Analizler
1-Cumhurbaşkanı, Recep Tayyip Erdoğan
2-AK Parti, Ahmet Davutoğlu
3-CHP, Kemal Kılıçdaroğlu
4-MHP, Devlet Bahçeli

1-)
Şu an gücünün doruklarında olmasına rağmen hala bir yerlere gücünün yetmediğini söylemesi biraz garip gelmekte. Kara listeye aldığı kişi ya da kurumu ima etmesi bile yeterli. Yandaş medya emir telakki ederek anında yüklenir.Ne vatan hainliği kalır ne çevirdiği dümenler. Yasama, Yürütme ve Yargı da onun gücünü test edecek kimse yok. Başkanlık istemesi gündem de bir şey bulamamasından kaynaklanıyor. Solcular ihtilal yapmak için yürüyor dedi, solcular bitti. Askerler ihtilal yapacak dedi en alttan en üste herkes içeri girdi. Cemaat paralel dedi, öyle bir vuruldu ki adamlar yamuldu. Kardeşim Esad bir günde diktatör Eset oldu...
Beraber yol aldıkları,hep aldatan oldu. Cari açık rekor kırdı. Dünyada bir tane bizi savunan ülke kalmadı.Şimdi başkanlık konuşulmazsa millet ikiye ayrılmaz.Bu sorunları konuşmaya başlarlarsa mazallah sıkıntı olur.
Söylediği her sözün medya ve kendisine inananlar tarafından altı dolduruyor ve bir öz savunma gücü oluşturuyor. Konu ne olursa olsun sonuç fark etmemektedir. Eleştiri kapısı kapalı olduğundan güç erimesi yaşamıyor.

2-)
Parti olarak büyük bir çoğunluğu yandaş medyayı ve Cumhurbaşkanının konuşmalarını takip eden milletvekillerinden oluşmakta.

Yarın Cumhurbaşkanımız cemaat aslında suçsuzmuş biri bizi aldatmış dese hemen hep beraber aynı konuyu enlemesine ve boylamasına açıklarlar.Şu yazar kötü dediyse iş bitmiştir. Anayasa mahkemesi bile infaz edildi.

Cumhurbaşkanımız terör örgütüne IŞiD derken herkes aynı kısaltmayı kullanıyordu. DAIŞ dedi takip ettim;gazetelerde, vekillerde aynı kısaltmayı kullanmaya başladılar. Hepsi savunmak zorunda ama bazıları o kadar ileriye zütürüyor ki bunun karşılığında bir koltuk olmamasına mantık çözüm bulamıyor.

Başbakanımız gücü eline geçirebilse bazı konularda dur diyebileceğini tahmin ediyorum.Ama şu an bu imkansız gibi. Bazen o kadar çok bağırıyor ve hüzünlü konuşuyor ki sanki içindeki isyanı anlatıyor.

3-)
CHP kimlik bunalımı yaşamakta ve bu sorunu nasıl çözeceğini bir türlü belirleyememektedir.Bir taraf da ulusalcı, milli devlet isteyen, Atatürk ilkelerini sonuna kadar savunan ve partinin gerçek kimliğinin bu olduğunu söyleyenlerle;halkların kardeşliği teranelerini otonom yönetim için tekrarlayanlar, bazı fikirleri milli devlete hiç uymayanlarla karşı karşıyalar. Bundan dolayı tam ve net bir politika üretemiyorlar. Söylemler hep fulü kalıyor.Net bir söylem olmayınca oy verme ihtimali olanlar bu karmaşada elden gidiyor. Siyasi söylemlerinde MHP ile HDP arasında kalmış bir görünüm var.Bu durum kesinlikle doku uyuşmazlığına sebep oluyor. Milliyetçi ve ulusalcıysanız HDP söyylemlerinin aynısını tekrarlayanları içinizde barındırmamanız gerekir.
Kemal Kılıçdaroğlu;her ne kadar partinin tek hâkimi görünse de yukarda ki sebepten dolayı parti içinde büyük ayrışmalar var. Herhangi bir grup kendini güçlü gördüğü anda bu politikaları eleştirerek başkaldıracaktır.

4-)
En rahat olması gereken parti iken en zorda kalmayı başarmış bir partiye dönüşmesi gerçekten garip. Türkiye için söylediği siyasi söylemlerin her ferdinde uyuşmasına rağmen sürekli kan kaybediyor. Partinin her oy vereni "Milliyetçilik, Vatan bütünlüğü, terör,ülkücülük" gibi ana konularda fikir ayrılığına düşmediği gibi korkunç bir iktidar özlemi ve vatanın elden gitme korkusu damarlarına kadar işlemiş bir kitleden oluşuyor.
Tabanda istisnasız büyük çoğunluk genel merkezin hatalarından oy kaybettiklerini düşünüyor. Genel merkez;bu sesi duyduğunu iddia eden ve değişiklik isteyen Sinan Ogan, Meral Akşener ve Koray Aydın'ı değerlendirerek büyümek yerine parti üzerinde oyunlar oynandığı söylemleri ile günü kurtarmaya çalışıyor.Bu söylem tabanın düşüncelerini değiştirmesine yetmeyecek gibi görünüyor.

Devlet Bahçeli uzun bir süredir çok az muhalif ses ile mücadele etmiş ve genel de devlet adamlığından dolayı saygı ile karşılanmıştır.Ama bu görüşler Kasım seçimlerinden sonra çok sert bir kırılmayla güçlü muhalif seslere dönüşmüştür.Bu hareketin içindekiler bir değişikliğe karar aldıysa bundan vazgeçirmek neredeyse imkânsızdır. Hangi partili olursa olsun hiç kimse kendisine gayri ahlaki bir suç isnat etmemiştir.
Ama bazen en iyinin bile değişimi kaçınılmazdır. Tabandan aldığımız duyumlar kendi isteğiyle partiyi kongreye zütürür ise hem partinin hem kendisinin gönüllerde büyüyeceğidir.

5 - HDP
Kendi fikir ve emelleri doğrultusunda çok iyi yol alıyorlar.Her türlü anlaşmayı yaparlar, herkesle görüşürler. Hedefe gitmek için her yol mûbahtır. Sistemi ve yasaları zorlarlar. Eşbaşkanlık,kandil-apo-hükemet üçgenindeki görüşmeleri, siyasi söylemleri hep sistemi ve yasaları çiğneyerek yapılmıştır.