Dedektif hırsızlığın işlendiği dev malikaneye girdiğinde evin her köşesinden onlarca çiçekten gelen kokuyu burnuna çekti. Mermer zeminli, iyi aydınlatılmış uzun koridordan geçip oturma odasına girdi. Oturma odasının bahçeye çıkan bir kapısı vardı ve o kapının yan duvarında bulunan, odayı ısıtan bir şömine bulunuyordu. Elini piyanonun tuşları üzerinde gezdirirken malikanenin sahibi sirkan da getirdiği buzlu çayı dedektife ikram etti.

D: Piyano çalıyorsunuz demek ki sirkan bey
S: Pek iyi çaldığım söylenemez, arada bir oturur ve kendimi geliştiririm.
D: Anlıyorum. Neyse konumuza dönelim. Yatak odanızdaki kasanızın kırılıp içindeki antika vazonun çalındığını duyunca gerçekten üzüldüm. Bir miktar para da çalınmış sanırsam.
S: Evet. Değerli antika vazomla birlikte 50bin tl'm de çalınmış. Maddi açıdan bu beni üzmüyor çünkü sigortam bunları karşılayacaktır. Ancak vazomun manevi değeri vardı. Hırsızın bulunmasını istiyorum.
D: Kesinlikle bunun için buradayım. Hırsızlığı ne zaman öğrendiniz? Ve neredeydiniz?
S: Tatile çıkmıştım Dedektif Bey. 6 ay boyunca kafamı dinlemek için tatile çıkmıştım. Hizmetçilerimi kovdum, güvenlik sistemim üst düzeydi. Hiçbir şeyin çalınmasına imkan yoktu. Ama bu sabah döndüğümde bu manzarayla karşılaşınca hemen sizi aradım.
D: 6 ay boyunca evde kimse yoktu ve bu sabah döndünüz öyle mi?
S: Evet.
D: Bu gerçekten kötü çünkü soygun 6 ay içinde herhangi bir zaman gerçekleşmiş olabilir. Buzlu çay için teşekkürler sirkan. Yatak odasını incelemeye çıkayım.

Dedektif , sirkanla birlikte yatak odasına yürümeye başladı. Uzun koridordan geçerken futbol muhabbeti yapıyorlardı. Tam koridorun sonunda dedektif duraksadı. Beyninde şimşekler çaktı ve sirkanın kollarına kelepçeleri taktı.

D: Sigorta dolandırıcılığından dolayı tutuklusun sirkan.

Dedektif nasıl anladı?

(Not: Dedektifin tutuklama yetkisi yok ama oraya takılmayın)

edit: aradığım cevap silliktir git panpamın çiçek cevabıydı.
Piyano tuşlarının tozlu olmaması da mantıklı ama tozlu olmadığını belirtmemişim.