/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2 -7
    bırakalı şuan itibariyle tam 108 gün oldu.
    Barda tavladığım kızı gece 4 gibi evime getirdim tam da daha samimi olalım diye yatağa yattık. yastğıma uzanmasıyla yastığın leş gibi sigara kokuyor dediğini duydum. alkollüydüm normal çok alınmazdım ama içerler gibi oldum. yanına yattım o an farkettim ki hakikatten kokuyordu aslında koktuğunu içimde bir yerlerde hep biliyordum ama sürekli kandırıyordum kendimi... koksun nolur ki zaten istesem bırakırım diyordum.
    edit:rezerv alan olursa devam ediyorum.
    edit2: Erasmus için romanya'ya geldiğimden dolayı sözlüğe giriş yapamadım internet sorununu daha yeni çözdüm. Hikayeme 6 gün kadar ara vermek zorunda kaldım tüm reserv alan arkadaşlardan özür dileyerek devam ediyorum. iyi okumalar.
    ···
  2. 2.
    +1 -1
    Evet sabahına kalktım kız uyuyordu salona geçtim. camel'ımda bir dal sigara kalmıştı koyduğum kahve suyunun fokurdama sesini duyarken kalan son sigaramı şuan kahvenin yanında mı içmeliyim yoksa kahvaltıdan sonra mı diye düşüncelere dalmıştım.
    ···
  3. 3.
    +1
    rezerv alın beyler
    ···
  4. 4.
    +1
    O sırada siyah askılı bodysiyle o geldi altında dün gecenin yorgunluğu ile duran alakasız mor kiloduyla... sigara istedi son dalı ona verdim, çakmağı aldı yaktı sigaranın yanarkenki o çıtırtılarını duymuştum yemin ediyorum.
    ···
  5. 5.
    +1
    "Eeee bir kahve koyda içelim" dedi evde şeker yoktu, zaten kahveyi zift misali şekersiz ve koyu içerdim. çok da ırgalamaz bir durumda "şekerim yok" dedim. olsun zaten şekersiz içiyorum dedi.
    ···
  6. 6.
    +1
    o an zaten kahveyi yanımda durmak için içeceğini yüzündeki o anlamsız gülümsemeden anlamıştım. aylardır silmediğim mutfak dolabımın kapağını açıp iki tane kupa çıkardım 2sinede 2 tatlı kaşığı kahve atıp üzerine sıcak suyu boca ettim ona kaç kaşık kahve koymam gerektiğini sormamıştım bile çok da umursamayacağı belliydi zaten o kadar değişik bi tat vardı ki havada sanki konuşmasak daha iyimiş gibi.
    ···
  7. 7.
    +1
    salona oturduk kalan sigaranın devdıbını içmek isteyip istemediğimi sordu, hayır dedim. takatsiz bi şekilde adın ne diye sordum tuğçe mi ona benzer bişey olduğunu söyledi hoş zaten unutucaktım ya... ismini sorduğumdan güç almış olacak ki nerede okuduğumu, nereli olduğumu gibi saçma ve zaman öldürmek için sorulması gereken soruları birbirimize sorduk.
    ···
  8. 8.
    +1
    aslında tuğçeye içten içe tripli veya kızgın gibi bişeydim çünkü güzel, kumral, zayıf ve orta boylu bi kızdı hani her erkeğin sevgili olmak isteyeceği bir kız. ona kızgındım çünkü dün gece benle neredeyse adımı bile bilmeden sevişmişti bu iyi bişeydi ama nedense içimde ona karşı nedensiz bir kırgınlık vardı. Ne yapmak istediğini sordum. "kahvaltı" diye cevap verdi sıratarak istemeden de olsa yüzümdeki gülümsemeyle "olur" dedim. Farketmezdi zaten neresi derse desin merkezdeki o kıraathaneden bozma yere zütüricektim
    ···
  9. 9.
    0
    2 senedir ülkenin, herkesin o çok gitmek istediği üniversitelerinin birinde, çok da gitmek istedikleri bölümlerinden birinde okuyordum. Ama derslerim inanılmaz berbattı zaten okula gitmiyordum, çevrem azdı bazen kız kankamla bara girer o sevgilisiyle buluşmak için çıktığında barda yalnız kalırdım. yalnız kalmak cool bi olaymış gibi kendimi kandırmaya çalışır ve öyle olmaya çalışırken, bilirdim yanımda ne kadar çok bir kız arkadaş istediğimi. Dediğim gibi hayatım bunlardan ibaretti birkaç salak sınıf arkadaşı ve öyle mahalleden çok da görüşmediğim insanlar. Tam anlamıyla yalnızlara oynuyordum.
    ···
  10. 10.
    0
    Bu yüzden öyle kahve deryası, starbucks, gibi veya popüler kahve ve kahvaltı edilecek mekanları bilmezdim zaten hiç ihtiyacımda olmamıştı. Tuğçeye o salak poğaçacıya gitmeyi teklif ettim olur dedi. Üstünü giydi ben ise öyle bir ceket iliştiriverdim üstüme dışarı çıktık. alt apartmandaki tekel bayiden bir camel aldım her zamanki gibi 10lira+1.5 lira verdim 5 lira aldım. cebimdeki 5 liranın poğaça ve çay içmek için yetip yetmeyeceğini düşünürken caddeden aşağıya yürümeye başladık.
    ···
  11. 11.
    0
    umarım yeterdi çünkü başka hiç param yoktu tuğçe cadde boyunca benle hiç konuşmadı sürekli telefonuyla oynuyordu, yan yana tesadüfi yürüyen insanlardan hiçte bir farkımız yoktu, derken telefonu çaldı. hala hatırlarım, o bilmedeğim gitar resitalinden alınmış bir ezgiye benzeyen melodiyi. Telefonu açtı saçını kulağının arkasına çekti.
    -günaydın aşkım.
    -evet evet daha yeni uyandım okula gidiyorum işte
    -yok yok gelme biraz rahatsızım zaten.
    -aynen dün akşam kapalıydı çünki biliyosun haftamdayım erken uyudum
    -peki
    -bende
    -bb
    ···
  12. 12.
    -1
    açıklama beklermiş gibi yüzüne baktım. baktığımı gördü neden baktığımı da anladı oysaki cevap vermedi. Yürümeye devam ettik. bergamot kokusundan yaklaştığımızı seziyordum ama hala aklımdan tuğçenin bir sevgilisi olduğu gerçeğini çıkaramıyordum. Neyden sonra bilmiyorum. "burası işte geldik" dedim
    öyle karakafalı bir garson yanımıza geldi ne istediğimizi sordu. "Çay ve simit" dedim " Gevregmi abey" dedi he ondan işte dedim. "bacım sen ne içersin" dedi. "çay 2 gevrek ve boyoz" dedi.
    ···
  13. 13.
    0
    muhtemelen cebimdeki 5 lira yetmeyecekti panik gibi bişey oldum hani birşeyi kaybettiğinde karnında anlamsız bi gıdıklanma olur ya onun gibi bişeydi işte.
    Sigaramı çıkardım. yaktım. ona uzattım o aldı inci saçlarını toplayarak yaktı. gözüne bakamıyordum anlamsız bi şekilde utanıyordum. zaten kızların gözünün içine çok bakamazdım hep böyle özgüvenim ekgibti belki sigraya da bu yüzden başlamıştım. o anda dudaklarının arasından bir cümle koptu gitti. "evet sevgilim var bir problem yoktur umarım"
    ···
  14. 14.
    0
    Hayır dedim ama niyese bir problem var gibi hissediyordum, kendime niye sahipleniyorum bu kızı demeye bile korkuyordum. Karakafa garson geldi 6 lira bide bozuk bişeyler söyledi ama hatırlamıyorum. kot pantolunumun cebinden 5 lira birde bozuk 3-4 tane 5-10 kuruşluklar çıkardım garsona uzattım. "abey 1 lira ekgib" dedi cüzdanımı unuttuğumu söyledim o ise ısrarla bozuk para almaya çalışıyordu. "hanim ablada vardir?" dedi. Tuğçe kocaman çantamsı o mavi cüzdanını açtı cüzdanının içindeki çok sayıdaki 100 lük ve 200 lük banknotları görebiliyordum alalade bir şekilde 50 lira uzattı. "bacım bozik yoktir?" "yok üstü kalsın" diyince karakafa garson 50 lirayı geri uzattı ve gitti.
    ···
  15. 15.
    +2
    neyse gençler siz uyuyun yarın devam ederim zaten 15-20 entry sonra biter hikaye. umarım sizde hikaye sonunda özgür insanlar olursunuz. sigara bir günde bırakılır diyenlere söylüyorum 1 günde değil 108 gündür gün be gün bırakıyorum. çünkü hala rüyalarımda kendimi sigara içerken görüyorum.
    ···
  16. 16.
    0
    Kahvaltımızı bir güzel etmiştik normalde doymam sadece bir simitle lakin o gün gayet güzel doydum. Tuğçe de yedi yemeğini. karnını doyurmuş olacak ki sigara istedi, çıkardım bir dal ve o güzel kıza ikram ettim. aslında öyle güzel bir kız sigara içemezdi dudaklarına, yüzüne, ciğerlerine, her hücresine yazıktı. "ben?" diye düşündüm. "beni gibtir et dedim." bir anda bana döndü ve ismimimle hitap edip "dün gece hayatındaki en rahat uykuyu uyuduğunu" söyledi, anlam veremedim. dilim dönmezdi ya hani o alacalı laflara... yine sadece "bende" diyebildim. Kalkması gerektiği söyledi "metroya inicem" gibi bir cümle kurup kalktı. yanında yürüyordum metro istasyonu zaten aşağıdaki sokakta idi. yolda yürürken sürekli "tam zamanı hadi telefonu iste" "bak kız gidicek" "hadi olum geldik metroya" gibi cümleleri aklımda döndürüyordum. lanet olasıca o an geldi ""ben gidiyorum dikkat et kendine dedi" ve gitti. Yine kendimden, pısırıklığımdan, bu utangaç halimden nefret etmeye başladım, "kızlar utangaç erkekleri severmiş peh" diye geçirdim içimden...
    ···
  17. 17.
    0
    Yine o tatlı rampayı yürürken, mutlu çiftlere bakıp "sen hiç mutlu olamayacaksın olum" falan diyordum. Kendime ilginç küfürler düşünüyordum işte, "aaa moron güzel! hem salak, hem kendini ifade edemeyen birine yakışır" diyip kendimi neşelendirmeye falan çalışıyordum. sigaralar o yol boyunca birbirini kovaladı. öğrenci misali 2 odalı vasat bir evde oturuyordum müstakil 3 katlı evin giriş katı. ev sahibim sami amcada hayatı boyunca bekar olarak yaşamış 50'li yaşlarında, beyaz saçlarının önleri dökülmüş, hafif kambur, buğulu sesi olan bir ihtiyar delikanlıydı. muhtemelen bekar yaşadığından olacak ki aşırı olmamak kaydıyla gürültü yapmama, eve onu bunu getirmeme çok karışmazdı. benden aldığı kira ve emekli maaşıyla geçinmeye çalışan bir adamcağız işte. haaa en üst kat mı? evin çatısı çok akardı o yüzden orda kimse yaşamazdı. karamsar olduğum günlerde sami amca, gelirdi aklıma... gelicekteki halim falan der, hiç öyle olmayacağıma inanarak kendimi avuturdum.
    ···
  18. 18.
    +1
    O kaç kere boyandığını bilmediğim bir önceki renginin gri olduğunu anladığım kahverengi giriş kapımı birkaç el hamlesinden sonra ancak açtım."bu kilidi değiştirmeliyim, bir gün dışarıda kalıcam" diye geçirdim içimden. odama geçtim üstümü çıkardım. Sanki benden sonra giyme sırası yatağımdaymış gibi üstümden çıkarıp yatağa attım. zaten akşam uyuyacağım zaman da sıra sandalyeye gelecekti. kıyafetlerin yerde, masada veya nerede durduğu çok farketmezdi ama ben sandalyeye yığardım alışkanlık işte. her erkekte olan cinsten "çakma adidas" lacivert eşofmanımı giydim, ardından salona geçtim. öğleden sonra mat1 dersi olduğu aklıma geldi. olsun zaten 3. alışımdı bir daha alsam çok problem olmaz diye düşündüm. hafif bir pişmanlık yaşayıp salona yürüdüm kırıntıların ayağıma yapıştığı halının üstünden salona doğru yürüdüm. tv yi açtım masadaki camel kutusuna ilişti gözüm kahve bardağına ve yanında bulunan yeşil kaleme... yeşil kalem mi? daha önce hiç görmediğim yeşil kalem. evde nerden geldiğini bilmediğim bir sürü tükenmez kalemim olsa da bu yeşildi. yani ben yeşil kalem kullanmam hem bu stabilo dedikleri türden. bu tarz şeyler benim evimde bulunmazdı. ah o ikeadan 20 tlye aldığım beyaz sehpa, nelere kadirsin. evet öyle işte tam da düşündüğünüz gibi üzerinde 0500'lü bir numara yazıyor. altında da "rahat uyudum * " "salak kız" diye düşündüm içimden, yok ya çok tatlı diyip sırıttım ardından.
    ···
  19. 19.
    +1
    yalan söylemeyeceğim içimden bir anlığına arasam mı diye geçmedi değil. sonra kız telefonunu yazmış olum aramamı istemese neden yazsın diye aklıma geldi tabiki. hemen aradım tabi hala bile eminim 2 defa çaldı ardından meşgule girdi. nasıl utandım anlatamam... utanmak değilde, hayal kırıklığı, yüz kızarması, aptal mısın hemen arıyorsun pişmanlığı gibi şeylerin toplamı işte. Anlamsız ve kırılmış bir biçimde tv izlemeye başladım. içim geçmiş ikea masasının üstündeki telefonun çıkardığı titreme sesiyle uyandım.
    "Demek gördün numarayı, o karamaşanın içinde bulman uzun sürer diye düşündüm oysaki."
    Aman Allahım ne güzel ne tatlı bir ukalalık içerisinde mesajdı. Mesaja aşık olurken elimde titredi telefon.
    "Yarın görüşelim mi yamuk ağız?"
    bu sefer emindim bekletmeyecektim.
    "Olur? Nerede görüşmek istersen görüşürüz. Ben gelirim. Sana neresi uygun?" diye yanıtladım
    çok mu saçma bir mesaj oldu diye mesajı tekrar tekrar okurken
    "Bu kadar kibar olmana gerek yok! Yarın dersim var, sabah kahvaltı edelim aynı yerde" diye mesaj geldi.
    "Tamam" diye yanıtladım. sert gözükmek için
    Ya saat? diye soracakken...
    "10 iyi mi?" diye bir mesaj daha geldi
    "Olur"
    ···
  20. 20.
    +1 -1
    içim içime sığmıyordu hem nasıl sığsın yüzüme hayatta bakmayacak bir kız benimle buluşmak istediğini söylemişti. yemin ederim bir kez kendimi cimcikledim bile. ferre izlemediğim günler duşa girmezdim ama duşa girdim saçımı yıkadım. duştan çıkıp aynanın karşısına geçtim saçlarımla oynadım, ağzımla değişik hareketler yaparak yüzümü izledim çocuk gibi şımarmaya başladım. üstelik traş bile oldum. "ah bir kız nelere kadir" ciksüel amaçlar için kızla buluştuğuma kendimi inandırmaya çalışsam da... düpedüz karnım gıdıklanıyor, vücuduma fazla kan pompalanıyor, terliyor, üşüyor, titriyor, aklıma o geldikçe boğazım düğümleniyordu. bu hali biliyorum lisede aşık olduğum kız başka biriyle çıkana kadar, her onu gördüğümde böyle olmuştu. o akşam neden bilmiyorum erken uyumaya karar verdim. yatağımın üzerindeki kıyafet yığının kaldırıp dikkatli bir şekilde sandalyenin üzerine düşmeyecek şekilde koydum.
    ···