Ağa ve marabası yolda gidiyorlarmış. Ağa cins bir ata binmiş halde, maraba yayan.

Yolun kenarında bir inek pisliği görmüşler. Ağa, marabaya takılmak istemiş. Demiş ki: "Şu pisliği yersen sana bu atı veririm."

Maraba gitmiş pisliğe parmak çalmış, bir parmak dışkıyı mideye indirmiş. Ağa afallamış. E söz verdi, koskoca ağa sözünden dönecek değil ya. Attan inmiş, yerine marabayı bindirmiş. Bir yandan da içi içini yiyormuş: "Ulan en güzel küheylanımı bu adama kaptırdım. Hem şimdi, köylü beni yaya marabayı at sırtında görecek, beni tefe koyacaklar."

Maraba da meğer kin gütmedeymiş: "Ulan herif resmen bana tak yedirdi. Fakirliğin gözü kör olsun" diye.

Biraz gitmişler, karşılarına bir pislik daha çıkmış. Maraba demiş ki: "Ağam, şu pisliği yersen sana atı geri vereyim." Ağa da olur demiş, bir parmak pislik yutup atı geri almış.

Köye yaklaştıklarında maraba sormuş: "Ağam, yola çıktığımızda ben yayaydım sen atlı. Şimdi ben yine yaya, sen yine atlı. Lan biz bu taku niye yedik?"

Cemaati yıllarca terör örgütü belledik koğuşturduk. Sonra adamları aldık polis, bürokrat yaptık. Şimdi cemaaye gene terör örgütü diyoruz.

Suriye'den nefret ediyor, terörist devlet sayıyorduk. Sonra kankası olduk. Şimdi yine terörist devlet sayıyor, nefret ediyoruz.

Çözüm süreci dedik, Leyla Zana'ya haksızlık edildi dedik. Şimdi, HDP'lilerin dokunulmazlığını kaldırıyoruz. Neden? Bazı HDP'liler terörist cenazesine gidiyormuş. E bu Leyla Zana denen karı her hafta gidiyordu terörist cenazesine?

Ulan ağalar, biz bu taku niye yiyoruz?