+1
düşünce yolculuğunda "ben o patikaya girmem" demeyen, her yolu zorlayan, durmadan düşünen her insanın varacağı bir kavramdır absürd. ancak insan absürdle karşılaştığında ne yapmalıdır? nasıl bir düşünsel hamle yapmak gerektiği çok açık değil. camus aslında kitabında bu noktaya eğiliyor.
"absürdle karşılaşan insan ne yapmalıdır?" jaspers, kierkegaard, shestov, husserl'ın absürd karşısında ne yaptıklarını inceliyor. ancak bu insanların hepsinin felsefesel intihara teşebbüs ettiğini öne sürüyor camus. çünkü camus'ye göre bu insanların hepsi içsel huzurlarına kavuşmak için tanrıya, usdışına, çeşitli kavramlara yönelmişlerdir.
camus insanın iç huzurunun bu sorunun cevabını etkilememesi gerektiğini düşünür. absürdün aşılması gereken bir şey olduğuna karşı çıkar. ona göre absürde karşı verilebilecek her cevap absürd olacaktır. dolayısıyla camus absürdü aşmaktansa onun önünde beklemeyi yeğler. ölümle beraber absürdün de diğer her şey gibi yok olacağını düşünür. ancak bu kaçınılmaz sona doğru hızlandırılmış bir çabaya girmez.
absürdün yaşaması için insanın ona bakması gerektiğini söyler. bu açıklanamazlık rahatsız edici olsa bile insanın haddini bilmesi gerektiği ve sırf açıklama olduğu için herhangi bir açıklamaya tutunmanın ne kadar dayanaksız olduğunu belirtir.
tarih boyunca hayatın anlamsızlığına vurgu yapan insanlar da absürdle karşılaşmış insanlardır. mesela her ne kadar matematikçi yönü bilinmese de ömer hayyam. her türlü çağda ve her türlü mekanda anlamsızlığa, mantıksızlığa ulaşan insanlar hayatın saçma ve boş olduğu yargısına varmıştır.
absürdü aşmaya yönelik bir hareket oldukça çekici gelse de onun karşısında durmak yapılabilecek en tutarlı hamledir. bu noktada insanı saran azami seviyedeki ruhsal huzursuzluğun ölümle yok olacağını düşünmek ve absürdü odağından çekmeden yüzünü dünyaya, usa çevirmek sanırım en doğru hamle olacaktır.