1. 476.
    0
    reserved
    ···
  2. 477.
    +6 -6
    istemeyerek de olsa telefona baktım...

    +efendim
    -elif ben
    duraksadım bir an, hatırlamaya çalışıyorum...
    +eliiif, napiyorsun (aradığına seviniyorum ses tonuyla, sanki hiçbir şey olmamış gibi, zütümü gibeyim)
    -iyiyim, sen nasılsın
    +iyiyim, uyuyordum ya
    -hımm, rahatsız mı ettim
    +yok ya ondan değil, gece biraz geç yattım da
    -içtin mi yine,
    +evet biraz
    -tak iç,
    (güldüm biraz, sonra sustum)
    -sen neden böyle yapıyorsun?
    +ne yapıyorum
    -neden bana cevap yazmıyorsun
    +nedenini sen de biliyorsun
    -ben bilmiyorum, anlatt hadi
    +saçma sapan şeyler yapıyorsun elif, görüşelim diyorum, her istediğin olmaz diyorsun, telefonunu ver diyorum yok diyorsun, msn aç diyorum o da yok, ne var? vıcık vıcık mesajlar, çocuk muyum ben allasen.
    -yetinmiyorsun
    +ne alaka ya
    -sadece sen mi çekiniyorsun, sen erkeksin ama ben
    +ne alaka, güvenmiyor musun bana
    -sen bana güveniyor musun
    +çalışıyorum
    -çalışmıyorsun, yargılıyorsun, yalanlıyorsun sen beni yalancılıkla suçlamak için her şeyi deniyorsun ama ben yalancı değilim
    +yalancı değilsin dimi
    -değilim
    +bir dakika o zaman
    -tamam
    +bak şu an 0 212 numaralı bir telefondan konuşuyoruz ve
    -başa mı dönüyoruz
    +başla sonla alakası yok elif, istanbul'da yaşıyorsun lan, eşek kadar olmuşsun nasıl telefonun yok
    -peki
    +ne peki
    -sen bana inanmamaya devam et,
    +ben inanmaya çalışıyorum ama sen izin vermiyorsun, kaçıyorsun, zaten hep yaptığın şey.
    -15
    +yine başladın
    -12,11,10
    +elime düşersin sen
    -9,8,7
    +var ya telefonun çıksın bak ne oluyo
    -4 3
    +ara yine
    -2,1

    dıt dıt dıt

    bu telefondan sonra ben yine yelkenleri suya indirdim, kalktım sözlüğe girdim, geçmiş mesajlarına kısa ama güzel bir mesaj yazdım...

    çay demledim, dışarı çıktım hem yunus amcayı görecek hem de nevalemi alacaktım...

    almaz olaydım!
    ···
  3. 478.
    0
    almaz olaydım!
    ···
  4. 479.
    0
    reserved
    ···
  5. 480.
    0
    eee amk eeeee
    ···
  6. 481.
    0
    evet devAM
    ···
  7. 482.
    0
    reserved amk merak ettim
    ···
  8. 483.
    0
    @377 mal amk. şuan ki sol taşşak o. adam mesajların capsini şimdi almış koymuş buraya. eskiden alınan bir caps değil yani.
    ···
  9. 484.
    0
    reserved
    ···
  10. 485.
    0
    hay amk hep şunu yapmaz olaydım bunu yapmaz olaydım pişmanlık duyma lan
    ···
  11. 486.
    0
    okumadım
    edit: ben buluştum
    ···
  12. 487.
    0
    reserved
    ···
  13. 488.
    0
    Panpa bekletme bizi ;(
    ···
  14. 489.
    0
    rizörvıd
    ···
  15. 490.
    0
    Hay amk Nazlı bebe ne geç yazıyorsun amk
    ···
  16. 491.
    0
    Rezerved ilk rezervim ğadi dıbına koyin
    ···
  17. 492.
    0
    reserved.
    ···
  18. 493.
    0
    reyezerdıd
    ···
  19. 494.
    0
    ···
  20. 495.
    +7 -5
    hava soğuk diye montumu giyerek bahçeye çıktım... evimi daha önce anlatmıştım ama bahçemi anlatmamıştım... bu arada "gecekondu"da yaşadığımı zaten biliyorsunuz... gecekonduları bilenler bilir, bu evlerin çevresi taş duvarlarla ya da demir çitlerle çevrilidir. parası olan taş duvar yapar olmayan demirle çevirir... dedem evleri yapmadan önce duvarla örmüştü ki imar izni çıktığında yeri değişmesin diye... yani tarla arasası dağıtılırken arsanın üzerindeki taşınmazlara bakılır, eğer arsanın üzerinde bir taşınmaz varsa o arsa taşınmazın sahibine aittir gibi... her neyse bu konulara girmeyeceğim zaten hikayeyle bir alakası da yok...

    bahçem, dedem bahçeye bir dut ağacı dikmişti kendi elleriyle, dut ağacımın altında da bir çekyatım var, gerçi kırık, yırtık ama iş görüyor... genellikle yazları olmakla beraber çoğu kez bu çekyatta ziftlenirim... bu arada dut ağacının hemen sağında küçük bir bahçem var, bu bahçeye de domates, yeşil soğan, yeşil biber, maydanoz ekerim... ha bir de yazları yediğim kavun ve karpuzların çekirdeklerini bahçeye atarım ve o attığım karpuzlar da aynı sene olmasa da bir diğer yıl filizlenip meyvelerini verir...

    neyse, dışarı çıktım aklımda önce yunus amca'ya sonra da fırına uğrayıp ekmek almak var, bu arada çayın suyu koymuşum gidip gelene kadar kaynar herhalde...

    sokağın başına geldiğim de bir de ne göreyim...

    merve...

    o zaman 20 yaşlarında idi... ve evet ben biraz değil ondan çok büyük olmama rağmen uzaktan uzaktan seviyordum... elif'e baktığım gibi değil tabi ki, ciddi bir şekilde hatta bu ilgimi ona da anlatmış ve yaşımı 26 olarak söylemiştim...

    merve, kısa boylu sayılacak biriydi fakat o kısa boy kompleksi yüzünden daima uzun topuklu ayakkabı giyerdi ki hala da öyle... kızıl saçları, beyaz teni ile tam bir melaike... vurgundum merve'ye... hem de öyle bir vurgundum ki onu görür görmez arş-ı alaya varıp cennetin kokusunu alırdım...

    merve, önümde sallana sallana yürüyordu, siyah deri montu, başında siyah beresi, beresinin altından saçaklanan kızıl saçları. acele et dedim cass, yetiş oğlum merve bu...

    adımlarımı hızlandırarak merve'ye yetiştim...

    +günaydın...

    o ne bakıştı yarabbim, ben benden geçtim...

    -günaydın
    +geç mi kaldın

    gülümsedi...
    -hayır
    +işe gitmiyor musun
    -bugün izin aldım
    +ne oldu ki
    -hiç, bakırköy'e gideceğim.
    +hayırdır
    -ne çok soru sordun ya,
    +pardon
    gülümsedi yine
    sustuk bir süre, caddenin başına gelince ona bakarak
    +dikkat et kendine, görüşürüz yine...
    -görüşürüz dedi,

    ben yunus amcaya doğru giderken o da otobüs durağına doğru yürüdü...

    ah merve, bir bilsen içimdeki seni, bir bilsen...
    Tümünü Göster
    ···