1. 1.
    +2
    dedeni dilaltı yapan jiletçi travestiler gibsin yok ol burdan
    ···
  2. 2.
    +2
    +Gidelim, görelim bakalım şu Mekgibalıyı.
    Salona geçipte misafiri görünce gözleri sekiz, kulakları onsekiz açıldı. Misafir oturduğu koltuktan kalkıp abartılı bir reverans yaptı

    • **reverans nedir diyen mallar için de açıklama yapıyorum domalarak selamlama oluyor
    ···
  3. 3.
    +1
    Sonunda eclipse dayanamayıp sordu Melek Abla, ne sıkıntın var Oturamadın bi türlü.
    ···
  4. 4.
    +1
    Yok yok, sıkıntım yok. Acelem var.
    Ne acelesi Bi yere yetişeceksen, ben yabancı değilim malum.
    ···
  5. 5.
    +1
    yapma kamka
    ···
  6. 6.
    +1
    Yani öyle acele değil de…
    Nasıl acele?
    Yani içerdeki misafirin acelesi var.
    ···
  7. 7.
    +1
    http://www.youtube.com/watch?v=irGUolvbZyc
    ···
  8. 8.
    +1
    Eclipse ile Sezinn aynı anda konuştular.
    +Ne misafiri
    -Mekgibalı misafir.
    Sezinn iyice meraklanmıştı.
    ···
  9. 9.
    +1
    +Ne demek isitiyorsun abla. Şunu tam anlatsana Allah aşkına.
    -Bak Sezinn, öncelikle adam çok zengin.
    +iyi de bana ne
    -Çok yakışıklı. Biraz tombul, accıkta kısa. Ama zarar vermez.
    ···
  10. 10.
    +1
    +Fesuphanallah. Abla, kısa uzun, beni niye ilgilendirsin. Evlenecem mi adamla canım.
    -Olabilir.
    +Ne olabilir
    -Yani… Allah nasip kısmet ederse… o da olabilir.
    Sezinn mevzuyu anlamaya başlamıştı.
    ···
  11. 11.
    +1
    Eclipse hem sıkılmış, hem de meraklanmıştı. Tamam, ateşkes. Sezinnciğim, şu adamcağızı bekletmeyelim. Bak acelesi de varmış.
    Sezinn,Bu konuşmayı sonra tamamlarız ablacığım deyip eclipseye döndü
    ···
  12. 12.
    +1
    Az sonra da gelen ayranı afiyetle içtiler. Ama Melek Hanımın bir sıkıntısı var gibiydi. Habire mutfağa girip çıkıyor, bi şeyler getiriyor zütürüyor hal hatır soruyor, velhasıl yerinde duramıyordu.
    ···
  13. 13.
    +1
    Amanin yorulmuşunuz. Oturun şöyle bi dinlenin. Ben size soğuk ayran getireyim deyip mutfağa geçti. Sezinnle eclipse koltuklara oturup soluklandılar.
    ···
  14. 14.
    +1
    Çocuk arkasına bile bakmadan şaha kalkıp dörtnala kaçtı. Eve geldiklerinde onları, Sezinnin ablası Melek karşıladı. Torbaları aldı.
    ···
  15. 15.
    +1
    Bi koşu soluğu Hoca’nın evinde aldı. Pişman bir sesle, Hocam çok kötülük yaptım. Tam 99 kişiyi öldürdüm. Allah beni affeder mi diye sordu. Faik Hoca gözlerini Gandi’ye dikip, Mümkün mü Şöyle bir düşün Sen kendini affedebilir misin dedi.
    ···
  16. 16.
    +1
    Hocam, ben acizim ama Allah büyük dedi Gandalf. Hoca haşin ve kesin bir sesle Affetmeeeeez diye bağırdı. Gandalf MKE Kırıkkale’yi çıkarıp Faik Hocaya nişanladı ve Hocam madem öyle, ha 99 ha 100 farketmez. Kelimei şehadet getir dedi. Sonra da atı Şampiyona atlayıp bilinmeyene doğru sürdü.
    ···
  17. 17.
    +1
    http://www.youtube.com/watch?v=AFa1-kciCb4
    ···
  18. 18.
    +1
    Hava sıcak, nemli ve şurup gibiydi. Nefes alınmıyordu adeta. Zorlu iş maratonunun ardından Eclipse ve Sezinn işten çıkmış metroya binmiş, metrodan durakta inmiş, sonra dolmuşa binip alışveriş yapmış, tekrar otobüse binmiş, otobüsten inip Raybüse binmiş nihayet otobüsten inmiş eve en kestirme yoldan yürüyorlardı.
    ···
  19. 19.
    +1
    şehrin üstünde yağmur bulutları dolaşıyordu. Patlıcan morarıyor, krizantem sararıyor, hava kararıyordu. işlediği kötülükler Gandalf’ın ciğerini kebap yaparken gözleri hala kördü. Kara Krallığın bir zamanlar ki efendisi olan Gandalf pişmandı. Affedilmek istiyordu. Birine açılmalı ama saçılmamalıydı. Kime danışmalı diye düşünürken çocukluğunun hocası Faik Hoca geldi aklına. Faik Hoca sert ama bilgili adamdı. Derdine bir çare bulabilirdi.
    ···
  20. 20.
    +1
    Başkomiserliği Kırmızıya kaptıran eclipse, biraz üzgün, biraz da süzgündü. Doğal olarak kaşları çatık, kafası bozuktu. Üzülme abla, senin de sıran gelir dedi Sezinn eclipseyi teselli etmeye çalışarak. Ben niye üzülecek mişim 25temmuz üzülsün. O düşünsün. Yakında çözülmeyen işler önüne yığıldığında ne büyük hata yaptığını anlayacak dedi başını ağır ağır sallayarak.
    ···