siktiğim ayıları

reservdacab h uyuyoru

bu indi evdekilere tekrar sordum şimdi ne yapacağız kesin karar verin. murat delikanlıdır dedim ya bak dedi ben kim haklı kim haksız bilmem ama kimse için bir tarafa geçip diğeri ile aramı bozamam. onları bilmem ama ben seneye yurda çıkarım dedi. eyvallah dedim.ya siz cenk,ali ? valla dediler evde sorun çıkaran biri vardı o da artık gitti yani kalmamızda sakınca yok falan.bak dedim burak efendi içimden 1 yıl önce senin 1 yıl sonra benim safımda yer alan şunlara bak. açıkçası niyetim yurda çıkmaktı ancak bu yaştan sonra ergen kahrı çekemem diye 3 kişi kalmaya karar verdik. daha gecesi olmadan cenk ve ali ayda ne kadar toplamalıyız derdine düşmüştü. yazık valla yazık

burak a karşı o kadar birikmiş kinim öfkem vardı ki ve bu kin öfke eyleme dökülmediğinden içimde o kadar sıkışmıştı ki elbet bir yerde patlak verecekti. bildiğin kendi kendime zarar verir hale gelmiştim yeniden eski ben olmam adına bu çocuğun birkaç kaburgasını eksiltmeliyim diye düşündüm. hakaret arsızı olmuştu kendini yerin dibine sokmuştu.bir gece ortak arkadaşımız bize yemeğe geldi, muhabbet kızlardan açıldı bir kız olduğunu söyledi bana uyabileceğinden bahsetti. burak hemen ordan atladı o kız buna bakmaz diye. neyse dedik devam ediyoruz aynı konuya duymamazlığa veriyorum eee dedim nasıl birşey falan bu hala aynı abi o kız buna bakmazzzz. millette gülüyor. kalktım peki bana kim bakar sen mi dedim. sustu olayı açıklayacağımdan korktu. olur dedim arkadaşa denk gelebilirsek inşallah olur.o da elbette bir ortam ayarlarız dedi

beyler kız göçmen aslı rum renkli gözlü sarışın birşey bir iki kelam ettik açıkçası beni pek sarmadı.am züt desekte bu işlerde çok oynak kız sevmem .zaten ortada illa çıkacağız gibi bir durumda yoktu arkadaşa tembihlemiştim. kız güzel şimdi yok derse ben rencide olurum ya da kız olur gözü ile bakar da ben yok dersem arkadaşa ayıp olur diyerekten. neticede olmadı ordanda 0-0 beraberlikle döndük turu rövanşa bıraktık.o esnada bu burak bini kızı facebook tan eklemiş beni falan sormuş kız sadece oturduk vs demiş bu da biraz kötülemiş beni zaten yakışmazdınız vs diye. kızla sohbeti ilerletmiş çıkma teklif etmiş kız da kusura bakma olmaz demiş

@94 bu bitti panpam bu saatten sonra kalmış 4 ayımız ancak hikaye başında bahsettiğim kızla olan hikayem içler acısıdır onuda anlatırım sanırım belki bugün belki yarın bilemem. çoğumuzun yaşadığı bir duygu var bilirsin en kötü olayları sanki sadece yaşayan şahsa özgüymüş gibi izle cıkk cıkk cıkk yazık deriz ya.ha işte bende bu kızla yaşamadan önce asla dediklerim elbette olmuştu.onu da yazmak lazım aslında madem çöplüğü boşaltıyorum *

birgün evdeyken bunun bulduğu bir arkadaşı vardı ya.hani ben bunu döverim dediğim onun üstüne gidipte arkadaş olduğu eleman.ha işte o dalyannan ta bize gelmişti 1.5 sene sonra bizle tanışmaya. çocuk amcık ağızlı çok sulu birşey. neyşe konu döndü dolaştı bu çocuk burak a ya dedi o kız ne yapıyor... biz kız mı vayyyy falan dedik bu çocuğa susması için adeta yalvaran gözlerle bakıyor hani dedi şu sarı saçlı renkli gözlü adını unuttum.ben bir sigara yaktım çocuğa baktım adı bu mu dedim haaa evet işte o dedi.ne iş dedim bizimkine.kem küm etti

tamam dedim hemen odama gittim arkadaştan kızın numarasını aldım. mesajlaşmaya başladık, burda atacağım bir gol bize finalin kapısını sonuna kadar açacaktı.iyi akşamlar nasılsından sonra giriş gelişmeye geldik. dedim ben şöyle şöyle biriyim açıkçası senden hoşlandım eğer sence de olursa deneyebilir miyiz? kız da olabilir tabi ama adını koymayalım arkadaş olarak devam edelim sonra kırılmayalım dedi.ben zaten kız gibimde değil ki.tabi dedim sana saygı duyuyorum şu bu.odaya girdim

gardaş bu burak tam huur çocuğuymuş

burak dedim burçin benim kız arkadaşım bundan haberin var mı ? nasıl falan dedi,biz konuştuk yok öyle birşey dedi. valla dedim oldu az önce.sen buna arkadaşlık teklif etmişsin var mı aslı astarı dedim. yutkundu.bir sigara daha yaktım arkadaşına kardeş geç oldu istersen sen evine git buralar tenha olur dedim o da mal olmasına rağmen anladı ve yol aldı.eee dedim burak efendi yolun sonuna geldik

ben sana kardeşim dedim beni evden atmaya çalıştınız ve bunları safına çekmeye çalıştın ses etmedim. hastalandın senle gece yarısı acil köşelerinde süründüm kardeşimdir eyvallah dedim.onu bırak dedim ,döndüm ali ile cenk e bu pekekent beraber eve çıkmamız için sizin arkamdan çevirdiklerinizi anlatacak kadar bayağı bir insandır kime güvendiğinizi iyi bilin dedim. bunda çıt yok. burak efendi malum meseleyi de anlatayım mı dedim sana söylemiştim bana yamuk yapmamalıydın dedim. başını eğdi ses yok. beyler dedim ben bu arkadaşla bu yola devam etmemizi uygun bulmuyorum.bu hemen palazlandı sana sır verende kabahat bana şantaj uyguluyorsun dedi.dur dedim sakin ol anlatmadım birşey

ama emin olabilirsin ki anlattığım anda şu gibtiğim evi değil şehri bırakman gerekir. biraz efelendi ben sahipsiz değilim falan dayılandı o da inceldiği yerden kopsuna getirdi. senin sahibini giberim dedim sağ elimin avuç içi ile bunun burnuna çok sağlam indirdim bir tane zıplayarak. beyler hiç böyle bir manzara görmedim hayatımda oluk oluk kan boşalıyordu bildiğin 'ne oldu lan' sendromundaydı bizimkiler müdahale bile edemedi. bunu duvara çarptım sağlı sollu tokatlıyorum ama yavaş yavaş amaç iyice rencide etmek yüzünü bile savunmak için elini kaldırmıyor titriyor. orda sayıyorum işte ben sana şunu yaptım sen bana böyle çatttt... ben senin için şundan vazgeçtim sen beni buna sattım pattttt... döndüm diğerlerine size de tek kez soruyorum dedim bu gidiyor itiraz var mı ? isterseniz evi de dağıtabiliriz birşey demediler.git dedim al valizini bırak anahtarları.bak dedim ne güzel sesin çıkmıyor artık bu gerekliydi sana.

reserved

emlakçıda buz gibi limonatalar, kolalar ulan kendimize geldik. adam o kadar babacan birşey ki tabi bizden bir kira bedeli alacağını o kadar net bilmiyoruz * evleri gösterdi isteğimizle orantılı olarak. arabaya bindik klimayı açtı ve evleri dolaştık. lüks değil ama adama benzeyen bir evde karar kıldık, dökülmeyen sıradan bir ev güneş alıyordu mutfak dolapları vs sağlamdı yeni boyalıydı 400 liraya anlaştık ve yolda gelirken malum meseleye döndü emlakçı baba. gençler dedi bu evin bedeli 400 benim çocukta öğrenci ben sizden 350 komisyon alacağım normalde 400 almam lazım. cenk ve burak arka koltukta mal gibi oturuyorlardı babaları gibi hissettim. aman abi dedim bize yardımcı ol adam gülümsüyor falan en son güç bela 240 lira adama verdik. adam bize temizlik malzemeleri alacağımız bir yeri gösterdi. cenk onları almaya gitti ben ve burak orda kalıp senet yapmak üzere otururken ilk uyuzluğu ile karşılaştım. temmuzun sonları idi ve ev sahibi aldığımız tarihten itibaren sözleşme yapmak istiyordu

reserved

uzaktan uzağa sürdürmek zor be demişti abi dediğim 6.senesindeki bir arkadaş. dinlemedim sürecekti dıbına koyayım, sürmeliydi hayatımda büyük bir yer kaplıyordu günde 3 saat cam açık konuşuyorduk.bir süre sonra beni ziyarete geldi okuluna gideceğini söyleyip yanıma geldi. yurtta olduğumdan otelde kaldı 5 gün süperdi ama bir tuhaflık vardı neyse okulunun olduğu şehre gitti.bir süre sonra beni arkadaş listesinden çıkardı sebebini sorduğumda ailesinin hesabını gördüğünü çok büyük sıkıntılar çıktığını yanıma geldiğini öğrendiklerini falan söyledi. bende sustum tabi bir süre sonra telefonumu aldılar diye haber yolladı ve sonra uzun bir sessizlik.o ev aradağımızı günlere dönüyorum şimdi bir bahar akşamı beni bu kızla tanıştıran arkadaşla msn de konuşurken kendisinin yarın düğünü olacağını söyledi... aptal bir sırtma beyler, birşey diyemedim gülemedim ağlayamadım sadece aptal bir sırıtma 1 e 100 veren kuponun tek maça kalmıştır ve 90 + lar oynanırken gol yer de yatar ya ha işte o his... sırtıma bir fil oturdu duvardan acı fışkırdı ben sadece sırıtabildim allah mesud etsin dedim ve çıktım.bu arkadaşı terasta buldum baktı bana gülümsedi boynuna ağırca sarıldı ne oldu bilemezsin dedim.ne oldu dedi şaşkınca bitti yarın evleniyormuş dedim.ama normal bir ifade sarıldı ağladı falan. ertesi günde hesabımı kapadım, hattımı değiştim.

reserved

@12 sevda dediğine göre kesin solcusun

o ruh hali ile insan çevresinde tanındığı bazı özelliklerinde değişim değişiyor. inanır mısınız delirmek ve herşeyi unutmak için dua ettim. insanlara karşı toleransım sıfırlanmıştı.o ev artık benim için bir kurtuluş olacaktı,ya da ben sırf bu durumdan kurtulma ümidi olarak yeni bir başlangıç, değişim olarak o eve çıkma fikrine sarılmıştım. ancak insan o haldeyken uçurumdan düşmek üzere olan birinin tutunduğu ince bitki köklerine tutunur gibi ne görse medet diliyor. çok çabalamamıza rağmen kendimize uygun bir ev bulamadık sinirler daha da gerildi. herkes madem bulamıyoruz dağılalım o zaman herkes ayrı bir yere gitsin ya da yurtta kalsın moduna girdi ancak bu fikirler hep ima ile belli edilen şeylerdi. birgün hep beraber sahile gittik, sohbet muhabbet çok iyiydi ve daha da kaynaştık. başroldeki çocuk zaten kankam gibiydi diğer ikisi ile de dostluğu pekiştirdik.bir karar aldık ağustos başı gibi gelecek emlakçıdan ev tutacaktık. zaten normal bir evi bulamıyorduk tut ki bulduk haziran dan itibaren yine kira verecektik.ay farkını emlakçıya verir it gibi dolaşmaktan da kurtuluruz dedik. temmuzun sonunda bu cehenneme geldik ortalık gavur amı gibi nefes almak imkansız. otogarda 3 kişi buluştuk diğer arkadaşımız biz ne seçersek ne yaparsak kabul edeceğini söylemişti. kişi başı 500 lira para topladık. geldiğimiz yollar 8-9 saatlik mesafelerdi ancak gece yolculuğu olduğundan ötürü aşırı uykusuzluk bir de sıcağın verdiği rehavetle birleşince ayakta duracak halimiz yoktu. otogarda kahvaltı ettik ,kankam dediğim adamın adı burak olsun, bizle ev aramaya gelen ve eve çıkmayı ilk teklif ettiğimiz ancak en son aramıza katılanın ismi cenk, memlketinde kalan ve bize okey veren yurtta oda arkadaşım olan çocuğun ismide ali. isim vermeye gerek yoktu ama yazdıkça daha ince detaylara girdiğimi gördüğümden daha uygun olur diye düşündüm...

ev aramaya gelirken yanımızda halı, kilim,perde ufak kap kacak falan da getirmiştik. yükümüzde ağırdı cenk'in bir arkadaşı okuduğumuz şehrin yerlisi idi ancak arkadaşlarıyla izbe bir eve çıkmıştı. cenk'e isterse evinin anahtarını yan komşusuna bıraktığını kullanabileceğimizi falan söylemiş. allah razı olsun dedik delikanlı adammış, çünkü hem yük ağır hem de nasıl olsa emlakçıdan alacaz bugün evi tutarız yarında eşyaları alırız bir gece dinlenir pazarteside döneriz evlerimize diye düşünüyorduk. neyse cenkin arkadaşının evine doğru taksi ile gittik dolmuşa o ka dar yükle almazlar burda. indik bir gecekondu. sokak kapısı tahtadan olan evler var. bahsettiği numaralı eve önüne geldik yan komşunun cdıbını tıklattık kadın ufak bir sorgu sualden sonra anahtarı verdi. içeri girdik ve hay babanın bacağını gibeyim eski tahta bir divan üstünde sağı solu patlamış bir döşek ortada üstünde fare taklarının olduğu tozlu bir masa ve girişten açılan 4 kapı. birisi hem hela hem banyo, birisi mutfak diğer ikisi ise 8 m2 var yok iki oda.iki odadada birer yatak ufak birer sehpa. halı kilim hak getire. buzdolabına yöneldik açtım ve o anlatılan efsane ile karşılaştım fişi çekilmiş buzdolabında 2 küllük dolusu izmarit. dolabın içi boş ve ağır bir koku.hem fare hem pislik ya veba oluruz ya verem dedik ve dinlemekten vazgeçip eşyalarımızı koyup çarşıya yol aldık.bu gece bu evde kalmam için cidden bir sebep kalmamıştı. sokakta da kalsak aynı durum ne farkeder. emlakçı ebesinin amındaydı o sıcakta dolmuş belli bir noktaya bir noktaya kadar zütürdü ve yaklaşık 20 dk güneş altında yürüdük.her yerimiz peçetelerle havlu kağıtlarla dolu üstümdeki gömlek ve atlet bir olmuş meme uçlarım baş vermiş. arkadaşın apış arası ıslak işemiş sanırsın. baktık bu terle mücadele edemioz sivri zekalı burak bizi bir markete soktu orda kadın pedi alıp almamayı ciddi ciddi tartıştık.aq kanı emierse teride emer olayı. vazgeçtik * emlakçıya vardık. ramazan ayıydı seferi olduğumuzdan ben ve cenk tutmadık, burak zaten farklı bir mezheptendi o tutmazdı ama o zamana kadarda hep saygı çerçevesinde ilerlerdik. aslında mezhepten ziyade inanmazdı ama dile de getirmezdi

burak cenk ve ali burs ya da kredi alıyorlardı ben ise allaha şükür maddi olarak kısmen daha iyi olduğumdan burs çıkmayınca kredi de almadım. açıkçası kredi ile beraber harcayan bir adam kadar harcıyordum kısacası lüksümden kısmıştım.tek istediğim okul bitince kuş kadar kalacak maaşımın kesintiye uğramaması idi. adam bize ödeme tarihi olarak o günü yazacağını söyleyince abi dedim ben burs kredi almıyorum bunu ayın 16 sı yapalım. baba memur o zaman yollayabiliyor adam kem küm etti tam olur verirken bu gerzek müdahale etti abi 8 i de olur. ulan dıbına koduğum ne yapıyorsun bakışı attımsa da adam leş görmüş çakal gibi 8'i diye yazıverdi. birader dedim benim param 16 sında geliyor niye 8 i diyorsun. sende harcamaz saklarsın deyince kalkıp başını zütüne sokasım geldi.amk yine sinirlendim. yani adam zaten kabul edecekti, onun parasal sıkıntısına yol açacak bir şey bu ayın 16 sı olayı desem o da değil.tek sebebi muallaklikti ama ben saflık dedim .bu muallakliğin sebepleri arasında ufak bir mesele vardı.