1. 1.
    0
    1-karılar
    2-kızlar
    3-travestiler
    4-muallakler
    5-dişi eşek
    6-dişi köpek
    gerisini de siz yazın
    ···
  1. 2.
    0
    karbon bazlı ne lan entel huur çocuğu
    ···
  2. 3.
    0
    annenle alakalı bişeyler yazabilirler uyarayım.
    ···
  3. 4.
    0
    Karbon, doğada yaygın bulunan ametal kimyasal element. Evrende bolluk bakımından altıncı sırada yeralan karbon, kızgın yıldızlarda hidrojenin termonükleer yanmasında temel rol oynar. Dünyada hem doğal halde, hem de başka elementlerle bileşik halinde bulunan karbon, ağırlık olarak yerkabuğunun yaklaşık % 0,2'sini oluşturur. En arı (katışıksız) biçimleri elmas ve grafittir; daha düşük arılık derecelerinde madenkömürünün, kokkömürünün ve odunkömürünün bileşeni olarak bulunur. Atmosferin yaklaşık % 0,05'ini oluşturan ve bütün doğal sularda erimiş olarak bulunan karbon dioksit, kireçtaşı ve mermer gibi karbonat mineralleri, kömürün, petrolün ve doğal gazın başlıca yapıtaşları olan hidrokarbonlar, en bol bulunan bileşikleridir.

    Karbon, bilinen elementlerin en çok yönlü olanıdır. Bileşiklerin %94'ü (4 milyondan çoğu) karbon içerir. Yaşamın dayandığı temel işlevleri yerine getirmek için yeterli çeşitlilikte ve karmaşıklıkta düzenlemeler oluşturarak başka elementlerle birleşme yeteneği, yalnızca karbonda vardır. Belirli karbon bileşikleri, canlılardaki maddenin yaklaşık %18'ini oluşturur (geri kalanı çoğunlukla sudur). Bu bileşikler, canlı hücrelerin planı olarak, hücre yapımında kullanılan yapıtaşları olarak işlev görürler. Yakıt işlevi gören başka karbon bileşikleri de, yeşil bitkilerde ışıl bireşimle sürekli olarak yenilenir. Organizma öldüğü zaman, çevreyle karbon alışverişi durur ve geriye kalan radyoaktif karbon-14 izotopu miktarı, biyolojik kökenli maddelerin yaşını belirlemekte kullanılabilir.

    Kalkınmış ülkelerin ekonomilerinin büyük bir bölümü, karbon içeren yakıtların, plastiklerin, kimyasal maddelerin, dokumaların ve ilaçların işlenmesine ve üretimine dayanır. Karbon temelli sentetik bileşiklerin üretilmesi ve kullanılması, birçok ülkede yaşama düzeyini derinlemesine etkilemiştir.
    ···
  4. 5.
    0
    Simgesi C, atom sayısı 6, atom ağırlığı 12,011 olan karbon, periyodik çizelgenin IVA grubunda silisyum, germanyum, kalay ve kurşun elementleriyle birlikte yeralir. Bu elementlerin en hafifi ve en az metalik olanıdır. Periyodik çizelgedeki başka birçok grubun tersine, IVA grubu elementleri, kimyasal bakımdan birbirinden çok farklıdır; grubu temsil edici davranışı en az gösteren de karbondur.

    Karbonun en bol bulunan izotopu, doğal karbonun % 98,89'unu oluşturan karbon-12'dir. Tam olarak 12 dalton (atom kütlesi birimi) değerinde olan bu izotop, atom ağırlığı konusunda uluslararası standart olarak kullanılır. Doğal karbonun % 1,11'ini oluşturan kar-bon-13, ikinci kararlı izotoptur. Karbonun beş radyoaktif izotopu bilinmektedir; bunlardan karbon-14 (yarılanma süresi 5 730 yıl) en kararlı ve en yararlı olanıdır. Bağlar. Serbest karbon atomunun 1s kabuğunda iki elektron, 2s ve 2p kabuklarındaysa bağ oluşturmaya hazır dört değerlik elektronu bulunur. Metallerden ve ametallerin birçoğundan farklı olarak, karbonda bağ oluşumu genellikle iyonik değil, kovalent (ortaklaşa) niteliktedir. Bunun nedenlerinden biri, karbonun atom sayısının küçük olması, bu nedenle de, atom çekirdeğine yakın olan değerlik elektronlarını çok sıkı tutmasıdır. Ayrıca, bir karbon atomunun kararlı bir iyon haline gelmesi için dört elektron alması ya da yitirmesi gerekir: Bu da oldukça büyük enerji isteyen bir olaydır. Ortaklaşa bağlanmada, her karbon atomu, değerlik elektronlarını karşılıklı olarak başka atomlarla paylaşır. Karbon bileşiklerinin çoğunda, bitişik bir atom, 1 -3 arasında elektron verir; buna karşılık karbon da eşit sayıda elektron katkısı yapar ve tek, çift ya da üçlü bağ oluşur.

    Odunkömürü [değiştir]
    Odunkömürü hafif, gözenekli siyah ya da koyu gri renkli bir maddedir; odunun havasız ortamda yakılmasıyla elde edilir. (Karbonun bir başka allotropu olan odun kömürüne ilişkin ayrıntılı bilgi kömür maddesinde verilmiştir.)

    Kemik kömürü [değiştir]
    Odunkömürünün katışıklı bir türü de, yalnızca yüzde 10 oranında karbon içeren kemik kömürüdür. Kemik kömürü, hayvan kemiklerinin iyice kırılıp havasız ortamda yakılmasıyla elde edilir. Kemik kömürü herhangi bir sıvı ile ısıtıldığında, sıvını rengini yok eder, bu nedenle sanayide renk giderici olarak kullanılır. Örneğin, şeker bu yolla arıtılır. Çay kemik kömürü ile kaynatıldığında tamamen renksiz hale gelir.

    Karbon karası [değiştir]
    Karbon karası ise gazyağı, terebentin, benzen ya da mum gibi maddelerin havasız az ortamlarda yandıklarında çıkardıkları istir. Karbon karası katışıksız, yumuşak, siyah renkli bir tozdur; yağla karıştırılarak matbaa mürekkebi, boya ve ayakkabı cilasında kullanılır. Ayrıca otomobil ve bigiblet lastiklerinin yapımında, aşınmaya karşı daha dayanıklı kılmak amacıyla karbon karasından yararlanılır.

    Kokkömürü [değiştir]
    Kokkömürü, kömürün havasız ortamda, yüksek sıcaklıklarda yakılmasıyla elde edilir. Kokkömüründeki karbon oranı yaklaşık yüzde 90'dır. Karbon gerek kömür, antrasit ve kokkömürü olarak, gerek bileşik halde bulunduğu ağaç ve petrol olarak çok önemli bir yakıttır. Karbon ve oksijen bileşikleri birbirleriyle çok kolay birleşir. Çinko, demir, kalay ya da kurşun oksitler gibi metal oksitleri karbon ile birlikte ısıtıldığında, karbon metal oksitteki oksijenle birleşir ve geriye katışıksız metal kalır. Bu indirgenme tepkimesinden sanayide yararlanılır.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 6.
    0
    Aynı maddenin değişik kristal biçimlerine allotrop denir; allotrop sözcüğü değişik biçim anlamında Yunanca iki sözcükten gelir. Elmas ve grafit, karbonun allotroplarıdır. Elmasta her karbon atomu, dört başka karbon atomuna bağlanarak üç boyutlu katı bir yapı oluşturur; grafitte ise karbon atomları, üst üste yığılmış geniş, yassı levhalar oluşturacak biçimde, iki boyutlu düzlemde birbirlerine bağlanmıştır. Bu levhalar birbirlerinin üzerinden kolayca kayar; grafitin iyi bir yağlayıcı olma özelliği de bundan kaynaklanır. Grafitin kağıt üzerinde iz bırakmasının nedeni de, bu ince atom levhalarının grafitten ayrılarak kağıdın üzerinde birikmesidir. Elmas ve grafit dışında karbonun ayrıca altıgen elmas gibi doğal, camsı karbon, fullerenler kümelenmiş elmas nanoçubukları, karbon nanoköpüğü, doğrusal asetilenik karbon (LAC) gibi yapay allotropları da vardır. Karbonun belirgin, kendilerine özgü bir yapısı ya da biçimi olmayan allotropuna amorf karbon denir. Kömür bu biçimdedir.

    Elmas [değiştir]
    Ana madde Elmas


    ElmasArı elmas, bilinen en sert doğal maddedir. Renksiz ve saydam olmasına karşın, başka minerallerle arılığı bozulduğu zaman, pastel renklerden mat siyaha kadar uzanan çeşitli renklerde bulunabilir. Elmas, kimyasal bakımdan eylemsizdir; ama yüksek sıcaklıklarda havada yanması sağlanabilir. Isıyı iyi iletmez ve elektrik yalıtkanıdır. 1955'e kadar, yanardağ kökenli doğal yataklar tek elmas kaynağıyken, o tarihten bu yana aletlerde ve pikap iğnelerinde kullanılan elmaslar, grafitin yüksek basınçlara ve sıcaklıklara uğratılmasıyla yapay olarak üretilmektedir (mücevher niteliğinde elmaslar bu yolla elde edilemez).

    Elmasın özellikleri, bütünüyle birbirine kenetlenmiş dörtyüzlü karbon atomlarının oluşturduğu kristal yapısından kaynaklanır; bu atomların her biri, en yakın dört komşusuna ortaklaşa bağlanmıştır. Karbon-karbon bağının olağanüstü dayanıklılığı ve ortaklaşa bağlarla kenetlenmiş yapısı, elmasın sert ve eylemsiz olmasını sağlayan nedenlerdir.

    Grafit [değiştir]
    Ana madde Grafit


    GrafitGrafit, karbonun yaygın bir allotropudur. Yumuşak, yağlı, kağıtta iz bırakan, siyah renkli bir katı maddedir. Grafitte her bir karbon atomu aynı düzlemde bulunan diğer üç atoma altıgen halkalar oluşturacak şekilde bağlanır. Oluşan ağ iki boyutludur ve bu şekilde meydana gelen tabakalar birbirine zayıf Van der Waals kuvveti ile bağlanır. Bu yüzden, tabakala birbirlerinin üzerinde kolayca kayar. Grafit, yağ haline getirilip makinelerde, çalışan parçaların birbirine sürtünürken aşılmasını azaltmak ya da engellemek amacıyla yağlayıcı olarak kullanılır. Kurşun kalemlerin içindeki uç da, içine kil katılarak biraz sertleştirilmiş grafittir. Grafitin elde edildiği başlıca yerler Sri Lanka, Sibirya, Kuzey Amerika ve Mekgiba'dır. Grafit, kokömürünün çok yüksek sıcaklıklarda işlenmesiyle yapay olarak da üretilebilir. Grafit çok yüksek sıcaklıklara dayanabilir, ayrıca çok iyi bir elektrik iletkenidir. Bu nedenle, çamaşır makinesi ve elektrikli süpürge gibi aygıtlardaki elektrik motorlarının fırçaları grafitten yapılır. Son dönemlerde, uzay kapsüllerinin ısı kalkanlarının yapımında da grafitten yararlanılmaya başlanmıştır.

    Fullerenler [değiştir]
    Ana madde Fullerenler


    FullerenKarbonun yapay allotropları olan Fullerenler, grafit benzeri yapılara sahiptir fakat grafit gibi saf altıgen değil, aynı zamanda beşgen ve hatta bazan yedigen kristaller de içerir. Bu yapı, altıgen kristallerden oluşan ana düzlemin kıvrılarak küreler, elipsoidler ve silindirler oluşturmasına yol açar. Fullerenlerin yapıları ve özellikleri nanomalzemeler alanında dev bir araştırma konusudur. "Fullerene" adı, bazı fullerenlerin benzediği jeodezik kubbeler tasarlayan Amerikalı mimar Richard Buckminster Fuller'e ithafen verilmiştir. Buckyball denen yapılar, üçgen karbon yapılarının küresel biçimlerde kapanmasından oluşan oldukça büyük moleküllerdir. En çok bilinen en basit buckyball molekülü, futbol topu benzeri yapısıyla C60 buckminsterfullerenedir[1]. Karbon nanotüpler boş silindir şeklinde bir yapıya sahiptir[2][3]. Nanotomurcuklar ise, buckyball yapıların nanotüplerin dış duvarına kovalent bağla bağlanmasından oluşan nanotüp/buckyball melez yapısında malzemelerdir. [4]

    Karbon bileşikleri [değiştir]
    Doğada en bol bulunan karbon bileşikleri, karbon dioksit, tebeşir (kalsiyum karbonat) gibi metal karbonatları ve karbonun hidrojenle birleşerek oluşturduğu hidrokarbonlardır.

    Hidrokarbonlar [değiştir]
    Ana madde Hidrokarbonlar

    En basit hidrokarbon, bataklık gazı da denilen metan gazıdır; bu maddenin temel yapısı, ortadaki bir karbon atomunu çevreleyen dört hidrojen atomundan oluşur. Sibirya'da ya da Kuzey Denizi'nde yeraltından çıkarılan doğal gazın başlıca bileşiği metan gazıdır. Metanın kimyasal formülü CH4 biçimindedir. Eğer dört karbon atomu birbirine bağlanırsa bütan gazı oluşur. Bütanın kimyasal formülü de C4H10'dur. Mutfaklarda kullanılan tüp gaz, bütan gazıdır. Metandaki hidrojen atomlarının yerine klor atomları geçirilirse, bir zamanlar önemli bir anestezik olan kloroform bileşikleri ve değerli bir kimyasal çözücü olan karbon tetraklorür oluşur. Metan molekülüne bir oksijen atomu bağlanırsa, ortaya bir tür alkol çıkar.

    Karbon ile oksijenin oluşturduğu iki basit bileşik vardır: Karbon dioksit (CO2) ve karbon monoksit (CO). Her ikisi de gaz halindedir; ilki havada bulunur ikincisi ise çok zehirlidir.

    Dünyanın pek çok yerindeki petrol yataklarından çıkarılan ham petrol, rafineriler de işlenerek, değişik uzunluktaki karbon zincirinden oluşan maddeler elde edilir; bu maddelere petrol türevleri denir. Ağır, kalın ya da ince bütün yağlar hidrokarbondur.

    Karbon atomlarının hidrojenle doyurulmamış, yani tümüyle doldurulmamış olduğu hidrokarbon dizileri de vardır. bu dizilerin birinde karbon atomları birbirine çift bağ ile bağlanmıştır; bu tür hidrokarbonların en basit örneği etilen'dir. Üç bağlı karbon atomlarını içeren doymamış hidrokarbonlar dizisinin ilk üyesi de asetilen gazıdır.

    Kömürün damıtılmasıyla elde edilen kalın, siyah renkli bir sıvı olan kömür katranından da önemli bir hidrokarbon dizisi oluşturulur. Bu dizinin ilk ve en basit üyesi benzen'dir. Benzen, bir halka biçiminde birbirine bağlanmış altı karbon atomu içerir. Bu dizide bulunan pek çok hidrokarbon, bitkilerden salınanlara benzeyen kokular yaydıklarından aromatik hidrokarbonlar olarak adlandırılırlar. Parfümler, en aza bir benzen halkası içerir. Güvelere karşı kullanılan naftalin, birbiriyle birleşmiş iki halkadan oluşur.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 7.
    0
    borozan özet geç dıbına koyım üşeniyorum okumaya
    ···
  7. 8.
    0
    S embolü C, bileşikleri tabiatta çok geniş alana dağılmış olan metalik olmayan kimyâsal bir element.

    Özellikleri: Karbon, element hâlinde kömür, grafit ve elmas olarak üç şekilde bulunur. Bunlara karbonun allotropları denir. Bunlardan elmas, saf karbon olup kristal yapıya sâhiptir. Diğer ikisi safsızlık ihtivâ edip amorf yapıdadır. Meselâ, kömürün menşei bitkilerdir. Bu yüzden kömürde bitkiden gelen maddeler bulunmaktadır. Karbonun atom numarası altıdır. Değerlik elektronu dörttür. En dış yörüngesinde bulunan 4 elektrondan ikisi, 2s2 orbitalinde, diğer ikisi de 2p2 orbitalindedir. Diğer elementlerle bağ yaparken 2s orbitalinde bulunan bir elektron boş olan 2p orbitaline geçercesine hareket eder. Böylece aynı özellikte dört tâne çiftleşmemiş elektron meydana gelir.

    Bunların enerji seviyeleri aynıdır. Bu davranış Sp3 hibridizasyonu olarak adlandırılır.

    3500°C’de sublime olmaya başlayan karbon, 3550°C’de erir ve 4827°C’de kaynar. Grafit hâlindeki karbonun yoğunluğu 2,26 g/cm3tür. Oda sıcaklığında kolay kolay reaksiyona girmez ve suda hemen hiç çözünmez. Gerekli sıcaklığa geldiği zaman hava oksijeni ile okside olarak (yanarak) karbondioksid verir. Grafit ve elmasın yanması kömürün yanmasından daha yüksek sıcaklıkta olur.

    Karbonun, kütle numaraları 10 ilâ 16 arasında olan altı tâne izotopu vardır. 12C ve 13C izotopları kararlıdır. Tabiatta bulunan karbonun % 98,89’u 12C ve % 1.11 de 13C izotopudur. 14C radyoaktif izotopu da kararlılığa çok yakındır. Çünkü yarılanma müddeti 3770 yıldır. Arkeolojik araştırmalarda bu izotoptan yararlanılır. 12C izotopu elementlerin atom ağırlıklarının hesaplanmasında bir temel kabûl edilmiştir.

    Bulunuşu: Tabiatta karbon çok çeşitli olarak her yerde bulunur. Elementer olarak, kömür ve grafit yataklarında ve çeşitli bileşikler hâlinde petrol yataklarında bulunur. insan, hayvan ve bitki gibi bütün canlıların büyük bir kısmı karbon bileşiklerinden meydana gelmiştir. Organik bileşiklerin temel maddesi karbondur. Anorganik bileşiklerden en çok karbonat bileşiklerinde bulunur. Mermer, dolomit ve kireç taşları birer karbonat bileşikleridir.

    Karbon bileşikleri: Karbon atomu elektron almaya veya vermeye, yâni iyonik bileşik yapmaya yatkın değildir. Bu yüzden iyonik bileşikleri pek kararlı değildir. Bâzı reaksiyonlarda ortaya çıksalar bile hemen aksi yüklü iyonlarla bağ meydana getirirler. Karbon atomları oktede varmak için bağ yapmayı tercih ederler. Bu bağlar diğer atomların yaptığı bağlara nispetle daha sağlamdırlar. Bu yüzden uzun zincirler meydana getirmektedirler.

    işte bu sebeptendir ki karbon bileşiklerinin sayısı diğer bütün elementlerin meydana getirdiği bileşiklerin on misli kadardır. Karbon bileşiklerinin sayısı üç milyona ulaşmış olup, gün geçtikçe de çoğalmaktadır.

    iki sınıf karbon bileşiği vardır:

    a) Organik bileşikleri: Bu bileşikler kovalent bileşikler olup elementleri bir arada tutan kuvvet elektron bağlarıdır. Karbon dört bağ yapar. Bu bağlar karbonlar ve diğer elementler arasında olabilir. Organik bileşikler düz zincir, dallanmış veya halkalı şekilde olabilirler. Düz ve dallanmış zincirler hâlinde olan organik bileşiklere alifatik bileşikler denir. Bunlardan da yalnız karbon ve hidrojenden meydana gelmiş olanlarına hidrokarbonlar denir. Bunların en basidi metandır. Metan, karbonun dış yörüngesinde bulunan dört çiftleşmemiş elektronun, hidrojen atomlarının elektronları ile bağlanmasından meydana gelmiştir. Burada kurulan bağların arasındaki açı 109°28’dir.

    Eten (Etilen) (C2H4) doymamış hidrokarbonların en basiti olup karbonlar arasında çift bağ vardır. Bu çift bağlardan biri esas bağ olup sigma bağı da denir ve iki karbon atomunu bir arada tutmaya yarar. Diğer bağa, sekonder veya pi bağı denir ve kimyâsal etkilemelere karşı hassastır. Bu bağdan dolayı doymamış hidrokarbonlar kimyâsal olarak aktiftir.

    Etende (asetilen) (HC=CH), karbonlar birbirlerine üç bağla bağlı olup, her bir karbonda birbirinden 180° ayrı olan birer hidrojen atomu bağlıdır. Karbonlar arasındaki üç bağdan biri sigma, ikisi pi bağıdır. iki pi bağından dolayı kimyâsal etkilemelere karşı gâyet duyarlıdır.

    Atom numarası: 6
    Simge: C

    Kütle numarası: 12.0112

    Kaynama Noktası (C): 4830

    Erime Noktası (C): 3727

    Yoğunluk: 2.26

    Buharlaşma Isısı: 171.7

    Kaynaşma (Füzyon) Isısı: --

    Elektriksel iletkenlik: 0.0007

    Isıl iletkenlik: 0.057

    Özgül Isı Kapasitesi: .165
    Tümünü Göster
    ···
  8. 9.
    0
    borozan karbon bazlı gibileybıl bir yaratık hacı, onu değerlendir.
    ···
  9. 10.
    0
    borozan gibtin başlığı.
    ···
  10. 11.
    0
    gibileybıl;

    Modal yardımcı fiillerinin bir yada daha fazla anlamı ve kullanım alanı olabilir. ingilizcede’ki modal yardımcı fiileri şunlardır: -may, might, can, could, had better, must, should, ought to, shall, will and would-.

    Yapısal olarak modal olmasalar da , bazı yapılar modal yardımcı fiileri gibi kullanılabilirler, -able to, be going to, be supposed to, have to, have got to, used to- bunlara örnek olarak verilebilir.

    Can - Could - Be Able
    Can (ken) : -bilir, -abilir. ( yardımcı bir fiildir) - her özneyle aynı şekildedir, ek almaz. Olumsuz hali -can not- , -can't- dir.

    1. Yetenek Yeterlilik:

    She can carry this table. - ( O bu masayı taşıyabilir.)
    She can't carry this table. - ( O bu masayı taşıyamam.)
    Can You carry this table. - ( Sen bu masayı taşıyabilirmisin?)

    • Aynı anlama gelen -be able- yapısıda kullanılabilir.

    I am able to carry this table. ( bu masayı taşıyabilirim.)

    You aren't able to carry this table. ( bu masayı taşıyamazsın.)

    Is he able to carry this table. ( bu masayı taşıyabilir misin?)

    • Bu yapıda -can- sadece Geniş zamanda kullanılabilir.

    • Gelecek zaman -Will be able-

    She will be able to drive a car. ( O bir araba sürebilecek.)

    -can- gelecek zamanda kullanılmamasına rağmen, gelecekte yapılabilecek bir iş için şimdiden karar verilmesi halinde -can- kullanılabilir.

    They can fnish the work, tomorrow. ( Yarın işi bitirebilirler.)

    • Geçmiş Zaman: -Could / was (were) able- , -Couldn't / wasn't (weren't) able to-.

    Geçmiş zamanda bir hareketin yapılabilmesi için yeterli güç ve yeteneğe sahip oluşu ve ya olmayışı ifade etmek için kullanılır. Bu yapıda dikkat edilmesi gereken -could- ile yapılan cümleler yetenegin devamlı olarak devam ettiği, --was(were) able- yapısında ise yeteneğin bir defalık olduğu ifade etmektedir.

    She could run 30 kilometers. ( O, 30 kilometre koşabilirdi.) ( her zaman için böyle bir güçü vardı)
    She was able to run 30 kilometers. ( O, 30 kilometre koşabildi.) ( Bir defasında böyle bir güçü vardı)
    Were they able to run 30 kilometers. ( Onlar 30 kilometre koşabildi mi?)
    Could they run 30 kilometers. ( Onlar 30 kilometre koşabilirler miydi?)
    She wasn't able to run 30 kilometers. ( O, 30 kilometre koşamadı.)
    She couldn't run 30 kilometers. ( O, 30 kilometre koşamazdı.)

    -Could- Diğer Kullanım alanları.

    • Could you... ? - Couldn't you... ? : Nazik bir istek cümlesi.

    Could you open the window.? - Acaba pencereyi açabilirmisiniz.?
    Couldn't you open the window.? - Acaba pencereyi açamazmısınız.?

    • (Could+Have+v3) Bu yapıyla yapılan cümleler eylemin gerçekleşmemiş olduğu anldıbını verir.

    She could have gone to school. She wasn't very ill. - (Çok hasta değildi. Okula gidebilirdi.(ama gitmedi))

    2. izin Belirtme:

    Bu yapı -may- ile yapılan izin ifadeleriyle aynıdır. Bu yapıda yapılan soru cümlelerinde ki anlam farklılıkları aşağıda belirtilmiştir.

    She can sit at my table. ( masama oturabilir. - izin veriyorum)

    May I use your pen? - ( Kaleminizi kullanabilirmiyim?) ( Daha kibar ve resmi bir soru)
    Can I use your pen? - ( Kaleminizi kullanabilirmiyim?) ( Daha Samimi bir soru)

    3. Olasılık Belirtmede.

    You can be a good nurse. ( iyi bir hemşire olabilirsin.)

    • Olasılık belirtmede -could be- , -may be- , -might be- aynı anlamları verir.

    He may be in the office. ( Ofiste olabilir) - ( belki ofistedir)
    He might be in the office. ( Ofiste olabilir) - ( belki ofistedir)
    He could be in the office. ( Ofiste olabilir) - ( belki ofistedir)

    • Olumsuz cümlelerde -could- ile -may (might)- farklı anlamlar verir.

    He may not be in the office. ( Ofiste olmayabilir) -(Ofiste olmayışı mühtemel)
    He might not be in the office. ( Ofiste olmayabilir) - (Ofiste olmayışı mühtemel)
    He could not be in the office. ( Ofiste Olamaz) - (Ofiste olma ihtimali yoktur.)
    Tümünü Göster
    ···
  11. 12.
    0
    @10 a katılıyorum
    ve listeye 7. sıradana borozan giriyor

    7-bor0zan
    ···
  12. 13.
    0
    Aşağıdaki durumlarda, sondaki e düşürülür.
    • Kelimenin sonunda “e” varsa, sesli bir son ek yapılır.

    make – making (yap, yapmak)
    note - notable (not, önemli, kayda değer) ride-riding (ata binmek), force-forcing (güç, zorlamak),
    nose - nosy (burun, ukela), race-racist (ırk, ırkçı), slice-slicing (dilim, dilimleme)
    • Kelimenin sonunda “ee” varsa, e düşürülmez.

    agree - agreeable (kabul etmek, kabul edilebilir)

    • “ge”' and “ce” ile biten kelimelerde sondaki e düşmez
    encourage - encouragement
    embrace - embraceable

    istisna: Kelime, “ce” veya “ge” ile biterse ve kelimeye giren ünlü, “o” veya “u” ise, böyle durumlarda "e" harfi düşmez:
    manage- manageable (yönetmek, yönetilebilir), notice-noticeable (dikkat, dikkat edilebilir)change-changeable (değiştirmek, değiştirilebilir)
    ···
  13. 14.
    0
    Be able to :
    -ebilir , -abilir olmak

    Can in yerine kullanılabilir. Kuruluşunda "to be "fiili olduğu için "to be" fiilinin girebildiği tense lere girer.

    Örnek ( example ) :

    I am able to answer this question. Bu soruyu cevaplayabilirim. ( ability )
    I was able to swim across to river. Nehrin karşı tarafına yüzebildim. ( ability )
    ···
  14. 15.
    0
    Baz, suda iyonlaştıklarında ortama OH- (hidroksit) iyonu ve elektron çifti verebilen maddelere verilen isimdir. (NH3)hariç...

    Genel özellikleri [değiştir]
    Sulu çözeltilerinde OH-iyonu verirler.
    Tatları acıdır.
    Sudaki çözeltileri elektriği iletir.
    PH cetvelinde 7 ile 14 arasındadır.
    Turnusol kağıdını kırmızı renkten mavi renge çevirirler.
    Amfoter metallerle H2 gazı açığa çıkarırlar.
    Ele kayganlık hissi verir.
    Suda iyonlaşabilirler.
    Asit ile tepkimeye girdiğinde(eşit hacim ve molde) tuz ve su oluşur
    Sulu çözeltileri elektriği iletir.
    Bazların kullanıldığı yerler [değiştir]
    Sodyum hidroksit (NaOH): Sabun, lavabo açıcı.
    Potasyum hidroksit (KOH): Arap sabunu, sıvı sabun, şampuan.
    Kalsiyum hidroksit (Ca(OH)2): Sıva ve harç.
    Alüminyum hidroksit (AL(OH)3): Deodorantlar.
    Magnezyum hidroksit (Mg(OH)2): antiasit.
    Amonyak (NH3): Ev temizlik malzemesi, gübre, patlayıcı madde.(Zayıf bazdır)
    ···
  15. 16.
    0
    Baz istasyonu, iki yönlü bir mobil ağ sisteminde yayın yapan birim. Radyo sistemindeki bir antenden farklı olarak, baz istasyonu hem sinyal alır, hem de sinyal gönderir (yani iki antenden oluşur).

    Günümüzde baz istasyonları değişik yönlere doğru değişik güçlerde yayın yapma kabiliyetine sahip olan tevcihli anten ler kullanır. insanların dikkatini çekmemek için, baz istasyonları değişik boy ve şekillerde olabilir.

    Konu başlıkları [gizle]
    1 Baz istasyonları
    1.1 Baz istasyonlarının çevreye zararları
    1.2 Mikrodalgaların kanser yapıcı etkisi
    1.3 Mikrodalgaların zararları
    2 Baz istasyonlarının hakkında açılan davalar ve emsal kararlar :
    3 Yararlanılan kaynaklar


    Baz istasyonları [değiştir]

    Baz istasyonu NEDiR?

    MEHMET GÖKHAN BAŞBAY'IN ARAŞTIRMALARI

    Baz kelimesi ingilizce base (temel taban esas ) kelimesinin türkceye gecmiş şeklidir.Baz istasyonu cep telefonu haberleşme için elektro manyetik sinyalleri yayınlayan veya alan bir anten ile bir radyo verici alıcısıdır baz istasyonları telefonla iletişimi sağlar.

    Baz istasyonlarının çevreye zararları [değiştir]
    MEHMET GÖKHAN BAŞBAY DERKi:. Baz istasyonlarının çevresinde alıcı verici olduklarından canlılar üzerinde statik elekrik elektromanyetik alan oluşmaktadır. Oluşan bu elektromanyetik alanın insan vücudundaki ve doğal çevremizdeki (doğal) elektromanyetik alandan çok fazla olması sebebiyle mevcut biyolojik ve fizyolojik uyum bozulur. Bu da, elektromanyetik kirlilik adı verilen bir tür çevre kirliliğine cilt kanserine neden olur. BUTÜN BUNLAR iSPAT EDiLMEMiŞ SÖYLEMLERDiR

    Mikrodalgaların kanser yapıcı etkisi [değiştir]
    Mikrodalgaların kanser ile ilişkisi üç şekildedir: Mikrodalganın kendisinin kanseri oluşturması, kanser yapıcı maddelerin hücreye girişini kolaylaştırması veya mevcut kanserli ortamın yaygınlaşmasını hızlandırması.

    Mikrodalga, DNA’yı onararak kanseri engelleyen melatonini azaltmakta ve dolayısıyla tümörü, lenfom (lenf bezi kanseri), ben kanseri, erbezi tümörü, çocukluk kanserleri meydana gelmektedir.

    Buna ek olarak mikrodalgaların kan içerisindeki anti-oksidanları azalttığı da gözlenmiştir. Bu da serbest radikallerin miktarını arttırıp genel kanser riskini arttırırken yaşlanmayı da hızlandırmaktadır.

    Mikrodalgaların zararları [değiştir]
    Mikrodalgaların göze zararları: Tavşanlar üzerinde yapılan araştırmalarda mikrodalgalar nedeniyle göz merceğinin bulanması (perde veya katarakt), göz saydam tabakasının (kornea) bulanması, renkli tabaka (iris) iltihabı, gözdibi (retina) harabiyeti meydana geldiği tespit edilmiştir.

    Mikrodalgaların kulağa zararları: 20 mJ/cm³’ten daha düşük dozda darbeli mikrodalga enerjileri bile kulak çınlamasına ve işitme kaybına yol açmaktadır.

    Mikrodalgaların cinsel yaşama etkileri: Deney hayvanları üzerinde yapılan çalışmalarda erbezlerindeki hücrelerin ölmesi sonucu kısırlık, mutant yavruların doğması, dölütün dölyatağında ölmesi, adet bozuklukları, östrojen artışı nedeniyle gebeliğin tehlikeye girmesi, düşüklerin artması tespit edilmiştir. Mikrodalgaya maruz kalan fizik tedavi teknisyenlerinde yukarıdaki rahatsızlıklar tespit edilmiştir.

    Mikrodalgaların bağışıklık sistemine zararları: Mikrodalgaların vücuttaki T8 lenfositlerini ve doğal öldürücü (natural killer) lenfositlerini azalttığı, antikorları azalttığı ve dolayısıyla bağışıklık sisteminin çöktüğü artık tıbbi bir gerçekliktir.

    Mikrodalgaların kana zararları: Mikrodalgalar kan hücrelerini (alyuvar, akyuvar, pıhtı oluşturucu pulcuklar) azaltır, kanın kimyasını bozar, beyin ve kan için çok önem taşıyan bir enzim olan asetilkolin esterazı azaltır. Bu enzimin azalması ölüme yola açar.

    Kronik düşük doz mikrodalgaların kanser yaptığına ilişkin birçok yayın vardır.

    Baz istasyonlarına bağlı kanserler, istasyona yakın birçok meskende yıllar sonra birden patlak verecek, adeta o bölgede bir kanser salgını olacaktır. Çevre etkenlerine bağlı kanserler hemen değil, yıllar sonra başlar. Sigara ve alkol, yıllarca içildikten sonra kanser yapmaktadır. Asbestin ( amyant ) akciğer, akciğer zarı ve periton kanseri yaptığı çok geç, ancak 1970' de anlaşıldı; tüm önlemler o tarihten itibaren alındıysa da, asbestin neden olduğu kanserler 2020' ye kadar devam edecektir. Örneğin, Japonya' da atom bombası atılışından 7-10 yıl sonra kanserler artmaya başlamıştır.

    Ulaştırma Bakanlığı, meskun mahallere ve özellikle de okul, hastane gibi kurumlara baz istasyonu kurulmasına izin vermemiştir.

    Yapılan ölçümler sonucunda, baz istasyonunun limit değerleri aşmadığı tespit edilmiş olsa bile, bu çok sağlam bir bilgi olmayacaktır. Şöyle ki; yanlış yer seçimi ve hatalı yerleşim ile verilen limit değerlerin aşılması sözkonusudur. Baz istasyonu anteninin ana hüzmesinin ne yöne baktığı ve yansımalar durumu oldukça değiştirebilmektedir. Tek yönlü yayınlarda mikrodalgalar dar bir hüzme şeklinde gönderilir, hüzme daraldıkça güç artar, dar hüzme çevredeki yakın binalardan ya da balkonlardan yansıdığında ve telefon görüşmeleri çoğaldıkça bu değer artacaktır.

    Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin ardından kamu sağılığına önem vererek çalışma yürüten istanbul il Mahalli Çevre Kurulu ilginç bir olaya imza atarak bu konu ile ilgili bir kararını Resmi Gazetede yayınlattı.

    istanbulun Başakşehir ilçesine bağlı Ziya Gökalp mahallesi nde baz istasyonlarına karşı Türkiyede örnek sayılabilecek bir mücadele göstermektedir. Mahalle halkı Mahalle içerisindeki yerleşim yerlerinin içerisine bina üstlerinde kurulan baz istasyonlarının kaldırılması konusunda oldukça mücadeleci bir tavır sergilemiştir ve halen göstermektedir
    Tümünü Göster
    ···
  16. 17.
    0
    borozon aygırların gibtiği üşenmedinmi
    -kimyayı sevmem-
    ···
  17. 18.
    0
    Yaratık (ingilizce: Alien) Alien dünyasında geçen bir seri filmlerden oluşur. Bu seride Yaratık (1979), Yaratıklar (1986), Yaratık³ (1992), Yaratık: Diriliş 1997 filmleri bulunur, bazen Alien Predator'e Karşı (2004) ve Alien Predator'e Karşı 2 (2007) filmleri de serinin parçası sayılır.

    Seri 1979'da Ridley Scott tarafından çekilen ilk filmin büyük başarısı sonrası oluşmuştur. Bilim kurgu sinemasının klagiblerinden sayılan ve bu tarzı ciddi anlamda etkileyen film dörtlemenin (Alien Quadrilogy) ilham kaynağı oldu.

    Filmlerin yanı sıra aynı veya benzeri konsept dahilinde oyuncaklar, video ve masaüstü oyunları, yap-bozlar, kitaplar gibi ürünler çıkarıldı.
    ···
  18. 19.
    0
    Dünya değil ama Türkiye bunu konuşuyor... Bir televizyon progrdıbına çıkan ve sansasyonel açıklamalar yapan UFO Araştırma Merkezi Başkanı Haktan Akdoğan, Yaratığı bulan çiftçinin normal ötesi biçimde otomobilinde yanmış olarak bulunduğunu iddia etti. Medyamız da bunu dinledi...

    Aslında, 2007'de ortaya atılan bu iddia, 32 yaşındaki ABD'li UFO Uzmanı Joshua P. Warren'a ait ve forumdan aldığımız örnekte de görebileceğiniz gibi UFO sitelerinde yayınlandı bir şehir efsanesi olarak. Fare kapanına yakalanan bu uzaylılar, eğer iddia edildiği gibi paranormal güçleriyle öldürülerse, o öldürdükleri yanlış adamdı...



    iddialar 2007'den beri konuşuluyor ve 2009 Eylül ayı başında Alman Bild gazetesinde çıkan fotoğrafları ve internet sitesinde yayınlanan videosu ile dünyanın gündemine oturan olaydaki ayrıntı, Bild muhabirinin yaratığı fare kapanına yakalanmış vaziyette (foto) bulup öldürdükten sonra bilimadamlarına zütüren çiftçi Francisco Garcia ile o röportajda konuşmuş olması. Yaratığı görmek için Mekgiba'daki Metepec kentine giden Bild muhabiri Michael Remke, çiftçi ile konuşuyor. Dahası yaratık Akdoğan'ın söylediği gibi suda boğularak öldürülmüyor. Fare kapanında kolu kopuyor ve ve öyle yakalanıyor (fotoda kopuk kolu görebilirsiniz)... Sonra bir yalağa atmış olabilir korkudan...

    • Yaratığın fotoğrafları

    O HABERiN TEKRARI...
    Mekgiba'da 2007'de çiftçi Francisco Garcia tarafından bulundu ve öldürüldü. Uzaylı mı, keşfedilmemiş bir hayvan türü mü? Yaratığın bir fake olduğunu düşünenler de var ama cesedini inceleyen Bilimadamları DNA'sını bulamaması şaşkınlık yarattı. Dört ayrı laboratuvarda DNA yapısı çözülmeye çalışıldı ancak bir sonuç alınamadı. Uzmanlar ikiye ayrıldı bir kısmı ''DNA'sı yokderken, diğerleriDNA'sının bugünkü tekniklerle tespit edilemediğinidüşünüyor.

    Üstelik, Francisco Garcia yaşayan 70 santim kadar boyunda ikinci bir
    yaratık''ı daha gördüğünü söylüyor. Daha enteresanı 2007'de ilk ortaya çıktığında fake diye bakılan; derisi yüzülmüş imparator Tamarin Maymunu ile yapılan bir kandırmaca olduğu düşünülen bu yaratık ile Roswell Vak'asının arasında bağ olduğunu öne sürenler de var. Etobur bir hayvanın diş yapısına sahip bu yaratığın; aynı zamanda kafatasının yapısı itibariyle de diğer hayvanlara göre daha zeka seviyesine sahip olduğu düşünülüyor. Diş yapısı, kertenkeleye benzeyen yaratık; eklem ve iç kulakları yapısıyla insana benzediği söyleniyor. Bulunan yaratığın hücre testlerinde, bedenini ince bir deri tabakasının kapladığı ve daha önce tanımlanmamış, ilkel yaratıklara göre çok daha gelişmiş gözlere ve iç kulağa sahip olan bir canlı olduğu tespit edildi.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 20.
    0
    dıbına koyduran izafiyet gibinide annat bari
    ···