muhsin sağ eliyle rakı bardağını alarak tokuşturmaya bile gerek yok dercesine kafasına dikti. , rakısından okkalı bir yudum aldı, sanki benim rakım yok, ben de aldım…

    +tamam lan,

    çok geçmeden sabri abi elinde bir tepsiyle geldi, amerikan salatasını muhsi’nin önüne, diğerlerini de masaya gelişigüzel koydu, mezelerle birlikte bir sepet dolusu ekmek de getirmişti…

    muhsin’in masadaki mezelerle uğraşıyor; bense hala arif’e ve adama odaklanmış, onların hareketlerini gözlüyordum…

    birkaç dakika sessizlikten sonra muhsin bardağını uzatarak,

    —gördün mü merve’yi dedi.
    +görmedin sanki
    güldü,

    +uğraştırıyor beni muhsin, bir tak anlamadım
    —haklı kız
    +nasıl haklı
    —haklı oğlum, bir işin mi var sanki, gece gündüz evdesin, iki gün öncesine kadar insana bile benzemiyordun lan
    +…
    —bakma lan öyle, o internette tanıştığın karı olmasaydı şu an hala o saç, sakallaydın.. maymundan ne farkın vardı oğlum.
    +ne diyon muhsin
    —bir iş bul diyorum, kendine çeki düzen ver artık.

    +beni seven böyle sevsin muhsin

    güldü… rakısından bir yudum daha aldı

    —seni seven böyle sevsin
    +ayıp oluyor ama ne varmış lan halimde
    —ne mi var halinde, daha ne olsun,
    +nasıl ne olsun
    -söyle lan, en son ne zaman traş oldun?
    +konu ne muhsin
    -ne zaman
    -…
    +birkaç gün önce
    —ondan önce
    +ne anlatıyorsun muhsin, benim traşımı mı konuşacağız

    muhsin sustu, gözlerini kısarak bana baktı…

    +iyi bayramda
    —kurban mı, ramazan mı?

    cevap vermedim… rakımdan bir yudum alarak gözlerimi muhsin’in gözlerinden çektim, ne zaman traş olmuşmuşum, nah ayarlarım sana filiz’i… kalpte kıl mı çıkar muhsin, benim yüreğim yakışıklı… saçı, sakalı ne yapacaksın lan… karşımızdaki façalı adama baktım… o da rakı içiyordu… gözleri bizim masada… sen de kimsin dıbına koyayım.

    -bayramda, üç ay önce yani,
    sağ eliyle beni bana göstererek…

    —seni seven böyle sevsin,
    +ne oluyor lan
    —oğlum merve kavga arkadaşın mı olacak, kahve arkadaşın mı?
    +ne diyorsun dıbına koyayım ya
    —korkuyor oğlum kız
    +kimden
    —senden
    +ohaaaaa, benden niye korksun ki ne yaptım ben ona
    -ona bir şey yaptığından değil
    +arif’i dövdüğüm için mi
    —başlatma şimdi arif’inden… oğlum çalışmıyorsun etmiyorsun, ayyaşlar gibi ortalıkta geziyorsun, ben olsam ben de korkarım…
    +nasıl korkuyor lan, niye korksun ki, sana mı dedi,
    -bana niye desin oğlum, seval’e anlatmış, o da bana anlattı
    +nasıl yani, korkuyorum mu demiş
    -evet

    başımı eğdim, rakı bardağını sağ elime alarak, bardağın içine baktım, yarımdı… sağa sola salladım, dalgalanıyordu, bir oraya bir buraya… ben salladıkça o zehir…

    seval’e anlatmışsa korkuyordur da neden… benden niye korksun ki? aşk olsun sana merve, ben sana kıyar mıyım, korkulacak adam mıyım… vallahi aşk olsun, ne diyeyim ki ben sana, ben sana bakmaya bile kıyamıyorum sen benden kork… oldu mu şimdi… elimde salladığım rakı bardağını muhsin’e uzatmadan kafama diktim… kirpik ucumdan façalı adama baksam da umurumda değildi artık…

    muhsin de içiyordu…

    +ne dedi seval, ne anlatmış merve
    -ne biliyim ne anlattığını, korkuyormuş dedi seval, ne bileyim; halinden tavrından, her gece içmenden, çalışmamandan falan filan işte...
    -ev kızı oğlum o,
    +ben neyim muhsin
    -kime göre
    +nasıl kime göre, felsefenin sırası değil allah’ını seversen ya
    -allah’ı karıştırma lan meyhanedeyiz oğlum
    +ben kötü biri miyim?
    -ne alaka
    +o zaman
    -ne o zaman
    +yani niye sevmiyor da korkuyor
    -sevmezse korkar mı, seviyor ki korkuyor
    +harbi mi lan, seval mı dedi, seviyor mu beni
    -demedi lan öyle bir şey, ben diyorum. ne bileyim yani sevmezse ne diye senle konuşsun ki mal mısın oğlum
    +iyi de niye korkuyor o zaman, seven korkar mı ya... hem bana demedi ki hiçbir şey
    -ne desin

    cevap veremedim, ben muhsin'e, muhsin bana baktı... ne desin... yannan desin muhsin, seviyorum desin, korkuyorum diyeceğine ben de seni seviyorum desin, kaç ay oldu, her akşam yolunu gözlüyorum, bir gülümsemeyle yanımdan geçiyor o kadar, bu mu sevmek... korkuyormuş, ben korkacak adam mıyım?..

    sabri ağabey elinde iki tabak, kebaplarımızı getirdi... afiyet olsun'u da ekleyerek tam gidecekken muhsin, sol eliyle sabri ağabeyin koluna dokundu... sağ elini de sağ kulak hizasına zütürerek; işaret parmağıyla birkaç daire çizdi... sabir ağabey, muhsin'in bu hareketine karşılık başını öne arkaya doğru sallayarak omzuna dokundu...

    =hadi yarasın
    -eyvallah abi

    ben de eyvallah mahiyetinde başımı salladım... keşke façalı adamı sorsaydım... anlardı ki adam... anlarsa anlasın, iki kişiyiz burda...

    sabri ağabey masamızdan ayrıldıktan birkaç dakika sonra muhsin, elini yumruk şekline getirerek masaya vurdu... bu yumruk, biraz önceki dairelerin mükafatı olarak önce kulaklarımıza sonra da masamısa teşrif eden zeki müren'di...

    http://tinyurl.com/d4tt5wm

    muhsin'in gözleri kapalı, kulakları müzikte... bazen bana bakarak müziğe eşlik ediyor, bazen de sol bileğindeki seval dövmesine bakıyordu...

    +ne yapacağım ben muhsin

    -dudaklarımdan ismin, silinmediii, silinmediiiii seneleeerdir... diyerek elindeki boş bardağını önüme koydu...

    ben nerdeyim sen neredesin muhsin... tak iç, kendi bardağımı da bardağının yanına koyarak rakıları doldurdum...

    -sevemediiimm kimseleriii
    +ne yapacağım ben muhsin
    -yarın konuşursunuz oğlum hadi

    sağ elindeki ucu kalın, dibi sivri bardağı uzattı, ben de uzattım... "zeki müren'e" dedi...
    +zeli müren'e…

    rakımdan bir yudum alarak masadaki telefonu elime aldım, merve'de mesaj atmamıştı daha.

    izin almadı mı acaba... korkuyor muydu, seviyor muydu?.. ya mahsustan izin alamadım derse... telefonu masaya koyarken karşımızdaki adama baktım... gözleri bizim masada... vardı bu adam da bir takluk... sabri abiye sorayım ben iyisi mi...

    kebaplarla birlikte iki duble rakıyı midelerimize zulaladık... o süre zarfında muhsin'den yardım istesem de çalışma gerekliliğinden başka akıl alamadım ve fakat ben de her defasında "beni seven böyle sevsin" den başka da cevap vermedim...

    muhsin'e tuvalete gidiyorum diyerek masadan ayrıldım, façalı adamla göz gözeydik...
    Tümünü Göster
    ···
  5. 130.
    +3 -1
    yunus amcaya mı uğrasam muhsin’e mi?

    muhsin’ler dışarı çıktı mı acaba…

    muhsin’i bir arayayım…

    montumun iç cebimden telefonumu çıkarttım, bu arada nokia n70 kullanıyorum ki hala da kullanıyorum…

    son aranan kısmından “muhsin cep”i bularak yeşil tuşa bastım…

    -alo
    +alo muhsin
    -vayy cass’im ne haber
    +iyiyim napim, nerdesin
    -seval’leyiz valla, buluşalım dedi, metroport’tayız şimdi de sabah aradım seni
    + uyuyordum... metroport neresi,
    +haa tamam tamam, ee napıyonuz
    -var ya hani bakırköy’deki..
    +evet hatırladım, ee ne yapacaksınız
    -ne yapalım valla, sinemaya gideriz birazdan
    +sinema mı? ne izleyeceksiniz
    -ejder kapanı’nı izleyeceğiz, 3 buçukta başlıyor.
    +ejder kapanı
    -uğur yücel le kenan imirzalıoğlu oynuyor, sen de gel istersen
    +yok sağol muhsin, siz izleyin
    -gel işte lan
    +yok yok benim işim var valla
    -ne işin var oğlum
    +bilgisayarda işim var
    -iyi sen bilirsin cass
    +neyse, seval’e selam söyle
    -onun da sana selamı var
    +iyi hadi görüşürüz
    —görüşürüz

    merve’de yanlarında mı acaba, sesi gelmediğine göre… nasıl soracağım ki, muhsin merve de orada mı diye…

    muhsin’in sokağını geçerek yunus amcanın yanına gittim…

    +nasılsın yunus amcaa
    - cass gel gel, ben de sana gelecektim
    +ne oldu yunus amca hayırdır
    -hayır hayır
    +ne oldu ki, niye bana gelecektin
    —bir şey olmadı evlat, seni bir göreyim dedim
    +sağol yunus amca da dün buradaydım
    -biliyorum, biliyorum…
    -hele sen bize naim’den iki çay söyle de gel şuraya otur,
    (tezgahın arkasında küçük bir taburesi vardı)
    +tamam

    yunus amcanın tam karşısında kahvehane vardı, gerçi hala da var… mahalle olarak biz kısaca kahve diyoruz ama kıraathane ve kahvehane gibi isimleri de var bu mekânın…

    bir koşu kahveye gidip iki çay söyledim, naim abi’den “tamam” onayını alınca yunus amcanın bakkalına gidip, gösterdiği yere oturdum…

    +söyledim…
    -iyi gel bakalım…
    +ne oldu yunus amca
    -bir şey olmadı evlat, ne olacak, seni merak ettim
    +eyvallah yunus amca da ne bileyim sanki bi
    -yok evladım önemli bir şey değil
    +peki
    -ne yaptınız dün gece
    +ne yapalım, sabri ağabeye gittik, ha sabri ağabeyin de sana selamı vardı, biraz içtik, gerçi çok içtik ama başım da zonkluyor vallahi
    -çay gelsin iyi gelir
    +kahve mi içseydim
    -o da olur da bak ne diyeceğim
    (elini ceketinin iç cebine koydu, beyaz bir zarf çıkartarak)

    -sen bu paraları al
    (bir yere borcu vardır, beni gönderecek galiba diyerek zarfı aldım)

    +bu ne yunus amca
    -sen al bunları, köye git...
    -kaç zaman oldu, bi git gör köyünü, köydekileri...
    +ne köyü yunus amca ya o nereden çıktı
    -annenin, kardeşlerinin mezarını da ziyaret edersin işte, bir fatiha okursun evladım, vazifen bu senin, yerine getir...
    +ya ne vazifesi yunus amca, ben zaten buradan okuyorum duaları...
    -buradan okumakla olur mu, yanlarına git, seni özlemişlerdir, annen kardeşlerin... hem biraz kal orada, ne bileyim birkaç gün, sana da iyi gelir...
    +yok yunus amca sağol...
    +al sen paranı...
    -cass sana git diyorsam git, bu kadar şey yapma... gaddar olma,
    +ne alaka yunus amca, ne gaddarlığı... tamam ben boş bir vaktimde giderim...
    -cass
    +yunus amca işlerim var vallahi bak, gidemem şimdi, yemin ederim...
    -işlerini sonra yaparsın, ya da söyle muhsin'e o yapsın, sen git.
    +...

    ne desem de boş, yunus amca gitmeme ayarlı saat gibi durmadan söylediklerini tekrarlıyordu... elimdeki zarfı tezgaha koyarak "ben bakayım, yunus amca işlerimi hallede-bilirsem giderim" deyip kalktım... dükkanın hemen sağındaki efes dolabını açtım, dört adet bomonti, iki adet efes xtra, bir adet kırmızı tuborg aldım... dolabın yanındaki tezgahtan da büyük paket lays aldım... aldıklarıma iki muzlu kek, iki otuzbeş kuruşluk eti meyveli kek ve yarım kilo da siyah zeytin ekleyerek sağ elimi kaldırarak "allahaısmarladık" yunus amca görüşürüz dedim...

    -bak düşün, bana haber et.
    +tamam

    tam kapıdan çıkarken, kapının yaınındaki çekirdek rafından da 1 tl'lik çekridek aldım...

    yunus amca'nın bakkalından çıkar çıkmaz yunus amcanın elindeki zarf geldi aklıma...

    nereden çıktı ki bu gitme işi...

    dün bir şey yoktu, bugün ne oldu da beni köye gönderiyor...

    gideyim mi? ne yapacağım köyde, kışın ortasında... merve'ye iki çift lafım var, elif var... ne köyü, nerede kalacağım ki... iyi de ne oldu? birisi mi öldü acaba, iyi de kimim kimsem yok ki, köylüden bana ne...

    gittim mi, gitmedim...

    ama keşke gitseydim...
    Tümünü Göster
    ···
  6. 131.
    +4
    seni ayrı merveyi ayrı elifi ayrı muhsini apayrı gibicem. üstüne bide gidip o huur cocugu bardaki garsonu joker olarakda yunus amcayı gibecem. yeter be ananın amcığı kaç tane zeytin yediğini saymaktan anam gibildi burda paranoyak oldum senin yüzünden züt. olum allahın varsa mesaj at bana numaranı arıyım geliyim yanına oturalım anlat bitsin şu kafayı yicem yoksa.
    ···
  7. 132.
    -4
    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha
    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha

    oha 104 sayfa inanan olmuş. hahaha
    Tümünü Göster
    ···
  8. 133.
    +3
    buluşmadım çünkü aynı bölümde okuyorum panpa zaten her gün görüyorum kaltağı
    ···
  9. 134.
    +3
    vay amk 6 sayfa oldu buluşamadılar daha bide bunun gibişi var
    ···
  10. 135.
    +3
    derken sonra buluştuk buluşmaz olaydık harun abi çıktı çıkmaz olaydı susadım çeşmeden içmez olaydım ilaç koymuş bin suya koymaz olaydı sora uyandım uyanmaz olaydım zütümde bi sızı war ama nasıl sonra böbreklerimi de almış bu bin diyaliz makinasından yazıyorum şuanda
    ···
  11. 136.
    +2 -1
    @212
    @215
    @216

    zütümle gülüyorum amk asdfasdfasdfdas. basın eksiyi panpalar gibiniz taşşaaaanız sağolsun eğlendim amk.
    ···
  12. 137.
    +1 -2
    (bkz: siz hiç evden kaçtınız mı lan)
    (bkz: siz hiç evden kaçtınız mı lan)
    (bkz: siz hiç evden kaçtınız mı lan)
    (bkz: siz hiç evden kaçtınız mı lan)
    (bkz: siz hiç evden kaçtınız mı lan)
    (bkz: siz hiç evden kaçtınız mı lan)

    önce bunu bitir huur çocuğu
    ···
  13. 138.
    +3
    lan cass senden iyi romancı olur, yaşadığın bir dakikayı bir dakikada anlatıyosun,bu hikaye bitmez amk, sonunda elifi öldürdüm, belgrada gömdüm şimdi suçumu itiraf ediyorum gibi birşey yazmandan korkuyorum
    ···
  14. 139.
    +2 -1
    uzun uzun detay yazıyorsun yaşar kemali geçtin amk.yok şu tane tuborg bu tane bilmemne millet burda eli gibinde elife yapılacak icraatı bekliyor. verdin taşakları milletin eline sıvazlat babam sıvazlat:(
    yinede sürükleyici yardır bakalım...
    ···
  15. 140.
    +1 -2
    geldim lan sabırsız herifler..

    devam ediyorum artık daha hızlı ilerlicez merak etmeyin..

    arayan 0 543 'lü bir numaraydı...

    telefonu açtım..(açmaz olaydım)

    elimde biram bir yandan onu yudumluyorum

    arayan merveydi sesi titreyerek geliyordu..

    + alo cass

    - merve noldu sesin çok kötü geliyo

    + cass bunu bana yapmicaktın

    - merve neyin var naptım ben

    + bugün elif diye bi kadın aradı (ağlıyordu aynı anda canımın içi) bana teyzenin kızı olduğunu senin yine çok içip bu sefer komaya

    girdiğini söyledi. Komada beni sayıklıyomuşsun eve gelip beni alıp hastaneye gideceğimizi söyledi. cass niye niye yaptın bunu bana!!

    - merve sakin ol lütfen ben bişey yapmadım noldu sana zarar verdi mi yoksa (elim ayağım titriyordu)

    + cass kapıyı açmamla iki tane herif biri sıska diğeri izbandut gibiydi üzerime atladı. Soydular beni arkam kan içinde parçaladılar. Kaç kalori yaktım bilmiyorum ama o sıska herif yannanını suratıma vurmaktan izi çıktı suratımda. Ağladım ,ağladım durmaksızın ağladım. Zevkten ağlıyordum.

    - MERVEEE!!!

    + SOnra o elif denen karı geldi soyundu bi de ne göreyim malafatı çıkarıp üçü birden kılıç yapmasın mı!! yüzüm gözüm mosmor oldu artık yeter dedim yeter ve biliyorum benden bunu beklemiyordun ama bende malafatı çıkarıp üçünü de gibtim cass evet yaptım sıska olan dayanamadı zevkten geberdi. Elif i de aldım yanıma şimdi seni gibmeye geliyoruz ayyaş herif !!

    bu da böyle bi anımdır beyler
    ···
  16. 141.
    +3
    ya güzel kardeşim hakkatten nerde kaldığını,son olay neydi falan unutuyoruz amk.aga sen 5 gün yaz bütün hikayeyi word e falan, sonra at bura biz de rahatlayalım sen de rahatla. işkence çekiyoruz kaç gündür. ayraç amk
    ···
  17. 142.
    +3
    baştan anlatmaya başla bin, başını unuttuk
    ···
  18. 143.
    +3
    panpa hani gece atıyodun 2 part hani yazmıştın sonrada sövmeyin diyosun şimdi seni gibsek yeri değil mi ?
    ···
  19. 144.
    +1 -2
    eve vardığımda saat on altıya çeyrek vardı… sözlüğe giriş yaptım…

    inbox’um mavi… elif’ten mi acaba…

    (…)
    ses ver sevgilim orda mısın?

    cevap yaz | sil | 6 şubat 2010, cumartesi 13:14

    (…)

    etrafımdaki herkes üzüyor beni, canım sıkılıyor bazen çekip gitmek istiyorum gidemiyorum ... bir tek seninle mutlu oluyorum, sen de üzme beni sevgilim :(

    cevap yaz | sil | 6 şubat 2010, cumartesi 14:37

    (…)
    nerdesinnnnnnnnnnn :(

    cevap yaz | sil | 6 şubat 2010, cumartesi 15:06

    elif’in tüm mesajlarına bir mesajda cevap yazdım… filiz hakkında da bilgi almaya çalışsam da elif pek oralı olmadı zira dediğine göre kocasını çok seviyormuş, onunki gibi değilmiş… iyi bir adammış…

    kadın mutlu olsa neden benle kikiri kikiri konuşsun ki, yalanına sokayım elif… hayatın yalan lan… hayatın yalan… belki evli de değilsindir, kim bilir?

    yine de sen filiz’e bir çıtlat kabul ederse muhsin’le tanıştırırız dedim… o da sanmam ama söylerim dedi…

    mesajlaşmamız birkaç saat sürdü, saat on sekiz de elif’e işim var deyip yunus amcanın yanına gittim…

    bir paket 1 tl’lik tadım çekirdek aldım, kaldırıma da tabureyi koyarak oturdum, yunus amca da çay söyledi...

    çekirdeğimi çitlete çitlete merve’yi bekliyorum…

    saat on dokuz’u on geçiyordu ki merve göründü… melaikem, uzun topuklu ayakkabılarıyla bana doğru yürüyordu… beni görünce gülümsedi ben de gülümsedim…

    yanımdan geçerken gözleriyle seni seviyorum dedi, dedi mi? bilmiyorum ama ben öyle anlamlandırdım… ben de seni, dedim gözlerimle….

    ben niye merve’yle yürümedim ki? cass merve gidiyor oğlum, yarın buluşacaktınız ya, sorsana , ne olmuş? seval’le konuşmuş mu?

    çekirdeklerimi taburenin üstüne bırakarak hızlı adımlarla merve’ye yetiştim…

    +insan bir selam verir dimi
    gülümsüyor, ağzı kulaklarında…
    —verdim ya
    +ben hiç duymadım
    —güldüm ya
    +ben de sana güldüm

    gözleri gözlerimde, gözlerinin içi gülüyor, benim de...

    +eee nasılsın
    -iyiyim işte yoruldum biraz, sen nasılsın
    +ben de iyiyim
    +ne yaptın, konuştun mu

    neyi der gibi, baktı

    + seval'le ya yarın için

    başı yerde, istemiyor mu ne?

    -seval'le konuştum da annem de izin verirse
    +ya al işte, neden vermesin ki, zaten bir gün iznin var
    -akşam konuşacağım işte
    +ben de muhsin'le görüşeceğim birazdan
    -seval konuşmuş muhsin'le de annem işte
    +hadi ya
    -evet
    +yarın görüşüyoruz o zaman
    -bilmem, görüşürüz herhalde
    +bilmem deme merve ya, izin verir annen sen istedikten sonra
    -ya tamam, mesaj atarım ben sana
    +kaç gibi çıkalım
    -bilmem,
    +neyse muhsin'le de konuşayım ben,
    -hadi sen git,
    +iyi o zaman ben yunus amcanın yanına gideyim
    -tamam, görüşürüz
    +görüşürüz

    merve'lerin sokağında ayrıldık, merve eve ben de yunus amcanın yanına gittim... çekirdeklerim taburenin üstünde değildi, kim aldı ki... yunus amca mı aldı, veletlerin biri almıştır kesin... yunus amcaya bir bakayım... bakkala girdim... muhsin'in elinde çekirdek paketi yunus amcayla konuşuyor...

    +benim çekirdeklerim değil mi onlar

    muhsin gülerek
    -artık değil

    +ne zaman geldin
    -yeni geldim, yunus amcayla lafladık biraz

    muhsin'in elindeki çekirdek paketine sağ elimi daldırdım, avucumu doldurarak muhsin'e gidelim bakışı attım...

    -görüşürüz yunus amca

    sağ elimi kaldırarak
    +görüşürüz yunus amca, kapatınca sen de gel.

    =gidin siz, fırsat bulursam gelirim ben de, sabri'ye de selam söyleyin ha
    +baş üstüne

    yunus amcanın dükkanından ayrıldık... meyhaneye doğru gidiyoruz... meyhane yunus amcanın iki cadde yukarısında... yunus amcanın dükkanının olduğu yere göre meyhane daha işlek bir caddede...

    çekirdeklerimizi çıtlata çıtlata yürüyoruz, bizim sokağa girdik, ışıkları kapattım mı ben, kapatmışım... benim evi geçtikten sonra muhsin dürttü beni...

    -gülşen teyzelerin ışıkları yanıyo oğlum

    sesimi çıkarmadan muhsin'in söylediği eve doğru baktım, hakikaten de yanıyordu... evin önünde de siyah bir araba... markası ne arabanın acaba... arka lambaları alengirli... kiraya mı verdi acaba, kim verecek ki? el mi koydular yoksa... hırsız olmasın, bu arabayla hırsızlığa mı gelecekler...

    -bakalım mı bir

    durdum, muhsin'e sıktır git bakışı attım... muhsin bakışımdaki nefreti, küfrü anlayacak olacak ki...

    -tamam oğlum, kızma. neyse...
    -hırsız falan sandım
    -senin ne suçun var lan
    -neyse, hadi gidelim yarın soruştururum ben

    hiçbirine cevap vermedim, vermek de istemiyordum... şu yaşıma kadar ne onun hakkında bir şey konuştum ne de adının geçtiği sohbetlerde bulundum... adını dahi hatırlamak istemiyordum...

    meyhane'ye gittik... sabri ağabey duvar kenarında bize bir masayı gösterdi, oraya kurulduk... normalde arif'in ilgilenmesi gerekirken bizi görmezden geliyordu, gelecek tabii, bir de gelip benle mi konuşacak, sabri ağabeyi, muhsin dinlemem vallahi delerim, zaten geçen gün delmediğim için pişmanım bu sefer soluk borusuna deliği açarım..

    sabri ağabey, 70'lik rakımızı getirdi. mezelerimizi sordu; meze olarak peynir, patlıcan salatası bir de muhsin için amerikan salatası istedik... iki de adana söyledik...

    rakımızı açtık, muhsin; hadi bakalım cam cama değil can cana diyerek bardağını uzattı...

    ben de bardağımı uzattım, muhsin, bardağının dibini bardağımın ortasına vurarak "dostluğumuza" dedi...

    gözlerimi kapatarak, eyvallah dedim... "dostluğa"...

    ilk yudumlarımızı aldık... ben arada bir de arif'i gözlüyordum... bizim masamıza hizmet etmesi için değil de sadece o domuzun ne yaptığını ya da bana nasıl baktığını merak ediyordum...

    bir ara arif'in dışarı çıktı, birisini aradı, telefonla konuşurken bizim masamıza doğru bakıyordu... merve'yi mi arıyor bu it... merve konuşmaz ki...

    arif, telefonla konuştuktan sonra tekrar işine döndü... bütün masalara hizmette ediyordu, küllük değiştirme, getir zütürme, boşları alma vs ama yaptığı her işin sonunda mutlaka bizim masaya bakıyor en çok da benim gözlerimin içine bakıyordu... bana her bakışında" gözlerime arif seni giberim bakışı" attım...

    kebaplarımız henüz gelmemiş, ben de konuya girmemiştim... muhsin'in aklı gülşen teyzelerin evinde mi bilmiyordum ama benim aklımda da arif, elif, merve ve muhsin vardı...

    henüz ilk dublemizi içmemiştik ki, içeriye bir adam girdi... adam girer girmez arif bir koşu adamı karşıladı... bir yandan adamla konuşuyor bir yandan da bizim masaya bakıyordu...

    iyi giyimli, uzun boylu, kirli sakallı bir adamdı... arif onu tam karşımızdaki masaya oturttu... karşımızdaki masada oturunca sağ gözünün altından başlayıp sakallarının içinde kaybolan façasını gördüm...

    adamın gözleri ben de, benim gözlerim onda... muhsin farkında bile değil...

    kimdi bu adam?

    nereden bilecektim ki...
    Tümünü Göster
    ···
  20. 145.
    +2 -1
    ayraç yapıyorum tekrar cass sen yazmana bak kardeşim muallaklere kulak asma çoğüzülüyom bazen birisi bu entry yi şukulasın sayfayı bulması kolay oluyo

    çok teşekkür ediyorum o şukulayan panpama pm den nick yaz nick 6 gircem
    ···