sik gibi hayatımı nasıl düze çıkardığımı

alanya da kaldığınız apartın adı ne lan

yaz yaz

her neyse beyler, bilen bilir alanya dalgakıranını, orada şarap içiyoz, kafalar taşak gibi, ben ihsana açtım muhabbeti. birader böyle böyle bi durum var, ben merali harbi seviyorum. bana dürüst ol en ufak bile bi sakıncası varsa uzak durururum, yok riyosan ben işe koyulmak istiyorum diye. yok kardeşim dedi ne demek dedi hatta ara lan şimdi aç konuş diye de gaza getirdi. harbi aradım amk, aradım seni seviyorum dedim, tam lise kafası sarhoşken arayıp ilan-ı aşk etme işte, ses tonundan anladım kevaşenin de hoşuna gitti tabi ihi ihi okullar açılınca konuşuruz filan diye geçiştirdi. benim ümitler yine tavan yaptı. bu CIP de geçti böyle bi gib yapmadık, bi yerden cigara bulduk bolca ona takıldık.

@61 pm gel panpa

Tek entride Özet geç dıbını yolunu gibtiğim

bu olaydan sonra ben çalışıyorum bi dükkanda, küçükken bağlama dersi aldığım yerdi. hem dükkanda duruyom hem ufak çocuklara bağlama dersi veriyom gitar dersinde yardımcı oluyom.

yaz kkarşim

dükkan hayate hanım ilkokulundan iskeleye inen caddede, lanyayı bilenler dükkanı da bildi zaten, özgür müzik. tam turist kaynayan yerde amk, gece duruyorum ben dükkanda saat 2ye kadar. o ara istanbuldan akrabalar ve tanıdıkları filan misafirliğe geldi bize. bi de benden 3 yaş büyük bi eleman var can diye. tam bi sorti züppesi amk, mecbur takılıyoz beraber, dükkandan sonra sabaha kadar. bi gün gündüzden ikimiz damlataş a gittiydik denize. doğduğumdan beri alanyadayım ama hayatımda bi kere şezlong kullanmadım amk sahilde çünkü paralışdı, ilk defa bu binle yaptım bu işi. iki tane taş gibi hatunun yanını seçtik. bu bin gitti 4 tane bira kaptı getirdi sahildeki numaralı barlardan. dedim napıcaz 4 taneyi, yandakilere yavşıycaz dedi. ama amk herikte tip var sakallı kaslı bişey ama zerre ingilizce yok, konuşma işi bana düşüyo. hayatımda daha önce turist bi kızla meraba dememişim amk ama denemeye pek hevesliyim kendimi kanıtlıycam ya amk. gittik muhabbete başladık, isveçlilermiş amk birinin adı emilia birininki alex. kusura bakmayın panpalar caps yok o sırada kameralı telefonum yoktu, çift simli general mobile kullanıyodum. karılarla harbiden kurduk muhabbeti, bu bin bildiğin hanzo vücut diliyle anlaşıyo ben bu kadar rahat bi eleman hayatımda görmedim.

yppuppu puuupu

o gün aradım benim ustayı, uydurdum bişey işim var ailevi mesele filan diye(ailevi mesele diyince akan sular duru aga) kızlarla robin hood a gittik gece. bar disko ortamlarını zaten sevmem amk bu robin hood denen yer iğğrenç bi yer, benden biraz daha parlak bi tipsen tacize uğrarsın o kadar amk. neyse dans filan da etmiyom kazık gibi duruyorum öyle, emilya iyice yanaşmaya başladı bana. bu arada kadın 22 yaşındaydı ben de 20 dedim, hatta bi kere yutmadım ama tatlı çocuksun neyse dedi. bu bin züppeliğin bütün gerekliliklerini yerine getirdi ve diskodan sonra ucuz bi apartta iki odalı bi daire tuttu amk. onlar çift kişilik yatak olan odada, ben emilyayla tekli yatağın olduğu odaya geçtim. beyler hayatımda ikinciydi, ilki yollu yazlık kızının biriydi nolduğunu anlamamıştım zaten. süperdi amk ya, valla. benim malı bir ağzına alışı var anlatamam beyler, mal diyince çok haşmetli bişey canlanmasın standart gib işte amk, inceden espiri de yaptı daha büyük beklerdim diye filan ama gibimde olmadı, keyfime baktım.

--spoiler--

--spoiler--

beyler yalanım yok aynı yaz bir de lilly diye bi hatun oldu, onu da dükkanda tavlamıştım. vitrindeki alto saksafonu gördü bakmak istedi. bende de saksafon hevesi lisede başlamıştı zaten. robert in nimetleri, saksafon derslerini serdar barcın veriyodu yeni türkünün üflemecisi. çalıyodum yani saksafon da. dükkana anasıyla girdi merak etmişler, işte saksafonu çıkardım vitrinden, daha baya acemi. careless whisper çalmaya çalıştı beceremedi, ben örettim baya etkilendi filan, anası da izliyo amk. bu kız benden 1 yaş büyük bu arada. neyse bunlar gittiler dükkandan, 2 saate kız tek başına geri döndü, daha çok oturduk. arada gelen müşterileri bi şekilde hemen sepetliyorum kızla daha çok muhabbet ediyim diye. bana sordu kaçta bitiyo işin diye, çakalım ya amk, normalde 3 ama bu gece 1de kapatırım dedim. oo çok geçmiş dedi, benim ümitler suya düştü tabi, ama yarın öğlen gibi buluşabilirsen benimle çok güzel olur dedi. allah olmaz mı amk. saat 2de damlataşta bunların kaldığı otelin önü, kültür merkezinin orada, diye sözleştik. ertesi gün gittim, ben buna otelin altındaki cafe de nargile içirdim, anası da vardı. sonra anası denize gitti, biz de bunların odaya, emilya gibi olmasa da bu da güzeldi amk.

benim züt tavan tabi, iki tane gavur kız gibmişim, diyorum giberler meral in triplerini ne uğraşacam aga playboy um zaten filan diye. bu yazki şansım hiçbir zaman olmadı saten zütüm de çok zaman geçmeden eski yerini aldı. okul açıldı gittik okula. daha gitmeye 1 hafta varken mesajlaşıyoruz bizimkiyle, seni şöyle özledim böyle özledim. yatakhanelere geldiğimiz ilk gün dallas a gidelim filan diye. dallas bizim okulun oradaki, kuruçeşmeüstü mahallesinin orada galatasaray adası manzaralı yüksek banklar. hakkaten de öyle oldu, ilk gün yerleşir yerleşmez soluğu dallasta aldık, oturduk, bu da sigaraya başlamış yazın yazlıkta başladım filan dedi (artık hangi dıbınoğlunun olduğu ortamda başladıysa). beyler kalbim düştü lan, evet seviyorum triplerinde filanım ama o gün harbiden aşık oldum kıza. bu arada hazırlık da olduğu için lise 5 sene, şuan biz 4teyiz. bugünden sonra haftada en az 5 gün beraber dışarı çıktık, hayatımlda gitmediğim mekanlara gittim. kuruçeşme kahvesinden, bebek starbakstan, kırıntıdan çıkmıyorum. pederin yolladığı para tamamen buralara gidiyo, başka hiçbir şey yapamıyorum. hatta tütün içmeye o sene başladım sigaraya param yetmediği için. zaten camel de zamlanmıştı amk 6.5 olduydu.

ben çıkıyom yazarsan gece okurum...
veya gibtir et yat amk...

yine böyle bir günde, arnavutköy de hayri diye ufak bi entel meyhanesi var.
capsi veriyorum http://istanbuleats.com/w...uploads/2011/09/Hayri.jpg

burada rakı içiyoruz. ben artık kesin kararlıyım, yaz başı açılmışım amk hiç muhabbeti geçmemiş daha içim içimi yiyo. ciddi bi hava büründü, karşımda oturuyodu, tam dirseğinin biraz altından kavradım, meral (temsili isimle de havaya giremiyom amk) dedim. sus lütfen dedi, ne diyeceğini biliyorum, bence şuan böyle çok iyiyiz, zorlamaya gerek yok, aramızda gelişen şeyi bozarız, senden rica ediyorum biraz daha böyle devam edelim nasıl olsa olacak olan olur tarzı bi laf etti. üzüldüm ama umutlanmadım da değil şimdi binler, sonuçta istemiyorum demedi, bekleyelim dedi.
edit: oturduğumuz yer de tam olarak balık ekmek 5 yazısının önündeki masa

ben de yatıyorum gece devam ederiz, hadi sağlıcakla

Yazsana occ

neden yazmadın :(

Reserwe la .

rezza zarrab