Fidel Castro'nun vefatı üzerine şu vakayı nakletmek isterim.
Şans Kapıyı Kırınca filminin çekimi için Ferhan Şensoy ve diğer oyuncular Küba'ya uçuyorlar. Sinan Çetin de kafilede. Filmde ufak bir rolü var hıyar ağasının, zaten gerekli gereksiz her yerden çıkar durur bu Sinan dallaması.
Hazır gelmişken Küba'yı bir gezelim diyorlar. Sinan Çetin, gezi boyunca sürekli söylenip milleti canından bezdiriyor.
- Burası ne biçim ülke, bunlar ne kılıksız insanlar, sokaklar ne kadar dar, evleri ne kadar harap, bu ne biçim restoran, garson kızın zütü niye o kadar büyük...
Vır vır ötüp duruyor herif.
En sonunda Ferhan delleniyor. Ki düşünün Ferhan Şensoy gibi birini dellendirmek ne kadar zor.
- Ulan itoğlu it, herkes senin gibi zengin olmak zorunda mı? Bu insanlar fakir olabilirler, ama yüzlerine bir bak! Mutlular lan bu insanlar. Herkes gülümsüyor, ama sen o gülüşleri görmüyorsun.
Başka biri bu ayarı verse Sinan denen herif onu bitirir, oyunculuk hayatını sona erdirir. Ama Ferhan Şensoy'a kuşu ötmüyor tabii. züt gibi kalıyor.