-
1.
+6 -1şimdi ben altın yapmak istesem ama maden altın olmak istemese zorla yapabilirmiyim yoksa madenin düşüncelerini mi öneme almalıyım
-
2.
+2full metal alchemist izledin geldin dimi yavşak
-
3.
+1simyacılar önceleri, simya altını ile yaşam iksirini elde etmenin peşindeydiler. bu çabalarının sonucunda, bazı ampirik sonuçlar da elde ediyorlardı; ancak önceleri bunlar kendileri için pek önemli değildi. yüzyıllar geçtikçe “ölümsüzlük” düşleri azalıyor, ampirik sonuçlar daha fazla önem kazanıyor ve simya altını, sadece ölümsüzlük iksirini elde etmek için ihtiyaç duyulan bir madde olmanın ötesine geçiyordu. bilim ilerledikçe, simyanın gizemli yanları terk ediliyor ve sonunda, modern bilimin ortaya çıkışıyla simya, “eskiye ait öyküler” olarak tarihe karışıyordu.Tümünü Göster
eski doğu kozmolojisinde maddenin, çeşitli oranlarda birleştirilmiş hava, su toprak, ateş ve uzay gibi beş elementten oluştuğu ve madde dünyasının sıcak ve soğuk, yaş ve kuru, pozitif ve negatif, dişi ve erkek gibi karşıt kuvvetlerin etkisinde olduğu kabul edilirdi. makrokozmos ile mikrokozmos arasında bir etkileşim olduğu inancına bağlı olarak, gezegenlerle metaller arasında bir ilişki olduğu kabul edilirdi. buna göre, gümüş, ayın etkisiyle, altın maden filizi güneşin etkisiyle oluşmuş; bakır, venüs’ ün etkisiyle döllenmiş; demir mars, kurşun da satürn tarafından yaratılmıştı. insanın ilk işlediği demirin, “gökten gelen” meteoritler olması ve bunların göğün kutsallığına ait olduğunun kabul edilmesi de, bu inançları destekliyordu.
ayrıca, madenlerin dünyanın yaratılışı sırasında yaratıldıklarına değil de, yataklarında doğal biçimde büyümekte olduğuna inanılır ve madenler birer “embriyon” olarak görülürdü. eski doğu’ da, ceninin mitlerde ve büyüde önemli bir yeri vardı. vaktinden önce doğmuş olan bu “embriyonlar”ın, yani toprağın altındaki madenlerin tamdıbının, yeteri kadar beklenilmesi durumunda altına dönüşeceğine inanılırdı. kökeni mezopotamya’ da olan bu inanışlarda, insanın yaşdıbını önemli derecede etkileyen bir buluşun, tarımın büyük bir etkisi olsa gerek. toprağa ekilen tohumun büyümesi ve ürün vermesi süreçlerini gözlemleyen ve bunu bilimsel olarak açıklayamayan insanın, buna çeşitli anlamlar yüklemesi kaçınılmazdı. madenler de, tohumların ekildiği toprağın altında bulunuyordu ve aynı toprak, pekala bu madenleri de büyütebiliyordi.
“simya” (alchemy, alchimie) kelimesinin kökeninin, arapça bir kelime olan ‘el-kimya’ya dayandığı, arapça’ya ise çin’den girdiği düşünülür. izlerine ilk olarak mezopotamya’ nın eski uygarlıklarında rastlanan simya, eski çin, hint, mısır, yunan, islam ve ortaçağ ile rönesans avrupası’ nın kültürlerinde önemli izler bırakmıştır.
çağlar boyunca, simyanın izine rastlanılan tüm kültürlerde, simyanın, çin’ de taoculuk, hindistan’ da yoga ve tantracılık gibi, o kültürün gizemci gelenekleriyle ilişki içinde olduğu görülür. bunun yanında, doğu’ da simya, çileci ve tefekkürcü bir teknik olarak da karşımıza çıkar. bu kültürlerdeki eski simya metinlerinde, simyacının erdemleri vurgulanır. buna göre, simyacı sağlıklı, onurlu, sabırlı, namuslu olmalıdır; zeki ve alim olmalı, hem çalışmalı hem düşünmeli, hem dua etmelidir.
çin’ de simyanın temel hedefi, ölümsüzlük iksirini keşfetmekti. çin’ de taocular, bireyin ölümsüzlüğüne inanıyorlardı. bu inançları doğrultusunda, özel beden hareketleri gibi uygulamaları teşvik ettikleri gibi, ilaç da kullanıyorlardı. bu ilaçların içinde, altının özel etkilerinin olduğu mineraller bulunuyordu.
doğası nedeniyle kesinlikle bozulmaması, simyacı tarafından beslenme diyetine eklendiğinde ölümsüzlüğü getirmesi, beyaz saçları siyahlaştırması, düşen dişleri yeniden çıkarması, ihtiyarları gençleştirmesi, eski çin’ de, altının sağlayacağına inanılan yararlardan bazılarıydı. benzer inanışlara, eski doğu’ nun çeşitli kültürlerinde de rastlanır.
hint simyası da çin simyası gibi büyüye ve dine bağlıydı. hint mistizmi, insanoğlunun kendi merkezinde yeniden inşası üzerine temellenmişti. bazı çileci ve yogiler, ömrü uzatmak amacıyla bazı simya reçeteleri hazırlayıp bunları kullanıyorlardı. marco polo, bu reçetelerden şu şekilde söz ediyordu : “çok ilginç bir içecek içiyorlar; bu içeceği bir karışık kükürt ve cıvayı karıştırtarak elde ediyorlar ve bunu ayda iki kez içiyorlar. bu içeceğin onlara uzun bir ömür verdiğini ve bunu çocukluklarından beri içtiklerini söylüyorlar.”
hint simyasının bir ön kimya olmadığı, ampirik tekniklerle pek ilgilenmediği ortadadır. ancak, simyanın dindışı, pragmatik yanıyla, hint tıp biliminde karşılaşırız. hint tıbbında, hastaları iyileştirmek için çeşitli madeni ve mineral ilaçların kullanıldığı biliniyor. tabi ki, bu dönemlerde, tıp uygulamalarının henüz büyüden ayrılmadığını da hatırlatmak gerekir.
hint simyasının kökenleri konusunda, tarihçiler arasında çeşitli görüş ayrılıkları bulunmaktadır. kimi tarihçiler, simyanın hindistan’ a kadar araplar tarafından getirildiğini savunurken, kimileri de bu görüşe karşı çıkmaktadır. hint simyası, arap simyasından etkilenmiş olsa da, insan yaşdıbını sonsuza kadar uzatabilme ve dönüşüm gibi inançlar, hindistan’ da, arap simyacılarından önce de bulunuyordu.
arap dünyasında da, pek çok bilim insanı simya ile ilgilenmişti. bunların başında, “kıymetli taşlar hakkında sayısız bilgiler kitabı” adlı bir kitabı olan el-biruni ve “şifa ve kanun” adlı kitabında, metalleri ve mineralleri sınıflandırarak, meydana geliş şekillerini tanımlayan ibni sina geliyordu.
arap simyasının içeriği, antik çağ simya bilgilerine dayanıyordu. arap simyacılar içinde, çalışmalarına 8.yüzyılın sonlarında başlayan cabir bin hayan ön plana çıkar. cabir bin hayyan’ a göre, metallerin birbirinden farklı olması, dişi ve erkek unsurlar ya da çinlilerin ‘yin ve yang’ı gibi etki unsurları olan cıva ve kükürt oranına ve birleşme sırasında gökten gelen etkilere bağlıydı.
arap simyacılar arasında ilgi çekici bir isim de, batıda “rhazes” olarak tanınan el-razi’ydi. akılcı düşünen bir kişi olarak tanınan el-razi, arap simyasının, kimya bilimine dönüşmesi sürecini başlatmıştı. simyanın mistik tarafının büyük bir kısmını redderek simyacıların, deneylerle elde ettikleri sonuçlar üzerinde duran el-razi; ‘sırların kitabı’ ve ‘sırların ve sırların sırlarının kitabı’ adlı eserlerinde, pek çok kimya işlemini, açık bir şekilde tanımlamıştı.
aynı zamanda başarılı bir hekim ve tıp yazarı da olan el-razi, alışılmışın dışında felsefi görüşlere sahipti. siyasi ve sosyal eşitliğe inanıyordu. dini eleştirerek, insanların, dini liderler tarafından zorla kabul ettirilen bir düzene ihtiyaçları olmadığını savunuyordu. hippokrates, öklides gibi bilim insanlarının, dini liderlerden daha önemli olduklarını düşünüyordu. mucizelere inanmıyordu; bu konuda, ‘peygamberlerin hileleri’başlıklı bir kitap dahi yazmıştı.
avrupa’ da 13. yüzyılda, el-razi’ nin çevirileriyle, eski yunan ve bizans’ tan sonra, simya yeniden doğdu. batı simyasında, doğu’da görülen mistik öğeler azalıyor, değersiz metallerin altına dönüştürülmesi amacı, nispeten ön plana çıkıyordu. buna karşın, maden filizlerinin büyümesi, metallerin dönüştürülmesi gibi geleneksel simya ilkelerinin rönesans boyunca, hatta 18.yüzyılda bile sorgulanmadığı; newton’ un bile, sonuçlarını yayınlamasa da, bazı simya deneyleri yaptığını görüyoruz.
bu dönemde, simya çalışmaları bir yandan ölümsüzlük iksiri, diğer yandan metallerin altına dönüştürülmesi yönünde ilerlerken, önemli bir alanın gelişmesine yardım ediyordu : daha önce, eski hint toplumunda çeşitli uygulamalarının olduğu ve önemi daha sonraki yıllarda daha da çok anlaşılacak, kimyasal maddelerle tedaviyi inceleyen ‘iyatrokimya’.
ölümsüzlük ve sonraları zenginlik düşleri; modern bilim, simya tekniklerini çürütene kadar devam etti. avrupa’ da, modern kimyanın ortaya çıkışıyla, gizemli dünyayla beraber simya, tarihe karıştı. -
4.
0@128 öyle bir madde varmıda aq
NÜKLEER PATLAMA: Atom çekirdeğinin ayrışıp parçalanması (füzyon) sonucu yüksek miktarda enerji, ısı, gaz ve patlama sonucu meydana gelen patlamalardır.
2. Dünya Savaşı’ nda Japonya’ ya atılan Atom bombası 1kg ağırlığındaydı. Bu bombanın parçalanması sonucu oluşan tahribat YiRMiBiN TON TNT patlaması ile oluşan tahribata eşdeğerdir.
KiMYASAL PATLAMA:Sıvı veya katı halde bulunan patlayıcı maddenin ani bir kimyasal reaksiyon sonucu gaz haline dönüşmesi sonucu;
Yüksek Basınç, Yüksek Ses, Yüksek Isı
Ortaya çıkaran, nükleer patlayıcı dışında, fabrikasyon veya el yapımı kimyasal madde karışımları tarafından meydana getirilen patlamalardır. -
5.
0Ölümsüzlüğü bulunca haber verin ananızı zikerim bak
-
6.
0Musa as zamanında karun simyayı çözmüş deyolar hazinesinin sırrı buymuş bilgin varmi Panpa ?
-
7.
0up up up
-
8.
0Yere atınca patlayacak kristal yapıda bir madde söyle bana..
-
9.
0@127 pencea diye bir iksir i) Simyacıların vazgeçilmez ve simyacılık ta en son seviye olarak görülen karışımlarla bulunması ümit edilen bir madde. Kişi bu iksiri içtiği zaman ölümsüz olacak ve sonsuza dek yaşayacaktır. yani aslında efsanede diyebilir bu iksire yani bana göre yok kardeş
-
10.
0adam deneme yanılmacı beyler dağılın
-
11.
0ölümsüzlük var mı kardeş?
-
12.
0up up up
-
13.
0up up up
-
14.
0panpa kaarun kıssasında şöyle deniliyorHz. Musa(a.s) ve Karun kıssası Hasan Kandıra... ALLAH( c.c)'ın rahmeti bereketi ve mağfireti tüm müslümanların üzerine olsun. salat ve selam alemlerin efendisi peygamber efendimiz HZ. muhafazid MUSTAFA (s.a.v)'in onun ehli beytinin ve ashabının üzerine olsun. amin.şimdi musa a.s ile karun arasındaki kıssayı elimiz ve dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışacağım inşaallah. Karun ve musa a.s akrabadır.bu devamlı musa a.s ile beraber dolaşır. dostu peygamber olduğu için Karun dört dörtlük müslüman görüntüsündedir. ALLAH(C.C) musa a.s bütün ilimleri öğretmiştir. bunlara simya ilmide dahildir. simya; dokunduğu her şeyi altın yapabilme ilmidir. karun bu ilmi musa a.s dan öğrendi. öyleki dokunduğu her şeyi altın yapmaya başladı. tabi bu kadar dünyalığa meyledince dinden uzaklaştı.kul olduğunu unuttu. serveti gün geçtikçe arttı. hazinelerinin anahtarları 40 deve yükü idi. musa a.s karuna nasihat verdiysede dinlemedi gizliden gizliye musa a.s düşmanlık duymaya başladı.ve yüce yaratıcıdan emir gelmeye başladı. çünkü haddi iyice aşmıştı. artık musa a.s bir gün bile görmeğe tahammül edemiyordu. musa a.s nasıl rezil edebilirim diye çok sinsi bir plan yaptı.o kadar zengindiki istediğini yaptırmaya sahipti.bu plan şöyleydi;o civarda oturan zinakar bir kadın vardı.bu kadın musa a.s kalabalık bir yerde gördüğü zaman hemen bağırmaya başlayacak ve musa a.s kendisiyle yattığını söyleyecekti. bunu yaptığı taktirde kendisini altına boğacağını söyledi ve nitekim öylede oldu musa a.s kalabalık içinde dolaşırken zinakar kadın birden bağırmaya başladı.şu kendisinin peygamber olduğunu söyleyen adam varya yalancıdır o benimle zina yaptı. sahtekarın biridir.bu sözler karşısında musa a.s utancından kıpkırmızı olur ve çok sinirlenir kadına dönerek derki ;yüce yaratan ALLAH aşkına doğruyu söyle sen benimle zina yaptın mı? herkes merakla kadına bakar kadında yaptığından pişman olup söyle dedi;yemin olsun ki musa a.s ile zina yapmadım benim böyle demem için karunla anlaşma yaptım.her şeyi karun planladı. karunda o arada halkın içindeydi. musa a.s ALLAH'a şöyle yalvardı.ya rabbi senin peygamberine iftira atan ve haddi aşan bu adamı sana havale ediyorum.o esnada yer sarsılmaya başladı ve birden karun yere gömülmeye başladı ve tabi bütün altınları malı mülküde. şaşan ve haddi aşan karun helak olup yerin dibini boyladı. işte ibretlik bir olay RABBiM bizleridi şaşırtmasın. AMiNTümünü Göster
KAARUN YALVARIYOR YA MUSA KURTARBENi... ÇENESiNE KADAR TOPRAĞA GÖMÜLMÜŞ... HZ. MUUSA YA YALVARIYOR... iHTiMAL HALA BATMAKTA BATMAYA DEVAM EDiYOR... CEBRAiL(AS)GELiYOR... YA MUUSA..BiR KERE YA ALLAHIM KURTAR BENi DESEYDi ALLAH ONU KUTARACAKTI... AMA O ALLAHI UNUTTU SANA YALVARDI.. -
15.
0@142 al panpa:Spagirikse Yeni Başlayanlara Deneyler
Spagiriks tentürlerin hazırlanması bütün uygulamaların en basitidir ve herhangi özel teçhizat, alet edevat gerektirmez ve herkes tarafından her yerde yapılabilir. Gerekli yegane esas aletler sabır ve azimdir.
Kısa ve öz olma uğruna, belirli bir ot - Melisa (Mellissa Officianalis) ile hazırlanan bir tentür örneği verilecektir, ama herhangi bir ot da kullanılabilir. Bitkinin toksinliği [zehirliliği] konusu dikkat edilmesi gerekir. Bu açıdan bu eserin sonunda listesi çıkarılanlar en sık kullanılanlardandır ve toksinli değildir.
Her operasyon için 50 gram kuru ot gerekecektir. Farklı şeklide bildirilmediği sürece, kullanılan ot çoğunlukla yaprak, sap ve biraz da kök içerecektir. Eğer içeriği konusunda emin değilseniz aldığınız aktarcıya sorunuz veya kendi otlarınızı yetiştirip toplayınız. Kendi otunuzu yetiştirirseniz ondan emin olabilirsiniz. Her ne kadar vahşi doğadan ot toplayanlar arasında çok az sayıda kişi zehirlenerek ölse de, zamansız olarak bu talihsiz azınlığa katılmak istemezsiniz, dolayısıyla tedbirli olunuz, onları hazır satın alınız veya kendiniz yetiştiriniz.
Eğer otun kurusu elde yoksa, tazesi yerini alabilir. Simyagerler ne zaman ve hangi şartlar altında yaş veya kuru otların kullanılması gerektiği konusunda kişisel tercihleri vardır. Deneyim elde ettikçe bunları sonradan çözersiniz. Şimdilik otun her çeşidi de işi görür.
Ek olarak, 200-400 gram saf etil alkol gerekli olacaktır. Bazı Amerikan eyaletlerinde etil alkolün satışı yasaktır ve bazılarında sadece 190 derece veya % 95 saf alkol bulunabilir. 190 derecelik alkol aslında yeterlidir ve başlayanlar tarafından en sık kullanılan maddedir. Eğer bunlardan hiç biri yoksa, votka kullanılabilir veya alkol kırmızı şaraptan veya güçlü bir brendiden damıtılabilir.
Not: Bazı eyaletlerde şaraptan alkol damıtmak yasak olabilir. Bunun bir sorun olacağını sanıyorsanız kontrol ediniz.
Konservelerde kullanılanlar gibi geniş ağızlı ve kapaklı bir kavanoz, mutfaklarda kullanılan türden plastik sarma kağıdı, alüminyum kağıt, ince bir tül elek veya kahve filtresi ve huni gerekli olacaktır. Bir havan ve havaneli şart değildir ama yararlıdır. Ayıca bir kahve değirmeni şart olmamakla beraber işe yarar. -
16.
0panpa en basidinden bir simya deneyi söylesene dönüştürmeli falan olsun
-
17.
0biri özet geçsin. bu herif ne yapıyomuş ne yapamıyomuş
-
18.
0up up up
-
19.
0@138 pek bilinmeyen dedim öyle hiç bilinmeyen anlamında demedim yoldan bir adam çevir sor istersen kaç kişi simyayı biliyor yada tam anlamıyla biliyor
-
20.
0Bilinmeyen bilim dalı mı?
Liseliler biliyor amk simyayı
-
gran torino adlı yazar 1 hafta içinde
-
boş konuşuyorsunuz boşa konuşuyorsunuz
-
karılarla alakalı bir şey söyleyince
-
buradaki insanlar takıntılı alt form insanlar
-
aranızda aile baskısı görmeyen var mı
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 16 02 2025
-
ördek kardeşinizin beyni gitti
-
artık zorla duruyorum
-
mentalcelde bütün kötülükleri görüyorum
-
endonezya vatandaşı olmak istiyorum
-
hem geri zekalı hem gey olduğum için
-
beyler bu video gercek mi adam
-
sosyopatcel
-
ya aklımdan defol git
-
bir insanın kıça dinamit lokumu sokup
-
olum 2020 sonrası hic entry bile yok
-
geceye bir orrrr evladı bırak
-
ülkeyi teknokratlar yönetseydi
-
eheheehe ben gözlüklü şirin
-
esra soylu
- / 1