-
1.
+9bir köyünde açtım gözlerimi bu dünyaya. Doğduğum odayı görseniz acırsınız bana, hemen yan taraf ahır; tezek kokusu o gün sindi üzerimize bir daha da çıkmadı. Dedemin küçük bir bostanı vardı domates, salatalık,maydanoz, biber,kiraz, elma her şeyi oradan toplardık. Bize yetecek kadar bir tarlamız vardı babamgil ekerlerdi, yazın hep beraber tırpanlarla biçerdik sonra değirmene zütürüp un yaptırırdık, ebemde(biz neneye ebe diyorduk) onunla yufka ekmek yapardı, o yufka ekmeğin arasına kendi elleriyle yaptığı tereyağıyla yumurta pişirip dürmeç yapıp verirdi bize. Kızıl ırmağın sert akıntısında yüzmeyi öğretirdi amcam. Kangalımızın adı maykıldı, o da bizim gibi sadece ebemin yufka ekmekleriyle doyururdu karnını, et veremezdik, yoktu, yokluktu.. Sivasın karlı kış gecelerinde gaz lambasının ışığının altında dedem hikayeler anlatır, ebemin dizlerine yatıp dinlerdik. Dedemin güvercinleri vardı hepsine ayrı ayrı isimler vermişti, onun dostları onlardı, onlar kanat çırptıkça dedem mutlu olurdu. Bu saydıklarımdan başka hiçbir şeyimiz yoktu bizim. Ama ben bir gün bile olsa mutsuz olduğumu hatırlamıyorum, oysa şimdi her şeyim var ama boğazıma düğümlenen bir acı, yüreğimi yakan bir hasretlik, aklımı kaybettirecek seviyeye getiren bir mutsuzluk var. Keşke sivasın o küçük köyünde, ahırın yanındaki odamızda kalsaydık, keşke hiçbir şeyim olmasaydı da bugün yine ebemin dizlerine yatıp dedemin hikayelerini dinleseydim. Rabbim rahmet eylesin sizlere. Mekanınız cennet olsun. Sizi çok özledim küçük dünyamın büyük insanları...
başlık yok! burası bom boş!