/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    0
    rezerved
    ···
  2. 52.
    0
    rezerved
    ···
  3. 53.
    0
    reserved
    ···
  4. 54.
    0
    up up up sardı panpa gibmişim ciarasını
    ···
  5. 55.
    0
    kamu spotu olur bu kardeş verdim şukunu
    ···
  6. 56.
    0
    rezerved
    ···
  7. 57.
    0
    Reserved
    ···
  8. 58.
    0
    ananın amı 2-3 dal entry girmiş gitmiş amk
    ···
  9. 59.
    0
    reserved
    ···
  10. 60.
    0
    rezerved
    ···
  11. 61.
    0
    reserved
    ···
  12. 62.
    0
    devam et sevdim
    ···
  13. 63.
    0
    RReserved
    ···
  14. 64.
    0
    Kardeşim devam et hikayeye cidden merak ettim. Ama sana olan durumu bende yaşadım , acı..
    ···
  15. 65.
    0
    devam et panpa
    ···
  16. 66.
    0
    Kahvaltımızı bir güzel etmiştik normalde doymam sadece bir simitle lakin o gün gayet güzel doydum. Tuğçe de yedi yemeğini. karnını doyurmuş olacak ki sigara istedi, çıkardım bir dal ve o güzel kıza ikram ettim. aslında öyle güzel bir kız sigara içemezdi dudaklarına, yüzüne, ciğerlerine, her hücresine yazıktı. "ben?" diye düşündüm. "beni gibtir et dedim." bir anda bana döndü ve ismimimle hitap edip "dün gece hayatındaki en rahat uykuyu uyuduğunu" söyledi, anlam veremedim. dilim dönmezdi ya hani o alacalı laflara... yine sadece "bende" diyebildim. Kalkması gerektiği söyledi "metroya inicem" gibi bir cümle kurup kalktı. yanında yürüyordum metro istasyonu zaten aşağıdaki sokakta idi. yolda yürürken sürekli "tam zamanı hadi telefonu iste" "bak kız gidicek" "hadi olum geldik metroya" gibi cümleleri aklımda döndürüyordum. lanet olasıca o an geldi ""ben gidiyorum dikkat et kendine dedi" ve gitti. Yine kendimden, pısırıklığımdan, bu utangaç halimden nefret etmeye başladım, "kızlar utangaç erkekleri severmiş peh" diye geçirdim içimden...
    ···
  17. 67.
    0
    Yine o tatlı rampayı yürürken, mutlu çiftlere bakıp "sen hiç mutlu olamayacaksın olum" falan diyordum. Kendime ilginç küfürler düşünüyordum işte, "aaa moron güzel! hem salak, hem kendini ifade edemeyen birine yakışır" diyip kendimi neşelendirmeye falan çalışıyordum. sigaralar o yol boyunca birbirini kovaladı. öğrenci misali 2 odalı vasat bir evde oturuyordum müstakil 3 katlı evin giriş katı. ev sahibim sami amcada hayatı boyunca bekar olarak yaşamış 50'li yaşlarında, beyaz saçlarının önleri dökülmüş, hafif kambur, buğulu sesi olan bir ihtiyar delikanlıydı. muhtemelen bekar yaşadığından olacak ki aşırı olmamak kaydıyla gürültü yapmama, eve onu bunu getirmeme çok karışmazdı. benden aldığı kira ve emekli maaşıyla geçinmeye çalışan bir adamcağız işte. haaa en üst kat mı? evin çatısı çok akardı o yüzden orda kimse yaşamazdı. karamsar olduğum günlerde sami amca, gelirdi aklıma... gelicekteki halim falan der, hiç öyle olmayacağıma inanarak kendimi avuturdum.
    ···
  18. 68.
    0
    bardan nasıl düşürdün olm kızı
    ···
  19. 69.
    +1
    O kaç kere boyandığını bilmediğim bir önceki renginin gri olduğunu anladığım kahverengi giriş kapımı birkaç el hamlesinden sonra ancak açtım."bu kilidi değiştirmeliyim, bir gün dışarıda kalıcam" diye geçirdim içimden. odama geçtim üstümü çıkardım. Sanki benden sonra giyme sırası yatağımdaymış gibi üstümden çıkarıp yatağa attım. zaten akşam uyuyacağım zaman da sıra sandalyeye gelecekti. kıyafetlerin yerde, masada veya nerede durduğu çok farketmezdi ama ben sandalyeye yığardım alışkanlık işte. her erkekte olan cinsten "çakma adidas" lacivert eşofmanımı giydim, ardından salona geçtim. öğleden sonra mat1 dersi olduğu aklıma geldi. olsun zaten 3. alışımdı bir daha alsam çok problem olmaz diye düşündüm. hafif bir pişmanlık yaşayıp salona yürüdüm kırıntıların ayağıma yapıştığı halının üstünden salona doğru yürüdüm. tv yi açtım masadaki camel kutusuna ilişti gözüm kahve bardağına ve yanında bulunan yeşil kaleme... yeşil kalem mi? daha önce hiç görmediğim yeşil kalem. evde nerden geldiğini bilmediğim bir sürü tükenmez kalemim olsa da bu yeşildi. yani ben yeşil kalem kullanmam hem bu stabilo dedikleri türden. bu tarz şeyler benim evimde bulunmazdı. ah o ikeadan 20 tlye aldığım beyaz sehpa, nelere kadirsin. evet öyle işte tam da düşündüğünüz gibi üzerinde 0500'lü bir numara yazıyor. altında da "rahat uyudum * " "salak kız" diye düşündüm içimden, yok ya çok tatlı diyip sırıttım ardından.
    ···
  20. 70.
    +1
    yalan söylemeyeceğim içimden bir anlığına arasam mı diye geçmedi değil. sonra kız telefonunu yazmış olum aramamı istemese neden yazsın diye aklıma geldi tabiki. hemen aradım tabi hala bile eminim 2 defa çaldı ardından meşgule girdi. nasıl utandım anlatamam... utanmak değilde, hayal kırıklığı, yüz kızarması, aptal mısın hemen arıyorsun pişmanlığı gibi şeylerin toplamı işte. Anlamsız ve kırılmış bir biçimde tv izlemeye başladım. içim geçmiş ikea masasının üstündeki telefonun çıkardığı titreme sesiyle uyandım.
    "Demek gördün numarayı, o karamaşanın içinde bulman uzun sürer diye düşündüm oysaki."
    Aman Allahım ne güzel ne tatlı bir ukalalık içerisinde mesajdı. Mesaja aşık olurken elimde titredi telefon.
    "Yarın görüşelim mi yamuk ağız?"
    bu sefer emindim bekletmeyecektim.
    "Olur? Nerede görüşmek istersen görüşürüz. Ben gelirim. Sana neresi uygun?" diye yanıtladım
    çok mu saçma bir mesaj oldu diye mesajı tekrar tekrar okurken
    "Bu kadar kibar olmana gerek yok! Yarın dersim var, sabah kahvaltı edelim aynı yerde" diye mesaj geldi.
    "Tamam" diye yanıtladım. sert gözükmek için
    Ya saat? diye soracakken...
    "10 iyi mi?" diye bir mesaj daha geldi
    "Olur"
    ···