sikeroglif

Harry üzerinde kayarak vücudunun ağırlığını üzerine bırakırken yatay pozisyona geçmişti. Hala bileklerini tutuyordu ama şimdi vücutları birbirini örtmüştü. Harry öpücüğün tutkusunu arttıran hareketi karşısında tepkisiz kalmadı. Dilini ağzına doldururken o nefis çam tadını da geri getirdi. Pek çok kişiyi öpmüştü ama hiç böylesine temiz, lezzetli bir tada sahip birini tanımamıştı. Öptükçe öpesi geliyordu. Ellerini serbest bırakmasını istiyordu. Ona dokunmak, gerçekten üzerine olduğuna inanmak istiyordu. Ellerini kurtarmak istediğinde Harry daha sert yere bastırarak ona engel oldu. " Daha değil... " Dudakları arasından bir şeyler mırıldandıktan sonra ellerini çekti. Draco kaşlarını çatarak hala yere yapışmış haldeki ellerine bakıyordu. Harry' nin elleri serbest kalmıştı ama onunkiler hala yere sabitlenmiş haldeydi. "Seni... " Siyah saçlı baş eğilerek çenesini öptü, yavaşça boynuna kayarak ıslak bir iz bırakırken boynundaki nabız noktasını bularak hafifçe dişledi.

Draco ellerini yumruk yaparken itirazını da tıpkı nefesi gibi içine hapsetmişti. Harry' nin parmakları gömleğinin düğmelerini birer birer açarken dudakları açılan her ten noktasına izini bırakarak aşağı doğru kayıyordu. Gömleğin bütün düğmeleri açıldığında Harry hafifçe doğrularak onun neredeyse şeffaf gibi görünen beyaz teninin sardığı kaslara hayranlıkla baktı. Parmakları teni üzerinde dolaşırken kasların kasılıp gevşemesi hipnotize ediciydi. " Beni gıdıklamaya çalışıyorsan işe yaramayacak Potter. " Harry kendi durumuyla bile dalga geçebilen genç adama bakıp gülümsedikten sonra eğildi, küçük koyu renk halkalardan birini dudakları arasına aldı.

Göğüs ucunu ağzına aldığı an Draco neredeyse dudaklarına dek yükselen inlemeyi zorlukla bastırabildi. Dudaklarını ısırarak Harry' nin altında kıvranırken ıslak dilin göğüs ucu etrafında dolandığını hissederek titredi. " Po-Poter... " Hafif dişlemeyi hissettiğinde inlemesini engelleyemedi. Harry aynı işkenceyi diğer göğüs ucuna da yaparken elleri büyüden kurtulabilmek için boşuna çabalıyorlardı. Bu çok... Çok... Baştan çıkarıcıydı. Ona dokunmak isterken dokunamamak ama onun bütün dokunuşlarına böylesi açık olmak... Harry' nin bir eli pantolonunu zorlayan sertliğinin üzerine kaydığında kapalı gözlerini hızla açmıştı. Üzerinde gidip gelen ve okşamalarıyla onu daha da sertleştiren bir el... Merlin... Gözleri gökyüzünün maviliğine dalmış halde kalçalarını Harry' nin eline doğru iterken inledi.

Eller birkaç saniye içinde pantolonunun önünü açmışlardı. Harry başını kaldırıp ona bakarken elini çamaşırının içine daldırarak onu kavradı. " Potter ! Hemen ellerimi serbest bırak yoksa... " Birdenbire elleri serbest kalınca şaşkınlıkla durakladı. Ama hemen kendini toparlayarak üzerindeki genç adamın karmakarışık siyah saçlarını avuçlayarak başını kendine çekti. Harry onu öperken eli de üzerinde çalışmaya devam ediyordu. Draco dudaklarını çekip onun boynuna bastırırken tenine birkaç sözcük fısıldadı. Bir anda iki çıplak beden olarak birbirlerine yapışmış halde kaldılar. Harry' nin yeşil gözleri şaşkınlıkla açılırken bu kez gülümseyen Draco' ydu. Uzanıp Harry' nin sertliğini kavradı, diğer eliyle de boynundan kendine çektiği genç adamı yeninden öpmeye başladı.

Harry tahrik olmanın son sınırına gelmişti. Draco öylesine çekici, öylesine baştan çıkarıcı, öylesine sevilmek için yaratılmıştı ki daha fazla bekleyecek hali kalmamıştı. Öpücüğe karşılık verirken eliyle Draco' nun bacaklarını araladı, bedenini ona hizalayarak elini geriye kaydırdı ve bir parmağını içine itti. Sarışın genç adamın gözleri fal taşı gibi açıldı. Nefeslerinin birbirine karışacağı kadar yakınlardı. O göl rengi gözlerin kocaman açılması o kadar büyüleyiciydi ki... Draco yutkunarak gözlerine bakıyordu. Yavaşça parmağını dışarı çekti ve tekrar itti. " istersen büyü kullanabilirim. " Sıkılığında ikinci bir parmağın girişini hisseden Draco inlerken başını iki yana salladı. " Devam et... " Harry onun boynunu öperken gevşeme noktasını arıyordu. Parmaklarının hareketi bir düzen tutturmuşken üçüncüyü de ekledi ve o an Draco başını geriye atarak inledi.

Harry merakla başını kaldırarak yanakları hafifçe kızarmış, dudakları şaşkınlıkla aralanmış genç adamın iri iri açılmış gözlerine baktı. " Burası mı ? " Parmaklarını itip çektiğinde Draco dudaklarını ısırarak " Merlin... " diye inledi. Hareketi daha rahattı ama yine de sormadan edemedi. " Hazır mısın Draco ? " Ona ilk adıyla hitap eden genç adama bakmak için gözlerini açtı. Bahar rengi gözlerinde soran bir bakışla onayını bekliyordu. " Yap şunu Potter... Sadece yap... " Harry parmaklarını çekerek kendi sertliğini girişine ayarladı, bacaklarını biraz bükerek onun da açısını rahatlatmaya çalıştı. Ve onu alırken, başını geriye atıp ilk kez tüm benliğiyle inledi. Harry' nin omuzlarını sıkıca tutarak kendine çekerken onun bir şeyler fısıldadığı duyuyor ama anlamıyordu. Tamamen içine girişinde hiç acı duymamasını sağlayan o muydu ? Harry içinde birkaç saniye durarak gözlerini kapattı. " Tanrım... Bu... " Gözlerini açıp ona baktığında kelimelere dökemediği her şeyi anlatmıştı.

Geri çekilip yeniden ona yüklenirken Draco kısa sürede ona uymayı başarmıştı. Biraz önceki noktayı bulan Harry özellikle o noktaya vuruşlarını yapıyor, onu delirtiyordu. Vücudunun her noktası hem titriyor hem de kasılıyordu. Giderek o kopuş anına yaklaştığını hissediyor ama engellemeye çalışıyordu. Böylesine tahrik olmamış olsa daha fazla dayanabilirdi ama... " Potter ben... Ben... " Harry' nin elini üzerinde hissedince nefesi tıkandı. " Sorun değil gel... " Harry hareketleri hızlanmaya başlarken eşgüdümlü olarak onu da sıvazlamaya başlayınca Draco' nun sınırı paramparça oldu. Hiç gelmediği gibi gelirken bu dünyadan kopmuş bambaşka bir dünyaya geçmiş gibiydi. Ne üzerinde hala hareket eden Harry' nin ne de acıyan sırtının önemi vardı. Zevkten boğulmuş halde derin bir nefes alırken Harry' nin üzerinde kasılışını, içini serinleten boşalışını hissetti. Tek yapabildiği tüm ağırlıyla üzerine serilen genç adamın omuzlarına sarılmaktı.