1. 30.
    0
    ccc sezai karakoç ccc
    ···
  2. 29.
    0
    Bu kuklaların kukla olmadığı besbelli
    Ne söyledilerse tıpıtıpına gerçek besbelli
    Altın saçlarını yana atışı yok mu Lilinin
    Lilinin yağdan kıl çekercesine inanışı
    Lilinin yağdan kıl çekercesine yaşayışı yok mu
    Kuklalar titremesin ne yapsın
    Kuklaların kukla olmadığı besbelli
    Lilinin çekip gideceği besbelli
    Lilinin dönüp geleceği besbelli
    Ekmek ha bakkalın olmuş ha Cabaret de Paris'nin
    Sen herhangi bir ekmek yiyeceksin işte Lili
    Ekmek ne kadar Allahınsa Lili de o kadar Allahın Lili
    Yüzün ruhun kadar aydınlık ya Lili
    Gönlün soğuk sular güzel aynalar gibi ya Lili
    Anladın ya kutunun içinden çıkan mendil
    Olamaz Üsküdardan geçeriken bulduğun mendil

    Bizi bırakıp nereye gidiyorsun Lili
    Demek bizi bırakıp gidiyorsun Lili
    Sen daima güzeller güzelini bulursun Lili
    Sen istesen de taş yürekli olamazsın
    Sen daima güzeller güzeli olursun Lili
    Demek gideceksin arkana dönüp bakmayacaksın
    Hangi kuş hangi şafakta ölecek görmeyeceksin
    Öyleyse al bu kürkü bu veda kürkünü Lili
    Tüyleri şiirler olan bu mahcup kürkü
    Sen daima Sultanlar Sultanı olursun Lili
    Demek sen gidiyorsun Lili
    Bizi öpmeden mi gideceksin Lili

    Lilinin güneşin altında duruşu yok mu
    Perdeleri sıyırıp çirkin adamı burnundan yakalayışı yok mu
    Eline bavulunu alışı yollara koyuluşu yok mu
    Çirkin adamın güzel adam oluşu yok mu
    Yaklaşıp onu saçlarından yakalayışı
    Uzaklaşıp yollarda yol oluşu yok mu

    Lilinin bir tavşan gibi koşuşu
    Keklik gibi dönüp bakışı ve yıldırım gibi koşuşu yok mu
    Adam da tam o zaman kapıdan çıkmaz mı dışarı
    Lilinin adamın boynuna çocukça ve çılgınca atılışı yok mu

    Ben konuşmasını bilmem Lili
    ···
  3. 28.
    0
    geldim beyler
    ···
  4. 27.
    0
    bu kukların kukla olmadığı besbelli
    ···
  5. 26.
    0
    kapalı şiirler yazsa daha çok severdim.
    ···
  6. 25.
    0
    devasa bir adam. yaşayan edebiyatın en büyük şairi. ama gel gör ki ne kıymeti bilinir ne de şiirleri.
    ···
  7. 24.
    +1
    sezai karakoç bir kıza aşık olur,ama bunu ne o kıza ne de başka birine anlatabilir. kız bi şeylerin farkındadır ama emin değildir.en yakın arkadaşı sezai karakoç'un şiire olan merakını biliyordur ve bir davete katılması için ısrar eder.o da kıramaz ve katılır. programı sunan da o arkadaşıdır. gecenin sonuna doğru söze başlayan arkadaşı, aralarında da güzel şiirler yazan birinin olduğunu söyler ve sezai karakoç'u sahneye davet eder. sıkıla sıkıla çıkar karakoç ve mona rozayı okumaya başlar. kız da ordadır ve nişanlanmıştır. emindir artık emin olamadıklarından. bakışırlar bir süre, sonra karakoç daha fazla dayanamaz ve koşarak sahneyi terkeder. kız arkasından koşar hemen. yetişir karakoç'a.parmağındaki yüzüğü göstererek der ki; "bir tek sözüne bakar, çıkarıp atarım".sezai karakoç da "artık senin aşkın benimkine yetişemez" der. o gece kız intihar eder. sezai karakoç hala evlenmemiştir...

    mona roza

    mona roza, siyah güller, ak güller
    geyvenin gülleri ve beyaz yatak
    kanadı kırık kuş merhamet ister
    ah, senin yüzünden kana batacak
    mona roza siyah güller, ak güller

    ulur aya karşı kirli çakallar
    ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
    mona roza, bugün bende bir hal var
    yağmur iğri iğri düşer toprağa
    ulur aya karşı kirli çakallar

    açma pencereni perdeleri çek
    mona roza seni görmemeliyim
    bir bakışın ölmem için yetecek
    anla mona roza, ben bir deliyim
    açma pencereni perdeleri çek...

    zeytin ağaçları söğüt gölgesi
    bende çıkar güneş aydınlığa
    bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
    seni hatırlatıyor her zaman bana
    zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

    zambaklar en ıssız yerlerde açar
    ve vardır her vahşi çiçekte gurur
    bir mumun ardında bekleyen rüzgar
    işıksız ruhumu sallar da durur
    zambaklar en ıssız yerlerde açar

    ellerin ellerin ve parmakların
    bir nar çiçeğini eziyor gibi
    ellerinden belli oluyor bir kadın
    denizin dibinde geziyor gibi
    ellerin ellerin ve parmakların

    zaman ne de çabuk geçiyor mona
    saat onikidir söndü lambalar
    uyu da turnalar girsin rüyana
    bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
    zaman ne de çabuk geçiyor mona

    akşamları gelir incir kuşları
    konar bahçenin incirlerine
    kiminin rengi ak, kimisi sarı
    ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
    akşamları gelir incir kuşları

    ki ben mona roza bulurum seni
    i̇ncir kuşlarının bakışlarında
    hayatla doldurur bu boş yelkeni
    o masum bakışlar su kenarında
    ki ben mona roza bulurum seni

    kırgın kırgın bakma yüzüme roza
    henüz dinlemedin benden türküler
    benim aşkım sığmaz öyle her saza
    en güzel şarkıyı bir kurşun söyler
    kırgın kırgın bakma yüzüme roza

    artık inan bana muhacir kızı
    dinle ve kabul et itirafımı
    bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
    alev alev sardı her tarafımı
    artık inan bana muhacir kızı

    yağmurlardan sonra büyürmüş başak
    meyvalar sabırla olgunlaşırmış
    bir gün gözlerimin ta içine bak
    anlarsın ölüler niçin yaşarmış
    yağmurlardan sonra büyürmüş başak

    altın bilezikler o kokulu ten
    cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
    bir tüy ki can verir bir gülümsesen
    bir tüy ki kapalı gece ve güne
    altın bilezikler o kokulu ten

    mona roza siyah güller, ak güller
    geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
    kanadı kırık kuş merhamet ister
    aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
    mona roza siyah güller, ak güller

    not: dörtlüklerin baş harflerinden kızın adı çıkmaktadır..
    Tümünü Göster
    ···
  8. 23.
    0
    @23 gerizekalı mısın la sen adam dinci diye şiirlerini okuyan beğenen herkes şakirt mi olmak zorunda
    ···
  9. 22.
    +1 -4
    şakirt dolmuş amk sözlüğü
    ···
  10. 21.
    +1 -1
    ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz
    bu kegib dansa karşı bana bir şey öğretmediniz
    kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı
    günlere geldim bunu bana öğretmediniz
    hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı
    ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim
    bunu bana söylemediniz
    insanlar havada uçtu ama yerde öldüler
    bunu bana öğretmediniz
    kardeşim i̇brahim bana mermer putları
    nasıl devireceğimi öğretmişti
    ben de gün geçmez ki birini patlatmayayım
    ama siz kağıttakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini
    nasıl sileceğimi öğretmediniz

    bir kentten daha geçtim
    buğdayları yakıyorlardı
    yedikleri pirinçti
    birbirlerine açılan borular gibi üfürüyorlardı
    sonra birbirlerinden borular gibi çıkıyorlardı
    pirinçler gibi çoğalıyorlardı
    atlarını yalnız atlarını cana yakın buldum
    öpüp çıkıp gittim yeleleri
    ···
  11. 20.
    +2 -1
    ikinci yeninin yaşayan değeri herkes mona roza'yla bilir onu o şiirinde aşkı tertemiz anlatmıştır lakin onun dışındaki şiirlerinde maneviyatı yüksek şiirler yazar koca çınar
    ···
  12. 19.
    0
    @1 şukuyu da aldın bu arada *
    ···
  13. 18.
    +1 -1
    favori şairlerimin arasındadır.

    bir diğer için : (bkz: abdurrahim karakoç)
    ···
  14. 17.
    +1 -2
    Aşkını sözlerle itiraf edemeyip kağıda döken ve o yıllarda muhetemelen sivilceli ve gözlüklü olduğu için giblenmeyen biriydi.
    ···
  15. 16.
    -1
    kendisini kelebeğe benzettiğim şahıs sürekli ölecekmiş gibi
    ···
  16. 15.
    0
    Çocukluğu Ergani, Maden ve Dicle ilçelerinde geçen ve 1938 yılında Ergani’de 3 ay ilkokul öncesi ihtiyat sınıfına devam eden Sezai Karakoç, ilkokulu 1944'de Ergani’de bitirdi. Daha sonra Maraş Orta Okuluna parasız yatılı olarak kayıt oldu. 1947'de burayı bitirerek Gaziantep’te yine parasız yatılı lise öğrenimine başladı. Gaziantep Lisesi'nden 1950’de mezun oldu. Felsefe okumak istediği için istanbul’a gitti. Babasının isteği ilahiyat Fakültesiydi. Kendi parasıyla okuyamayacağını anlayınca, o zaman parasız yatılı kısmı bulunan Siyasal Bilgiler Fakültesi sınavına girdi. Sınav sonuçlarını beklerken de Felsefe bölümüne kayıt yaptırır. Şayet sınavı kazanmazsa felsefe tahsili yapacaktı.

    Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi kazanarak başladığı yüksek öğrenimini 1955’te fakültenin mali şubesinden mezuniyetle tamamladı. Mecburi hizmet sebebiyle Maliye Bakanlığı’nda Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi Bölümüne atandı.

    Daha sonra Maliye müfettişliği sınavına girdi ve kazanarak ve 11 Ocak 1956’da müfettiş yardımcılığı görevine başlar. 1959 yılında istanbul’da Gelirler Kontrolörüdür. Bir ara Ankara çağrılıp Yeğenbey Vergi Dairesinde görevlendirilirse de kısa bir müddet sonra yine istanbul’daki görevine döner. Görevi icabı Anadolu’yu çok gezer ve birçok il, ilçeyi inceleme, tanıma fırsatı bulur. 1960 - 1961 yıllarında yedek subay olarak yaptığı askerlik görevinden sonra istanbul’daki görevine kaldığı yerden devam etti. 1965’ten 1973’e kadar birçok kez istifa etti. 1973’ten bu yana da hiçbir resmi görev almadı.

    istanbul'da Diriliş Yayınları ve Diriliş Dergisi'ni kurdu. 1990 yılında “Güller Açan Gül Ağacı” amblemiyle Diriliş Partisi'ni kurdu. Yedi yıl Partinin Genel Başkanlığını yürüttü. Ancak parti 19 Mart 1997’de 2 genel seçime girmediği için kapatıldı. 2006 yılında kültür bakanlığı özel ödülü ile ödüllendirildi. Bakanlığa, ödülün para kısmının kültür sanat işlerine harcanmasını, diğer kısmınınsa posta ile bildirdiği adrese yollanmasını rica ettiği bir mektup yolladı. 2007 yılında Yüce Diriliş Partisi'ni kurdu ve halen partinin genel başkanlık görevini yürütmektedir. 2007 yılının Nisan ayından beri her cumartesi akşamı, Yüce Diriliş Partisi istanbul il Başkanlığı'nda değerlendirme konuşmaları yapmaktadır. Bu konuşmalar partinin internet sitesinden canlı olarak yayınlanmaktadır.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 14.
    +2 -6
    genç şakirtler sezai karakoç şiirleri okudukça orgazm olur
    ···
  18. 13.
    +3 -1
    şiirlerinden çok diriliş kültürü ve düşüncesiyle inanan insanların gönlünü fethetmiş benim gibi taş kafa biriyle aynı tabaktan yemek yiyecek kadar mütevazi, mükemmel insan.
    ···
  19. 12.
    +2 -2
    "gün doğmadan"... ismet özel ile birlikte ülkenin yaşayan en önemli edebiyatçısı-düşünürü
    ···
  20. 11.
    +2 -1
    ccc sezai gibmez direk öldürür ccc
    ···