-
2701.
0yine bekliyoz amk
-
2702.
0okuyacağım.
-
2703.
0@2211 hani bu gece bir part daha geliyodu ?
işte cass, bak anlatmak istediğim şey bu amk. sen böylesin, yanar döner bi zütverensin. nerde part ?
kafana silah dayayıp o part bu gece gelecek dedik mi ?
hayır.
e ulan dürzü o zaman neden sallayıp sallayıp kaçıyosun be dıbına koduğum ?
panpa, bak hala sakinliğimi koruyprum aadam gibi çıkıp söylesene yok desene yazmıycam bi ay desene muallak herif.
özet: cass hala aynı cass dıbına koyam cass -
2704.
0BACIN SiQEM YAZ
-
2705.
0küfür etmeyin derken oyun oynuyo aslında istiyo yoksa niye gelip yazıcam diyip yazmasın .
Koduğum 4 gün önce geldin sabah akşam yazıcam küfür etmeyin dedin ne sabah var ne akşam.
Dün geldin yazıyorum akşam gönderirim dedin eee yine yok. E ben ve benim gibi kişiler hala küfür etmedik.
Ne tak yemeye çalıştığın az çok belli - hadi biran önce bitir..
özet : Bizim günahımız ne gavat bitir biran önce... -
2706.
0yaz hadi yaz ne amcık adam çıktın belam gibildi 2 aydır burada.
-
2707.
0rizörvd
-
2708.
0sayfa 86
-
2709.
0senin izzeti nefsini gibim cass bu kadar adama işkence ediyosun gavat
-
2710.
0lan amk muhsin nerden çıktı 1. sayfada ne güzel incici kız vardı
2.3. sayfalarda incici kız gitti muhsinin aşkını okuyoz -
2711.
0hadi la cassio
-
2712.
0reservergdsy
-
2713.
0okuruz amk
-
2714.
0reserved
-
2715.
+1 -2Telefon zilinin çığırtkanlığı, beynimin çeperlerine yani doksanlık diye tabir ettiğimiz (kulakların hemen üstündeki) bölgeye atılan şutlardan farksızdı… bir de geceden kalmanın verdiği baş ağrısı...Tümünü Göster
Keşke o kadar içmeseydim... hem ne vardı o kadar içecek ki, iki duble bilemedin üç duble iç kalk... Fondipler falan, al sana fondip cass… gel de şimdi akşama kadar bu ağrıyı çek… bir de şu telefon sussa…
Nerede çığırdığını bilsem susturacağım da bilmiyordum zira kulaklarımda fazladan delik açmak için kendini yırtarcasına çalıp duruyordu...
yataktan hiç kalkmadan ellerimle çekyatın altına, yastıkların arasına, altına baksam da bulamadım, acaba ayaklarım yatağın kıç tarafına mı taşıdı... ayaklarımla da battaniyenin içini kolaçan ettim fakat yine aynı, yoktu...
ben bulamadıkça o çaldı, kim ki bu kadar arayan? insan bir kere arar iki kere arar, kaçıncı arayış bu…
nokia’nın “nokia tune” zil sesi sanki çalmıyor da ağrıyan başıma tecavüz ediyordu… koyduğumun telefonu, çalacak saat mi bu şimdi, saat kaç ki? on olmuştur kesin…
daha fazla dayanamayarak yatağımdan kalktım… önce salondaki masaya, sonra bilgisayar masasına baktım ama nafile...
belki de salonda değildi zira telefonun zil sesi varlığına delil olsa da kendisi varlığını inkâr eder gibiydi…
iyi de salonda olmasa ses bu kadar yakından gelmez ki...
birkaç dakika sonra telefon sustu, arayan kişi aramaktan yorulmuş olacak ki peşpeşe aramaları kesmişti... telefon susunca artık senden hayır yok dercesine umursamayarak masanın üzerindeki sigara paketimden bir sigara aldım...
mutfağa gidip tek kapılı dolabımın kapısını açtım, dolap tam takır olmasa da istediğim ve arzuladığım yegâne şey; yani siyah zeytinlerim, bir tabak içerisinde baş ve işaret parmağımı bekliyor gibiydi… zeytinyağı ve limonla soslaşmış zeytinlerden üç tanesini art arda ağzıma alarak; kendisinin suyunu ve sosun ekşiliğini afiyetle emmeye başladım… zeytinlerin ve sosun suyu bitince zeytinleri de mideme uğurladıktan sonra tuvalet artı banyomun yolunu tuttum…
tuvalet artı banyo kapısına vardığımda sigaramı yaktım, çakmağı da gelişigüzel salonun ortasına fırlattım… tuvaletteki küçük aynadan kendime baktım, sigaranın uzunluğu neredeyse yüzümün çevresiyle eşdeğerdi… dudaklarımın arasındaki sigarayla kendi yüzümün korkunçluğuna şahit olmam “muhsin’in senden korkuyor oğlum” sözünün aklıma gelmesiyle aynı saniyelere denk geliyordu...
harbiden de korkunçmuşum lan ben, bu ne dıbına koyayım… sabah sabah uykulu gözlerle uyandım ondan mı acaba, ya da gece çok içtim yüzüm şişti, yüzüm şişse korkunç olmam ki aksine güzelleşirim ki zaten zayıfım, kilo mu verdim ben… en son ne zaman tartıldım, zayıflıktan değil bu sigaralı yüzümden... sigara yakışmıyor bana... ki bu halde ben bile korkuyorum kendimden, merve haklı galiba, ben korkunç biriyim… sigarayı dudaklarımın arasından alarak gözlerimi kıstım, biraz önceki korkunçluk hali yerini sevimliliğe bırakmasa da korkunç da değildim artık… acaba merve sigara içerken mi gördü beni, bu halimden mi korkuyor… yüzüm ufak gerçi, sigara da uzun olunca … bundan sonra merve’nin yanında sigara içmeyeceğim…
merve, nokia tune, telefon, merve… bugün pazar…
merve mi aradı acaba… sigaramı tekrar dudaklarımın arasına alarak alelacele tuvaletten çıktım… koşar adım salona giderek telefonu aramaya koyuldum…
kesin merve aradı, sigaranın dumanı gözlerimi yaksa da ne sigaramdan ne de arayışımdan caydım… hem telefonu bulacak, hem de sigaramı içecektim… tek gözle de olsa salonda aramadığım yer bırakmadım ve fakat telefona bir türlü ulaşamadım… yavaş yavaş arayıştan sıkılınca çekyata oturdum, sağ elimle dudaklarımın arasındaki sigarayı yavaşça aldım, sol elimin avucunu, kayık şekline getirerek, sigaramın ucundaki külleri, kayık şeklindeki avucuma döktüm…
sigaramı ağzıma alıp bir fırt daha alacaktım ki,
“tiynn tiynnn, tiynnn tiynnn” sesiyle irkildim…
buldum seni deyip sesin geldiği tarafa… yani tam olarak arka tarafıma baktım… evet, ses arka taraftan geliyordu… çekyatın arkasından… sağ elimdeki sigarayı sol elime almak isterken avucumdaki küller yere dökülse de oralı bile olmadım… hemen çekyatı sağa doğru çektim…
evet telefon oradaydı…
yerde…
çekyatın üzerine uzanarak, yerdeki telefonu almaya çalıştığımda sol avucumdaki kalan kül de battaniyeye ve çekyata döküldü… ağzımda da sigara… yere de bakamıyorum, baksam battaniyeyi ya da çekyatı yakacağım… başımı yukarıda tutarak sol elimle külleri yayarak yok ettim, sağ elimle de yerdeki telefonu aldım…
hemen doğrularak telefonun ekranına bakmak istesem de sağ gözümü açamadım zira duman fazlasıyla tahrip etmiş ve sağ gözüm de bu tahribe birkaç damla yaş dökerek karşılık vermişti… ağzımdaki sigarayı, sol elimin işaret ve orta parmağımın arasına alarak… sağ elimdeki telefonu, sol gözüme doğru yaklaştırdım…
bekleyenler :
4 cevapsız arama
1 yeni mesaj
uyarısı vardı…
imleci, telefonun yön tuşlarıyla 1 mesaj kısmına getirerek “göster” tuşuna bastım…
gördüğüm tek şey “merve” yazısıydı…
o an kalbim, gaza korkak basıp, ayağını aniden debriyajdan çeken acemi bir şoförün altındaki arabadan farksızdı…
kütleye kütleye seçeneklerden “aç” kısmına bastım…
“
merve
annem izin vermedi :(
”
mesajı okur okumaz "sütten kesilen ineğin hüznü" kapladı içimi, telefon elimde çekyata yığıldım, sol elimdeki sigarayı dudaklarımın arasına alarak bir fırt çektim… vermedi mi, sen mi almadın merve… ya da almak mı istemedin? niye yalan söylüyorsun ki gelmek istemiyorum de olsun bitsin…
“cevap yaz” kısmına basarak,
“isteseydin alırdın da neyse sen bilirsin : )”
diyerek telefonu masanın üzerine fırlattım… cevapsız aramalar vardı cass... tekrar telefonu elime aldım, arama kaydından cevapsız aramalar baktım...
3 tanımadığım numara ikisi vodafone, biri 212 li bir de muhsin...
konuşmak isteyen bir daha arar deyip telefonu masaya bıraktım...
elif’e bakayım ben…
bilgisayar kasasının büyük dikdörtgen düğmesine bastım… siyah ekran üstüne beyaz yazılar geçerken duş alayım da kendime geleyim dedim… asıl şimdi kork benden merve… kaybettin beni, bir daha seni beklersem ya da bakarsam bana da cass demesinler… izin vermemişmiş, yedim ben de…
sigaramdan bir fırt daha alarak tuvalet artı banyomun yolunu tuttum… tuvaletin kapısında sigarayı tuvaletin kara deliğine attım… tuvalette işimi gördükten sonra “simbo” marka şofbenimin yuvarlak düğmesini “3”e getirerek suyu açtım… yıkandıktan sonra kirli donumu da şampuanla yıkayıp tuvalet artı banyomun içindeki tele astım… kapının arkasındaki havlulardan birisini belime, diğerini de omzuma alarak salona geçtim, masadaki sigara paketinden bir sigara alarak yaktım…
bilgisayar açılmış, ekranda “msn” penceresi vardı… msn penceresini kapatarak “google chorme”nin simgesine çift tıkladım… açılan ekranda sözlük ilk penceredeydi, hemen sözlüğün küçük penceresine tıklayarak sözlüğe giriş yaptım...
inbox’um mavi… hemen tıkladım… -
2716.
+2 -3(…)Tümünü Göster
günaydın sevgilim * bugün harika hissediyorum kendimi. yeniden doğmuş gibiyim. güzel bir rüya gördüm, senin evdeyiz, yayları kırık çekyatının (öle demiş idin) üzerinde karşılıklı sigara içiyoruz. sen yine yaramazlıklar yaparak dumanını ağzıma doğru üflüyorsun ben de napiyorum bil bakalım? bilmezsin tabi ha ha * ben de o dumanı alıp içime çekiyorum * sen doluyorsun içime bir güzel, her yanım sen idin artık içimde sen. sonra kıpkırmızı bir şeytan dürttü beni işte, kalk dedi o seni düşünmüyor bile dedi. evine de davet etmez kızım manyadın mı dedi. gibtir git lan dedim ona ben, sever beni o dedim, hem niye sevmesin ki dimi ama.
nasıl, iyi yapmış mıyım?
hem bak şu an senin yerine da sigara içiyorum.* dumanını üfle hadiiiiiiii
cevap yaz | sil | 7 şubat 2010, pazar 10:47
gülümseyerek mesajını okudum, deli diye de içimden geçiriyorum…
nickine bastım, yeşildi…
“…)
günaydın…
o şeytana söyle, onun o kıllı zütünü giberim, akıllı olsun ve rahat bıraksın seni de beni de : )
geçmiş | sil | 7 şubat 2010, pazar 11:41
o gün bayağı bir mesajlaştık…
elif haddinden fazla bana yakınlık gösteriyor ve değer veriyordu, ya da ben öyle anlıyordum ama gururumun okşandığı bariz bir şekilde ortadaydı zira elif'in gönlümdeki yerini bile sorgular olmuştum... en azından evliliğini ve çocukluk hallerini kıyaslıyordum...
ne bileyim keşke evli olmasaydı diyordum... bari evlendin çocuk yapmasaydın; geri zekalı işte, mal... çocuğu da hasta gerçi, yapmasaydı hasta olmazdı ki, çocuk bile olmazdı... hem belki o vakit ona farklı bakabilirdim... şimdi bakire de değildir de bilmiyorum... çocuk olmasaydı ne tak yiyecektim k? merve'nin yerini alır mıydı? yerini alamasa da gönlümdeki yeri farklı olabilirdi...
ne bileyim belki de "namus iki bacak arasında değildir" diyen gavatları anlamaya çalışabilirdim... ya da anlardım... yannan anlardın, patlak lan karı, milletin yüzüne nasıl bakacan? muhsin'e, yunus amcaya, kala kala patlak bir kadına mı kaldım ben, eğlen bırak... fazla da düşünme, bu ne lan diyerek başımı sağa sola salladım, kendime gelip saate baktım… bilgisayarın saati 14:39’u gösteriyordu…
sigara paketinden bir sigara çıkartarak yaktım, biraz önceki sabuklamaları tekrar düşünüyor ve kendime hak vermek için sebepler arıyordum, yalnızlığım gavatlığa davetiye çıkarmak için ufacık şeylerin bile altını çiziyordu... aslında gavatlığa meyil değildi bu, merve'ye tepkiydi de kendimi olmadık kimliklere sokmanın ne manası vardı ki, altıüstü bir ekilmeydi... ekmeseydi, ben ekilecek adam mıyım? merve'den hıncımı alırcasına elif’e yakınlık gösterdim ve fakat evli ve çocuklu olduğunu düşündükçe de tekrar başa dönüyordum... evet hata yaptığımı düşünüyordum…
ve evet elif mesajlarında bana bağlı ve beni sevdiğini ve hatta çok çok sevdiğini ima ediyordu. hatta merve’nin varlığındaki yokluğunu onda var edip kendimi teselli etmeye çalıştım ve bir nebze de olsun bunu başarmıştım; zira akşamüzeri yunus amcaya gitmeye hazırlanırken aklımda ekilmenin hüznünden zerre yoktu...
elif’e ben nevale almaya gidiyorum deyip evden çıktım… -
2717.
+3 -1yunus amcaya mı uğrasam muhsin’e mi?Tümünü Göster
muhsin’ler dışarı çıktı mı acaba…
muhsin’i bir arayayım…
montumun iç cebimden telefonumu çıkarttım, bu arada nokia n70 kullanıyorum ki hala da kullanıyorum…
son aranan kısmından “muhsin cep”i bularak yeşil tuşa bastım…
-alo
+alo muhsin
-vayy cass’im ne haber
+iyiyim napim, nerdesin
-seval’leyiz valla, buluşalım dedi, metroport’tayız şimdi de sabah aradım seni
+ uyuyordum... metroport neresi,
+haa tamam tamam, ee napıyonuz
-var ya hani bakırköy’deki..
+evet hatırladım, ee ne yapacaksınız
-ne yapalım valla, sinemaya gideriz birazdan
+sinema mı? ne izleyeceksiniz
-ejder kapanı’nı izleyeceğiz, 3 buçukta başlıyor.
+ejder kapanı
-uğur yücel le kenan imirzalıoğlu oynuyor, sen de gel istersen
+yok sağol muhsin, siz izleyin
-gel işte lan
+yok yok benim işim var valla
-ne işin var oğlum
+bilgisayarda işim var
-iyi sen bilirsin cass
+neyse, seval’e selam söyle
-onun da sana selamı var
+iyi hadi görüşürüz
—görüşürüz
merve’de yanlarında mı acaba, sesi gelmediğine göre… nasıl soracağım ki, muhsin merve de orada mı diye…
muhsin’in sokağını geçerek yunus amcanın yanına gittim…
+nasılsın yunus amcaa
- cass gel gel, ben de sana gelecektim
+ne oldu yunus amca hayırdır
-hayır hayır
+ne oldu ki, niye bana gelecektin
—bir şey olmadı evlat, seni bir göreyim dedim
+sağol yunus amca da dün buradaydım
-biliyorum, biliyorum…
-hele sen bize naim’den iki çay söyle de gel şuraya otur,
(tezgahın arkasında küçük bir taburesi vardı)
+tamam
yunus amcanın tam karşısında kahvehane vardı, gerçi hala da var… mahalle olarak biz kısaca kahve diyoruz ama kıraathane ve kahvehane gibi isimleri de var bu mekânın…
bir koşu kahveye gidip iki çay söyledim, naim abi’den “tamam” onayını alınca yunus amcanın bakkalına gidip, gösterdiği yere oturdum…
+söyledim…
-iyi gel bakalım…
+ne oldu yunus amca
-bir şey olmadı evlat, ne olacak, seni merak ettim
+eyvallah yunus amca da ne bileyim sanki bi
-yok evladım önemli bir şey değil
+peki
-ne yaptınız dün gece
+ne yapalım, sabri ağabeye gittik, ha sabri ağabeyin de sana selamı vardı, biraz içtik, gerçi çok içtik ama başım da zonkluyor vallahi
-çay gelsin iyi gelir
+kahve mi içseydim
-o da olur da bak ne diyeceğim
(elini ceketinin iç cebine koydu, beyaz bir zarf çıkartarak)
-sen bu paraları al
(bir yere borcu vardır, beni gönderecek galiba diyerek zarfı aldım)
+bu ne yunus amca
-sen al bunları, köye git...
-kaç zaman oldu, bi git gör köyünü, köydekileri...
+ne köyü yunus amca ya o nereden çıktı
-annenin, kardeşlerinin mezarını da ziyaret edersin işte, bir fatiha okursun evladım, vazifen bu senin, yerine getir...
+ya ne vazifesi yunus amca, ben zaten buradan okuyorum duaları...
-buradan okumakla olur mu, yanlarına git, seni özlemişlerdir, annen kardeşlerin... hem biraz kal orada, ne bileyim birkaç gün, sana da iyi gelir...
+yok yunus amca sağol...
+al sen paranı...
-cass sana git diyorsam git, bu kadar şey yapma... gaddar olma,
+ne alaka yunus amca, ne gaddarlığı... tamam ben boş bir vaktimde giderim...
-cass
+yunus amca işlerim var vallahi bak, gidemem şimdi, yemin ederim...
-işlerini sonra yaparsın, ya da söyle muhsin'e o yapsın, sen git.
+...
ne desem de boş, yunus amca gitmeme ayarlı saat gibi durmadan söylediklerini tekrarlıyordu... elimdeki zarfı tezgaha koyarak "ben bakayım, yunus amca işlerimi hallede-bilirsem giderim" deyip kalktım... dükkanın hemen sağındaki efes dolabını açtım, dört adet bomonti, iki adet efes xtra, bir adet kırmızı tuborg aldım... dolabın yanındaki tezgahtan da büyük paket lays aldım... aldıklarıma iki muzlu kek, iki otuzbeş kuruşluk eti meyveli kek ve yarım kilo da siyah zeytin ekleyerek sağ elimi kaldırarak "allahaısmarladık" yunus amca görüşürüz dedim...
-bak düşün, bana haber et.
+tamam
tam kapıdan çıkarken, kapının yaınındaki çekirdek rafından da 1 tl'lik çekridek aldım...
yunus amca'nın bakkalından çıkar çıkmaz yunus amcanın elindeki zarf geldi aklıma...
nereden çıktı ki bu gitme işi...
dün bir şey yoktu, bugün ne oldu da beni köye gönderiyor...
gideyim mi? ne yapacağım köyde, kışın ortasında... merve'ye iki çift lafım var, elif var... ne köyü, nerede kalacağım ki... iyi de ne oldu? birisi mi öldü acaba, iyi de kimim kimsem yok ki, köylüden bana ne...
gittim mi, gitmedim...
ama keşke gitseydim... -
2718.
0yardır reyiz ! okucam şindi
-
2719.
0rezerved
-
2720.
-1vay vay vaaaaaay.
-
gran torino seni parça parça yapıcamm
-
gran torino ya şuku atan yazar
-
of karım benim
-
ulke bitmiss
-
o gün asla gelmeyecek
-
mahalle yanarkenn huur saçını tararmış
-
göz hakkı diye bir şey var
-
zalinazurt boranın tavsiyesiyle
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 22 01 2025
-
keşke sözlüge bir şey yazdığımda
-
beyler bunlar bizimle taşak mı geçiyor
-
ekşide 5 yıllık yazar hesabım var
-
yıl olmuş 2025 hala çaylak var
-
keske sekreterim olsa
-
cidden öleyim ya
-
sırtlancan tayfa zamanı sözlükk
-
bu ülkede ahlaksızlığın cezası yok
-
corps hanım meraba
-
kissadan hisse
-
kitapların bana katacagi hic bise yok
-
zalinazurt annesi yorumlamaa
-
6 ay inci yok
-
babamin vizyonunu
-
bir tatil için baliye gitmiştimm
-
corps hanım pm kontrol et
-
ezanlar bir saniye bile susmasın istiyorum
-
uykuya dalamiyoeum la
-
ölünce beni kim yikayaca k
-
imş direksiyondur
-
bunu traşlasam acayip rahatlar
- / 2