/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 3.
    0
    Ben okurum sardı
    ···
  2. 2.
    +1
    Devdıbını okumak isteyen olursa atarım
    ···
  3. 1.
    +1
    SiYAHIN KARANLIĞINDA KIRMIZIYA BOĞULMAK

    Göz kapakları yavaş yavaş açıldı. Parlak bir ışık gözlerini kamaştırıyordu. Bulanık görüntü yavaş yavaş netleşti. Kırmızı ve parlak led ışığın altında ki diğer yedi kişiyi gördü, onlar da onu. Bir anda bir siren sesi onu korkuttu, açılan garaj kapılarını farketti. Herkes koşup farklı kapılardan dışarı çıktı. Garaj kapılarının üstünde ki sayılara odaklandı. Giderek azalan bir zaman dilimi ona elli saniyeden az süre bırak mıştı. Dışarı çıkması gerekliydi, en azından içinde ki ses ona öyle söylemekteydi. Koşmaya başladı ve “A” kapısından çıktı. Dışarıya çıktığında tekrardan gözleri kamaştı. Dışarısı daha aydınlıktı. Görüntü netleştiğinde bir ormanda olduğunu farketti. Gurp! Karnının guruldaması belki burada yiyecek bir şeyler bulabileceğini hatırlattı. Ağaçların arasından yürüyerek yiyecek bulma umudu ile etrafına bakınıyordu. Bir elma ağacını farketti ve ilerledi. Bir anda sağ bacağı ona şiddetli bir acı hissetirdi. Dizinin üstüne çöktü ve eli direk sırtına gitti. Göz bebekleri büyüdü. Onu şok eden bacağına saplanan oku görmesi miydi yoksa sırtında kocaman bir kılıç taşıması mı? Sorunun cevabını bulamadan kılıcını kınından çıkardı ve çevreyi gözlemlemeye başladı. Omuzuna bir okun saplanmasıyla kan patladı. Okun geldiği yönde bir kadın gördü. Gördü fakat görüntü bulanıklaştı ve kılıcının ellerinden süzüldüğünü hissetti. Yere düşen kılıcın çıkardığı ses ile beraber göğsünün ortasına bir ok daha saplandı. Daha bir saniye geçmeden bir tane boğazına ve bir saniye daha geçmeden alnına bir ok daha saplandı. Yere yığıldı, düşünme yetisini kaybetti ve artık onun için karanlıktı...

    Göz kapakları yavaş yavaş açıldı. Kırmızı parlak bir ışık, yedi tane insan, acıkan bir karın ve açılan garaj kapıları...
    Anımsamaya başladı. Kılıcını eline aldığı gibi koşması bir oldu. Açılan kapılardan ilk dışarı çıkan kişi o oldu. Bir fabrikanın içine girmişti. Korkusu onu çoktan gözüne ilişen ilk tezgahın arkasına gizlendirt mişti. Yerde sürten bir çelik ve adım adım ayak sesleri duydu. Tezgahın üstünden gizlice sesin geldiği yöne doğru baktı. Cüsseli, kirli sakallı, kıllı ve elinde baltasını yere sürterek bir şeyler arayan adamı izledi. Bulduğu ayakkabıları ayağına geçirişini izledi. Ne yapması gerektiğini düşündü. Anımsadığı tek şey şiddetti. Uygun anı kolluyordu. Adam bulduğu kolayı kafasına diktiği anda o yerinden fırladı. Adam onu farketti fakat çoktan kılıcını göğsüne geçir mişti. Kılıcını adamın göğsünden çıkardı ve suratına kanlar fışkırdı. Bir hamle daha yapmayı planlıyordu ki karşısında ki adamın öfkesi acıyla karışıp bir çığlığa dönüşerek onu geri savurdu. Tezgaha yapıştı ve sırtı zedelendi. “Seni ahmakk!” dedi kalınca bir ses. Kafasını kaldırdığında gördüğü göğsü delik, öfkeli ve kocaman bir cüssenin kocaman bir baltayla üzerine doğru geldiğiydi. Adam baltayı havaya kaldırdı ve o baltanın kafasına ineceği aşikardı. Yana sıçradığı gibi tezgahın ikiye parçalandığını gördü. Ayakları yere basar basmaz cüsseli adamın üzerine sıçradı ve dik bir şekilde kılıcı adamın göğsünün yan tarafından soktu. Bu kritik hamle sandığı üzere adamın kalbini parçalamalıydı. Kılıcını deştiği vücuttan çıkardığında adam yere serildi. Kılıcının üzerinde ki üç yuvarlak şekilden biri kırmızı renklere boğuldu. Garip bir haz duygusu hissetti. Güçlendiğini hissediyordu. Ardından sanki bir megafondan çıkarmışcasına bir ses “Denek 0001, Helxi’ yi saf dışı bıraktı!” dedi. “Denek 0001”. Daha çok adını öğrenmek yerine aslında anımsamıştı. Kılıcını kınına soktu ve adamın üzerini aramaya koyuldu. Bulduğu tek şey bir çift ayakkabı ve yarısı içilmiş bir kolaydı. Kolayı içti ve boş kutuyu yere attı. Ayakkabıları ayağına geçirirken geldiği garaj kapısının kapanmakta olduğunu gördü. Kapı kapanınca şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Megafonda ki ses “Lobi yok edildi!” dedi. Demek ki orada kalsaydı lobiyle beraber o da yok olacaktı...
    O hayatta kalmak istiyordu. Ölümü anımsadı, ne kadar acı verdiğini anımsadı. Bu sefer ölmeyecekti, kararlıydı. Kazanmak istiyorsa devam etmeliydi. Arkasını döndüğü anda kafasına bir namlu ilişti. Puro tutan sakallı bir ağız “çav” dedi ve silahın patlama sesi duyuldu.
    “Soxax, Denek 0001’i saf dışı bıraktı!”

    Göz kapakları yavaş yavaş açıldı. O da yavaş yavaş geri kapattı. Yere oturdu. Siren sesi çaldı, koşuşturma sesleri duyuldu fakat o bekliyordu. Hiçbir şey düşünmemeye çalıştı. Tahminine göre otuz saniye sonra burası yok olacaktı. Gözlerini açtı ve zamana baktı. On saniyesi kalmıştı. içini kaplayan korkuya yenik düştü ve en yakın olan garaj kapısından koşarak dışarı çıktı. Kapılar kapandı ve patlama sesi duyuldu. Ardından megafon “Lobi yok edildi!” dedi. Gözlerini ovaladıktan sonra gözüne deniz ilişti. Bir limandaydı. Denizin kokusunu, havanın hafif esintisini içine çekti. Biraz da olsa huzurlu hissetti. Ta ki gelen “Laxy, TTT’yi saf dışı bıraktı!” sesine kadar. Kaçan huzuru aklına bir fikir getirdi. Son kişi kalana kadar saklanacaktı. Deniz fenerine doğru koştu. içeriye girdi ve merdivenlerden yukarı koşar adımlarla çıktı. Deniz fenerinin tepesinde neredeyse tüm limanı görebiliyordu. Beklemeye koyuldu. Gurp! Karnı acıkmıştı...
    Hayır beklemeliydi, tetikte olmalıydı. Yiyecek ararken ve ya yerken öldürülmek istemiyordu. O anda limanda yürüyen cüppeli ve kapşonlu birini gördü. Suratı gözükmüyordu. Deniz fenerine doğru geliyordu. Gerilmeye başladı. O anda “Kreks, Laxy’yi saf dışı bıraktı!” dedi megafon. Daha çok gerilmişti. Tekrardan ölmek istemiyordu. Bitkin hissediyordu, karnıda açtı ve cübbeli kişi yaklaşıyordu. Deniz fenerinin kapısı açıldı, içeri girmişti. Merdivenlerde ki adım sesleri ölümü anımsatan bir işkenceydi. Yukarı çıkıyordu. Denek 0001 kılıcına sarılmaktan başka bir çözüm bulamadı. Savaşacaktı. Gurp! Karnı da çok acıkmıştı. Bir anlığına başı döndü ve cam boşluğunun çıkıntısına takıldı. Hızlı bir şekilde kendine geldi fakat çoktan hızlanarak aşağı düşmeye başlamıştı. Denize çakılmasıyla denizin acımasız tokadını yedi. Kılıcı batarken o yukarı çıkmaya çalışıyordu. Ellerini ve ayaklarını çaresizce sallıyordu çünkü yüzme bilmiyordu. Git gide batmaya başladı. Ağzı açıldı, köpükler çıkar çıkmaz ağzını kapadı. Biraz su yuttuktan sonra yukarıya çıkamayacağını anladı. Ciğerleri patlayacak gibi oldu. Bedenini rahat bıraktı. Gözlerini kapattı ve karanlık dibe doğru yolculuğuna devam etti.
    “Denek 0001 boğularak saf dışı kaldı!”
    Tümünü Göster
    ···