siktiğim çok ilginç kadınlar

binler, "gerçek olaydır" gibi klişeleri sevseydim burada olmazdım, ben yazarım siz de karar verirsiniz gerçek mi değil mi diye.

on yıl önceydi, çalıştığım kamu kurumunda gece nöbetteyim saat gecenin ikisinde bahçeye sigara içmeye çıktım geri dönüşte santralin kapısının açık olduğunu gördüm bir bakayım dedim, herşey o anda başladı.

bakın öncelikle burada öğreneceklerinizi uygulamayın akıllı olun binler.

santralde çalışan öyle bir bin vardı ki bin derim sana. tam bir amsalak, am hastası "karııııııı karııııı" diye yırtınan bir idiot. gecenin yarısı oturduk muhabbet ederken bu dedi ki;

-abi sana gibeceğin sayısız karı ayarlamamı ister misin?
- nasıl olacak lan?
-yaz abi

elime bir kağıt kalem verdi başladım yazmaya...

" bursada yaşayan bekar erkeğim, sexin zevklerini benimle sınırsız yaşayacak bayanlarla tanışmak isterim.
tel no: 053... rumuz : yalnız adam. "

aynen böylece bir kağıda yazdırdı bana. sordum;

- bu ne olacak lan?
- abi sen bunu bana bırak gece 00.04 gibi ben bunu faks çekicem o saatlerde gazetenin faksına ulaşılıyor normalinde çok yoğun.
- ne gazetesi bu
-şok gazetesi abi ama doyurucam seni güven bana.

aga biz bu huur çocuğuyla anlaştık, telefonuma gelen numaraların yarısını ona vermek şartıyla.

olay şu, kağıdı şok gazetesine faks çekiyor gazete bunu aldıktan iki üç hafta sonra gazetede ilan çıkıyor, sonra da gelsin amlar hesabı herif denemiş biliyor işi.

ulan binler ne kadar zaman geçti bilmiyorum inan olsun ilanı filan unuttum lan, muallaknin dediği gibi iki üç hafta değil belki üç ay geçti.

ben gibtirettim salladım çocukla taşak geçiyom "nerede ilan" çocuk "çıkar abi çıkar" diyor.

harbiden de hiç beklemediğim bir sabah ialan çıkmış. nereden anladın derseniz telefon bir çalmaya başladı susmuyor ansını gibtiğim. o zamanlar 3310 takoz var yirmi numara alıyor hafızası sonra devri daim ediyor. dakka başı çalıyor telefon, mesaj mı arasın ne istersen.

ben o zamanlar bilmiyorum binler siz de hiç öğrenmeyin.

meğerse bizim memlekette edirneden karsa kadar harbiden bir sapık kitle varmış ki öyle böyle değil hani sapık diyorum sana ya anla işte.

üçüncü gecenin akşamı bir yandan şarabı çekip bir yandan telefonu açıyorum kartı çıkarıp kırıcam elim varmıyor. telefonu kırıcam 200tl ye almışım yazık. bunalıma girdim. gecesi sabahı yok aga telefon keraneye döndü.

binler, bu işlerde adamı deli edecek sapıklar dadanıyor. bir de harbiden sex manyağı kitle var onlar da yapışıp kalıyor.

neyse bir haftaya süzülüyor çoğu. geriye harbiden sapık olanlarla cidden gibişecek olanlar kalıyor.

uzun lafın kısası bir seferde anlatılacak tak değil ulan. ben hani bir giriş yapayım dedim. anlatıcam da yolunu hazırlıyorum yani.

yalnız şunu iyi bilin binler... ben yaşadıklarımdan ibret aldım. ve bu olayla insanları gerçekten tanıdım. öyle ferre film seyretmek filan değil oğlum yaşamak başkadır lan.

fantaziler ve hayaller mi dediniz? en iyisini söylediniz bazen hayaller gerçeklerden zevklidir. hayal ettiğiniz fantazileri yaşarsanız bazen de midenizi bulandırabilir.

neyse sonra devam etmek üzere olaya girelim. bugün izinliyim nöbetten çıktım lan. şarapla birayı karıştırıp kafa demliycem akşam çakır kafa devam edicem hele girelim bir olaya da sonra gideriz;

dediğim gibi arayanların çoğu elendi ve ciddiler kaldı geriye. üç tane ciddi olay yaşadım; ilk ciddi bağlantıyı kuran kişi bana günler ve haftalarca mesaj atan biriydi. adam karısını gibtirmeyi çok istediğini yazıyordu.

ilk başta korktum güvenmedim inanmadım aga. ama adam ısrarlı lan. telefonla konuştum birkaç kere. illa ki buluşmak istiyor pekekent. salladım atlatayım dedim yok. "ulan bak muallak isen çizerim gibtir git" dedim yok yemin billah ediyor "muallak değilim görüşelim anlıycaksın beni" diyor.

bursanın merkezi kalabalık polisin bol olduğu bir yerine randevu verdim. herif geldi. karşılıklı oturduk. çayları söyledik başladık konuşmaya...

DEVAMI AKŞAMA. ( kafa demliycez lan )

güzel marmaranın bir şarabı var hani, carrrefourlarda 14-15 arası satılıyor, ben bunu bayii ye soğutturup içine buz gibisinden bir efes katıyorum. nöbet sonrasının ilacı da bu binler...

nerede kalmıştık diyenler olursa, oğlum o kadar da sarhoş olmadık lan bu daha bizim ortamdan uzaklaşma modumuzdu. harbiden de iyiyim gençler. neden derseniz arkadaş ortamından uzaklaşınca az içmeye başladım.

yani bu benim az içen halim ve iyiyim oğlum, gibeyim tüm ortamları ve arkadaşları aga. ne yaptılar lan! ben bunun üç katı içmeye mecbur muyum? gibtirin gidin. alayına rest çekmemin sebebi de belaya yaklaşmış olmaktı.

neyse binler bunlar da sizi pek ilgilendiren konular değil zaten bunlar özel lan.

biz gelelim gerçek olaylarımıza. ki gerçek derken burada olduğu gibi merdivenlerin basamaklarına çıkarcasına tek tek basaraktan anlatmanın dışında bir çare yok.

birinci olayımızda nerede kalmıştık, karısını gibtirmek isteyen herife bakıyordum ve karşılıklı çay içiyorduk.

şimdi oradan devam edelim...

oğlum herif bana ilk anda tanıdık gelmişti değişik acaip bir his.

herifi nasıl tarif etsem bilmiyorum, hiçbir ilgisi olmamakla birlikte tip olarak sarı saçlı mavi gözlü bir adam vardı karşımda "şansal küçüka" varya hani tip olarak aynı benzer bir herif düşünün.

ulan ben sigara yaktıkça herif "niye yaktın şimdi ya?

diye yakınan biri.

emekli öğretmenmiş. aynı benim duygularımla yaklaştı ve aramızda şöyle bir konuşma geçti;

-sizi bir yerden tanıyor muyum?
-bilmem ama bende sizi tanıyor gibiyim.
-neyse, insan insana benzermiş ben çıkaramadım.
-aynen... konuya girecek olursak olayı biraz net olarak açıklamanız mümkün mü?
-olay kardeşim, ben çok erken boşalan biriyim ve hayatım boyunca karımı orgazm edemedim. yani yarağımı karımın dıbına soktuğum anda iki gitgel yapınca boşalıp rahatlıyorum ama karım ekgib ve mutsuz kalıyor.
-benden ne istiyorsunuz?
- ben emekli öğretmenim ve yazım tarzınızdan sizin kültürlü biri olduğunuzu anladım. tam sizin gibi birinin karımı mutlu etmesi isteğim var. karşı koyulmaz şekilde karımın tatmin edilmesi arzusunu taşıyorum.
-peki ne şekilde olacak bu?
-ben mudanyada yaşıyorum deniz kenarında bir evim var. sizi karımla o evde yalnız bırakmak istiyorum. ve siz karımı gibip orgazm ederseniz ben mutlu olurum.
-eğer siz aynı evde olmayacaksanız olabilir.
-kesinlikle çıkıp gideceğim anlaştık mı?
-olabilir.
-tek bir sorun var.
-nedir?
-ben bu isteğimi karıma daha açmadım.

hay dıbına koyayım diyesim geldi ya diyemedim herife. herif olayı karısına söylemek üzere ayrıldı. düşünün herif karısını gibtirmek istiyor ama karının haberi bile yok...

oğlum millet gerçeği sevmiyor ha. gibine sallayan yok gerçeği. burada gerçek bir olay yazıyoruz kimse tınmıyor ya lan.

binler sanal amcık diye birşey yoktur lan biz gibtiğimiz gerçek amlardan söz ediyoruz burada.

ve zaten sizin zütünüzü tavana vurduracak olay üçüncü vakadır ki daha ilk vakadayız biraz sabredin binler.

ilk vakanın sonunu yazıp ikincisine geçelim o zaman.

bu amcık zütveren bin herif harbiden de karısına söz etmemiş olaydan. ve sonra anlatınca evde kıyametler kopmuş sonrasını bilmiyorum ve herifle görüşmedim açıkçası.

bana söylediği tek şey şu;
-abicim karıma olayı açtım karı beni vuracaktı evden kendimi zor dışarı attım.

bilmiyorum akıllı bir şekilde nasıl yorum yapılır buna.

oğlum şimdi ben bu noktada beni biraz anlamanızı istiyorum binler

on yıl öncesine gidiyorum ve sizler gibi biriyim. harbiden bir adam karşıma çıktı ve bana "karımı gibmek ister misin?" sorusunu sordu ve herif gerçekten de ciddiydi.

ama iş tersine döndü ve olmadı yani anlayın. ben gaza geldim değişik duygulara kapıldım. bir adam karısını gibtirmek isteyebilir mi lan?

bu ilk defa gördüğüm birşeydi ve telefonumdaki kayıtlı mesajlara geri döndüm. aynen şöyle bir mesaj vardı;

" eşim ve ben öğretmeniz. ikimize eşlik edecek bir arkadaş arıyoruz... " falan gibi gayet resmi bir mesaj vardı ki anasını gibeyim sanki belçika konsolosu yazmış bunu dersin.

bende söylemesi ayıptır biraz yazmaya yetenekliyimdir güzelce döşedim bir mesaj.

tak telefon geldi ardından. çok güzel bir bayan sesi. ohhhh dedim hele şükür bir bayana denk geldik dıbına koyayım.

yok lan 62 bu harbiden gibilesi bir bakımlı bebekti anlatıcam az sigara ve kahve molası verin alkolü atıyorum az kaldı.

şimdi burada bir yorum yapıp yoruma da karşılık bekleyelim tabi ki.

binler ne dersiniz, ilk karşılaştığım adam ve karısı öğretmendi. ikinci kadın ve kocası da bir bilgi olarak vermek gerekirse öğretmendiler.

"ulan bu ne iş!" diye hayret etmiştim on yıl önce hatta öğretmenevi civarına takılmışlığım var.

cidden ya tesadüftü bu veya bilmyorum ama ikinci olayda da karşımda bir çift vardı ve onlar da öğretmendiler.

ve üstelik bunlar ilk olaydaki alık amcıkağızlı salak gibi de değildiler. ne istediklerini gayet iyi biliyorlardı.

kadınla konuştum kadifemsi tatlı bir sesi vardı ki ona yalvardım ikna etmeye çalıştım "teketek görüşelim eşin olmadan" dedim. kabul etmedi.

"korkma" dedi "bu cumartesi eşim ve benimle tanışınca rahatlarsın!"

oğlum o zamanlar ne internet var ne de "böbrek avi!" geyiği ama on yıl öncesinden söz edersek korku! yine vardı.

en büyük teknolojimiz 3310 cep telefonu. karı beni sabah arayıp buluşma yerini söyleyince kadim korku ve heyecan yüreğime hücum etti. kocaman bir bıçağı belime takıp buluşma yerine gittim.

bursayı bilen bilir binler...

orjinal özdilek mağazasının önünde randevu verdiler. hani yıkılan bursa kerhanesinin karşısındaki ilk özdilek mağazasının olduğu yer. ve tam saatinde 5 metre önümde bir araba durdu. arabadan takım elbiseli kravatlı şık bir adam indi. "... bey mi?" diye sordu. "evet" dedim ya lan. halbuki kaçıp gidesim vardı.

arabaya bindik. çarşamba pazarında bir pastaneye gittik.

afeti devran bir karı ve kocası karşımda. kadının gözleri yeşil. öyle tatlıydı ki...

oğlum ben burada sizin zütünüzü tavana vurdurmayı da bilirim lan... ama öyle değil işte.

gerçeği yazmak varya başka birşeydir. bir milim saptığın zaman veya bir olayı atladığın zaman amı zütü öyle dağıtırsın ki millet adamı maskara eder.

ve yazdıkların hayatın gerçeklerini yansıtmaz. ha burada şimdiye kadarki yazdıklarıma "palavra" diyenleri de anlarım ama. anladığım tek şey onların cahil olduğudur.

ve bu cahilliği de eleştirmem... aman insanların çirkin yüzlerini görmeyin hep bu anlamda cahil olarak kalın ve bu yazdıklarım size "hayal ürünü" gibi görünsün.

bunu cidden dilerim.

ve bu akşam ikinci olayımızı bitirecek parağrafı biraz sonra yazıp kapatalım. ilk cümlesi ancak şu olurdu;

kadın ve kocasıyla bir masada karşılıklı dondurma yiyorduk. kadının dikkat çekici iki davranışı oldu. tuhaf bir ortamdı. kadına bakınca içim açılıyor adama bakınca da kusacağım geliyordu. ulan bu herif niye vardı ki? duygusu içindeydim. oysa herif gayet neşeliydi...

yalan yok bir süre sonra adamla ramızda tuhaf bir muhabbet başladı, herif benim ne iş yaptığımı filan sordu biraz konuştuk neredeyse tanıdık çıkacağız.

biraz futbol muhabbeti biraz sağdan soldan biraz da edebiyat filan herif öğretmen içgüdüsüyle şöyle demişti hiç unutmam;

- inanır mısın mesajlarındaki mükemmel imladan dolayı seni tercih ettik.
- nasıl yani?
-yani "mi-mı-de-da" eklerini ayrı yazmasını bilen biri cahil biri olamaz diye düşündük ilk olarak ve seni tanımak istedik. tabi son karar her zaman eşimindir.

evet herif bunu dedi ve tuvalete gitti.

kadınla başbaşa kaldığımız anda karşımdakinin ne çeşit bir huur olduğunu anladım.

kocası tuvalete gidince masa altından bacağını uzatıp bacağıma dayadı ve gözlerini gözlerime kilitleyip şöyle dedi;

-haftaya cumartesi evi ayarlayıp seni davet edicez. mutlaka gel.
-gelirim sorun değil ama nasıl olucak bu iş, yani bana iki erkeğin olduğu bir ortam ters geliyor.

gözlerini gözlerimden ayırmadan omuzlarının kenarından görünen sütyen ipini tuttu çekip bıraktı "şakkkk" diye mest edici bir ses çıktı. bunu sürekli tekrarladı bir süre sessiz kaldı.